Gündem

Belediye ‘Karakılçık’ buğdayını şenlikle hasat etti

Çanakkale Belediyesi tarafından Esenler Mahallesi’nde belediyeye ait parsele ekilen Karakılçık buğdayı için hasat şenliği programı düzenlendi.


 
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, programda yaptığı açıklamada atalık buğday tohumunun önemine dikkat çekmek amacıyla yapılan projenin devamının geleceğinin müjdesini verdi.
 
Üretici ve tüketicinin karşılıklı fayda sağlaması, halkın sağlıklı gıdaya erişebilmesi, üretimin ve yerel tohumun desteklenmesi amacıyla genetiği bozulmamış olan yerli atalık buğdayı olan Karakılçık buğday tohumlarının 2019 yılının Aralık ayında toprakla buluşmasının ardından çıkan buğdaylar Karakılçık Buğdayının Hasat Şenliği ile hasat edildi.
 
Esenler Mahallesi'nde belediyeye ait 4 ayrı parselde toplam 107 dekar arazinin içerisinde yer alan 20 dönümde gerçekleşen hasat, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Programa ayrıca Çanakkale Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, muhtarlar, siyasi parti temsilcileri de katıldı.  
 
Hasat öncesinde kısa bir konuşma yapan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Pandemi bize bazı şeyleri bir kez daha gösterdi. Kendi özellikle tarım alanında, kendimize yeter hale gelmemiz ve kendi öz tohumlarımızla tarımımızı değerlendirmemiz gerektiğini, dışa bağımlılığın ne kadar riskli olduğunu hep beraber gördük. Bu dönemde adam ürününü ihraç etmekten kaçındı, bize vermedi, hiçbir yere vermedi. Başka ülkelerin ürünlerine bel bağlayarak, bir yere varamayacağımızı ve bunun ne kadar riskli olduğunu gördük. Özellikle Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Avrupa Birliği arasındaki ekonomik kavgaların içerisinde tarım ürünlerinin de olduğunu izliyoruz. Dolayısıyla biz, Türkiye olarak ki çok zengin bir tarım ülkesiyiz, özellikle çok zengin tarım ürünlerimizin olduğu bir ülkede artık kendi topraklarımızda yetişmiş, bu iklime, bu topraklara alışmış, dolayısıyla iyi verimli ürün veren atalık tohumlarımıza dönmenin ve bu tohumları geliştirmenin gerekliliğine inanıyoruz. Burada bin yıllık bir mirası görüyorsunuz. Burada gördüğünüz Karakılçık buğdayı aşağı yukarı bin yıllık geçmişi var. Anadolu’nun ürünü bu, bizim toprağımızın ürünü. Ama biz bu noktada bunun gibi birçok üründe de bunu yaşadık, maalesef dışarıdan ithal ettiğimiz tohumlarla tarımımızı geliştirmeye çalışıyoruz. Halbuki yapmamız gereken bu tohumu geliştirmek. Bunu üniversitelerimizde, ARGE merkezlerimizde kendi topraklarımıza özgü tohumların gelişimini sağlamak, onu verimli kılmak için çaba göstermemiz lazım” dedi.
 
“SONRAKİ HEDEFİMİZ SUSAM”
“Bir sonraki hedefimiz susam olacak. Çanakkale, özellikle Eceabat bölgesinde, Bayramiç bölgesinde, dünyanın en iyi susamı yetişir, iddia ediyorum” diyen Gökhan, “Ama biz bitirdik. Bayramiç helvamız nereden meşhur, buradan meşhur ve Eceabat’ta toprak yapısı, iklim yapısı gereği altın sarısı gibi ve helva yaptığınızda dört dörtlük randıman veren bir susamı ekmez olduk. Bunu hiç bilmiyorsanız Helvacı Kadir Usta’dan öğrenebilirsiniz, ısrarla bu tohumu takip ediyor. Mesela bizim Çanakkale’de baklamız vardı ve ihraç ederdik gemi gemi, ne oldu? Onu da kaybettik. Hatta rekabet vardı, bizim Çanakkale baklası ile Balıkesir baklası, Balıkesir’de de çok yetişirdi, bizim baklamız daha iyiydi. Daha öncelikle satılırdı. Bundan 25 yıl önce. Ne gemi kaldı ne bakla kaldı, sadece pazarda yemeklik baklayı görüyoruz. Bunu da ektik bizim arıtma tesisinin oradaki küçük alanda. Yani demek istediğim, biz özellikle Çanakkale yöresine özgü atalık tohumlarımızı üretip, bunu çiftçilerimize ürünü almak koşuluyla vereceğiz. Biliyorsunuz tohum satmak yasak, biz satmayacağız. Ürettireceğiz ve bunu çoğaltacağız. Dolayısıyla bu tarlayı ekiminde de buluşmuştuk. Ektik ve kazasız belasız bugüne kadar büyüdü, gelişti, şimdi de bunu harmanını yapacağız” ifadelerini kullandı.
 
“İYİ TARIM’A DESTEK OLMAK İSTİYORUZ”
Gökhan, “Biz 107 dönüme buğday ektik, başka alanlarda da var. Bunları üreteceğiz ve üretmeye devam edeceğiz. Şu anda 100’ün üzerinde atalık tohum çeşidine sahibiz. Bu sene yapamadık ama bunları Tohum Takas Şenliği’nde takas yapıyoruz, bunları geliştiriyoruz. Bu yıl pandemiden ötürü tohum takası yapamadık ama atalık tohumlarımızdan ürettiğimiz 17 bin fide ve 3 bin 500 paket tohumu dağıttık Çanakkalelilere ve onları insanlarımız kendi bahçelerine ektiler. Kooperatifçilik üzerine çalışmalarımız sürüyor. Burada bu tohumları ve diğer fideleri kooperatifler kanalıyla da ürettirip, hem o kooperatifçiliği teşvik etmek hem de bunların üretimini, alım garantisi vererek bunları ürettireceğiz. Hem çiftçilerin ekonomilerine hem de tohumların gelişmesi için bu yatırımları desteklemiş olacağız. Biz ayrıca 22 dekarda 26 çeşit bitki üretiyoruz ve bu tür ürünlere İyi Tarım Sertifikası almak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ‘İyi Tarım’ da çok önemli bir kavram ve benim bildiğim kadarıyla, yerel atalık tohumlardan İyi Tarım Sertifikalı ürünü yetiştirecek ilk belediyeyiz. Hem örnek olmak hem de İyi Tarım’a destek olmak istiyoruz, tanıtmak istiyoruz. Yine Cevatpaşa İlkokulu’nun karşısındaki alanda Aromatik Bitki Parkı üretiyoruz, burada da 29 çeşit aromatik bitki yetiştirmesi yapacağız ve burada yağ, losyon elde etmeyi ve bu çok önemli bir ihraç ürünü, teşvik etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
“YEREL YÖNETİMLER KIRSAL KALKINMA KAVRAMINI GELİŞTİRMEK İÇİN ÇABA GÖSTERMELİ”
Gökhan, bu buğdayları hem üretim için tohumluk olarak ayırıp hem de un haline getirip ekmek de üretmek istediklerini söyleyerek, “Halk Bakkal’da bunları satmayı planlıyoruz. Bu sene 107 dönüm ektik ama bunları vererek karşılığında almak şartıyla çiftçimize ürettirdiğimizde daha çok miktarda buğday elde edeceğiz ve daha çok una çevirmiş olacağız, ekmeğe dönüştürmüş olacağız. Belediyeler bu son döneme kadar bu kavramlar yoktu. Son 5-6 sene öncesine kadar kent yönetimi, kent altyapıları ile ilgili, parklar, başka altyapılarla meşguldük ama şu noktaya geldik; artık yerel yönetimler sadece kendi kentleri ile ilgili değil, köylerle de ilgili kırsal kalkınma kavramını geliştirmek için çaba göstermek zorunda. Bu kırsal kalkınmanın bir başlangıcıdır. Hem kırdan kente göçe engel olalım diyoruz hem bunları yapmazsak oralarda daha fazla üretim ve daha fazla kazanç sağlayamazsak ve oradaki gençleri tarımı yönlendiremezsek o gençler kente gelecektir ve kapımızı çalıp iş isteyecektir. Halbuki tam tersine daha önceden gelmiş olup, yeteri kadar kazanç sağlayamamış kırsaldaki gençlerin tekrar kırsala dönmesi için proje üretmemiz lazım” diye anlattı.
 
“HOBİ BAHÇE TALEBİ 127 KİŞİYE ULAŞTI”
Gökhan, hobi bahçeleri projesine de değinerek, şunları söyledi: “İnsanlar meraklı, hobi bahçelerimiz ve buna ilk başladığımızda bir kısmı boş kalmıştı, talep olmamıştı. Zaman içerisinde gelişti ve şimdi sıradaki hobi bahçe talebi 127 kişiye ulaştı. Herkes sırada, işte hem bu bilinç oluştu. Bu noktada insanlar tekrar toprakla bir arada olma hevesi geldi, bunu kırsalda tekrar dönmesini planlamamız gereken gençlere aşılmamız lazım. Bu işsizliğin önlenmesi için de önemli. Ayrıca kırsaldaki kadının kalkınması için de çok önemli bu anlayışları geliştirmemiz. İnşallah bunlar vesile olur, biz de bu sene böyle bir üretimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğu ile sizlerle beraber oluyoruz.”
 
Konuşmaların ardından belediye meclis üyeleri orakla temsili hasattı başlattı. Hasat, biçerdöver makinesi ile devam ederken, Bitki Sağlığı ve Kontrol Hizmetleri’nden gelen yetkililer de, buğdaydan örnekler alarak kalite değerlendirmesi için çalışmalar yaptı.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN