11 Ayın sultanı Ramazan ayı gelmiş hoş gelmiş.

11 Ayın sultanı Ramazan ayı gelmiş hoş gelmiş.
Ben yine buraların en eskiye özlem duyanı olarak "Nerde o eski Ramazanlar" demeden geçemeyeceğim.
Vakit akşam ezanı vakti belki de akşamı geçmiş hava yeni kararmaya yüz tutmuş. Mahallenin çocukları kızlı erkekli toplanmış hep bir ağızdan "Ramazan geldi hoş geldi" Diye bir ritim tutturmuşlar mahallenin evlerini dolaşıyorlar. Mahalle sakinleri yani komşularda çocuklara fındık fıstık çerez evinde ne varsa ikram ediyorlar herkes mutlu yüzler gülüyor nasıl gülmesin Yarın Ramazan ayı başlıyor çocuklar bunu haber veriyor kendi halince :)
İlk Teravih ilk Sahur heyecanı. Camilerin şerefeleri ay aydınlık. Günler öncesinden hazırlıklar tamamlanmış.
Bilmiyorum kaç pare top atışı olmuş.
Çocuklar annelerine sıkı sıkı tembihlemiş anne beni de Sahura kaldır bende Oruç tutacağım diye heyecan içindeler.
O minicik saf masum kalpli çocuk heyecanıyla niyetlenilen Oruçlar hiç bir zaman tamama ermezdi ya neyse aile büyükleri imdada yetişip artık dayanamayıp  Orucunu bozmaya çalışan ufaklıkların Orucunu satın alıverirdi ;)
Vakit iftara yaklaşınca evlerinden Camii görünenler minarenin ışıklarını gözlerler görünmeyenler topu beklerler Ezanı dinlerler büyük bir heyecanla sabırla Oruçlarını açmayı beklerlerdi....
Fırınlarda uzun uzadıya pide kuyrukları oluşurdu, sıcak pideler mis gibi kokardı eller yanmadan taşınmaya yemeye kıyamadan eve götürülmeye çalışılırdı.
Vakit tamama erince samimiyetle Dualar edilir Hurma, zeytin ya da  su ile Oruç açılırdı. Sonrasında topluca Teravih kılma telaşı heyecanı yaşanırdı.
Bu bir ay boyunca her evde her mahallede her köyde her kasabada her şehirde böyle devam ederdi...
Orucunu yaşlılık ya da hastalık ya da başka herhangi bir sebepten dolayı tutamayanlar olurdu ama bu Allah ile kul arasındaydı, öyle ya Yüce Allah Oruçlunun sevabı bana ait diye bildirmişti işte bu yüzden kimse kimseye açıklama yapmazdı ve Oruçsuzun Oruçluya saygısından dışarda çarşı pazarda açıkta bir şey yenilip içilmezdi...
 
Hep birlikte oturulan sofralarda insanlar karınlarından önce gönüllerini doyurmayı tercih ederlerdi.
Gönlü aç bir insanın önüne dünyanın en güzel sofrasını da sersen bir türlü doymak bilmez tatmin olmazdı...
Gönlü tok insan ise soğan ekmek yese bile hamd ile şükür ile doymasını bilirdi,
kendisinin olmayana göz dikmezdi...
 
Ve Sahur vakti her mahallenin davulcusu gümbede gümgüm gümbede güm... Davula vura vura evlerin ışıkları yanasıya kadar bütün mahalleyi gezer dolaşırdı.
Tabi o zamanlarda alarm erteleme diye bir şey olmadığından çalar saati duymazsan davuluda kaçırırsan Sahura kalkamayabilirdin ve akşamdan Oruçlu olabilirdin.
Düşüncesi bile ne kötü Yarabbim.
Kalkın kalkın uyumayın Sahurda bereket vardır bir bardak su ile bile olsa Sahura kalkın diyor güzeller güzeli Gül Peygamberimiz Nebiler Nebisi 
H.z Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Efendimiz...
Rabbim Şefaatlerine layık eylesin inşallah.
Hayırlı Ramazanlarımız olsun cümleten Rabbim ağız tadıyla sağlık sıhhatle Oruçlarımızı tutup Bayrama ermeyi nasip etsin hepimize....
 
Sevgiyle