Özel okulların koronavirüs sürecinde çok sancılı bir dönem geçirdiklerini anlatan Çanakkale Açı Koleji kurucu Müdürü Necdet Çetin, bunun nedeninin çok sayıda belirsizlik olmasından kaynaklığından belirtti. Çetin, “Süreçte hem özel okulların nasıl bir süreç izleyeceği ve aynı zamanda yine bu okulların velilerinin nasıl bir yol izleyeceği konusunda belirsizlikler sorun oldu. Koronavirüs vakasının Türkiye’de ilk görüldükten sonra okullar başta olmak üzere vatandaşların toplu halde bulunduğu yerlerin kapatılması kararının alınması, Mart ve Nisan aylarında özel okul ücretleri konusunda görüşler ve açıklamaların yer aldığı haberler yapıldı. Bu birbirinden farklı bilgilendirmelerde tabi ki bilgi kirliliği oluştu. Bir başka durum ise kimsenin koronavirüs süreci nedeni ile okullar dahil bir çok alanın yasaklanması ve çeşitli yaş gruplarına uygulanan sokağa çıkma yasaklarının süresinin bu kadar uzayacağına hazırlıklı olmamasıdır. Özetle hiç kimse sürecin bu kadar uzayacağına hazır değildi. Belki sürecin bu kadar uzayacağı salgının en başından beri bilinseydi tedbirler o ana göre alınabilirdi. Süreçte hep 15 günlük ya da bir aylık planlamalar yapmak zorunda kalındı. Bu da süreç içerisinde aksaklıkların yaşanmasına neden oldu” ifadelerini kullandı.
 
“KURDUĞUMUZ SİSTEM HİÇ KESİNTİSİZ BUGÜNE KADAR ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİ”
Çanakkale Açı Koleji bünyesindeki süreci paylaşan Çetin, “Yasakların başladığı ilk hafta itibari ile biz uzaktan eğitim sistemimizi kurmuştuk. Koronavirüs yasaklarının başladığı dönemde kurduğumuz sistem hiç kesintisiz bugüne kadar çalışmaya devam etti. Uzaktan eğitim sistemimizin oturmuş olması, sistemimizin iyi bir sistem üzerinden çalışmaya başlamış olmamız, özel okulların yaşadığı sorunlardan bizi uzak tuttu ve süreçte eğitim ile ilgili bir sorun yaşamadık. Ancak büyükşehirlerdeki çok büyük okullarda veliler ile özel okullar arasında süreçten dolayı iletişim kopuklukları oldu ve bu iletişim kopukluklarından kaynaklı sorunlar basına yansıdı. Çeşitli spekülasyonlar yaşandı ama biz Çanakkale’de böyle bir sıkıntı yaşamadı. Çünkü bizim uzaktan eğitim sistemimiz gerçekten Çanakkale’de kabul edilen örnek gösterilen bir sistem. Bunu da hala devam ettiriyoruz. Bu yüzden hem velilerimizden, hem de çevreden olumlu geri dönüşler aldık” dedi.
 
“ÖĞRENCİLERİMİZ SADECE OKULDA YOKLAR”
Koronavirüs sürecinde velilerin akıllarında birçok soru işareti oluştuğunu söyleyen Kurucu Müdür Necdet Çetin, “ Velilerin ‘ben çocuğunu özel okula vereceğim ama bu koronavirüs süreci devam ederken eğitim nasıl işleyecek, süreç ne olacak, okul hiç açılmazsa ne olacak, ben okula para vereceğim okullara açılmazsa bu para bana geri ödenecek mi’ gibi soruları oluştu” diyerek öğrencilerin bu dönemde rahatça gezdiklerini, dolaştıklarını belirtti. Çetin, “Bu öğrencilerimiz sadece okulda yoklar. Peki, neden okulda yoklar diye soruyorum. Aileler artık koronavirüsün ilk sürecinde olduğu gibi evlerde değiller. Anne ve babalar çalışma hayatlarına geri döndüler. Bu süreçte küçük öğrenciler nasıl eğitim görecek, evde nasıl yalnız kalacaklar. Bu çok zor, öğrenciler eğitim için okula gelmeliler” diye konuştu.
 
“BU KÜÇÜK YAŞTAKİ ÇOCUKLAR EVDE NASIL KALACAKLAR?”
Çetin, “Bu süreçte uzaktan eğitimi bir de öğrenciler gözünden değerlendirmemiz lazım. Şimdi bir ilkokula başlamış öğrenciyi ve bu öğrenciye uzaktan eğitim verildiğini düşünün. Bir lise öğrencisine belki evden online eğitimi verebilirsiniz ve bu öğrencinin yaşı nedeni ile de öğrenci, eğitimi online olarak alabilir. Bu lise öğrencisi evde yalnız başına da kalabilir ve gününü geri kalanının evde tek başına geçebilir. Ama okula yeni başlayan ilköğretim okulu öğrencisini düşünelim. İlkokul 1. sınıf öğrencisine zaten online eğitim yapmamız mümkün değil. Bu çocukların eğitimden başka bir de biz kas gelişimlerini, pedagojik gelişmelerini tamamlayacak çalışmalar yapılması gerekiyor. Online eğitimi bu yaş grubundakiler nasıl alacak, bu küçük yaştaki çocuklar evde nasıl kalacaklar? Anne ve babaları çalışıyorlarsa bu sistem nasıl işleyecek?  İşte uzaktan eğitim siteminin bu yaş öğrencilere uygulanması ile ilgili Türkiye’yi yoran konu bu. Zaten koronavirüs nedeni ile uzun süre iş yaşamından uzak kalan aileler yeni normalleşme süreci ile birlikte artık ekonomik yaşam içerisindeki yerini alması gerekiyor. Anne ve babanın iş yaşamına geri dönebilmesi için evde kalacak bu öğrencilerin bakımını üstlenecek insanların olması veya bunların bir yerde eğitim görmesi lazım. Çanakkale gibi küçük şehirde için belki bu durum çok daha Kolay. Öğrencinin anneannesi, babaannesi gelir bakar. Örnek vermek gerekirse İstanbul gibi bir metropolde bu durum nasıl sağlanacak? Tabi ki bu mümkün değil. Bu yüzden okulların açılması ekonomik hayatın rayında devam etmesi için çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bunun en iyi Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklar çok daha iyi bilirler. Ben kendi şahsım adına Nisan-Mayıs aylarındaki gibi çocuklarımız hala izole durumda olmuş olsaydı, okulların açılıp açılmamasının tartışılmasını olumlu bakardım. Ama şu anda gözlemliyorum ki okula başlayacak öğrencilerin tamamı normal bir hayat yaşıyorlar ve bu öğrenciler günlük hayatın içindeler. Bu öğrenciler değerlendirecek olursak şu an sadece okullarında yoklar. Şimdi bu öğrencilerimiz günlük hayatın her alanında varken neden sadece okulda yoklar” sorusunu yöneltti.
 
“ ÖĞRENCİLER ‘HOCAM DÜNYA YANIYOR, SİZ HALA SORU DERDİNDESİNİZ’ DİYORLAR “
Eylül ayında başlayan eğitim sürecinin detayları hakkında da bilgi veren Müdür Çetin, “Özel okullarda hafta başı itibari ile 8. sınıf öğrencilerimiz,  12. sınıf öğrencilerimiz ve ana sınıfı öğrencilerimiz için okulumuzda yüz yüze eğitim başladı. Bu öğrenciler sınav dönemi öğrencileri. Şunu gözlemliyoruz birçok öğrenci Türkiye’ de ilk koronavirüs vakasının görülmesinin hemen ardından Mart ayında ara verilen eğitim öğretim ile ilgili 12. sınıf öğrencilerimizde ciddi bir kaygı olmuştu. Biz öğretmenler olarak çocuklara ‘Sınavlara hazırlık yapman ve bu nedenle de ders çalışman lazım, bol bol soru çözmen lazım’ diyoruz. Öğrenci ise bize, “Hocam dünya yanıyor, siz hala soru derdindesiniz” diyorlar. Bu durum öğrencilerin psikolojisinin koronavirüs sürecinden olumsuz etkilendiğini gösteriyor. Bu süreç yaklaşık bir aydan fazla sürdü ve bu süreçte biz öğrencileri tekrar eski hallerine döndürmek ve eğitim siteminde kalmalarını sağlamak çok zor oldu. Bu arada biz okul olarak bu konuda çok avantajlıydık bizim 10 tane 12 öğrencimiz vardı. Bu 10 öğrenciye her gün ulaşabiliyorduk. Ama tabi ki büyük okullarda, öğrenci mevcudu kalabalık. Özel okul olsun, devlet okulu olsun 300 tane son sınıf öğrencisi olan bir okulda, bu öğrencilere ne kadar bu rehberlik yapılabilir, ne kadar bu öğrencilerle birebir ilgilenebilir bu büyük bir soru işareti oluşturuyor” şeklinde konuştu.
 
