Son günlerde Türkiye gündeminde önemli bir yer tutan Kanal İstanbul Projesinin, 50’den fazla kurum ve kuruluşun görüşüne başvurularak hazırlanan ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) Raporuna Çanakkale’de itiraz geldi.
 
İstanbul Boğazı'ndaki gemi trafiğini rahatlatmak adına Karadeniz ile Marmara Denizi arasında yapay bir suyolu açılarak; uzunluğu 40–45 kilometre, genişliği yüzeyde 150 metre, tabanda ise yaklaşık 125 metre, suyun derinliği 25 metre olması planlanan Kanal İstanbul Projesi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Ulaştırma, Haberleşme ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yeterli bulunarak kabul edilen, halkın görüş ve önerilerini almak üzere 10 gün süreyle görüşe açılan Kanal İstanbul Projesi ÇED Raporuna Çanakkale’den de itirazlar geldi.
 
CHP Çanakkale İl Başkanlığı öncülüğünde aralarında CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi 24.Dönem Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan, Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve üyelerinin de bulunduğu grup, Kanal İstanbul Projesi ÇED raporuna karşı hazırladıkları itiraz dilekçelerini, İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunulmak üzere Çanakkale Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verdi.
 
“ÇANAKKALE’Yİ DE YAKINDAN İLGİLENDİREN BİR PROJEDİR”
Burada bir basın açıklaması yapan CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, “Kanal İstanbul projesine itiraz etmek üzere Çanakkale Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne hazırladığımız dilekçelerimizi vermek üzere geldik.  Bugün burada Saadet Partisi İl Başkanımız, genel başkan yardımcımız, belediye başkanlarımız, yüksek disiplin kurulu üyemiz, ilçe başkanımız, partililerimiz, sivil toplu kuruluş temsilcileri, belediye meclis üyelerimiz ve çevreye ve ülkeye duyarlı Çanakkaleli hemşerilerimiz ile birlikte dilekçelerimiz vereceğiz. Kanal İstanbul Projesini kabul etmek mümkün değil. Bu proje sadece İstanbul’a değil, aynı zamanda Marmara Denizi’ne dolayısı ile Çanakkale’yi de yakından ilgilendiren bir projedir. Bu projenin ne İstanbul’a ne Türkiye’ye faydası vardır. Tamamen iktidarın yandaşlarına, yakınlarına menfaat sağlamak istedikleri 3-5 kişiye faydası olacaktır. Biz bu projeye karşı olduğumuzu net bir şekilde ifade ettik. Zaten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu da bilimsel verilere dayanarak 15 maddede niçin karşı olduklarını söylediler. Biz bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz. Nasıl geçmişte birçok yanlışlar yapıp ‘İstanbul’a ihanet ettik’ dedilerse, inşallah bu yanlıştan da dönerler. Çünkü bunun sonu bir felakettir” ifadelerini kullandı.
 
“BU KANAL İSTANBUL DEĞİL, KATAR İSTANBUL, TALAN İSTANBUL”

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ise basın mensuplarına konuyla alakalı yaptığı değerlendirmede şunları söyledi; “Türkiye’nin her yerinde bu duyarlılık var. Çanakkale’de de yüksek bir katılımla çevreye sahip çıkılması önemli.  Biz zaten Kanal İstanbul Projesini başından beri ciddi şekilde takip ediyoruz. Çevre Bakanlığındaki bürokrasi üzerinde öyle ağır baskılar var ki... Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığının da üzerinde baskı var. Çünkü başvuru dosyasındaki raporlar değiştirildi.  Biz o raporları gördük, okuduk. Devlet Hava Meydanlarının verdiği raporda; İstanbul yeni hava limanı kullanılamaz hale gelir diyordu. Devlet Su İşleri’nin verdiği rapor var, su kaynakları kaybedilir diyordu.  Bu raporların hepsi değiştirildi, şu anda dosyada yok. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu Kanal İstanbul değil, Katar İstanbul, Talan İstanbul.  Bu memlekette insanlar, milyonlarca ailece açlık sınırı altında yaşıyor. 8 milyon asgari ücretli var. Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ı ya asgari ücret ya da altında alıyor. 1 milyon 250 bin üniversite mezunu genç işsiz var. Resmi rakamlara göre işsiz sayısı; 4 buçuk milyon, gerçek rakamlar 8 milyon diyor. İşsizlik, yoksulluk büyüyor. Bu memlekette her üç çocuktan biri şiddetli yoksulluk çekiyor. Yeterli protein alamıyor, nitelikli eğitim alamıyor. Biz Kanal İstanbul peşindeyiz. Öncelikli sorunumuz bizi işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik. Bu proje son derece tehlikeli. ‘Çılgın proje’ diyorlar ya; bu gerçekten büyük bir çılgınlık Türkiye’nin aleyhine. Trakya’nın, İstanbul’un,  Çanakkale’nin Marmara’nın aleyhine. Türkiye’nin önceliği de bu değil.”
 
“MONTRÖ BİZİM GÜVENCEMİZ”

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da düşüncelerini şöyle dile getirdi; “Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı Montrö Sözleşmesinin birer parçasıdır. Dolayısıyla Montrö sözleşmesini pasifize etmek, ikinci plana atmak noktasında bir hareket olarak algılanıyor. Ben de o düşüncedeyim. Bizim açımızdan en önemli unsur; Karadeniz’e yüksek tonajlı savaş gemilerinin geçmesinin engellenmesidir. Romanya ve Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi oldu. Amerika, özellikle Romanya’da hava, kara ve deniz üssü kurma peşinde. Oraya yüksek tonajlı savaş gemisi geçiremiyor. Bunun olması noktasında bir hareket olarak görüyoruz. Bunun ülke ekonomisine katkısı olacağı noktasına katılmıyorum. Burada yarın uluslararası sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Montrö bizim güvencemiz. Dolayısıyla ona alternatif bir suyolunun açılması yarın Amerika’ya karşı nasıl baskılara direneceğiz sorusunu akıllara getiriyor. Bir telefon ile Amerika’ya rahip konusunda boyun eğdiğimiz noktada o kanaldan yüksek tonajlı gemilerin geçmesini nasıl engelleyeceğiz sorusu gündemde. Bunu geçirdiğimiz zaman Rusya ile nasıl muhatap olacağız? Bunların hepsi birere diplomatik süreç.  Montrö bir diplomasi konusudur ve Türkiye’nin güvenliği konusudur. Özetle;  Montrö bizim güvenliğimiz. Bunu delecek herhangi bir eylem ve işlemin içinde olmamalıyız.”
 
Ersan KÜÇÜKKURU