Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreci sona erdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak asgari net ücreti 22 bin 104 lira olarak belirlediklerini açıkladı. Bunun sonrasında sosyal medyada sesler yükseldi ve tepkiler geldi.
Çanakkale’de de ilk tepki Büro İş il temsilciliğinden geldi. Büro İş Çanakkale İl temsilcisi Arda Gel yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; "Dün sabah saatlerinde, iş yerlerimizde aldığımız acı bir haberle tüm gün çalıştık. Balıkesir’de, çalıştıkları fabrikada hayatlarını kaybeden kardeşlerimiz, hepimizin bir kez daha patronların kar hırsını, onları kollayıp büyütenlerin umursamazlığını ve biz emekçilerin canımız pahasına çalıştığını ayan beyan gösterdi.
Bu elim olayın üzerinden yaklaşık on iki saat geçmişti ki yeni bir haber daha aldık. Günlerdir beklenen açıklama yapıldı. Asgari ücreti belirlemek için toplantı üstüne toplantı yapıldı ve nihayet 22.104 TL açıklandı. İşçinin bir ay boyunca geçinmesi için reva gördükleri ücret, geçtik yaşamak için gereken asgari koşulları sağlamayı birçok ilde ev kiralarını dahi karşılamaktan uzak. Rakam açıklanmadan hemen önce işçinin alın teri kurumadan hakkının verilmesi gerektiğinden bahsedilerek, açıklandıktan sonra ise hayırlı olması temennisinde bulunarak bu ülkenin emekçileriyle alenen dalga geçilmiştir.
Neye göre belirlendiği belli olmayan enflasyon oranları, basın ordunuzla yaydığınız ekonomide iyiye gidiyoruz yalanları gerçeğin üzerini örtmüyor. Dün sabah bu ülkede işçiler öldü, akşam da hayatta kalanlar açlığa mahkum edildi. Sendikalaşmalarına izin vermediğiniz ya da patron sendikalarına yönlendirdiğiniz işçilerin, karın doyurmakta zorlanan emeklilerin, kiralarını ödeyemez hale getirdiğiniz memurların, çalışmayı tam zamanlı, öğrenimini ise yarı zamanlı tamamlamak zorunda bıraktığınız üniversite öğrencilerinin, işsizlerin… yani koca bir ülke de ekonomik refahı olmayan milyonların sorulacak bir hesabı var.
Bizler işçiler, emekliler, memurlar, öğrenciler, işsizler olarak milyonlarız. Peki, bize reva görülen bu ücretlere daha ne kadar tahammül edeceğimizi düşünüyorsunuz? Yoksulluğa, açlığa, sefalete mahkum ettiğiniz milyonlar daha ne kadar susup çalışırız? Dört bir yanımızı saran eşitsizliklere daha ne kadar dayanırız? Net bir şekilde söylüyoruz tüm emekçilerin beraber mücadele etmeye ihtiyacı var. Bir kez daha gördük ki yalnız seçim dönemlerinde akla gelen, gerçekleşmeyecek vaatlerle sahte hayaller satılan milyonların seçim sandıklarında kilitlenen haklarını gerçek bir mücadele ile söküp almaya ihtiyaçları var. Genel merkezimiz tarafından yapılan çağrıyı yineliyoruz. Ülkenin siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, sendikaları, toplumsal duyarlılığı gelişkin tüm kesimlerine çağrıda bulunuyoruz: Çağrımız net ve somuttur. Gelin alın terimizle alay edilmesine izin vermeyelim, gelin bizi bu duruma düşürenlere karşı hep, beraber ses verelim!"
