Kültür ve Sanat

Tarihteki kahramanlar çizgi romanda (VİDEO)

Ayyıldız Kültür Evi, çocuklara tarihteki kahramanları çizgi roman formatında anlattıkları kitapları ve deyimler, atasözleri, öğütlerin yer aldığı eserleri ile çalışmalarını tek çatı altında topladı.

Ayyıldız Kültür Evi hakkında bilgi aldığımız Dünya Eğitim Gönüllüleri Birliği Başkanı Selman Sevim, Değerler Eğitim Topluluğu Başkanı Gizem Acer, Ayyıldız Kültür Evi Başkanı Mustafa Gür bizlerle çalışmalarını paylaştılar.

Dünya Eğitim Gönüllüleri Birliği Başkanı Selman Sevim Ayyıldız Kültür Evi’ndeki çalışmaları hakkında bilgi vererek, “Biz burada Ayyıldız Kültür Evi olarak bu çalışmaları yapıyoruz. Ayyıldız Kültür Evi 3 tane sivil toplum kuruluşunun üst çatıda birleşiminden ulaşılıyor. 3 tane sivil toplum kuruluşunda da Dünya Eğitim Gönüllüleri Birliği var, başkanlığını ben yapıyorum. Değerler Akademisi var. 2012 yılında kurduk. Bunun başkanlığını da Gizem Acer yapıyor. Selman Hocam da şairler ve yazarlar derneğinin başkanlığını yapıyordu. Ayyıldız Kültür Evi olarak hepsini bir çatıda birleştirdik.  Bu kültür evinin başkanlığını hocam yapacak. Değerler akademisi de üniversite merkezli olacak. Diğer illerde de üniversite kulüpleri kurmaya çalışıyoruz. Bu yıl bunun altyapısını hazırlıyoruz. Dünya Eğitim Gönüllüleri Birliği olarak biz burada Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nı yeni yetişen kuşağa aktarmaya yönelik yayınlar yapıyoruz. Klasik anlamda tarih öğretme metotları çok sıkıcı olduğundan çizgi roman tekniğini uyguluyoruz. Kız çocuklarımızın okuması ve idol alması için milli mücadeleye katılan kadın kahramanlarımızı kitaplaştırdık. Bu iki kitabı okuduğunda gençlerimiz bu ülkenin nasıl kurulduğunu görüyor. Aynı acıları yaşamamamız için çok çalışmamız gerektiğini, o acılardan o süreçten ders almamız gerektiğini gösteren mesajlar içeriyor. Bu çalışma bir ilk zaten.  Bunun yanında 2015 yılında sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili Ermeniler devletimize dava açıyorlardı. Biz de Doğu ve Güneydoğu Anadolu nasıl kurtuldu diye bu çalışmayı yaptık. Sonunda da bizim asla soykırım yapmadığımıza dair bu belgeleri koyduk. Çocuklara yönelik çalışmalar gerçekleştirdik. Doğru kişileri örnek almaları çok önemli. Onlara kahramanları tanıtan kitaplar yaptık. Çizimleri çok özel kitaplar bunlar. Sosyal psikologlar tarafından çiziliyor. Karakter kendi ağzından kendi hayat öyküsünü anlatıyor. Karakter orada, ‘Ben de senin gibi çocuktum, çok büyük işler başardım’ diyor. Sonunda da karakter, çocuktan mektup istiyor. Ben neler yaptım, sen neler yapmak istiyorsun diyor. Çocuğa küçük yaşta hayal kurduruyor, bunu hedef haline getiriyor. Her kitapta ön plana çıkan farklı değerler var. 3 farklı set 30 tane kitaptan oluşuyor. Çocuklarımızı eğiterek bir şeyleri en baştan inşa edebiliriz. Hayaller Akademisinde de geliştirdiğimiz çalışmalar var. Bizim bir iyilik ağacımız var. 52 tane temel değerden oluşuyor. En altta sevgi-saygı ile başlayan temel değerler anlatılıyor. Maviler ikili insan ilişkimizi şekillendiren değerler, üstteki turkuaz renklilerde üst düzey değerler, cesaret, vatanseverlik, kahramanlık gibi. Biz bir yılda 52 hafta olduğu için bunu 52’ye indirgedik. 52 olarak belirledik. Hepsi ortak insani değerler. Mesela iki insanı ele alalım. Bir İngiliz ile bir Afrikalıyı. Birbirlerinin dilini, kültürünü bilmesinler hiçbir şekilde. Bunlar birbirlerini nasıl mutlu edebilir dediğimizde bunu sizinle paylaştığımda ya da size karşı dürüst olduğumda biraz da geniş bir literatür taraması yaptığımızda böyle bir sonuca vardık. Yıllık bir çalışma planı uyguladık. Şöyle 52 hafta. Birinci hafta saygı, ikinci hafta sevgi haftası, paylaşımı böyle ilerliyor. Her hafta bir değeri çalışacağız. Bir çalışma defterimiz var. Böyle ismimizi yazıyoruz. Saygıyla başlıyor, sevgiyle devam ediyor. Notlar alacağız. Birinci hafta atasözleri; sevgi, saygı, adalet diye devam ediyor. Saygıya çalışırken ülkemizde özellikle saygının eksikliğinden neler kaynaklanıyor, ne gibi sorunlar var. Kendimize saygıyı nasıl açığa çıkartabiliriz. Atasözleri bu konuda neler diyor, atalar sonuçta çok değerli. Deyimler var. Onların da kategorileri var. Temel değerlere göre deyimler var. Anadolu’dan fıkralar var. Umutla ilgili fıkralar var. Altında da öğüt var. Düşünürlerden özgüvenle ilgili sözler var. Kişinin düşünerek konunun üstüne yoğunlaşarak kendi üretmesini sağlıyor. Daha çok araştırmasını sağlıyor. Nasrettin Hoca günümüzde komik bir adam olarak adlandırılıyor ama biz öyle görmüyoruz onu. Ahilik teşkilatının o bölgedeki liderlerinden bir tanesidir. Her fıkrasında bir sonuç var. Bindiği dalı aslında kesmiyor. O hikayeyle anlatmak istediği şey tedbirli olmak aslında. Ders çıkarılması gerekiyor. Genç yaşta herkesin faydalanabileceği bir şey. Tüm çalışmayı gün gün tamamladıktan sonra saygıyla ilgili notlar alınacak. Atasözleri, deyimler, notlar alınacak. 52 haftanın sonunda da kendimizi yeterli görürsek bir diplomamız var. Her yaştan insana hitap ediyoruz. Biz kendimiz de üniversiteliler olarak uygulamaya başladık bunu. Önümüzdeki yılda eylül ayı itibariyle haftada bir eğitimlere başlayacağız. Bu yıl altyapısını oluşturuyoruz. Televizyondaki zihin işgallerine karşı savaşıyoruz. Kitap okumaya teşvik etmek istiyoruz. Biz bu seriyi yaparak çocuklara özgüven de kazandırmak istiyoruz. Rol model kazandırmak istiyoruz. Biz bu konuda ahilik yapılarında, esnaf teşkilatında hassasız. Bunlar Osmanlı için de önemli olan yapılardı. Biz bunu yaymak adına da diğer illerde hazırlamış olduğumuz altyapıyla bunu yaymak istiyoruz. Sadece Çanakkale ile sınırlı kalmayacağız. Toplumsal gelişim seminerleri, kadına şiddetle ilgili bilgilendirmek, tarihsel olayların yıldönümü gibi olayları da tanıtmak için çalışmalar yapmak da istiyoruz” dedi.

“Masalların Sonunu Değiştirdik”
Değerler Eğitim Topluluğu Başkanı Gizem Acer de, “Benim bölümüm okul öncesi öğretmenliği. Ve çocuklara her zaman istediklerimizi kitaplar yoluyla veriyoruz. Fakat masalları okurken artık biz öğretmenler değişen eğitim sistemiyle birlikte çocuklara aslında gerçekten masalda verilmek istenenle, örtük mesajla ne denmek isteniyor. Bunlara yoğunlaşıyoruz. En basitinden iki sevimli inatçı keçi. Bunu siz de bilirsiniz. İkisi birlikte köprüde karşılaşıyorlar. Ama orada bir inatlaşma ve sonunda mutlaka farklı daha kötü şeyler var. Ama biz bunları nasıl değiştirebiliriz, çocuklara daha sevimli hale nasıl getirebiliriz biz bunlara yoğunlaşmak istedik. Misal Ağustos Böceği ve Karınca masalının sonunu değiştirdik. Biz bunun sonunu mutlu yaptık. Karınca ağustos böceğine dedi ki, ‘”O Zaman gel, bu kış beraber benim yemeğimi yap, ama bir dahaki yaza beraber çalışıp birlikte bir şeyler yapalım. Aslında biz sonunu güzel bitirdik. Ve çocuğa hem çalışmayı hem de paylaşmayı aşıladık. Karda ve Tilki de öyle. Karganın sesi kötüdür, tilki ona şarkı söylemesini ister. Ama peyniri ağzından düşürdüğü için karga tilkiye aptal der ve bir şekilde masal bitirir. Biz bunun daha farklı bir şekilde yaşadık. Dürüstlükle yaptık. Karganın isteyerek paylaştığı hale getirdik. Aslında biz masallarla çocuğu vermek istediğimiz değerleri en sağlıklı şekilde, insanda olması gereken şekilde verdik. Yani kandırma şeklinde değil de dürüstlük, sevgi, saygı, adalet, paylaşma bu duyguları o şekilde verdik. Çünkü en başta da dediğimiz gibi çocuklar bizim için en değerliler. Bir toplumu değiştirmek istiyorsak buna çocuktan başlamamız gerekiyor. Bunu da en sağlıklı bir biçimde masallarla, oyunlarla, hikayelerle sağlayabiliriz. Akademi olarak da üniversitede yapacağımız şeyde ele alınması gereken şey üniversite gençleri. Çünkü her zaman diyoruz, genç olarak Türkiye’nin geleceği biziz. Ama bu geleceği nasıl bilinçli olarak daha farklı hale getirebiliriz, Türkiye’nin gündemini nasıl değiştirebiliriz bunun üzerinde duruyoruz. İyilik ağacı bizim için temel e rol model olacak. Biz bunlarla ilgili etkinlikleri birleştireceğiz. Bunun içine çocuk esirgeme kurumlarından tutun, cezaevlerine kadar hepsini işin içine alıp aslında Çanakkale olarak ilk başta bir birlik haline geldikten sonra yavaş yavaş her yere dağılmak ve insanları bir bütün haline getirmek bizim amacımız. Çünkü biz böyle varız. Biz Türkiye olarak varız. Bunu daha güzel hale nasıl getirebiliriz bizim için önemli olan o. Ve biz o şekilde çalışacağız. Biz bu kitapları üniversite öğrencileriyle birlikte bir abi bir abla sevgisiyle nasıl okuturuz bu da amaçlarımız arasında yer alıyor” şeklinde konuştu.

