Yoğun katılımın olduğu konferans sonunda Sıfır Atık Projesi kapsamında, katılımcılara sertifikaları e-sertifika olarak verildi. 
ÇOMÜ Terzialan Yerleşkesi’nde bulunan Troya Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türk Asıllı Dünyada Ünlü Bilim İnsanları Konferansı, üniversite hocalarının ve öğrencilerin yoğun katılımı ile gerçekleşti. Konferans salonunda boş koltuk kalmamasının yanı sıra, katılımcılardan konferansı ayakta takip edenler de oldu. Konferansa Vali Yardımcısı Celil Ateşoğlu, Rektör Sedat Murat, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ömer Bolat ve çok sayıda öğretim görevlisi ile öğrenci katıldı. Konferans, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından Akademik Danışmanları Dr. Öğr. Üyesi Halit Kuşku’nun organizasyonu ile ÇOMÜ Tasavvuf Topluluğu Sema Zikr-i Şerifi gösterimi gerçekleşti. 
Gösteri etkinliğinin ardından ÇOMÜ Rektörü Sedat Murat, konuşmalarını yapmak üzere kürsüye geldi. Murat, konferansa katılımın yüksek olmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Maalesef genellikle akademik toplantılarda, bilimsel toplantılarda zaman zaman istenilen kalabalığı bulamıyoruz. Biz kendimizi şöyle teselli ediyoruz; katılımcıların özgür ağırlığı önemlidir. Her toplantıya herkesin katılması çok da şart değildir, diyerek teselli buluruz. Ama bugün gerçekten bizim açımızdan önemli bir gün. Gelen hocalarımız bilim insanları, Türk asıllı diyoruz, dünyanın değişik ülkelerinden” diyerek konuşmasına başladı.
 
“KİM BUNA SAHİP OLURSA, GÜCÜ ELİNDE BULUNDURUR”
Murat, “Bir iki noktaya temas etmek istiyorum. İlim çok önemlidir. Teknoloji çok önemlidir. Kim buna sahip olursa, gücü elinde bulundurur. Dünyaya o hükmeder. Bizim kesinlikle büyük iddialarımız olması gerekir. Hep kendi kendime bu soruyu sorarım, tarihçilerimiz bunu zaten sormuşlar, talebelerine anlatmışlardır. Asırlardır, dünyaya hükmeden millet Türk milleti. Milattan önceki çağlarda, milattan sonraki çağlara kadar 19.yüzyıla kadar dünyaya hükmeden Türklerdi. Ne oldu da bugün, bu büyük millet, bu büyük medeniyetin temsilcisi olan bu millet, küçük parçalara ayrıldı, ilimde ve teknolojide istenilen yerde değiller. Suçu hemen dışarıda, komplo teorilerinde aramaya gerek yok. Mutlaka bizde de suç vardır” şeklinde konuştu.
 
“EĞER ÇANAKKALE RUHU OLMASAYDI, ANADOLU’DAKİ DİRENİŞ BAŞLAYAMAZDI”
“Çin bir zamanlar, Göktürklerin önünde titriyorlar, Türkiye’nin etrafını bir buçuk defa çevreleyecek şekilde büyük bir set yaptılar. Ama bakıyorsunuz, 21.asırda bu ülkeler, esemesi okunmayan ülkeler dünyaya şekil veriyor” diyen Murat, “Ama Türk milleti küçük küçük ülkeciklere bölünmüşler. Doğu Türkistan şu anda maalesef bağımsız değil. Hürriyetine kavuşabilmiş değil. Ama diğer ülkelere bakıyoruz, Kırgızistan, Azerbaycan, Tataristan… Özerk cumhuriyetler. En büyüğü Türkiye. Şu anda bütün Türk, İslam dünyasının gözü Türkiye’dedir. Hakikaten Türkiye önemli bir kaledir ve bu kaleyi Çanakkale’den vurmak istediler 104 yıl önce, Türkiye’yi, Osmanlı’yı yok etmek için topyekûn hücuma geçtiler ama milletimiz tarihin en büyük mücadelesini verdi. Çanakkale Geçilmez dedirttik ve destan yazdık. Şu denilebilir; birkaç sene sonra bu düşman ordusu Anadolu’yu, İstanbul’u işgal ettiler. Tarihçilere sorardım; Çanakkale’de 80 bin şehit verdik ama sonuçta Anadolu yine işgal edildi. Bunun hep cevabını arardık. Muhammed Hoca dedi ki; ‘Eğer Çanakkale ruhu olmasaydı, Anadolu’daki direniş başlayamazdı.’ Hakikaten çok güzel bir cevaptı. Bu milli mücadelenin başarılı olması mümkün değildi, Çanakkale’de ecdadımız o kahramanlığı göstermeseydi, Anadolu’daki milli mücadele başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Kazım Karabekir gibi paşalarımız, Anadolu halkı da dediler ki; bizim babalarımız Çanakkale’de bunu başardılar, biz bu gavurun hakkından geleceğiz ve gerçekten önemli bir mücadele, Türk yurdu kurtuldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri Çanakkale’de atıldı.
Ama çok dertli olduğum bir nokta var. Maalesef bugün, dünyada son sıralara gelmemiz, Avrupa Birliği’nin önünde yalvarmamız, diğer ülkelere yalvarmamız. Neden güçlü olmayalım? Güçlü olduğumuz zaman da değişik entrikalarla karşı karşıya kalıyoruz. Çok dikkatli olmamız lazım. Türkiye’nin güçlü olduğu dönemlerde her taraftan fitne fesat devreye giriyor. Milleti ihanet sebepleriyle çökertmeye çalışmışlardır. Bu millet, çok değişik komplolarla karşı karşıya kalmıştır. 15 Temmuz’da, büyük bir uluslararası ajan örgüt, bu milleti içerden çökertmeye çalıştılar. Ama daha önceden 17 Aralık’ta gördük, 25 Aralık’ta gördük, Gezi Parkı Olaylarında gördük. İki tane ağaç mıydı? Yüzlerce, bütün dünyanın televizyon kanalları daha sonraki dönemlerde bombalama olayları, Türkiye’yi çökertmeye çalışıyordu. Ama bizim sözde bilim adamlarımız, bunlara bilim adamı da denmez, Türkiye’de ihanet olaylarına karşı sessiz kalmayı bırakın halkı susturanlar oldu. Sadece ufak tefek hesaplar. İşte Türk milleti böyle basit olaylarla uğraşırsa, çok daha çekeriz. Bu yüzden birlik ve beraberlik içerisinde ama bilim ve teknolojiden asla ödün vermeden” ifadelerini kullandı.
 
