Çanakkale Barosu öncülüğünde gerçekleştirilen programda, kadın STK'ları bir araya gelerek kadınların mücadelesine vurgu yaptı 


8 Mart'ın Kökeni ve Önemi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tarihi kökeniyle dikkat çeken bir öneme sahip. İlk olarak 1908 yılında New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talepleriyle başlayan eylemler, Amerika Sosyalist Partisi tarafından Ulusal Kadınlar Günü ilan edildi. Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası bir gün olarak kabul edilen 8 Mart, her yıl Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Bu kapsamda gerçekleşen programda, çelenklerin Atatürk anıtına sunulmasıyla başladı. Çanakkale Barosu Başkanı Av. Hande Keskin, siyasi parti temsilcileri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı programda, saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Ardından günün anlam ve önemine binaen Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Gizem Pekince bir açıklama yaptı. Programda konuşan Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyon Başkanı Av. Gizem Pekince, kadınların mücadelesine vurgu yaparak, "Tüm baskılara rağmen Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlar sanat, spor ve bilim alanlarında uluslararası alanda elde ettiği başarılarla mücadelemize güç katıyor. Tek kadınların yıllardır büyük bir inanç ve azimle sürdürdüğü mücadele demokrasinin temelini oluşturuyor" dedi. Pekince yaptığı açıklamasında  “  8 Mart, eşit düzen isteyen kadınların neredeyse 200 yıl öncesinden bugünkü eşitlik ve adalet mücadelemizi, eşit tuttuğu dayanışmanın ve direnişin adı. Tüm dünyada kadının insan hakkı ihlallerine karşı yaşamın her alanında eşitlik ve adalet talep etme kararlılığını, ayrımcılığa ve şiddete karşı duruşun ve örgütlü kadın mücadelesinin sembolüdür” dedi. 


Cinsiyet Eşitliğinin Mutlak Suretle Sağlamak 
Kadına yönelik yapılan haksızlıklara değinen Av. Gizem Pekince,  “Başta cumhuriyetimizin devrim yasa Olan ve kadın ile erkeği eşit konuma getirmeyi amaçlayan laik medeni kanunun olmak üzere, örgütlü kadın mücadelesi sonucunda yasal güvenceye kavuşturulan kazanımlarımızın daha ileriye taşınmasını, toplumsal cinsiyet eşitliğinin mutlak suretle sağlanmasını, kadına yönelik şiddeti önleyici bütüncül politikaların geliştirilmesini, cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve şiddetin son bulmasını İstanbul Sözleşmesi'nden hukuka aykırı oldu. Aykırı bir biçimde keyfiyet yerinde çıkıldığı, şeriat karşıtı, düşüncelerini açıkladığı için meslektaşımızın gözaltına alındığı, bir günde kadının katledildiği, uygulanan cezasızlık politikalarının erkek failleri daha da cesaretlendirdiği bir süreçten geçiyoruz” dedi. 
Av. Pekince açıklamasının devamında  “Bütün bunlara rağmen cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınlar sanat, spor ve bilim alanlarında uluslararası bir elde ettiği başarılarla mücadelemize güç katıyor. Tek kadınların yıllardır büyük bir inanç ve azimle sürdürdüğü mücadele demokrasinin temelini oluşturuyor. Baro olarak uzun yıllar verilen kadın mücadelesi sonucunda elde edilen kadın hak ve kazanımlarından bir nebze dahi geri götürecek her türlü söylem, girişim, eylem ve karanlık zihniyetin, kararlılıkla karşısında olacağımızı, kadının insan haklarını yaşama geçirildiği, kadının hayat Her alanında erkekle eşit konumda. Ve özgür bir birey olarak var olduğum ayrımcılık, yoksulluk ve şiddetin son bulduğu, kadın emeğinin görünür  olduğu bir dünya özlemiyle mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz” diye konuştu.


Çanakkale Barosu öncülüğündeki Cumhuriyet Meydanındaki program sona erdi. Katılımcılar daha sonra Halk Bahçesinde bulunan Zübeyde Hanım’ın büstüne karanfil bıraktı.


Kaynak: Senem Erdem İnal