“Kaliteli İnsana İhtiyacımız Var”
Ayyıldız Kültür Evi Başkanı Mustafa Gür ise, “Ayyıldız Kültürevi bizim için bir çatı oldu. Kaliteli ve güzel bir şeyler yapmak istedim. Biz bu değerlerin topluma ulaşmasına vasıta olalım istedik. Bunun haricinde şiir programları, dinletiler, şairlerin geldiği programlar tarzı etkinliklerle Çanakkale’de bu alandaki boşluğu doldurmak istiyoruz. Bu bizim için bir görev. İnsan çok önemli. İnsan bir değer. İnsanımızı kaliteli kılma adına gayretli olmalıyız. Biz bunu görev addettik. Kaliteli insan, yaptığı işe kalite katar. Hangi görüş ve düşünceden olursa olsun durum böyledir. Kaliteli insanlara ihtiyacımız var. Çocukların ellerine tabletler vermektense kitapları vermeliyiz” dedi.

Çanakkale Destanı Uyanış
Çanakkale Destanı Uyanış oyununu da anlatan Dünya Eğitim Gönüllüleri Vakfı Başkanı Selman Sevim, “Oyun soru kartlarıyla oynanıyor. Kartlarda sorular bulunuyor ve üzerindeki rakam kadar oyun alanında ilerleniyor. İçerisinde tarihimizle ilgili sorular var. Cevaplandırmaya göre oyun şekilleniyor” diye konuştu.