Başkan Gökhan iftar programındaki konuşmasında belediye çalışanlarına kentin daha yaşanılabiir hale getirilmesindeki katkılarından dolayı teşekkür etti. Gökhan “Ramazan ayı malum İslam Dininde en önemli aydır. Geçen yıl da beraberdik bu yıl da Allah nasip etti beraberiz. Geçtiğimiz yıl bizimle beraber olan ancak bu yıl aramızda olmayanlar var. Yeni doğan bebeklerimiz var. O bebeklerin de hakkını korumak için ve kamu kaynaklarını doğru kullanarak herkese eşit davranmak için mücadele etmeliyiz. Bugüne kadar bu mücadelenin içerisinde yer aldınız bunu biliyorum. Bu kent eğer yaşanabilir bir kent olarak algılanabildiyse, buradaki en büyük pay siz çalışan arkadaşlarımızındır. Sizin çalışmalarınız sayesinde bu kent en iyi yaşanabilir kent haline geldi. Biliyorsunuz Çanakkale’ye gelen her kes, yerleşmek için can atıyor.  Çünkü bu kentte huzur, barış ve özgürlük var.  Bu kentte adalet var ve herkesin özellikle yerel yönetimlerde  bizler ve sizler, hiç kimseyi dışlamadan ve ötekileştirmeden kardeşçe hep beraber olanaklarımızı paylaşıyoruz. Birbirimizin hakkına, hukukuna el uzatmıyoruz. El uzatılmasına da fırsat vermiyoruz. İslam ülkelerinde yaşanan açlık ölümlerini var. Kur-an’ımızda ne diyor; ‘size nimet verdim. Yiyin, için ama asla israf etmeyin’.  Buradaki hedefin bir tanesi de israf etme. Çünkü aç olan, açıkta olan muhtaç olan insanlarla paylaş diyor.  Ama maalesef İslam dünyasında gördüğümüz manzaralar bize yakışmayan manzaralardır.  Açlıktan anneler, çocuklar ölüyor. Bu İslam dünyasına yakışmayan manzaradır.  Bunların hepsi ne yazık ki İslam ülkelerinde oluyor.  O garibanlara yardım etmezsek, en azından gündeme getirmezsek bunun vebali bizim üzerimizdedir.  İslam dünyası olarak ve hatta ülke olarak bunu gündeme getirmemiz lazım.  Sadece Yemen’de ve Suriye’de değil Afrika’da da öyle. Bir ekmek için ülkelerinden çıkıp denizlerimizde can veriyorlar. Bunlar, insanlığa yakışmayan manzaralar” diye konuştu.  
Başkan Gökhan şöyle devam etti; “Ortadoğu’da özellikle Filistin ve Gazze’deki kardeşlerimizin üzerine bombalar yağıyor.  İnsanlar ölüyor ve biz o mücadelede yeteri kadar yer alamıyoruz.  Artık bizim bu bağlamda söz almamız gerekir ve bu konuda ne gerekiyorsa yöneticilerimizin arkasında dim dik durmamız gerekir. Çünkü biz bana ne Suriye’dekinden, Yemen’dekinden, Irak’takinden dersek yarın bizim başımıza da gelebilir. Onun için dayanışma içerisinde olmamız lazım.  Madem ki Müslümanım diyorsak birbirimizin amir hükümlerine uymak zorundayız. Sadece namaz kılmak, hacca gitmek, oruç tutmak yetmez. Allah’a karşı sorumluluklarımızda olduğu gibi İnsanlığa karşı sorumluluklarımızı da unutmayacağız” 
İsmail ŞEN