Üç senedir yerli tohumları biriktirdiklerini söyleyen Mutluay, Çanakkale’nin bu konuda çok zengin bir bölge olduğunu ve belediye olarak bu bölgeye sahip çıkmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
 
Çanakkale Belediyesi, yerli tohumun gelecek nesillere aktarılmasının önemini bilerek yerli tohuma ve tarıma destek olmak amacıyla 2017 yılında başlattıkları Tohum Sandığı Projesi, çalışmalarına tüm hızla devam ediyor. Projenin şu anda hangi aşamada olduğu ile ilgili bilgi veren Belediye Başkan Yardımcısı ve Ziraat Mühendisi İrfan Mutluay, 'Tohum Sandığı Projesi' ile ilgili detayları Çanakkaleliler ile paylaştı. "2017 yılında Tohum Sandığımız kuruldu, eski su deposu olarak kullanılan bu alan Tohum Sandığı'na dönüştürüldü" diyen Mutluay, "O günden itibaren yerli tohumlarımız burada hem depolanıyor hem üretiliyor hem de belli aralıklarla gerek tohum takas etkinliklerinde, bireysel ve kooperatiflerle paylaşılıyor. Sosyal sorumluluk adı altında da Çanakkale Belediyesi görevini yapmış oluyor" ifadelerini kullandı.
 
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN KORUNMASI İÇİN YERLİ TOHUM!
Mutluay, “Özellikle bağışıklık sistemimizin ve vücut direncinin korunması adına bildiğimiz, biyolojimizin tanıdığı beslenmesi gerektiğini düşünüyorum ve bunun yolu da yerli tohumlardan üretilen besinlerden geçmekte” diyerek şunları söyledi: “Bu projenin temelini atanların emeğine sağlık. En başta belediye başkanımız ve o dönem belediye çalışanlarımız ile temelleri atıldı. Hep birlikte bunu geliştirmeye çalışıyoruz.”
 
100 ÇEŞİT YERLİ TOHUM VAR
Tohum Sandığı binasında 100 çeşit tohum bulunduğunu söyleyen İrfan Mutluay, “Burada hem sebze, hem hububat hem de kurubaklagiller var. Biz bunları tohum takas etkinliklerinde veya bireysel olarak bizden talep eden insanlarımızla paylaşıyoruz. 50 bin tane fide üretiyoruz şu anda. Özellikle gönüllülerimiz, bu yörede çiftçilik yapan ve yerli tohum üreten, buna gönül veren insanlarımız var. Onların da bizlerin paylaşımları var. Bu şekilde taleple gelenlerle de kendi tohumlarımızı paylaşıyoruz” diye konuştu. 
 
ANKARA YEM FABRİKASI’NDAN 10 ÇEŞİT BUĞDAYGİL TOHUMU TEMİN ETTİK
Son zamanlarda yerli tohum bulmanın zorluğunun yanı sıra yaptıkları çalışmalara değinen Mutluay, “ Bu yıl Ankara Yem Fabrikası’ndan 10 çeşit buğdaygil tohumu temin ettik çok kısıtlı miktarlarda ve bunlarla ilgili 200’er metrekarelik deneme parselleri oluşturduk. Bu 10 çeşit buğdaygilin 8’i buğday, 2’si arpa. Bunların dikim işlemini yaptık mevsiminde. Tabi çok sınırlı miktarlardaki alanlar. Bu tohum bildiğiniz gibi yavaş yavaş çoğalacak. Çanakkale Belediyesi bunun yaygınlaşmasına adına bir sosyal sorumluluk üstlenyor. Kooparatiflerle birlikte hem üreticiler hem tüketiciler noktasında çoğalacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
 
