Yaklaşan yaz sezonu öncesinde, dünyayı tehdit altına alan koronavirüsü salgını ardından hayatın nasıl normale dönmesi ve turizmin yeniden hareketlenmesi beklenirken,  tatil planlarının yapılmaya başladığı günlerde İngiliz The Guardian Gazetesi seyahat yazarlarının seçtiği Avrupa’nın en temiz 30 plajını yayınladı. Çanakkale'nin Bozcaada ilçesindeki Akvaryum Plajı’nın da yer aldığı listede Türkiye’den toplam beş plaj bulunuyor.
 
Bozcaada her ne kadar deniz ve kıyı turizmi ile ünlenmiş bir ada olmasa da sahip olduğu kıyılar, koylar ve plajlar oldukça önemlidir. Temiz, geniş, uzun plajı ve oldukça serin suyu Bozcaada’nın kıyılarını çekici hale getirmektedir. Bunların arasında kristal, berrak deniz suyuyla, Bozcaada‘nın en popüler plajlarından biri olan Akvaryum, yüzerken denizin dibinin rahatlıkla görülebileceği, tıpkı adı gibi akvaryumda yüzüyormuş hissi yaşatan bir plaj olmasıyla biliniyor.
 
Akvaryum Plajı’nı bünyesinde barındıran Çanakkale'nin Bozcaada ilçesinde, koronavirüs vakasına da bugüne kadar rastlanmadı. Bununla ilgili geçtiğimiz günlerde yapılan haberlerde Türkiye adeta Bozcaada’yı konuşmuştu. İngiliz The Guardian Gazetesi'nin seyahat yazarları geçtiğimiz yıllarda da olduğu gibi Akvaryum plajını, Avrupa'nın en temiz plajları arasında göstermesi Bozcaada’ya olan ilgili arttıracak gibi duruyor. Özellikle koronavirüs pandemisi dolayısıyla zor dönemden geçen turizm sektörü için, salgının sona ermesinden sonra Çanakkale’de Bozcaada Akvaryum Koyu’ndaki özel plaj umutları yükseltecek yerlerden birsi olacak.
 
“Bozcaada’nın böyle bir başarıda isminin geçmiş olması ülkemiz açısından çok büyük bir gurur kaynağı ve kazanım olacaktır” diyen ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, “Özellikle yeni turist davranışının nasıl olacağı konusunda birçok tartışmanın ortaya atıldığı böyle bir dönemde Guardian gibi uluslararası saygınlığı olan bir kuruluşun, Bozcaada Akvaryum Plajı’nın en temiz plaj olarak göstermiş olması, Türkiye’ye olan güveni pekiştirecektir. Tabi ki Bozcaada, Çanakkale’mizin birçok önemli turistik merkezinden bir tanesi. Bu da Bozcaada’nın özellikle yurtdışı pazarlarında ilerleyen süreçte yeni normal ortaya konduğunda, seyahat kısıtlamaları azaldığında olumlu olarak etkilenmesine katkısı olacaktır. Dolayısıyla, Çanakkale bölgesinde diğer noktalarında bu çerçevede ziyaretçilerinin artması anlamına gelir. Yurtdışından gelecek olan bir misafir Bozcaada amacı ile gelse, bölgemize mal olmuş Troya’yı, şehrin merkezini gezecektir. Bu açıdan böyle bir durumun oluşması hepimizin için sevindirici” ifadelerini kullandı.
 
“YENİ BİR NORMALDEN BAHSEDİYORUZ”
Normalleşme süreci ile ilgili olarak da turizme yansımalarını değerlendiren Aydeğer, “Covid 19 sürecinden sonra artık yavaş yavaş normalleşme yönünde planlar açıklanmaya başladı. Artık hepimizin de malum kabul ettiği ‘yeni bir normalden’ bahsediyoruz. Eski normaller artık gündemde değil. Yeni normaller çerçevesinde tabi ki konunun tıbbi sürecinin tekrar yükselmemesi için sosyal mesafe ve hijyen odaklı bir süreci birlikte yaşayacağız. Turizmle alakalı baktığımızda, insanların daha kısa mesafeli seyahatleri tercih ettiği, araçlarla birlikte seyahat ettikleri, doğa ile iç içe küçük butik tesislerin ön planda olduğu yapılaşmanın çok fazla olmadığı, kültürel değerlerin çok daha yüksek olan bölgelerde deneyim sunan noktaların ön planda olacağını düşünüyoruz. ‘Sağlıklı yaşam’ dedikleri turizm konseptinin çok daha hızlı şekilde yükseleceği, bu çerçevede özellikle insanların sakin şehirleri, sakin bölgeleri tercih edeceği noktasında genel bir eğilim, söz birliği var. Bu çerçevede ilimiz gerek kendi sahil kesimleri, adaları, Kazdağları ile Türkiye’de önemli bir seçenek sunan destinasyonlardan biri olarak ileri süreçte göreceğimizi düşünüyoruz. Kısa vadede bu normalleşme sürecinde birçok ek tedbirler ortaya konulacaktır. Bu kapsamda da Kültür ve Turizm Bakanlığımızın yakın zamanda detaylarını açıklayacağı, ‘tesislerde hijyen sertifikası’ çalışması olacak. Bu çerçevede Covid-19’a karşı işletmelerinde tedbir alanlar bu sertifikaları ilgili seyahat acentaları ve tüketiciler ile paylaşabilecekler. Bu çerçevede tesislerin dezenfektasyona, hijyene, sosyal mesafeye çok dikkat etmesi gereken bir sürece giriyoruz. Özellikle açık büfe gibi sunumların belli kurallar çerçevesinde yapılacağını öngörüyoruz. Temassız otele giriş çıkışların oluşacağı ile ilgili bir takım eğilimler söz konusu. Bunun yanı sıra, otelcilik konusunda kapasitelerin azaltılması, restoran, bar, plaj gibi herkes için açık olan alanların sosyal mesafeyi gözeterek tekrar düzenlenmesi söz konusu olacak. Misafirlerin hizmetleri içerisinde özellikle bir misafir gelmeden önce masaların artık eskisi gibi servislerinin hazır olmayacağını, geldiğinde açıldığını göreceğiz. Aynı şekilde bu gelen misafir kalktıktan sonra personelin o alanı tekrar dezenfekte edeceğini göreceğimizi düşünüyoruz. Daha teknik detaylar ortaya konduktan sonra hijyen ile ilgili maddelerin açık hale gelecektir” diye anlattı.
 
“YENİ ÖĞRETİLER İLE TANIŞACAĞIZ”
“2020 yılı dış pazar açısından baktığımızda kayıp bir sene olarak görüyoruz. Fakat bu kayıp senede yeni öğretiler ile tanışacağız” diyen Aydeğer, “Bu öğretileri de geliştirmeye çalışacağız. Önemli konulardan bir tanesi, özellikle yurtdışı pazarlarla ilgili diğer ülkelerle turizm hareketinin nasıl olacağı ile ilgili gerekli kuralların ve anlaşmaların ortaya konması çok önemli. Ülkeler arasındaki sınırların hangi koşullar altında açılacağı, hangi koşullarda turistin bir başka ülkeyi ziyaret edeceği ile ilgili yeni normlar ortaya çıkabilir. Bu noktada aşı en belirleyici konulardan bir tanesi ama aşının yılsonuna doğru ortaya çıkmasının muhtemel olması nedeniyle verimli bir dış pazar beklemiyoruz. Yurtiçinden gelen misafirlerin oluşturacağı bir hareketin olma ihtimali var ama bu hareketin bayram sonrasında açıklanan kurallarla, kademeli olarak harekete geçtiğini göreceğiz. İyimser konuşmak gerekirse, Temmuz ayından önce çok önemli bir hareketi göreceğimizi düşünmüyorum. Ama Temmuz ayından sonra gözle görülür bir hareket olacaktır” dedi.
 
AKVARYUM KOYU
Bozcaada Akvaryum Koyu, hayatınız boyunca görüp görebileceğiniz en güzel koylardan biridir. Tertemiz denizi ve berrak suyu sayesinde, gerçek bir akvaryumda yüzüyormuş hissi verir. Su altı dünyasını daha yakından keşfetmek isteyenler için bulunmaz bir cennettir. Koya ulaşmak için Ayazma plajını geçtikten sonra yaklaşık 20 dakikalık bir mesafe daha gitmeniz gerekiyor. Civarda herhangi bir tesis bulunmadığı ve merkeze uzak bir mesafede olduğu için buraya hazırlıklı gelmenizi öneririz. Tıpkı çayır plajında olduğu gibi, Akvaryum koyu da şezlong ve şemsiye imkanı olmayan bakir bir plajdır. Yanınızda yiyecek, içecek ve portatif ekipmanlar getirerek, koyda tüm gün keyifli vakit geçirmeniz mümkün olacaktır. Akvaryum koyu, kamp kurmak isteyenler veya karavanında konaklamak isteyenler için harika bir seçenek. Sakinliği ve konumu, çadır kurmak için de son derece elverişlidir. Üstelik bu güzel koyda birbirinden lezzetli balıklar tutmak da mümkün. Mermer Burnu’nda bulunan bu sakin koy sizin de gizli tatil cennetiniz olabilir, uyarmadı demeyin! Akvaryum koyuna giderken yanınızda mutlaka şnorkel ve gözlük getirin, bu keyiften mahrum kalmanızı istemeyiz. Akvaryum koyunda, yeterli ay ışığı varsa denizin 4-5 metre derinliğindeki çakılları bile sayabilirsiniz.
 
Gülçin AKIN