Bozcaada Çavuş Üzümü’nün coğrafi işaret tescili belgesinin alması ve bunun önemini kamuoyuna duyurmak amacıyla düzenlenen basın toplantısına Bozcaada Kaymakamı İbrahim Gültekin, İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ ve Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanının İbrahim Günel katıldı. Toplantıda öncelikle basın mensuplarına, Bozcaada’da çavuş üzümü ile ilgili yapılan etkinliklerin tanıtıldığı sunum gösterildi.
 
“MÜDÜRLÜK OLARAK ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”
Ardından İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ, toplantıda yaptığı konuşmada, “Bozcaada çavuş üzümünün coğrafi tescil onayını aldık. Bu il ve ilçe olarak bizi sevince boğdu. Dolayısıyla başta burada emeği geçen bir önceki kooperatif başkanımıza ve şu anda kooperatif başkanımız İbrahim Bey’e teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu coğrafi tesciller genellikle sivil toplum kuruluşları üzerinden yürüyor. Burada belki bizim il ve ilçe müdürlüğümüzün, kaymakamlığımızın ufak tefek katkıları olmuştur ama esas aslan payı kesinlikle Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ne aittir. İnşallah bundan sonrada diğer üzüm çeşitlerini geliştirilmesi ve daha iyi bir hale getirilmesi için, oradaki üzüm üreticilerimizin daha fazla kar elde edebilmesi için biz de müdürlük olarak elimizden geleni yapacağız” dedi.
 
“MARKALAŞMAYA GİTMEMİZ GEREKİYOR”
Müdür Karadağ, “Coğrafi tescil çok önem arz ediyor. Coğrafi tescili alan bir ürün o bölgenin kaynağını ve özelliklerini de yansıtıp tanıtmış oluyor. Bu çok önemli bir durum. Özellikle pazarlamada sizi bir adım öne geçiriyor. Bir tek ülke bazında değil, ülkeler arası bazda da coğrafi tescil alan bir ürün hakikaten o bölgenin, ülkenin tanınmasında katkıda bulunuyor. Coğrafi tescil aldıktan sonra iş bitmiyor, esas bundan sonra da çok önemli görevler bizi bekliyor. Bunlar nedir diye soracak olursanız, başta markalaşmaya gitmemiz gerekiyor. Eğer markalaşmayı yapamazsak bir tarafımız eksik kalmış olur. Dolayısıyla biz inşallah il müdürlüğü olarak, kaymakamlığımız, diğer sivil tolum kuruluşları bu işin içinde kim olacaksa hepsini bir araya getirip, bu markalaşma yönünde bir adım atmayı planlıyoruz. Burada hepimize büyük görevler düşüyor. inşallah bunu da başaracağız” ifadelerini kullandı.
 
“TANE ÜRÜNÜMÜZE COĞRAFİ TESCİL ALMIŞ OLUYORUZ”
“Çanakkale olarak baktığımızda 5 tane ürünümüze coğrafi tescil almış oluyoruz” diyen Karadağ, şu şekilde sıraladı: “Bir tanesi Ayvacık’taki el dokuma halıları. Şu anda dokuma işlemleri yapılmıyor olsa bile coğrafi tescili var. Bir diğeri Ezine Peyniri, arkasından Bayramiç elması ve Bayramiç beyazı geliyor, son olarak da Bozcaada çavuş üzümü coğrafi tescile kavuşmuş oldu. Başvurusu yapılmış ürünlerimiz de var şu anda. Bunlar şunlardır; Ezine inek peyniri, Kalkım çileği, Geyikli zeytinyağı, Lapseki şeftalisi, Yenice kırmızı biberi gibi ürünlerin başvurusu yapıldı. Bir de sırada başvuru yapabileceğimiz ürünler var. Biga’da yakan biberimiz var, Yenice’de üretilen meşeden elde edilen bal var, Eceabat’ta zeytinyağı gibi en az üç beş tane daha ürünümüz sırada bekliyor. Bunların da başvurularını inşallah en yakın zamanda yapacağız.”
 
“BAĞCILIĞIN GELİŞTİRİLMESİ ANLAMINDA BİRÇOK İŞLER YAPTIK”
Karadağ, sözlerine devam ederek, “Biz Bozcaada’da sadece coğrafi işaret anlamında değil bağcılığın geliştirilmesi anlamında birçok işler yaptık. Son birkaç yıla baktığımızda bile 15 bin tane bağ direği proje kapsamında üreticilere destek verdik. Aşılı ve aşısız toplam 185 bin adet Bozcaada yerelindeki üzüm çeşitlerinden fide olarak üreticilere verdik. Bununla kalmıyoruz; ilaçlamada kimyasalları çok önermediğimiz için genellikle organik ilaçlar üzerinden desteklemeye çalışıyoruz üreticimizi. Bunun gibi birçok desteklerimiz var Bozcaada’nın bağlarının gelişmesi için. Son zamanlarda pazarlama ile ilgili bir atak yaptık. 2018 yılında Bozcaada’nın yerinde satılması ve değerinde satılması için bir proje yaptık ve hala devam ediyor. 2 bin 200 tane sepet yaptırılmıştı ve ‘Tak Sepeti Koluna Haydi Bağ Bozumuna’ sloganı ile yapılmıştı. Bu sene de elimizden geldiğince devam ettirmeye çalışacağız. Bunların hepsi el birliği ile olabilecek şeyler. Bir yerde zayıf noktamız olursa sonuçta başarısız oluruz. Dolayısıyla bundan sonra yapacak işlerimizi de el birliği ile yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Bozcaada ve Gökçeada gözümüzde çok değerli olan ilçelerimiz, adalarımız. Buraya anakaradan daha fazla önem vermemiz gerekiyor diye düşünüyorum. İnşallah birlikte bu projelerin üstesinden geleceğiz” ifadelerini kullandı.
 
“BAĞCILIĞIN TURİZMİ DESTEKLEDİĞİ, TURİZMİN DE BAĞCILIĞI DESTEKLEDİĞİ BİR KONSEPT”
Toplantıya katılan Bozcaada Kaymakamı İbrahim Gültekin de çavuş üzümünün önemine dikkatleri çekerek, “Bozcaada'da bağcılık,  binlerce yıl öncesindeki antik dönemden beri devam eden bir gelenek. Bu bağcılığın içerisinde de Bozcaada çavuş üzümü önemli bir yer tutuyor. Neredeyse ismi Bozcaada ile özdeşleşen, hem tat, hem aroma hem de kabuk yapısı olarak başka hiç bir yerde yetişmeyen ürün Bozcada Çavuş Üzümü. Hem bu çavuş üzümünün hem de bağcılığın desteklenmesi adına bakanlığımız, valiliğimiz himayelerinde Tarım İl Müdürlüğümüz ve kaymakamlık olarak birçok destekte bulunduk, bundan sonra da bulunmaya devam edeceğiz. Son iki yılda kaymakamlığımızın desteği ve organizesi ile gerçekleştirilen Bağ Bozumu Şenliklerine değinmek isterim; bizim Bozcaada bağcılığın turizmi desteklediği, turizmin de bağcılığı desteklediği bir konseptte bulundurulması için yaptığımız bir etkinliktir. Üreticilerimize pazar bulma noktasında yardımcı olduğumuz bir etkinliktir. Bu konuda da yaklaşık iki yıldan beridir başarılı bir süreç yönetiyoruz. Bundan sonra da aynı katkıları vermeye devam edeceğiz. Turizmin ön plana çıktığı Bozcaada'da gerileyen bağcılığın, çavuş üzümünün üretiminin söylediğim konseptte sürdürülebilmesi için kaymakamlık olarak desteğimizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
 
“YAKLAŞIK 5 BİN YILDIR BOZCAADA’DA BAĞCILIK YAPILIYOR”
Bozcaada Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Günel de sürece ve üzüme ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Günel, “Bizim kooperatifimiz 1975 yılında kuruldu. Beş tane kurucumuz var, dördü ebediyete intikal etti. İsimlerini saymak istiyorum; Süleyman Sabri Aydın, Hüseyin Erkul, Halit Sıtkı Kutluer ve Şahap Taslak. Tek bir kurucumuz hayatta, Cahit Balcı, onu da yaş haddinden dolayı buraya getiremedik kendisine bir şey olmasın diye. Onlara şükranlarımızı sunuyoruz, iyi ki bu kooperatifi kurmuşlar ve bize devretmişler. Yaklaşık 5 bin yıldır Bozcaada’da bağcılık yapılıyor. Adada yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen sonuçlardan biliyoruz. İkinci bir kaynağımız daha var; Batı edebiyatının ilk yazılı örneği yazar Homeros’un İlyada’sında Tenedos adı altında hem şarap hem üzüm olarak geçiyor. Çavuş üzümü ile tanışması da 15.yüzyılın ikinci yarısına rastlıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinden biliyoruz. Nereden geldiğine ilişkin iki tane bilgi var; biri İtalya’nın prenses üzümünün getirilip adada dikildiği, ikincisi de Yalova’dan getirilerek adadaki ağaçlara aşılanması yönünde” bilgisini verdi.
 
“BAŞKA BİR YERE DİKSENİZ AYNI TAT, KOKU, DİRİLİĞİ BULAMIYORSUNUZ”
“Bozcaada ismi ile özdeşleşen Bozcaada çavuş üzümünün, hakikaten toprak yapısı, ada iklimi, rüzgarı, aroması, kabuğu konusunda eşsiz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde karşılaştırılmalı tahlil yapıldı” diyen Günel, “Bizim Bozcaada çavuş üzümümüz, bütün değerlerde üstün olarak çıktı ve buraya özgü. Başka bir yere dikseniz aynı tat, koku, diriliği bulamıyorsunuz. 1980’li yılların ortasına kadar adamızda ailelerin yüzde 80’i çavuş üzümünden geçiniyordu. Ben de çavuş üzümü yetiştiren ailenin çocuğuyum. İstanbul’daki eğitimimi çavuş üzümünden sağladık. Fakat 1990’lı yılların ortasından itibaren de turizm ile birlikte adamızda biraz bağcılık geri gitmeye başladı ve kaymakamlığımızın destekleri ile birlikte iki yıl öncesinden başlattığımız bağ bozumu turlarının desteği oldu. Burada belediyemizin de destekleri var. Üreticilerimiz kazanç elde etmeye başladılar. Eskiden çavuş üzümümüz İstanbul’a ihraç ediliyordu ve orada da özel aracıları vardı. Son 3-4 yıldır adadan İstanbul’a çavuş üzümü gönderemiyoruz. Ancak adamıza gelen misafirlere orada satışımızı sunuyoruz. Turizm de artınca bağcılık geri gitmeye başladı. Bağcılığın 12 ay işi var adada. 12 ay bağcı çalışır ve çoğu da insan emeğine dayalıdır. Çavuş üzümü de çok daha özel bakım ister. Makinalı tarım yapamıyorsunuz. Böyle zorlukları var. Bozcaada’da insanlar turizmden daha fazla para kazanmaya başladı. Bağcılık geriye gitmeye başladı” ifadelerini kullandı.
 
“HİKAYEMİZ 2010 YILINA DAYANIYOR”
Coğrafi tescil süreci ile ilgili olarak konuşan Günel, “Coğrafi işaret hikayemiz 2010 yılına dayanıyor. O zaman kooperatifimizin eski başkanı Hüseyin Akarsu başkanlığında bir çalışma grubu oluşturuldu. İlk önce çavuş bağlarını arttırmak ve coğrafi işaret almak için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kenan Kaynaş ile temasa geçiliyor. 3-4 kez örnekler gönderiliyor. Sonuçta bir şekilde akamete uğruyor süreç. En son 2018’de ben yönetime geldim ve tesadüfen de Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi o zamanın Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Dardeniz ve yardımcılarına durumu ilettik. Sıkı bir takipten sonra 2018 yılında Ekim ayında kuruma başvuruyu yaptık. 2019 yılının Aralık ayında kurumun internet sayfasında askıya çıktı. Üç aylık bir süresi vardı ve o sürede itiraz olmadı. Nisan’ın 14’ünde tescil alması konusunda karar çıktı. 14 Mayıs’ta da bize kurumun tescil yazısı geldi. Bozcaada çavuş üzümümüz coğrafi tescilini almış oldu. Bundan sonra marka yaratma sürecimiz var” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN