İrfan Özata, yeni albümü ile dinleyicilerin karşısına çıkmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirerek, “İki senedir uğraşıyordum. Dinleyicilerle buluşturdum en sonunda. İnce eleyip sık dokuduk bu albümde. Neredeyse son zamanların trap, rap tarzını kullanıp, üstüne İrfan Özata söyledik” dedi.
 
“BAŞIMIZA GELEN ŞEYLER DAHA SAMİMİ”
‘Dönsen Dönerdin’ albümünün slow şarkılar içerdiğini belirten Özata, “Başımıza gelmeyen şeyleri bestelemek, şarkı haline getirmek pek bizden olmuyor. Başımıza gelen şeyler daha samimi ve daha yerini buluyor diye düşünüyorum” diyerek kendisinden şu şekilde bahsetti: “Yazın hareketli şarkı çıkarmak isterler ya, ben tam tersi slow çıkarmak istiyorum. İnsanlar bunu İrfan Özata olarak dinlesinler. Yazın da bu aşkı, sevgiyi, ayrılığı yaşayan insanlar var.”
 
“ARTIK İNSANLARIN SAMİMİ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
“Artık insanların samimi olmadığını, sosyal medyanın gelmesi ile her şeyin çok kolay olduğunu, zevklerin, renklerin tamamen değiştiğini, çoklu sisteme geçildiğini düşünüyorum sevgi anlamında da” diyerek duygulardan bahseden Özata, “Doğru insanları bulmanın zor olduğunu, ‘acaba kader mi’ diye düşündüğüm zamanlar bile oluyor. Kadere inanırım ben. Hiçbir şeyin kaderin ve zamanın yolundan geçmeden doğru yolu bulmayacağına inananlardanım” şeklinde konuştu.
 
“KALICI ŞEYLER BIRAKMAK GEREKİYOR”
‘Dönsen Dönerdin’ albümüne çok ince çalışmasının nedenlerini anlatan İrfan Özata, günümüz müzik sektörünü de değerlendirdi: “Kalıcı şeyler bırakmak gerekiyor. Bir senedir 80’ler, 90’lar cover yapmaya çalışıyor çünkü oradaki şarkıların yüzde 95’i iyi şarkılardı ve doğru şarkılardı. Biz neredeyse 2020’de geri döndük ve ne kadar güzel şarkılar vardı, şimdi niye yapılmıyor? Bu şarkıları zaten övmeliyiz, onlar bizim miraslarımız ama şimdi niye aynı şarkılardan yapılmıyor? Çünkü artık sözler çok basit oluyor, üstünde çok durulmuyor, melodisi çok fazla kulakta kalmıyor. Sosyal medyada birilerinin hayatlarına bile bakar geçer olduk. Kendi hayatımızda bile bazı şeylere katlanamaz olduk. Kendi hayatımızı da geçiyoruz, şarkıları da geçiyoruz. Masa bile yapsak en iyisini yapmıyoruz da yan sanayisini yapmaya çalışıyoruz. Hayat artık imitasyon gibi oldu. Şarkılar da öyle oldu… Bir ay dinlenen şarkı ikinci ay dinlenemez oldu. Her hafta sahne yapıyorum ama şarkıya ömür biçiyorum. ‘Bu hafta bu şarkıyı söyleyeceğim, haftaya bu şarkı alkış almayacak’ diyorum. Bu durumu yapan sosyal medya oldu. Sosyal medyanın içine tüm dünya olarak düştük.”
 
“OLDUĞUMUZ GİBİ, DURDUĞUMUZ GİBİ”
Özata, “Ben 7/24 şarkı dinleyen insanım. Tarzlarını ayırırım, kendime listeler yaparım. O günün havasına, rengine göre müzik dinlerim. Bunu insanlar belki çok zaman sonra hissedecekler, bazı insanlar da yapıyorlardır ama iyi geldiğine eminim. İnsanlar aslında gerçekliğini karşıya yansıtmamak için her şeyi yapıyor ama bence tam tersi olmalı. Olduğumuz gibi, durduğumuz gibi. Bir şarkı güzelse, o an duyulmamışsa bile iki sene sonra, on sene sonra kendi patlar. Ben buna inanıyorum. Sözleriyle, müziğiyle, aranjesi ise güzelse… Bu üç faktörün birbiri ile buluşması gerekiyor. Sonrasında uçup gidiyor. Böyle şarkılar çok gördüm. Şarkı seçimi çok önemli” dedi.
 
Gülçin AKIN