SINIFLAR AÇIK HAVA BAHÇESİNE AÇILIYOR
Çetin, okullarda aldıkları koronavirüs tedbirlerini de açıklayarak, “Koronavirüs süreci başladığından beri biz Çanakkale Açı Kolej olarak tüm önlemlerimizi hızlı bir şekilde almıştık. Özellikle bu sürecin uzaktan eğitim ile devam ettirebilmek için hızlı bir şekilde bu sistemimizi de kurmuştuk. Tabi sürecin bir döneminde yüz yüze eğitiminde başlanacağını bildiğimiz için koronavirüs tedbirlerine de uyarak çalışmalarımızı yaptık. İlk olarak Sağlık Bakanlığının genelgesi doğrultusunda sınıflarımızda sosyal mesafe kurallarına göre düzenleme yaptık. Her sınıftaki öğrenci sayılarımızı düşürdük. Bu çalışma ile birinci olarak sosyal mesafe kurallarına uymalarını oturma düzeni ile sağladık. Yine Sağlık bakanlığının yayımladığı genelge doğrultusunda hijyen kuralları gereği tuvaletlerimiz deki temizliye ve sıvı sabun konusuna çok dikkat ediyoruz. Ayrıca öğrencilerin herhangi bir alana temas halinde ellerini dezenfekte edebileceği, dezenfektan stantlarımızı okulun her yerine koyduk. Öğrenciler okula  maskelerini takarak geliyor ve gün boyunca bu maskeleri çıkarmadan eğitim görüyor. Öğrencilerimizin sık sık ateş ölçer ile ateşlerini ölçüyoruz. Böylelikle öğrencilerin takibini yapabiliyoruz. Tabi bu eğitimin başlamasından önce de öğrenci velileri ile bir toplantı düzenledik ve derslerde, okul alanında uyulması gereken kuralları velilere anlattık. Bir de velilerde hastalık belirtisi dahil, grip belirtisi başta olmak üzere bu belirtileri gösteren öğrencilerin okula gönderilmemesi gerektiğini ifade ettik ve velilerden bu konuda yardım istedik. Okula gelmeyen öğrencilerin verilecek olan telafi eğitimi ile kayıplarının olmayacağını velilere anlattık. Çanakkale Açı koleji olarak izim diğer avantajımızda sınıfların açık hava bahçesine açılması. Bu durumda öğrencilerimiz daha fazla temiz hava alıyorlar. Koridor sistemli okullarda yaşanan sıkıntılardan biri ise o koridora altı sınıfın kapısının açılması. Öğrenciler koridorlarında daha çok sıkışıyor ve merdivenlerde inerken çıkarken daha fazla sıkışıyor ve sosyal mesafeyi koruları imkansız hale geliyor” dedi.
“HER ÖĞRENCİMİZİ GÖREBİLİYORUZ”
Uzaktan eğitim sistemi hakkında bilgi veren Kurucu Müdür Çetin, şunları söyledi: “ Uzaktan eğitimi iki şekilde gerçekleştiriyoruz. Birincisi öğretmenlerimiz gelip okuldan akıllı tahta sistemini kullanarak eğitim veriyorlar. İkincisi ise öğretmenlerimiz direkt evlerinden öğrencileri ile uzaktan eğitim çalışması gerçekleştiriyorlar. Uzaktan eğitim sistemimizde biz her öğrencimizi görebiliyoruz. Ekranımızda hangi öğrencimizin hangi dersi gördüğünü, o derste neler yaptığını görebiliyoruz ve öğrencilere bu şekilde uzaktan eğitim veriyoruz. Her öğrencimiz ders anda hem soru sora biliyor hem cevabını alabiliyor. Öğretmenimiz öğrenciye soru sorabiliyor ve öğrenciden cevabını isteyebiliyor. Yani bazı online eğitimlerdeki gibi video yükleme yada herkese açık bir uzaktan eğitim sistemimiz yok. Biz Çanakkale Açı Koleji olarak kendi öğrencilerimize bu uzaktan eğitimi uyguluyoruz. Çünkü öğretmenlerimiz kendi öğrencilerini tanıyor ona göre bir eğitim veriyorlar bu çok önemli bir konu. Bizim Açı koleji genel merkezinin genel bir uzaktan eğitim platformu var bu platformu da öğrencilerimizin ekstra çalışmaları için kullanıyoruz.”
 
Gülçin AKIN