“TOHUM SATIŞI YASAK, FİDELERİ İSE PAYLAŞIYORUZ”
“Fide satışı yok, tohum satışı da zaten yasak” diyen Başkan Mutluay, “Biz tohumları satmıyoruz, fideleri de satmıyoruz. Fideleri paylaşıyoruz. Tohum takas etkinliği düzenliyoruz. Bu yıl da 18 Nisan’da düzenlemeyi planlamıştık ama genelge ile birlikte malum Koronavirüs yüzünden insanların bir araya gelmesi kısıtlandı ve etkinliğimizi iptal ettik. Fidelerin paylaşımı ile ilgili önümüzdeki duyurularımızı yaparız. Gerek park bahçelerdeki tohum sandığımızdan belli aralıklarla bunu paylaşırız. Bunu hemen bireylerle hem de kooperatiflerle paylaşmak istiyoruz. Hobi bahçelerimiz var ve buradaki üreticilerimiz hobi amaçlı üretim yapıyorlar, onlarla paylaşıyoruz. Tüm yurttaşlarımız için fide paylaşımı konusunda yardımcı olmaya çalışacağız” dedi.
 
“107 DEKAR ŞU ANDA KARAKILÇIK BUĞDAY EKİMİ YAPTIK”
Mutluay, bu dönem ‘İyi Tarım Sertifikası’ almak için başvuruda bulunduklarını söyleyerek, şu bilgileri verdi: “İki danışman arkadaşımız ve kendi teknik elemanlarımız ile çalışıyoruz ve 107 dekar şu anda Karakılçık buğday ekimi yaptık. Bizim yöreye uygun adapte olabilen bir çeşittir. Özellikle glüten oranının düşük olması ve besleyici özelliklerinin diğer buğday çeşitlerine göre fazla olması sebebiyle tercih edilen bir buğday çeşididir. Özellikle Çölyak hastaları bu buğday çeşidini tercih eder. Bunu yaygınlaştırmaya çalıştık. 2020 yılı içinde 8-9 çeşit sebze ve hububatta biz İyi Tarım Sertifikası almış olacağız. Bununla birlikte üretilen ürünler de iyi tarım ürünü olacağından bunlar da tüketici ile güvenli bir şekilde buluşacaklar.”
 
“KAPYA BİBERİN TÜRKİYE’DE BEŞTE BİRİNİ ÇANAKKALE ÜRETİYOR”
“Bu yöre çok zengin bir bölge” diyen Mutluay, “Çanakkale için şunu söyleyebilirim; biz 115 çeşit kültür bitkisinin tarımını yapabiliyoruz ve bunun üretim miktarları bakımından ilk 10’a giriyoruz. 9 üründe de birinci sıradayız. Örneğin, kapya biberin Türkiye’de beşte birini Çanakkale üretiyor. Çanakkale büyük bir zenginlik barındırıyor. Çanakkale’nin bu özelliğini korumak adına da yerel yönetimlere görev düşüyor ve bu anlamda adım atıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
SALGINDA İNSANLAR İLK MARKETLERE HÜCUM ETTİLER
Dünyadan örneklerle devam eden Mutluay, “Özellike Norveç’te şu anda tohum stokları yapılıyor. 170-180 yıl tohum bankalarında bu tohumları korumaya çalışıyorlar. Şu anda biz temiz suyu, gıdayı ve sağlığı konuşuyoruz. Koronavirüs salgını ile başlayan panik havasında insanlarımız marketlere hücum ettiler. Hiç kimse elektronik aletlerin ya da diğer şeylerin satıldığı noktalara gitmedi. İlk önce temiz su, sağlıklı ve yeteri miktarda gıda bunun derdine düştü” dedi.
 
“GENETİK MATERYALİMİZ BİZİ BESLEYEBİLMELİ”
Mutluay, son olarak şu açıklamada bulundu: “Tohum bağımsızlık, tohum özgürlük. Koronavirüsten dolayı dış ticarette bir sıkıntı yaşarsak, ithalatta bir sıkıntı çıkarsa kendi genetik materyalimiz bizi besleyebilmeli, bunun için de tohuma ihtiyaç duyuyoruz. Tohumlarımızı korumalıyız ve geliştirmeliyiz.”
 
Gizem Tuğçe BAYHAN