Başbakan Yardımcısı Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, FETÖ tarafından organize edilen 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yakalanan sanıklar ve tanıkların ifadelerinden her gün yeni şeylerin ortaya çıktığını belirterek, görünenlerin icebergin sadece görünen yüzü olduğunu, çok daha görünmeyen taraflarının olduğunu düşündüğünü belirtti.
 
“Akıncılar Üssü’ndeki ordunun imamı olduğu söylenen kişi nasıl serbest bırakılır” ifadelerini kullanarak HSYK’nın bu konuda gerekli incelemeyi yaptığının da altını çizen Kurtulmuş, darbe girişiminin sivil ayağı, yargı ve emniyet ayağı olduğunu kaydederek siyaset ayağının da olduğunu söyledi. Kurtulmuş, “Siyaset ayağı da vardır. Olmaması mümkün mü? Türkiye’de hangi darbenin siyaset ayağı yok? Bu kadar kendilerince hazırlanılmış, Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzerine başlayacağı varsayılan darbenin mutlaka başka ayakları da vardır, bunların hepsinin çıkartılması lazım” diye konuştu.  
 
Kurtulmuş, ilk andan itibaren siyasetin bütünü ile sağlam durmasının darbecilere prim verebilecek siyasetçi havuzunu da daraltmış olabileceğinin altını çizdi. Kurtulmuş, Necdet Özel Paşa’nın da darbe girişimi gecesinde çok önemli telefon diplomasisi yürüttüğünün altını çizdi.
 
Bu sistemi değiştirmediğimiz sürece Türkiye bundan sonra da darbelere gebe olacak
Türkiye’de darbe üreten bir sistem olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalındığını kaydeden Kurtulmuş, “12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 27 Nisan Muhtırası olduğunda ‘artık çok güçlü, istikrarlı bir hükümet var, bu kararlılıkla bir daha darbeler olmayacak’ diyorduk. Darbe üreten bir sistem olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu sistemi değiştirmediğimiz sürece Türkiye bundan sonra da darbelere gebe olacak. Çok hain, Türkiye’nin şimdiye kadar karşılaşmadığı şekilde, Türkiye’yi bir iç savaşa ve belki dış işgale müsait hale getirmek üzere yapılmış olan bir darbe teşebbüsünü savdık. Ama şimdi öyle yapalım ki bir daha hiçbir kimse aklının ucundan dahi darbe yapmayı geçirmesin. Bu yapısal değişiklikleri ve bunun öncesinde zihniyet değişikliğini gerektiriyor. Zihniyet değişikliği nedir? Türkiye’de bütün gücün sivil iradede olduğunu ortaya koyabilecek bir değişikliğe ihtiyaç var. Bu bir taraftan TSK’nın yapısal dönüşümünü gerekli kıldığı gibi bir taraftan da Türk siyasetinin yapısal dönüşümünü gerekli kılıyor. Ben 4 noktanın önemli olduğunu düşünüyorum, bir tanesi ve o istikamette gelişmeler olacak, sivil asker ilişkilerinde milli iradenin belirleyici olması. İkincisi, TSK’nın bir organizasyon çalışmasına girmesi, zaten daha önceki Bakanlar Kurulu sırasında Genelkurmay Başkanlığından bu konuda brifing aldık. TSK’nın 2030 perspektifi, TSK’nın uzman orduya dönmesi. Yani çok az sayıda ordu ama uzman insanlar. Bunların gerçekten özellikle 21. Yüzyılın savaşlarına hazır hale gelebileceği bir yeteneğe kavuşması. Zaten ordunun böyle bir çalışması var. Üçüncüsü, TSK’nın kaynağının çeşitlendirilmesi. Sadece bir tek kaynaktan değil, çeşitli kaynaklardan TSK’ya personel sağlayacak imkanların ortaya koyulması için gerekli adımların atılması. Dördüncüsü ise, bu anlamda kaynağı çeşitlenmiş olan TSK’nın tek elde toplanmaması. Şuandaki öncelikli meselemiz TSK’nın içinden bu virüslerin temizlenmesi, FETÖ’cü eşkıyanın dışarıya çıkartılması eyvallah, yeter mi? Yetmez. Öyle bir hale getirelim ki TSK ve Türk siyasal sistemi bir daha bir darbe üretmeyecek bir hale gelsin. Bu anlamda TSK’nın bu yapısal dönüşümü sağlaması zorunludur, YAŞ toplantısından sonra hızla çalışmalar başlayacak” açıklamasında bulundu.
 
Siyaset ayağı da vardır, olmaması mümkün mü?
Darbe girişiminin sivil, yargı ve emniyet ayağı olduğunu ardından da siyaset ayağının da olduğunu söyleyen Kurtulmuş, ilk andan itibaren siyasetin bütünü ile darbe karşısında sağlam durmasının darbecilere prim verebilecek siyasetçi havuzunu daraltmış olabileceğini belirterek, “Bundan sonra kara kaplı defterin kapağı açıldı. Çok şükür millet vaziyet etti, emniyet kuvvetlerimizin fedakar gayreti, bütün birimlerimizin fedakar gayreti ile bu iş bastırıldı. Ama kara kaplı defter de açıldı. Her tanığın, her sanığın ifadesinden yeni bir takım bilgiler ortaya çıkıyor. Her gün onlarca farklı şeyi bizde yeni yeni öğreniyor. Gördüklerimiz, duyduklarımız zannediyorum ki aysbergin sadece görünen yüzü. Bunun altında çok daha görünmeyen taraflarının olduğunu düşünüyorum. Bu iş de adalet meselesi. Bundan sonra siyasetin ve güvenlik birimlerimizin konuşacağı bir alan yok. Güvenlik birimlerimiz bu eşkıyaları, bunlarla irtibatlı olanları ortaya çıkarttı, şimdi adliyenin çok titiz bir şekilde çalışması lazım. Mesela Akıncılar Üssü’ndeki ordunun imamı olduğu söylenen kişi nasıl serbest bırakılır. Böyle bir şeye nasıl inanılır. HSYK gerekli incelemeleri yapıyor. Ben buna darbe teşebbüsü değil, Türkiye’yi işgale hazırlama teşebbüsünün içinde olduğu söylenen… Siz hayatınızda bir gece karargahta kaldınız mı? Ben de kalmadım, ne işi var o adamın orada. Buna benzer bir sürü noktalar ortaya çıkar. Bunun sivil ayağı vardır, içeride, dışarıda sivil ayağı vardır, yargı, emniyet ayağı vardır, bunlar çıkartılıyor. Siyaset ayağı da vardır. Olmaması mümkün mü? Türkiye’de hangi darbenin siyaset ayağı yok? Bu kadar kendilerince hazırlanılmış, Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzerine başlayacağı varsayılan darbenin mutlaka başka ayakları da vardır, bunların hepsinin çıkartılması lazım. İlk andan itibaren medyanın sağlam durması, siyasetin bütünü ile sağlam durması bu anlamda darbecilere prim verebilecek siyasetçi havuzunu çok daraltmış olabilir. Ben hiçbir şeyi bilerek söylemiyorum, kimseyi kast ederek de söylemiyorum. Bunların hepsinin incelenmesi lazım. Titizlikle bütün bu sorguların bitirilmesi ve nereye kadar gidiyorsa sonuna kadar gidilmesi” açıklamasında bulundu.
 
Fethullah Gülen Eli Kanlı Bir Canidir
Kurtulmuş, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Fethullah Gülen’in iadesi hakkındaki sözlerinin çok doğru ve çok güzel olduğunu vurgulayarak, “Biz Fethullah Gülen’i sadece hoşumuza gitmeyen bir adam olduğu için talep etmiyoruz. Son operasyon göstermiştir ki Fethullah Gülen eli kanlı bir canidir. Türkiye’de 246 vatandaşımızın katili olan çetelerin komutanıdır. Bunu ana muhalefet partisi lideri olarak da Kılıçdaroğlu’nun söylemesi son derece önemlidir. Bu iktidarı ile muhalefeti ile herkesin talebidir. ABD’nin yöneticileri empati yapmak durumundadırlar. Biz Türkiye olarak uzun yıllardır ABD ile müttefik içerisindeyiz. Böyle iki ülke arasında ilişkiler var. ABD’yi yıkmak için harekete geçen bir örgüt ve o örgütün başında olan bir papaz gelse burada Çankaya’da bir yer de otursa ve biz bunu yıllarca burada korusak, yıllarca burada tutsak Amerikalı dostlarımız ne hissediyorsa biz de onu hissediyoruz. Bu empatiyi yapmaları lazım. Yani 3-5 çete bozuntusunun geleceğimi önemlidir, onun başındaki liderin geleceği mi önemlidir yoksa Amerika’nın uzun yıllardır müttefik olduğu bir ülkenin 79 milyon vatandaşı mı önemlidir? Bu kararı vermek Amerikalılar için stratejik bir karardır” şeklinde konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının Dalaman’dan kalktıktan sonra rotasının bir Amerikan düşünce kuruluşu tarafından Twitter’dan paylaşıldığı iddialarına yanıt veren Kurtulmuş, “Bu bir söylenti olarak var. Ama zaten Sayın Cumhurbaşkanımız o cesaretle uçağını havalandırdıktan sonra o uçağın nereye ne şekilde gideceği havada birçok merkez tarafından takip edilebiliyor. Bunun takip edileceğini bilmeyecek noktada değildi. Bedeli ne olursa olsun İstanbul’a gelme kararı vermiş olan bir Cumhurbaşkanı, başkomutan. Dolayısıyla bunların hepsi birer teferruat. Tabii ki bunların hepsinin üstünde Allah’ın takdiri olduğunu söylemek durumundayız” ifadelerine yer verdi.
 
Yeni Anayasa sürecinde siyasi partilerin desteğine yönelik değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, “Burada ast olan şey devletin bu tehditten arındırılmasıdır. Bununla ilgili bazı alanlarda anayasa değişikliği gerekebilir. Bunların sağlanması için muhalefet partilerinin vereceği bir destekten bahsediyoruz.  Bir daha darbe olmaması için muhalefetin anayasaya yönelik bu tür destekleri olabilir. Ama bu beyanın bütünüyle savunması için gerekli olan anayasa değişikliği neyse onlar muhalefetin vereceği destektir” ifadelerini kullandı.
 
Bu Dokuz Şiddetinde Bir Depremdi Artçı Sarsıntıları Olacak
FETÖ’cü teröristlerin tekrardan suikast girişiminde bulunacağı yönündeki iddiaları da yanıtlayan Kurtulmuş, meydanlarda halkın direnişe devam etmesinin bir anlamı olduğuna dikkat çekerek, “Sistematik bir şeyde gelen bu ilk darbe savuşturulmuştur. Bu anlamda devlet bütün kurum ve kuruluşlarıyla tıkır tıkır işliyor. Bunda hiçbir sorun yok. Olağanüstü olarak devletin işleyişi anlamında devlet bütün meselesiyle hakimdir, darbeciler püskürtülmüştür. Ama korkulu rüya görmektense uyanık durmak evladır. Onun için meydanlarda olacağız. Bu dokuz şiddetinde bir depremdi artçı sarsıntıları olacak. Ama çok kuvvetli sarsıntıları olması mümkün değil. Esas hedefin Cumhurbaşkanımızın şahsı olduğu, onun temsil ettiği dava olduğu, onun ortaya çizmiş olduğu yeni Türkiye ideali olduğu aşikardır. 15 bine yakın kişi gözaltına alındı. TSK içerisinde de çok sayıda kişi gözaltına alındı ve bir kısmı bırakıldı bir kısmı tutuklandı. Bu anlamda bunların geriye kırıntıları mutlaka kalmıştır. Bunlar bir daha adım atmak isteyebilirler. Bu yüzden uyanık durup meydanları boş bırakmayacağız. Meydanlarda demokrasiye, Cumhurbaşkanımıza, Türkiye’ye sahip çıkacağız. Mesele Türkiye’dir, güçlü Türkiye’nin kurulmasıdır. Herkes görevini yapacak ve süratle yaraları saracağız. Ekonomi alanına da gelince, bunlar nerede saldırabilirler en çok saldıracakları iki alan var. Bunlardan birisi; ‘Türkiye’de anti demokratik bir süreç yürütülüyor’ başta dediler ki ‘Erdoğan yaptırdı darbeyi.’ Onları temizleyip daha fazla diktatörlük ortaya koymak için bu tutmadı. Şimdi dış dünyada bunlar ve destekçileri maalesef algı operasyonu yürütüyorlar. Buna karşıda biz bütün gücümüzle karşı atakta bulunuyoruz. Medya kuruluşları üzerinden de bu çalışmaları yapıyoruz. Diğer taraftan da eğer yapabilirlerse Türkiye ekonomisi üzerine bazı spekülatif eylemlerin olmasını sağlamaya çalışacaklar. Ama her iki alanda da çok şükür Türkiye gerekli tedbirleri alıyor. Ayrıca bunlar neden bu kadar çok bozuldular onu da söyleyeyim. Türkiye bütün çevresindeki dostluk halkasını genişletmeye çalıştı. Türkiye kendisine yeni ufuklar açmaya çalıştı. Dış politikada Rusya ile yakınlaşma ve normalleşme budur. Cumhurbaşkanımızın 9 Ağustos’ta gidecek olması önemli bir adımdır. Bütün bunlar belli ki bu adamları çok telaşlandırdı. Herkesle kavga eden içine kapanık bir Türkiye istiyorlardı böyle olmayacak boşa heveslenmesinler. Bu millet bu darbeye meydanlara çıkarak karşı çıktı. Bundan sonra Türkiye dış politikada daha fazla itibarı olan bir ülke olacak. Bunlar istediler ki Türkiye ekonomisi bir türbülansa girsin. Tam tersine Türkiye ekonomisi 65. Hükümetin programı çerçevesinde çok daha fazla yatırım yapan bir ülke haline gelecek. Hem kamu hem de özel yatırımlar anlamında söylüyorum. Bunlar istediler ki siyaset daha kavgalı gürültülü hale gelsin, Cumhurbaşkanımızı orada tek başına bırakalım tam tersine siyaset şimdi daha fazla kol kola, el ele, omuz omuza bir şekilde kardeşçe bir süreci işletecek. Yani darbeciler neyi planladıysa millet sadece darbeyi bozmadı onların bütün planını ters düz etti” dedi.
 


Kaynak: İHA