Uzm. Dr. Öncül, “TÜİK’in son raporuna göre beklenen yaşam süresi ülkemizde ortalama 77.3 yıl. Bu kadınlarda 80 yıl, erkeklerde 74.7 yıla denk geliyor. Kadınların erkeklere göre biraz daha uzun yaşadığını görüyoruz” dedi.
Saygı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Nilgün Şeşen Öncül hem TÜİK’in hem de Dünya Sağlık Örgütü verilerinden bahsederek erkeklerde ve kadınlarda önümüzdeki yıllarda beklenen yaşam sürelerinden bahsetti. Uzm. Dr. Öncül ayrıca kadınların neden erkeklere oranla daha uzun süre yaşadığına dair açıklamalarda bulundu.
Öncül, “TÜİK’in son raporuna göre beklenen yaşam süresi ülkemizde ortalama 77.3 yıl. Bu kadınlarda 80 yıl, erkeklerde 74.7 yıla denk geliyor. Kadınların erkeklere göre biraz daha uzun yaşadığını görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2021 yılı raporu var. Erkekte beklenen yaşam süresi 72.5 yıl, sağlıklı yaşam beklentisi ise 64.5 yıl. Kadında yaşam beklenti süresi 78.1 yıl iken sağlıklı yaşam beklenti süresi 65.9 yıla denk geliyor. Dünya Sağlık Örgütü 2019 verilerine göre, 30 - 70 yaş arasında kadiyovasküler diyabet, kanser ve böbrek hastalıklarına bağlı muhtemel ölüm oranı 16.5 olarak tespit edilmiş. Ülkemizde 15 yaş ve üzeri sigara içme oranı yüzde 30.5 olarak tespit edilmiş. Bu dünya ortalamasında yüzde 20.9. Yani sigara içme oranı da dünyanın üzerinde. Beklenen sağlıklı yaşam süresinde de TÜİK verilerine göre olaylar biraz değişiyor. Erkeklerde beklenen sağlıklı yaşam süresi 59 yılken, kadınlarda 56.3 yıl. Ortalamada ise 57.6 yıla denk geliyor. Kadınların erkeklere göre daha uzun yaşamasının altında araştırılmış pek çok faktör var. Ama özellikle steroid hormon dediğimiz, östrojenin koruyucu özelliği, testosteronun ise negatif etkileri ön planda. Östrojen, kötü huylu kolesterol dediğimiz ldl seviyesini düşürüp, iyi huylu kolesterol dediğimiz hdl seviyesini yükseltirken, testosteron ise tam tersi etkileri oluyor. DNA yapımızda bulunan telomer boyu uzunluğu bizim yaşam süremizi de etkiliyor. Doğumda telomerlerin boyu eşitken ilerleyen yıllarda kadınlarda telomer kısalmasının erkeklere göre daha yavaş olduğu tespit edilmiş. Kadınların bağışıklık siteminin erkeklere göre daha aktif olması da sebeplerden biri. Testosteronun savaşçı yarışmacı duygusu erkekleri riskli davranışlara itebiliyor. Trafik kazalarında ya da şiddete meyilli durumlarda, hayati risk almada erkekleri tetikleyebiliyor. Hatta deneysel çalışmalarda, testosteronu alınmış denek hayvanlarında yaşam süresinin uzadığı görülmüştür” dedi.