İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, dün gerçekleştirdiği basın toplantısında Genel Başkan Meral Akşener’in istişare ve talimatıyla Gökçeada'da aday çıkarmayacaklarını açıklayarak, Gökçeada'da Ünal Çetin nereden aday olursa olsun, hangi partiden aday olursa olsun İYİ Parti olarak destek vereceklerini açıklamıştı.

Ünal Çetin de bugün (20 Şubat Salı) sabah saat 10:00’da sosyal medya hesaplarından bir açıklama yaptı. Çetin, halen İYİ Parti üyesi olmama rağmen, İYİ Parti’nin Gökçeada’da aday çıkarmayıp, kendisini bağımsız veya başka partiden aday olmakla alakalı görücüye çıkarılmasına karşın bu açıklamayı yaptığını ifade etti.

Çetin açıklamasında şu cümleleri kurdu; “31 Mart 2024 yerel seçim sürecini yaşadığımız bugünlerde Gökçeada Belediye Başkanlığına bağımsız veya bir parti adına aday olup olmadığım konusunda oluşan söylentilere hem bir açıklama yapma ve hem de süreçle alakalı kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğum oluştu, böylelikle spekülasyonların da önüne geçmek istedim.

Üniversite yıllarımdan bugüne kadar siyasi hayatıma, merkezinde Türkiye’ye dair ideallerimiz ve ülkemizle ilgili kurduğumuz hayaller yön verdi. Türk milliyetçiliğini esas alan ideallerimiz ve ülkücülüğümüz siyasi tercihlerimizi de belirleyen en önemli dinamikti bizim için, bundan sonra da siyasi hayatımızın merkezindeki ölçümüz, mizanımız her zaman Türk milliyetçiliği olacaktır.

Gençlik ideallerimizi siyasete de taşımak, siyaseti gençlik ideallerimiz ile belirlemek politik jargonla ifade edecek olursak reel-politiğin gerçeklerine hiç şüphesiz uymadı ve bunu defalarca test etme imkânı bulduk. Lâkin reel-politik denen ve kapısını biraz araladığınızda içine iyiden ve iyilikten başka her şeyin girdiği o fiili durumu kabullenmek zorunda da hiç hissetmedim kendimi. Varsın reel-politiğin icapları ideallerimiz ve hayallerimiz ile çatışsın ve varsın bize dünyanın bütün nimetlerini sunacak olsun, ölçümüz her zaman ideallerimizden yana saf tutmak ve el bağlamak oldu.

Gökçeada Belediye Başkanlığım süresince de hizmet anlayışımın merkezinde sadece Gökçeada ve Gökçeadalılar vardı ve bu hizmetimin çerçevesini ve kurallarını da mensubu bulunduğum Türk milliyetçisi sıfatının icapları belirledi.

Gökçeada’ya zarar verecek bir tek imza bile atmadım, çünkü etrafını denizlerimizin çevirdiği bu toprak parçasını vatan, yağmurunu rahmet, güneşini nimet, denizini ve doğasını cennet olarak gördüm ve öylece hizmet ettim.

Evet, Belediye Başkanlığım bir siyasi partinin amblemi altında sürdürdüğüm bir vazifeydi ama bir gün bile partizanlık yapmadım. Gökçeada’nın tarihine ve demografik yapısına hep saygı duydum, Zeytinli Köy’den Staros Zuni, Ada merkezinden Sotir Amca, Çınarlı mahallesinden kardeşim Niko ile Ahmet, Mehmet, Haşan ve Hüseyin, Gökçeada Belediye Başkanı olarak benim için sadece Gökçeadalılardı.

Siyaset anlayışım ve siyaset etme anlayışım da yine aynıydı. Bir siyasi partinin içinde vazife görmenin, bazı vazifelere talip olmanın liyakat, bilgi, saygınlık ve tecrübe ile mümkün olması gerektiğini düşündüm daima. Hemşericilik ve benzeri mikro milliyetçiliklerinin ülkenin siyasetine ve STK’ların yönetimine hâkim ya da belirleyici unsurlardan birisi olmasını hep yadırgadım.

Siyasi seyri sülûkta Ankara’da, genel merkezde bulunmanın, genel başkana o ya da bu sebeple yakın olmanın, parti divanında bulunmanın ve parti divanındakilere yakın olmanın, hasılı liyakat, bilgi, saygınlık ve tecrübenin haricinde başka saiklerle seyri sülûkunu tahkim etmenin, kuvvetlendirmenin ve belirlemenin reel-poltika icapları denilen bir kötülüğün ve şark kurnazlığının neticesi olduğunu defalarca gördüm.

“BU DÖNEMDE GEREK BAĞIMSIZ GEREKSE HERHANGİ BİR PARTİNİN ADAYI OLARAK BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLMADIĞIMI İFADE ETMEK İSTİYORUM”

Siyasi bir mücadelenin içindeyseniz eğer karşınızda rakiplerimiz olması lazım gelirken maalesef üzülerek ifade etmek isterim ki, ülkemizde ‘rakiplerimizin yerini ‘hasımlarımız’ ya da ‘hasımlarınız’ almakta ve bahse konu rekabet, sadece karşınızdaki siyasi partilerden değil kendi partiniz içinden bile düşmanlığa, komplo kurmaya, iftira etmeye varabilmekte. Bunları tecrübe ederken ve bu tecrübeyi bedel ödeyerek atlatırken idealistler olarak geriye yara almayan bazı dayanaklarınız kalıyor, yani siyasi idealleriniz. Ülkeyle ilgili hayaller ayakta tutuyor sizi. Ve tabii sınırlı sayıda dostunuz...

Dolayısıyla pek çok şeyi tekrar tekrar düşünmeye fırsatınız oluyor. Böyle bir dönemi yaşamış ve atlatmış birisi olarak, bu dönemde gerek bağımsız gerekse herhangi bir partinin adayı olarak belediye başkanlığına aday olmadığımı ifade etmek istiyorum. Yaklaşık bir yıldır da zamanımı daha çok okumaya ve düşünmeye ve dostlarla ülkeye dair, ülkenin geleceğine dair fikir alışverişlerine ayırıyorum. Aktif siyaset tercihim ya da parti içindeki siyasetim yine Türk milliyetçiliği merkezli ve eksenli olacaktır.”

Haber: Veysel Akın Salkın