Kızılay Çanakkale Kan Bağış Merkezi Müdürü Dr. Muammer Eçier, son dönemlerde yapılan kan bağışı kampanyaları hakkında değerlendirme yaptı. Eçier, özellikle kış aylarının kendileri için zor aylar olduğunu, bu dönemlerde kan almakta güçlük çektiklerini kaydederek, “Yılbaşı itibariyle genel başkanımız tüm Türkiye’ye seslenerek kan bağışlarının arttırılmasını istedi. Çanakkale halkı da buna duyarsız kalmadı. Valimiz önderliğinde bir kampanya başlattık. Bizim için kâbus gibi olan ocak ayını halkımız sayesinde kana muhtaç bırakmadan atlattık.  Şubat ayında yılda dört defa acemi tertip erleri ile çalışmalarımız oluyor. Jandarma alayından kan bağışı kabul ediyoruz. Bizim için kan bağış aldığımız sayılı yerlerden biri jandarma. Şubat ayında da onların sayesinde stoklarımızı doldurduk. Ayrıca ilçe ve merkezde çalışmalarımız oldu.  Mart ayı biraz daha havaların iyiye gitmesiyle bizlerin kötü olaylar beklemediğimiz bir aydı. Şimdi önümüzde nisan, mayıs, haziran aylarımız var. Yavaş yavaş Ramazan ayına da yaklaşılması, sıcak yaz ayların gelmesi kan bağışını karşılamak yönünden biraz daha sıkıntılı aylar. Buna yönelik çalışmalarımızı ve tedbirlerimizi alarak o ayları da en iyi şekilde geçirmek için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Şuan ilçelerde çalışıyoruz. Ayda 1 hafta süreyle bölgeden gönderilen tırımız geliyor ve tır, bağışçıların dikkatini çekiyor. Özellikle öğrencilerimiz şubat, mart, nisan aylarında biz bu konuda destek veriyorlar. Mayıstan itibaren öğrencimiz azalacağı için, bizim için zor aylar olacak” şeklinde konuştu.
 
“MERKEZİ MOTİVE ETMENİN YOLLARINI ARIYORUZ”
Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Arzu Kırkpınar ise ilçelere nazaran il merkezinde kan bağışının az olduğunu söyleyerek, “ Bu konuda biraz sıkıntı çekiyoruz. Eğitim düzeyimiz yüksek ama kan verme istekliliğine bakarsak çok iyi bir yerde değil Çanakkale merkez. Bu konuda çok zorlanıyoruz. Bir şekilde merkezi de motive etmenin yollarını arıyoruz. Ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Diğer şehirlerden gelen vatandaşlarımız kan merkezimize geldiğinde çok tenha bulabiliyor. Kendi şehirlerinde kalabalıktan giremediklerini söylüyor. Bu açığı diğer şehirlere nazaran çok daha fazla çalışarak yapıyoruz. Daha fazla gezerek kapatmaya çalışıyoruz. Çanakkale için iyi bir kan alıyoruz ama biraz daha zor. Ramazan gelmeden evvel tekrar İskele Meydanına tırımızla yerleşmek için izin isteyeceğiz” dedi 
 
“BAĞIŞÇIYA GİDİYORUZ”
Dr. Eçier, “Mümkün olduğunca kurumlarımızı teşvik etmeye çalışıyoruz. 40 kişiyi geçen bağışçıların bulundukları, her türlü kurum, kuruluş, belediyeye biz gidiyoruz. En az 40 kişi organize olduktan sonra biz gidip bağışları topluyoruz. Kan bağışı yapmak isteyen her kurum bizi arayabilir” dedi. 
 
“BİZ DAĞITMIYORUZ, TOPLUYORUZ”
Eçier, Kızılay’ın Kan Bağış Merkezinin nasıl işlediğini anlatarak, vatandaşların akıllarındaki soruları cevapladı. Kan bağışı işleminin nasıl gerçekleştiğini anlatan Eçier, “Çanakkale Kan bağış Merkezi’nin sorumluluğu kan toplamak. Bizim Bursa’da olan, Güney Marmara Kızılay Bölge Kan Merkezi Müdürlüğümüz var ve biz onun bir parçasıyız. Bu müdürlüğe bağlı illerimiz, Bursa, Yalova, Çanakkale ve Balıkesir olarak sıralayabilirim. Kanuni mevduata göre bizim merkez olarak kan dağıtımı değil, kan tedarik etme sorumluluğumuz var. Sorumluluğumuz Bursa’ya karşı oluyor bu noktada. Planlamaları Bursa müdürlüğü takip ediyor. Biz de donörlerimizle ve bölgemizle yakın ilişkiler içinde olarak devamlı takip ediyoruz ki bir ihtiyaç olduğunda daha fazla çalışarak Çanakkale’nin kan ihtiyacına yardımcı olmaya çalışıyoruz.  Kan tedariki çok otomatik bir işlem. Bilgisayardaki otomasyonda tek tek görülüyor hastanelerde ne kadara kan olup olmadığı. Bu ihtiyaçlarda otomasyon sistemi içinde karşılanmaya çalışıyor. Biz ne kadar Çanakkale için kan tedarik edebilirsek, bizim bölgemizde ki 15 hastaneye de o kadar kan tedarik ediliyor. Hastanelerinde üzerine düşen görevler var. Ellerinde belli bir stok seviyesi bulundurmak zorundalar vatandaşlara hemen yetiştirmek için çünkü kanı aldıktan itibaren birkaç günlük kanı işleme süreci var. Stokların boş kalmaması gerekiyor” şeklinde bilgiler verdi.
 
5-10 DAKİKA ARASI SÜRÜYOR
Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Arzu Kırkpınar, “Hafta içi her gün 8.30- 17.30 saatleri arasında kan merkezimiz açık. Doktorumuz olduğu sürece her gün burada kan bağışı alıyoruz. Onun haricinde herkesin ayağına gitmeye çalışıyoruz. İlçeler, askeriye, resmi kurumlar ve üniversite en büyük destekçilerimizden” diyen Kırkpınar kan verme işleminin nasıl gerçekleştiğini şu şekilde anlattı:
“Kan bağışı için kişinin üstünde mutlaka resimli bir kimlik belgesi olması gerekiyor. Nüfus cüzdanı veya ehliyet olabilir. Bağışçının karnının tok olması ve geceden uykusuz olmaması gerekiyor. İlk isteğimiz bunlar. Bağışçımız geldiği zaman isterse ilk kez isterse düzenli bağışçı olsun her seferinde bir form doldurması gerekiyor. Bu formda vatandaşın adres, telefon,  kimlik belgelerini soruyoruz. Bunun haricinde 42 tane sorumuz var. Hem bağışçımızın sağlığına hem de kanın kullanılacağı hastanın sağlığına yönelik sorular bunlar. Bağışçının geçirmiş olduğu hastalıklar, ameliyatlar, kullandığı ilaçlar, yurtdışında hastalık açısından belli riskli bölgeler var oralara gidip gitmediği gibi sorular var. Evet- hayır şeklinde cevaplanıyor.  Form işlemi sonrasında kısa bir muayeneden geçiriyoruz.  Kan bağışı için yeterli mi diye. Ardından ekip doktorumuz görüşmeye alıyor ve değerlendirmede bulunarak, kişinin kan verip veremeyeceğini söylüyor. Daha sonra kan bağışı işlemine geçiyoruz.Kan bağış işleminde kanın torbaya dolması 5 ile 10 dakika arasında.  Bağışladığı kan 1 ünite ,450 ml karşılık geliyor. Bunun altında veya üstünde kan almamız mümkün değildir. Bağışçımız kanını verdikten sonra bir süre daha dinlendiriyoruz. Daha sonra ikramlarını veriyoruz ve günlük hayatına geri gönderiyoruz. Çanakkale Kan Bağış Merkezimiz, hafta içi her gün mesai saatleri içerisinde kan bağışı alıyor. Çanakkale’de halk bankasının hemen arka sokağındayız” dedi.
 
“SAĞLIKLI HER BİREY KAN BAĞIŞINDA BULUNABİLİR”
Kimlerin kan bağışçısı olabileceğine değinen Kırkpınar, önemli noktaları vurgulayarak şunları söyledi:
“18-65 yaş arası, 50 kilonun üstünde olmak şartıyla, sağlıklı her birey kan bağışında bulunabilir. Bayanlar dört ayda bir, erkekler üç ayda bir kan bağışı yapabilir. Ama bu zorunluluk değil, gönüllülük var burada. Kişi altı ayda bir de bağış yapabilir. Şunu da belirtmek isterim ki kişinin kan bağışı yapmak için başvurması kesin kan vereceği anlamına gelmiyor. Bazı durumlarda erteleyebiliyoruz, bir veya iki ay sonraya randevu verebiliyoruz.”
 
“İLAÇ KULLANAN KİŞİLER DE KAN VEREBİLİR”
Kırkpınar ilaç kullanan bireylerin çoğunun kan verebileceğini söyleyerek, “İlaç çok geniş bir anlam ifade ediyor. Tüm ilaçları doktorumuz sorgulama yaparken değerlendiriyor. Sakıncalı ilaçlar var. Bizim ulusal rehberimiz var.  Bu rehberde kan bağışı ölçütlerimiz ayrıntılı biçimde belirtilmiş durumda. Ağrı kesicinin bir sakıncası yok ama antibiyotik kullanan kişinin kanının beş gündür antibiyotiksiz olması gerekiyor. Zaten sorularımızda bunları belirtmesi gerekiyor. Adet döneminde ise tamamen kişinin  kendine bağlı bir durum. Çok aktif değilse, kendini iyi hissediyorsa kan değeri ve tansiyonu da normal çıktıysa kan bağışı yapabilir” dedi.
 
“HER KAN 3 CAN”
Dr. Eçier verilen kanın nasıl kullanıldığını anlatarak, bu konunun ayrıntılarını paylaştı. Tam kanın doğrudan verilmediğini söyleyen Eçier, “Bağışçılarımızdan, 1 ünite kan alıyoruz ve bu kanı ‘tam kan’ diye adlandırıyoruz. Kanı aldıktan sonra soğuk zincir kurallarına uyarak, her gün hiç bekletmeden bölgemize gönderiyoruz. Kanla beraber 2 tüp numune kan alıyoruz. Bu numunelere kanla bulaşan, en sık görülen dört hastalığın tahlili en yüksek standartlarda yapılıyor. İstanbul’da ki laboratuvarımızda gerçekleşen bu işlemden sonra  sonuçlar temiz çıkarsa Bursa’ya gönderiliyor.  Bursa’da yapılan işlem ise bu tam kan denilen kanı üç ayrı ürüne çevirmek.  Eritrosit kırmızı kan hücrelerinin olduğu, plazma kanın sıvı kısmı ve trombosit kanın pulcukları olarak ayrı ürünler yapılıyor. Tam kan çok özel durumlarda kullanılıyor. Bu tahlil ve ürün ayrıma işlemleri 24 -48 saat arasında bitiyor. Hastane kan merkezleri isteklere göre yola çıkıyor” şeklinde anlattı.
 
“HER KAN İÇİN AYRI KİMLİK DÜZENLENİYOR”
Eçier, “Her kan için ayrı kimlik düzenleniyor. Bu kanlar bilgisayar ortamında inceleniyor. Hastanın kan istemesi durumu söz konusu değil. Hastanenin kan merkezi, kliniğinden gelen bilgiye göre bölgeye bildiriyor, bölge de kan sağlıyor. Hastanın çıkıp kan merkezi dolaşması gibi bir durum yok.   Ara sıra anons duyuyoruz. Bu birkaç durumda oluyor. Bazen çok özel hastalıklarda bu ürünler değil de tam kan, taze istendiği durumlar gerçekleşiyor. Organ nakilleri, büyük ameliyatlar gibi. Hastane bizden de izin alarak bu işlemi yapıyor. Kızılay ‘bende bu kan yok’ demedikten sonra hiç bir hastane bu konuda yetkili değil.  Kışın dediğimiz gibi alınan kan ihtiyacı karşılamıyor. Bu gruplardan bazıları da ender bulunan gruplar. Dört tane kan grubu ve pozitif, negatif olarak var. Mesela AB negatif yüz kişinin kanında iki kişide var. Öyle bir ameliyat oluyor ki bir kişi için yirmi tane kan lazım oluyor” diye konuştu.
 
“HEM TIBBİ BİR OLAY HEM DE HUKUKİ BİR OLAY”
Kan veren kişilerin kanında hastalık çıkarsa bu duruma vatandaşlara bildirdiklerini söyleyen Eçier, “Önce yazılı olarak davet ediyoruz. Yanlış anlama olmasın diye kişiye yüz yüze anlatmak için merkezimize çağırıyoruz. Kayıt altına alıyoruz, imzasını alıyoruz ve ne yapması gerektiğini anlatıyoruz. Bunun çok ciddi bir şekilde üstünde duruyoruz. Kanın alındığından itibaren tüm kayıtların nasıl yapıldığı, nasıl saklandığı, nasıl verildiği ve verildikten sonra nasıl seyir izlendiği tam 30 yıl süreyle takip ediliyor. İşin ciddiyeti bu kadar önemli. Kan verme işlemi hem tıbbi bir olay hem de hukuki bir olay” dedi.
 
“GÖNÜLLÜ KAN BAĞIŞÇISI İSTİYORUZ”
Kırkpınar, “Gönüllü kan bağışçısı istiyoruz çünkü gönüllü kan bağışçısı hem kan bağışı zamanını takip eder hem de eğer riskli bir durumu varsa kendi kendini erteleyebilir. Çünkü hastaya tamamen fayda sağlamak için kan bağışlamak istiyordur. Biz bunları oturtturmak istiyoruz. Bizim hedef kitlemiz gençler. Hatta ilkokula kadar iniyoruz, velilerini davet ediyoruz ve eğitim veriyoruz. Bu çocuklarda kan bağışı bilincini o yaşlarda oluşturmaya çalışıyoruz. Onlar geleceğin kan bağışçıları. 18 yaşına geldiklerinde kan bağışı yapmaları gerektiğini o yaşlarda öğrenmelerini istiyoruz çünkü bizim düzenli ve gönüllü kan bağışçısına ihtiyacımız var bu işin devam etmesi için sürekliliğe ihtiyaç var. Kan acil değil sürekli ihtiyaç” diye konuştu.
 
“BAĞIŞÇILARIMIZI ONORE EDİYORUZ”
Kırkpınar düzenli bağışçılarına hatıra kalması için verdikleri madalyalardan şu şekilde bahsetti:
“Biz gönüllü bağış diyoruz ama Kızılay’ın da bağışçılarımızı onore etmek için düşündüğü bazı ödüller var.  10. bağışta bronz madalya, 20. bağışta gümüş madalya, 35. bağışta altın madalya, 45. bağışta onur plaketi veriyoruz. Her yılın sonunda listelenip, bağışçılarımıza madalya yönetmeliğine göre hazırlanan madalyalarımızı veriyoruz.  14 Haziran Kan Bağışçıları Günü ‘nde bir tören yapmak istiyoruz fakat bağışçılarımız çok dağınık yerleşimde. İlçelerde çok fazla bağışçımız var. Bu yüzden altından kalkamıyoruz. 60 geçen çok donörümüz var. Yılda dört defa yani on beş sene boyunca kan veren bağışçılarımız var. Onlara yaptıkları bu güzel işten dolayı bir parça da olsa onore etmek istiyoruz.”
 
Haber: Emire Sülün KONUK