Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ordusunda Yarbay olarak görev yapan Charles Hotham Montagu Doughty Wylie, 26 Nisan 1915 tarihinde Seddülbahir bölgesindeki çıkarma sırasında hayatını kaybeden diğer askerlerin gömüldüğü V Beach Mezarlığında değil Harapkale adı verilen bölgede kendisi için yapılan tek mezarda ebedi istirahatinde.
 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay:“  Gelibolu Yarımadasında dolaşırken Seddülbahir Kalesi’nin yakınında ki bir tepede Doughty Wylie’nin tek başına mezarını görürsünüz” dedi.
 
Doughty Wylie’nin Osmanlı İmparatorluğunda çeşitli hizmetlerde bulunmuş bir kişi olarak karşımıza ilk defa olarak 1896-1897 Girit Krizi sırasında Türklerle tanışarak karşımıza çıktığını dile getiren Atabay:“ Bundan sonra da hayatının son aşamasına kadar hep Türklerle beraber oldu. Baktığımız zaman kendisi 1904’ten itibaren Osmanlı İmparatorluğunda konsolos ve konsolos yardımcısı olarak görev yaptı. Özellikle Konya ve Mersin çevresinde bu görevi sürdürürken Adana’da Ermeni olayları ortaya çıkmıştı ve bu Ermeni Olayları sırasında Türk görüşlerini savunan bir kişi olarak Adana’ya giderek incelemelerde bulundu” şeklinde konuştu.
 
Silahsız vuruldu
Wylie’nin Balkan Savaşları sırasında ise İngiliz Kızılhaç’ında görevli olarak Osmanlı askerlerine yardım eden bir kişi olarak tarih sahnesine çıktığını belirten Atabay, Wylie’nin bu süreç içinde çok iyi derecede Türkçe bildiğini söyledi.
 
Birinci Dünya Savaşı başladığı sırada Ian Hamilton burada Akdeniz Sefer Kuvvetler Komutanlığı’na atandığında Doughty Wylie’nin Hamilton’un karargahındaki en değerli subay olarak Ian Hamilton’un anılarında bundan söz ettiğini ifade eden Atabay sözlerini şöyle sürdürdü:“ Tabii deniz savaşları olduktan sonra İngilizler Kara Muharebeleri ile Gelibolu Yarımadası’nı geçmek istediler. Doughty Wylie’de burada bir Kara Subayı olarak Yarbay rütbesinde Seddülbahir Bölgesinde görevlendirildi. Savaşın birinci günü Ertuğrul Koyu’na yapılan çıkarmada başarısız oldular İtilaf Devletleri, ikinci günü yani 26 Nisan tarihinde bu defa Seddülbahir Kalesi’ni ele geçirmek için mücadele ederken Doughty Wylie’de elinde tüfeksiz bir vaziyette sadece bir şemsiyesi ve bu şemsiye aynı zamanda da baston olarak kullanılıyordu. Bu vaziyetteyken alnından vurularak hayatını kaybetti. O tarihte saat 14:00’ü göstermekteydi. Hemen yanındaki askerler oraya gömdüler kendisini ve savaş süresince de onun mezarı orada kaldı”
Eşi 3 defa girişimde bulundu
Yrd.Doç.Dr. Mithat Atabay, Doughty Wylie’nin eşi Lilian Wylie’nin eşinin mezarının tapusu almak için 3 defa girişimde bulunduğunu belirtti.
 
Atabay:“ Tabii Gelibolu Yarımadası tahliye olduktan sonra 1916 yılında eşi Lilian Doughty Wylie, Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı’na ve Harbiye Nezaretine Amerikan Büyükelçiliği vasıtasıyla müracaat etti. O mezarın kendisine tapusunun verilmesi konusunda bir girişimde bulundu. Ancak o sırada herhangi bir sonuç alınamadığını görüyoruz. Mütareke döneminde yani Birinci Dünya Savaşı bittikten Mondros Mütareke Anlaşması imzalandıktan sonra Lilian’ın tekrar ikinci bir girişim yaptığını bu sırada Padişah ile görüştüğünü biliyoruz ve Padişah şifai olarak “Evet, o mezar yerini size verebiliriz” demesine rağmen Osmanlı Genelkurmay Başkanı olumsuz cevap vermiştir. Şifai bir şekilde ancak kayıtlarda kalmıştır. Cumhuriyet ilan edildikten sonra 1924 yılında tekrar bir girişim içerisinde bulunduğunu görüyoruz. O sırada Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı böyle bir şeyin mümkün olmayacağını belirterek yazılı bir şekilde Lilian Doughty Wylie’ye bu cevabı verdi. Ancak orası mezarlıklar komisyonu tarafından etrafına başka bir mezarlık yapılmadan tek başına günümüze kadar geldi. Lilian ise Türkiye’den ayrılmadı ve 1924 yılında Gebze yakınlarında bir dispanserde Türklerin, fakir olan Müslümanlara yardım için oluşturdukları bir dispanserde çalışmalarını sürdürdü. Daha sonra ülkesine dönerek hayatını kaybetti” dedi.
 
Kadın casus ile mektuplaşma
Doughty Wylie’nin, özellikle Türkiye’de Gertrude Bell ile birlikte anılan bir kişi olduğuna dikkat çeken Atabay:“ Gertrude Bell, 1909 yılında Adana olayları sırasında tanışmıştı, daha sonrada mektuplaştılar. Hatta Gertrude Bell’in Doughty Wylie’ye aşık olduğu şeklinde genellikle dolaşılan bir söylenen söz vardır ancak sadece mektuplarda kalmıştır. Bu olaylardan hareketle 2017 yılında “Çöl Kraliçesi” diye bir film yapıldı. Burada Doughty Wylie ile Gertrude Bell arasındaki bu mektuplaşma ve birazcık ta romantik olan aşk hikayesinden söz ediliyor ve hiç şüphesiz Gelibolu Yarımadası’nı da senaryo gereği Gertrude Bell’i ziyaret ettiriyorlar ama gerçekte Gertrude Bell buraya gelmemişti. Doughty Wylie’nin mezarını ziyaret eden eşi ve hatta Doughty Wylie’ye soyadını veren karısı Lilian Wylie olmuştur” sözlerini kullandı.
 
Atabay sözlerini şu sözlerle sürdürdü:“ Bugün Gelibolu Yarımadası’nı ziyaret ettiğiniz zaman Seddülbahir Bölgesinde Doughty Wylie’yi ağaçlar arasında Ege Denizi’ni seyrederken görebilirsiniz”
 
Haber: Fehmi Şenyiğit