Çanakkale Belediyesi geçtiğimiz akşam olağanüstü meclis toplantısı düzenleyerek, gündemdeki çeşitli haberlerin ve olayların değerlendirilmesi yapıldı. Muğla’da okuyan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in vahşice öldürülmesine ilişkin üzüntülerin dile getirildiği toplantıda cami yapım alanı konusu tartışmalara sebep oldu.
 
Geçtiğimiz akşamüstü sosyal mesafe kuralları çerçevesinde Çanakkale Belediyesi Temmuz ayı Olağanüstü Toplantısı gerçekleştirildi. Gündem maddelerine geçmeden önce, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan çeşitli değerlendirmelerde bulundu.
 
Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) için önemli bir yatırım olduğunu ve normalde Ekim ayında konuşulacağını söyleyen Gökhan, önemli kamu yatırımının iki ay daha kazanması için olağanüstü toplantı yaptıklarını söyledi. Ardından Sakarya’da bulunan havai fişek fabrikasında çıkan yangın sonucu birçok kişinin hayatını kaybettiği ve üç askerin de şehit olduğu olay sonrasında belediye etkinliklerinde havai fişek kullanmayı bırakılmasını meclis üyelerin oylarına sunacağını belirtti.  Gelibolu’da çıkan yangınlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Gökhan, ayrıca 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anarak, hain darbe girişiminde hayatlarını kaybetmiş şehitlere Allah’tan rahmet diledi.
 
Muğla’da 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in bir cani tarafından öldürülmesi hakkında üzüntülerini dile getiren Gökhan, ayrıca kadın haklarını koruması ve şiddete karşı önlemler içermesi ile tanınan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi konusu hakkında görüşlerini açıkladı. Gökhan, “Son günlerin en can alıcı gündemi kadın cinayetleri maalesef. Muğla' da Pınar Gültekin,  Antalya'da Seher Fakoğlu öldürülen kadınlar. Buna benzer birçok kadın cinayeti var. Ama bu arada maalesef bunlar olurken aynı zamanda da, İstanbul Sözleşmesi, kadın haklarının belirlendiği daha doğrusu bir kez daha teyit edildiği bir sözleşmenin ortadan kaldırılması konuşuluyor. Daha 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi. 34 ülkenin İstanbul'da imzaladığı sözleşmeye Onun için İstanbul sözleşmesi deniyor. Bu sözleşmenin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekir ve takip etmemiz gerekir. Bu sözleşmenin kaldırılması noktasına bazı beyanatları üzülerek okuyoruz ve bunu ilgili yani konularla ilgili insanlar söylüyor ya kaldırabiliriz, kaldırabilir Tabii hiçbir sıkıntı yok. Yani bugün bir sözleşmeyi mecliste iptal ettik denir ve iptal olur. Yenisi konur ya da kaldırılır Ama bunun kaldırılması değil esas olan. Yani bu noktada kadına karşı şiddetin ya da kadınların toplumdaki yerinin ne olacağı ve bu anlayışın. Yani kadına karşı onu ikinci sınıf vatandaş gören anlayışın nasıl Türkiye'de nasıl kaldırılacağı konu bu” dedi.
 
“GİDEREK ARAPLAŞIYORUZ”
Gökhan, “Yani sözleşmenin metni kalkar, önemli bir şey değil. Sözleşme sembolik bir şey. Yani bizim toplumumuzun anlayışımızı ifade ediyor ve biliyorsunuz kadına karşı toplumsal yaklaşım ta köklerimiz geliyor. Orta Asya'dan yani O zamanki toplumumuza baktığımız zaman, kadının ön planda olduğu, eşit olduğu Han olarak ifade edildiği, Hanım kelimesinin oradan geldiğini de hepsini biliyoruz. Anadolu'da da kadınların aslına bakarsanız köklü Türk toplumlarında her zaman yeri vardır. Savaşlarda biliyorsunuz erkeklerle beraber cephe gerisinde,  cephenin ilerisinde savaşmışlardı.  Öz kültürümüzde bu mevcut ve Mustafa Kemal Atatürk biliyorsunuz ilk Cumhuriyetle beraber, ilk işlerden bir tanesi de kadın haklarını ön plana almak oldu. Medeni Kanun gibi seçme seçilme hakkı gibi buna benzer birçok konuda Dünya’ya örnek hareketler yapmışız. Yani bizden öncekiler böyle yapmışlar,  biz Geldiğimiz noktada kadın şiddeti ile kadına karşı şiddetle, kadın ölümleri ile gündeme geliyoruz. Ve birileri çıkıp İstanbul sözleşmesini kaldıralım, kaldıralım da kaldırınca o zaman hak mı olacak. Yani kadınları vurmak, kadınlara darp etmek,  kadınları öldürmek hak mı olacak, onu merak ediyorum. Nasıl bir anlayıştır maalesef giderek Araplaşıyoruz, giderek garip bir toplum oluyoruz. Tam tersine kadınlarınıza sahip çıkmamız lazım. Tam tersine eşitlikçi bir anlayışla görmemiz lazım konuyu. Ama maalesef bu son günlerdeki kadın şiddetine üzülüyorum acıyorum” diye konuştu.
 
“O BÖLGEDE CAMİYE İHTİYAÇ VAR”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın konuşmalarının ardından meclis parti gruplarının konuşması ile gündem maddelerine geçildi. İsmetpaşa Mahallesi Huzurevi ve Gençlik Çocuk Merkezi olarak planlı olan alana cami yapılması konusu gündeme geldiğinde farklı görüşler ortaya atıldı. AK Parti Belediye Meclis Üyesi Musa Oyan, “Hazineye ait olan bir alanın, kurumlara sorulmadan alan üzerinde değişiklik yapılması ile ilgili karar alıyoruz. Art niyet aramıyorum ama bir hata yapıldığını görüyorum. Arazi hazineye ait bir arazı, bu arazide devletin kurumlarının bir projesi var mı diye bir sorulması gerekiyordu. 4 ay bir süre geçti ama cami konusunu çözemiyoruz ve bu konuyu çözmemiz gerektiğini düşünüyorum çünkü o bölgede camiye ihtiyaç var. Ödeneği hazır bekliyor” ifadelerini kullandı.
 
Oyan’ın konuşmasının üstüne yorumlarda bulunan Başkan Gökhan, “Bakın bir şey kaçırıyorsunuz. Bunu ısrarla söyledim. Herkese söylüyorum. Bu konuda karar tek başına benim olamaz. Ben sadece yön gösterim. Burası ile ilgili önce tahsisi yapın dedik.  Yapıldı ama bunun kararını ben vermedim. Kararı meclis verir. Burası boş bir alan. Burası eğer kabul edilseydi, tahsisin yeri değişecekti ve burada daha güzel bir alanda camimiz olabilecekti. Burada bir proje varmış, olabilir. Biz burada hiçbir proje yok diye ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne de sonra karar alındı. Çevre ve  Şehircilik Müdürlüğünde o alanda sadece dini tesis ile ilgili bir proje olduğu söylendi. Şimdi Sosyal Politikalar il müdürü orada projemiz var dedi bizde hemen kararını alalım dedik ve almış olduğumuz plan tadilatını iptal edeceğiz. Şimdi benim tek başıma bu meclise karar aldırabilme yetkim de yok öyle bir gücümde yok. Benim mensubu olduğum partimin mecliste bir gücü var sayısal açıdan ama o da benim her dediğimi yapar anlamı taşımaz. Nitekim bunu gördük de bazı konularda. Biz sizin gibi emirle komutayla meclisten yönetmiyoruz, meclis üyesi arkadaşlarımız benim emrimle hareket etmiyor. Bizde yok öyle bir biat kültürü. Biat kültürü sizin anlayışınızda var, biz de öyle bir şey yok. Dolayısıyla sen söz vermiştin böyle bir şeyi söylemiş olman ayıp olur, demokrasi anlayışımıza ters olur ama çözmeye çalışıyorum. Burası 2.500 metrekare, bende daha büyük bir alana cami yapılması için alan arıyorum. Çanakkale belediyesinde en çok cami yerini çözen başkan benim. Dumlupınar Camii, Kınalı Kuzular Camii,  Dardanos Camii, Mecidiye Camii’nin bahçesi,  bahçesi gibi birçok camii alanı ile ilgili sorunu ben çözdüm” şeklinde konuştu.
 
“SORUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUM”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan Sağlık İl Müdürlüğünün Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) yapılması için gerekli kararın alınması ile ilgili gündem maddesine geçildiğinde işe şunları söyledi: “Bu konu biraz önce alırken bahsettim İl Koordinasyon Kurulu toplantısında İl Sağlık Müdürü tarafından söz alınarak söylendi. Böyle bir konu var. Belediyede diye. Benim haberim yok. Konuyu sordum ilgilenelim dedim. Çünkü projenin ödeneği var. Ödenek kaçmasın gitmesin. İmar müdürü ne dedim ki nedir durum? Böyle böyle Hiçbir şey var peki bir sıkıntı var mı Yok o zaman dedim bu bir an önce olması için yani ödenek gitmesin kaçmasının bir an önce plana alınsın diye burada Olağanüstü Meclis Toplantısı yapıyoruz.  Benim hiçbir işim yapılmazken Ben devlet işi olduğu için topluma faydalı bir şey olduğu için burası alkol ve uyuşturucu bağımlılarının Tedavi Merkezi olacağı için, olağanüstü Meclisi sizlerle paylaştım ve şu anda onu yapıyoruz. Ben duyarlılık gösteriyorum ama ne mezarlık yerim, ne hafriyat dökme alanınım, ne de hayvan barınağı ile ilgili yerin çözümü için bir şey yapılmıyor. Ben özel hayvan barınağı açmayacağım özel mezarlık da yapmayacağım, özel hafriyat dökmeyeceğim. Bu konularda herkes direniyor, birbirinin üstüne atıyor, ama ben bakın geldim toplumsal meseledir bunu gündeme getirdim ve sorunu çözmeye çalışıyorum.”
 
Gülçin AKIN