“OYUNLARA ASLA GELMEYECEĞİZ”
Murat, ilk geldiği günden itibaren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin bir araştırma üniversitesi yapmak için çalışacaklarını belirterek, “Bilimsel çalışmalar yapanlar başımızın tacıdır. Türkiye’nin gelişmesinde, uluslararası alanda bir yerlere gelip, söz sahibi olmak istiyorsak, güçlü olmak durumundayız. Güçlü olduğumuzda bizi dinlerler, zayıf olursak, bizi ezerler, birbirimize düşürürler. Topyekun bilimsel seferberlik oluşturmak zorundayız. Bir kardeşlik seferberliği oluşturmak zorundayız. Böyle ufak tefek kavgalarla, ufak tefek hesaplarla, ihtiraslarla, kişisel husumetlerle ne birbirimizin enerjisini yok edelim, ne de üniversitemize, bu büyük Türk devletine zarar verelim. Çanakkale’deki bu düşman, bu sefer farklı olaylarla. Bilge Kaan asırlar önce, yerde yer delinmedikçe, gökte gök delinmedikçe senin töreni kim bozabilir diyordu. Aslında o dönemlerde bizi içten çökertme planları olmuştur. Bir milleti yok etmenin en güzel yoludur. Bugün teknolojiye hakim oluyorlar ama kültür emperyalizmi ile bizi yok etmeye çalışıyorlar. Dilimizi, töremizi, örfümüzü, geleneklerimizi…  Uyuşturucu sokuyorlar, fuhuşu sokuyorlar, bu milleti topla, tüfekle yok etmeye gerek kalmıyor zaten. Bizim hem bilimsel anlamada, hem teknolojik anlamda ama diğer taraftan sadece maddi anlamda değil manevi anlamda da, kişiliğimizi, şahsiyetimizi, ruhumuzu, motivasyonumuzu zirve yaptıracak, birlik ve beraberliğe güzel bir kurumsal güçlü kültüre ihtiyacımız vardı. Biz bunu, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Allah’ın izni ile gerçekleştireceğiz. Birlik ve beraberlik içerisinde bunu gerçekleştireceğiz. Oyunlara asla gelmeyeceğiz. Hiç kimsenin, ufak tefek hesaplarla… Bu birkaç ağaç meselesi değil, PKK ilan ediyor, bütün orman yangınlarını ben yapıyorum. Milletimize ihanet ediyor. Doğu’daki kadınlarımız analık yürekleriyle sokaklara çıkıyor, bağırıyor; sizin çocuklarınız dağa çıksa ne yapardınız? O kadınların sesini kim duyuruyor. PKK ormanları yakarken, kim protesto ediyor. Ama birileri uzaktan kumandası ile bu millete fitne fesat sokmaya kimsenin hakkı yok” dedi.
 
“ÖĞRENCİLERİMİZİ MOTİVE ETMENİZİ CANI GÖNÜLDEN ARZU EDİYORUZ”
Rektör Murat, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bugün çok değerli bilim insanlarımız, bir kısmı Amerika’da, bir kısmı İsviçre’de, bir kısmı Almanya’da, değişik ülkelerden geldiler. Ben kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu türde toplantılar, konferanslar aklımıza başımıza almamamız açısından çok önemlidir. Sizleri tekrar güzel Çanakkale’mize bekliyoruz. Orada Türk dünyasına, bulunduğunuz yerlerde güzel hizmetler yapmanızı, öğrencilerimizi cesaretlendirmenize, motive etmenizi canı gönülden arzu ediyoruz. Çünkü başka türlü olmaz. Tek tek insanla ilgileneceğiz. Hiç ümitsiz olmayacağız başaracağız. Bir gün Allah’ın izniyle Doğu Türkistan ait olduğu yere gelecektir, birlik beraberlik içerisinde olursak. Bütün katılımcılara, hocalarımıza, emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.”
 
Rektör Sedat Murat’ın konuşmalarının ardından, bilim insanları sunumlarına başladılar. Sahneye ilk önce USA-NASA’dan katılan Dr. Erkin Siddick ‘Space Telescopes for Direct Detection of Exo-Planets’ konulu sunumunu gerçekleştirdi. Saat 15’e kadar devam eden konferans boyunca konuşmacılar ve konuları şu şekilde oldu; Dr. Maya Maisam Mitalipova ‘The Link between Large Scale DNA Sequencing and Forced Organ Harvesting’ , Sen. Res. Ömer Kanat ‘America- China Trade War’, Dr. Abduxukur Abdurixit ‘Cloud Computing  and Industry 4.0’, Dr. Memtimin Ala ‘Human Rights Crisis int he World’ ve Sen.Res. Perhan Muhemmedi ‘Uyghur Turks Culture in Germany’.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN