Ünlü sanatçı Barış Kömürcüoğlu, ‘Pişman Ol’ şarkısına çektiği klip ile kış öncesi hayranlarını sevindirdi.
5 Kalp 1 Nefes, İz, Düğünüm Var albümlerinin ardından bir süre müzikten uzak kalan Barış Kömürcüoğlu son zamanlarda oldukça başarılı işlere imza atıyor. Daha önceden yaptığı açıklamalardan cover parçalardan ziyade kendi şarkılarını gün yüzüne çıkartmak isteyen Barış Kömürcüoğluı, “Yakın vadeli planın ilk adımıydı bu şarkı. Yazı ben genelde Bodrum’da geçiriyorum. Oradayken bu şarkının klibini de aradan çıkartmış olduk. Bodrum dönüşü de şarkının hazırlıklarına başladık, çıkışı da 1 Ekim gibi oldu. Benim uzun süre üretim yapamadığım bir devre olmuştu. 3-4 sene kadar pek bir şey üretmediğim bir dönemdi. Şimdi onun acısını çıkartmak istiyorum” dedi.
 
“RİTMİK BİR ŞARKI OLDUĞU İÇİN ÖNCELİĞİ BUNA VERDİK”
Şarkının birisine yazılmış olmadığını söyleyen Kömürcüoğlu, “İnsanın kendi yazdığı şarkılar mutlaka hayatındaki birikimlerin sonucu oluyor. Mutlaka yaşadığımız şeylerin bıraktığı duyguların birikimleri var. Yaklaşık 3-4 sene önce yazdığım bir şarkıydı. Sevgili dostum, aranjörüm Alper Yazıcı da tam hayalimdeki şarkıyı aranje etti. Bir iki şarkı daha var hazır vaziyette ama bu şarkı öne geçti. Bir yaz klip çekmek istiyordum, bu biraz daha ritmik bir şarkı olduğu için önceliği buna verdik” şeklinde konuştu.
 
“AMATÖR RUHU KAYBETMEMEYE ÇALIŞIYORUM”
Barış, en büyük motivasyon kaynağının üretkenlik olduğunu belirterek, “Allah o yeteneği size vermişse, o elinizle üzerine bastırarak durdurabileceğiniz bir kaynak değil. Oradan sürekli bir şeyler sızıyor, taşıyor. O üretkenlik sizi her zaman mesleğinize bağlı tutuyor. Aslında meslek de demeyelim çünkü ben müzikten para kazanacağım mantığı ile başlamadım. Müzik benim için bir tutku olduğu için, bir aşka dönüştüğü için müziği seçtim. Dolayısıyla o amatör hislerimizin, o amatör duygularla başladığımız motivasyonun kaybolmamasını sağlıyor üretkenlik. Onun için de hepimizin hayatında olan o inişli çıkışlı günlerin, iniş kısmını veya durgunluk kısmını daha kolay atlatmanızı sağlıyor. O yüzden de ben içimdeki o amatör ruhu kaybetmemeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
 
“YILLARCA KENDİMİ KATEGORİZE ETTİM “
“Akustik veya slow şarkılar bana bir tık daha yakın” diyen ünlü sanatçı, “Bu herhalde hafif hüzünlü ve melankolik bir yapımdan kaynaklı olsa gerek. Ama hareketli şarkıların, o enerjinin de ihtiyacımız olduğunu bilmek lazım. Ben geç bile keşfettim diyebilirim. Yıllarca kendimi kategorize ettim, daha romantik şarkıların adamı olarak kendimi lanse ettim ve öyle yaşadım. Ama yıllar içerisinde belki de sahne hayatının verdiği tecrübe ile ben de bu anlamda bir aydınlanma yaşadım. O enerjinin de bizim ihtiyacımız olduğunu, güzel bir şey olduğunu fark ettikten sonra artık hareketli şarkıların da tadına varamaya başladım. Ama yüzde 51 benim için slowdur” dedi.
 
“MATERYALİST DUYGULAR BİZİ ELİNE ALDIĞI ZAMAN İLK ÖLEN DUYGU ROMANTİZM OLUYOR”
Günümüzde insanların çok fazla sisteme dahil olduğunu söyleyen Kömürcüoğlu, bu konudaki düşüncelerini dile getirdi: “Bir zamanlar, bir üst jenerasyonumuzun bize söylediği şeyleri söylemek istemiyorum. Devir değişiyor veya gençlik değişiyor anlamında ahkam kesmek istemiyorum. Bu benim haddime değil ama gözlemlediğim bir gerçek var ki, duygular, yaşam biçimleri, yaşam tarzları değişiyor. Bunu sadece gençler için de söylemiyorum. Bizlerin de bizden daha ileri yaştakilerin de yaşam tarzları değişiyor. Çünkü sistemin bize dayattığı yaşam tarzları oluşturuyor. O mücadele içinde maalesef ki daha materyalist insanlara dönüşüyoruz. O materyalist duygular bizi eline aldığı zaman ne yazık ki ilk ölen duygu romantizm oluyor. Hepimiz bu çarkın dişleri arasında ezildiğimiz için o romantizmimiz belki de nezaketimiz yavaş yavaş kayboluyor. Ama bundan en çok etkilenen gençler oluyor. Bizler biraz daha kendimizi dengelemeyi başarabiliyoruz. İğneyi kendime de batırarak söylüyorum, şu sahneyi gördüğüm zaman benim içim acıyor. Sosyal medyada paylaşın yemekleri gördüğüm zaman benim içim acıyor. Çünkü bunun toplumsal ahlak kurallarına, görgü kurallarına aykırı bir şey olduğunu bilerek büyütüldük biz. Olan var olmayan ver dendi. Yediğinizi içtiğinizi, malınızı mülkünüzü paylaşmayın dendi bize. Şu an bakıyorum o kadar normalleşmiş ki… Normal olmadığını, bizi yanlış noktalara götürdüğünü belli yaştakiler sezebiliyor ama daha genç aştaki kardeşlerimize baktığımız zaman onlar için normalleşmiş vaziyette. ‘Ne var ki herkes bunu yapıyor’ diyorlar. Ne var ki değil aslında, herkesin yapıyor olması onun doğruluğunun ispatı değil. Giderek toplumsal olarak algılarımızın uyuştuğunun göstergesi. Doğru ile yanlışı ayırt edemememizin göstergesi.  Toplumsal dayatma derken, çarklar derken, sistem derken bunu kast ediyorum.Yetiştirme anlamında iğneyi kendimize batırmamız gerekli ama şunu görmeliyiz ki dış dünyadan artık alınan etkiyi engellemek çok zor. İletişim çağının nimeti diyoruz ama sadece nimetleri yok. Bu tip handikapları da var. Bir anne baba o yuvanın içinde evladına belli bir eğitim veriyor ama o çocuk dört duvarın içinden çıktığı anda o kadar büyük bir saldırıya uğruyor ki, anne babanın etkisi dış etkenlerin altında kalıyor ne yazık ki…”
 
“BİR DAHA ŞİİR OKUMAYACAĞIM”
‘İz’ albümünde okuduğu şiirin ardından bir daha şiir okumama kararı aldığını söyleyen Barış Kömürcüoğlu, hikayesini şu şekilde anlattı: “İlk albümünde benim bir şiirim vardır. Zaten albüme ismini veren şiirdi o. Az önce bahsettiğim hüznüm ve melankolikliğim ile yazdığım şiirdi ve çok hüzünlü bir şiir. Altında bir piyano eşliğinde seslendirmiştim o şiiri ve inanın 14 şarkılık bir albümdü ve sonlara koymuştum o şiiri. İnanın kendi ailem dâhil o şiiri dinleyemiyordu, çok hüzünlü geliyordu. Ondan sonra bir daha şiir okumayacağım dedim.”
 
Gülçin AKIN