Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi üyeleri, geçtiğimiz gün düzenledikleri eylemde, uzaktan eğitimin fırsat eşitsizliği yarattığını söyleyerek çeşitli açıklamalarda bulundu. Sendika Başkanı Yasin Hacımusalar yaptığı açıklamada, EBA’nın teknik altyapısı güçlendirilmediği, uzaktan eğitime erişimde yaşanan eşitsizliklere çözüm üretilmediğini vurgulayarak, bu sorunların acilen çözülmesi gerektiğini ifade etti.
 
Truva Atı’nın önünde gerçekleştirilen eyleme Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi üyeleri katıldı. Sosyal mesafeye dikkat edilerek gerçekleştirilen eylemde açıklamada bulunan Sendika Başkanı Yasin Hacımusalar, “Emeğimizi ve haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. 2020-2021 eğitim öğretim yılı, 21 Eylül 2020 tarihinde yoğun tartışmalar eşliğinde başlamıştır. Okulların açılma tarihi çok önceden belli olmasına rağmen, ne yüz yüze eğitim ne de uzaktan eğitim uygulamalarına tam anlamıyla hazırlık yapmayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaşanan sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığı görülmüştür. Yeni eğitim öğretim yılı öğrencilerin çok büyük bir çoğunluğu, uzaktan eğitimle başlamıştır. Mart ayından bu yana geçen süre içinde, uzaktan eğitimde yaşanan temel sorunlara çözüm üretilememiştir. EBA’nın teknik altyapısı güçlendirilmemiş, uzaktan eğitime erişimde yaşanan eşitsizliklere çözüm üretilememiştir” dedi.
 
“ÖZEL OKULLARDA UZAKTAN EĞİTİMİN DEVAM EDİYOR OLMASI DİKKAT ÇEKİCİ”
Hacımusalar, 22 Eylül sabah saatlerinden itibaren EBA’ya giriş yapılamaması üzerine değerlendirmelerde bulunarak, “Yöneticileri, öğretmenleri farklı programları kullanmaya yönlendirmiştir. Bu da beraberinde öğretmen ve öğrencilerimizde haklı olarak siber güvenlik kaygısı uyandırmıştır. Dahası Milli Eğitim Bakanlığı, olası bir güvenlik açığına karşı sorumluluktan kaçan beyanlarda bulunmuştur. EBA’da yaşanan sorun beklenmedik bir durum veya anlık bir sorun olmadığı gibi, uzaktan eğitim başladığında EBA’ya giriş problemi yaşanacağı bilinen bir durumdur. Bakanlık bu duruma dair bir önlem almamasına rağmen, özel okullarda uzaktan eğitimin devam ediyor olması dikkat çekicidir” ifadelerini kullandı.
 
“BAKANLIK BU PİYASACI ANLAYIŞTAN VAZGEÇMELİ”
“Milli Eğitim Bakanlığı açısından, çocuk işçiliği, milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişiminin olmaması gibi konular temel sorun alanları olarak kabul edilmediği için, gerekli adımlar atılmamaktadır” diyen Hacımusalar, “Eğitime en fazla bütçenin ayrılmasına ihtiyaç duyulan bu süreçte, Milli Eğitim Bakanı öğretmen maaşlarını külfet olarak görmüş ve zaten enflasyon yükü altında ezilen eğitim emekçilerine bir kez daha hayal kırıklığına uğratmıştır. Bakanlık bu piyasacı anlayıştan vazgeçmeli. Bilakis eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya yönelik öğretmen ve öğrenci ile ilgili politikalar üretmektedir” şeklinde belirtti.
 
“EĞİTİMDE TASARRUFTAN BAHSETMEK AKIL KARI DEĞİLDİR”
Eğitim-Sen’in sessiz kalmayacağını belirten Hacımusalar, “Emeğimizi ve haklarımızı korumak için bütün eğitim emekçileri ile birlikte sonuna kadar mücadele edeceğiz. Kamu yöneticileri, salgın koşullarında yürürlükte olan mevzuatı çalışanların ve emekçilerin iş ve yaşam koşullarını geliştirmek durumdadır. Salgın koşullarında sosyal devletin görevi çalışanların haklarını gasp etmek değil,  onları desteklemektir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi, birçok bakanlığın bütçesinin altında kalmışken, öğretmen ve öğrencilerin bu süreçte teknik altyapısını gidermek ve mağduriyetini önlemek için daha fazla bütçeye ihtiyaç duyulurken, eğitimde tasarruftan bahsetmek akıl karı değildir. Gerçekten tasarruf edilmek isteniyorsa, eğitim emekçilerinin alınterinden, emeğinden, haklarından değil yersiz yapılan ihalelerden vazgeçilmelidir. Patronlara ve özel okullara verilen teşvikler son bulunmalıdır. Ülkenin kaynakları, garanti ödemeler üzerinden kullandığımız köprüler, otoyollar üzerinden müteahhitlere büyük patronlara aktarılırken, yıllardır büyük bir özveri ile çalışan öğretmenlerin emeklerinden tasarruf yapılmasını kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.
 
“EĞİTİM HAK OLMAKTAN ÇIKIP, AYRICALIK HALİNE GELİYOR”
Hacımusalar, “Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bize bir takım hikayeler anlatılıyor. Sanki bütün sorunlara hakim ve sorunları çözen bir eğitim anlayışı var; ‘Uzaktan eğitime dair sorun yok en iyisini biz yaparız’, ‘Eğitime erişemeyen az sayıda öğrenci var’, ‘Öğretmen ve öğrenciler uygulamalardan çok memnun’, ‘Eğitime yeterli kaynak ayrıldı’. Gerçekte var olan durum ise şu şekildedir; ciddi sorunlar göz ardı ediliyor, uzaktan eğitime erişimde içerik ve kullanım açısından büyük sorunlar var, milyonlarca öğrencinin uzaktan eğitime erişimi yok. Bu sayı yaptığımız araştırmalarımıza göre yüzde 70’in üzerindedir. Uzaktan eğitimde yaşanan eşitsizlik öğrencilerin gelecek umutlarını söndürmüştür. Bu eşitsizlik öğrencilerin sınavlara tabi tutulmasıyla daha da somutlaşarak, derinleşecek. Eğitim hak olmaktan çıkıp, ayrıcalık haline geliyor. Eğitime kaynak ayırmak yerine, hayırseverlere ve yardım kampanyalarına başvuruluyor” diyerek açıklamasına devam etti.
 
“ÖĞRENCİ VE ÖĞRETMENLERİN TEKNİK VE DONANIM EKSİKLİKLERİ DERHAL GİDERİLMELİDİR”
Hacımusalar, taleplerini ise şu şekilde sıraladı: “Tedavi döneminde yapılan tüm derslere karşılık olarak ek ders ücreti ödemesi yapılmalıdır. Bu konuda hukuksal konulara başvurduğumuzu ve her türlü demokratik hakkımızı kullanacağımızı ilan ediyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, acilen bütün tedbirleri alarak yüz yüze eğitime geçmelidir. Biz öğrencilerimizi özledik, artık onların gözlerinin içine bakmak istiyoruz. Yine bir kez daha belirtiyoruz. Uzaktan eğitim ile ilgili olarak yaşanan erişim sorunlarına acilen çözüm üretilmeli. Öğrenci ve öğretmenlerin teknik ve donanım eksiklikleri derhal giderilmelidir. Öğretmenler EBA dışında uzaktan eğitim için kullanılan canlı platformlara girmeye zorlanmamalıdır. Söz konusu canlı iletişim platformları ile bakanlık, il, ilçe milli eğitim müdürlükleri anlaşma imzalamalı ve öğretmenler ve öğrenciler ancak söz konusu anlaşmadan sonra platformları kullanmalıdır. Uzaktan eğitimde öğretmenlerin canlı derse hazırlık için çok fazla emek ve zaman harcadığı düşüldüğünde, derse hazırlık ücretleri arttırılmalı ve ödenmelidir. Rehber öğretmenler, kendi görevlerinin gerektirdiği iş ve işlemleri, uzaktan da yapabildiğinde ek ders için okula gelmek zorunda bırakılmamalıdır. Uzaktan eğitimde bütün öğretmenlerin maaş karşılığı girmek zorunda oldukları ders sayısı düşürülmeli ve eşitlenmelidir. Öğretmenleri mesai saatleri dışında ve hafta tatillerinde ders yapmaya zorlayan her türlü uygulamadan vazgeçilmelidir. Eğitim Sen olarak yaptığımız ve yapacağımız girişimler üzerinden Milli Eğitim Bakanlığının hukuksuz uygulaması ile ilgili işlemleri iptal edilerek, öğretmenlerin yaşadığı hak gasplarının önüne geçecek adımlar atacağız. Sorunun en kısa sürede çözülmemesi durumunda, haklarımızı demokratik, yasal ve meşru yollarla korumaya devam edeceğimizi bilinmesini istiyoruz.”
 
Sevi Gözay UĞURLU