Milletvekili Gider, Çanakkale ve Türkiye’de siyaseti geren grubun belli olduğuna dikkat çekerek : “Ne yazık ki bu memleketin her meclis toplantısı kavgayla biter oldu ve insanların ailelerine laf söylenir oldu. Bu insanlara muhbirlik gibi isnatlarda bulunuldu, parti içi meselelere bulaşılır oldu. Ondan sonra cevap verdiğiniz zamanda ülkeyi, memleketi, ili geriyorsun. Bir dur o zaman işine bak” dedi.

AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Boğaz TV’de Bünyamin Nami Tonka’nın hazırladığı Siyasetin Nabzı programına konuk oldu. Gider, Çanakkale ve ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Milletvekili Gider, CHP’nin anayasal kurum desteği alarak milleti yönetmeye kalktığına dikkat çekti. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın, geçmiş dönem AK Parti yöneticileriyle iyi anlaştığını ancak AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın Çanakkale Milletvekili olmasıyla AK Partili yöneticiler ile anlaşamadığını belirten sözlerine cevap veren Milletvekili Gider, siyaseti geren grubun kendileri olmadığını belirterek Başkan Gökhan’a bir dur işine bak dedi.
 
Gökhan’ın hoşnut olmaması iyi şeyler yapıldığının işaretçisi
Siyasi partiler arası farklılıklar olarak CHP ve AK Parti’nin birbirinin rakibi olduğunu kaydeden Milletvekili Gider:“ Ülgür Başkan’ın hoşnut olmaması iyi şeyleri yapıldığını işaretçisidir diye düşünüyorum” dedi. Bir yerde kavga olursa onu en az iki kişinin yapar ifadelerini kullanan Milletvekili Gider:“ Siz hep saldırıyorsanız hep bağırıyorsanız karşıdaki cevap vermiyorsa ve burada ne güzel bir sükunet var kavga yok diyorsanız en basit tabiriyle haksızlık yapıyorsunuz demektir. Yoksa ben bağırayım herkes sussun bu yanlış, vicdansız bir yaklaşımdır.  Siyaset mecrada yürüyor. Çanakkale’de de Türkiye’de siyaseti geren grup bellidir. Siyaseti geren grup biz değiliz, Bülent Turan değil. Bizim söylediklerimiz nettir” şeklinde konuştu. AK Parti olarak bir referandum sürecine gittiklerini ve bu süreçte anayasada hangi değişiklikleri istediklerini milletle paylaştıklarını ve anlattıklarını belirten Milletvekili Gider sözlerini şöyle sürdürdü:“ En başında ne dedik. Biz yeni bir sisteme inanıyoruz. Bu sistemi millete soracağız dedik. Ne dedi Başbakanımız “tüm milletvekilleri Evet verse dahi, mecliste anayasayı değiştirecek çoğunluğa varsak dahi, biz bunu referanduma götüreceğiz” dedi. Karşı taraf ne yapıyor. Diyor ki kanımızın son damlasına kadar buna izin vermeyeceğiz diyor. Ne yapıyorsun ne kanı. Ne kanı, ne canı ne diyorsun. İftiralar atıyor, suçlamalar yapıyor, bunlarla kamuoyu oluşturmaya uğraşıyor. Kim şu anda gündemi geren. Gündemi geren belli. Birisi konu tartışmaya, öbürü gündeme germeye uğraşıyor. Ama ortam germeye çalışan o kadar da profesyonelce yapıyor ki bir de sizi gündem germekle suçluyor böyle bir şey yok”
 
Çanakkale Belediye meclisinin her toplantısının kavgayla bittiğini kaydeden Milletvekili Gider:“ Ne yazık ki bu memleketin her meclis toplantısı kavgayla biter oldu. Ve insanların ailelerine laf söylenir oldu, bu insanlara muhbirlik gibi isnatlarda bulunuldu, parti içi meselelere bulaşılır oldu. Ondan sonra cevap verdiğiniz zamanda ülkeyi, memleketi, ili geriyorsun. Bir dur o zaman işine bak. İşini yap ondan sonra gerilmesin. Bu bundan ibarettir. Bülent Bey Çanakkale Milletvekili olarak benim arkadaşımdır, onunla birlikte görev yapmak keyifli bir şey. Ankara’da bizim grup başkanvekilimizdir. Bu anlamda Çanakkale’yi temsil etmesinden ben çok mutluyum. Onur duyuyorum. Birlikte çalışmaktan da keyif alıyorum. Onu hangi konuda kim gerginlikle suçluyorsa kendine baksın. İstenilen şu ise biz yine bağıralım çağıralım karşı taraf efendilik adı altında sussun kimse kusura bakmasın öyle bir şey yok. Üslupla ile ilgili tartışmaktan bile ar ediyorum. Bu konuyu eleştirmekten bu konuya cevap vermekten bile ar ediyorum. Çanakkale bunu hak etmiyor. Düzelip düzelmeme kısmı kronikleşmiş bir iş. İş söylerseniz sinirleniyorlar iş söylemeyeceksiniz. Gerginlikten besleniyorlar. Hiçbir gerginlik yoksa bile kendileri yeni bir şey üretiyorlar ve buradan besleniyorlar. Bunu konuşmak bile zaman kaybıdır diye düşünüyorum. Şu anda bizim işimiz ülkeyi, Çanakkale’yi, memleketi daha yukarı nasıl taşırız. Kimseyle kavga etmek, tartışmaya girmek, polemik yaşamak değil. Bunlar artık bitsin istiyoruz. Milletimizin dertleriyle dertlenelim, vaktimizin tamamını sadece millete hizmet için ayıralım istiyoruz” dedi.
 
Çanakkale Belediyesi ile Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası arasında yaşanan gerginliklere de değinen Milletvekili Gider:“ Aslında konunun ne kadar çeşitlendirseniz de örnekleri, ne kadar dallansa da dayandığı bir tek nokta var. Ticaret Odası ile yapılan kavgalara bakın. Hangi iş nasıl güzel yapılsın diye kavga çıkmıyor. Ticaret odası bir iş yapılsın diyor belediye yapılmasın diyor. Burada aslında iş yapmak isteyenlerle yapmak istemeyenlerin bir kavgası var. Burada iş yapmak, statükonun devamını isteyenler var. Türkiye içinde aynı şey söz konusu. Ne olacağı önemli değil yeter ki benim olsun. Küçük büyük, güçlü güçsüz önemli değil” şeklinde konuştu.
 
CHP ile Almanya aynı şeyleri düşünüyor
Almanya ile son günlerde yaşanan polemiğe ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Milletvekili Gider, Almanya’ya ilk defa propagandaya gidilmediğini Almanya’nın ilk defa bu kadar sert tedbirleriyle karşılaştıklarını söyledi.Milletvekili Gider:“ Almanya ile şu anda aramızda bir polemik yaşanıyor. Almanya’da bizim vatandaşlarımız yeni gitmedi Almanya’ya hep oradalardı. Birçok seçim oldu hatta bazı fikir hareketleri orada filizlenip sonra buraya geldi. Buradaki vatandaşlarımız tarafından geliştirildi. Şu anda orada bizim vatandaşlarımız müteşebbis oldu, orada ürettikleri malı buraya yolluyor. Bir ilişki var aramızda. İlk defa bir propagandaya gidilmiyor Almanya’ya ama ilk defa bu kadar sert tedbirlerle karşılaşıyoruz” dedi. Eğer şu anda CHP’nin söylediği doğruysa. Yani bu anayasa paketi memleketin hayrına değilse. Allah razı olsun Almanya bizim hayrımızı çok düşünüyor diyen Milletvekili Gider:“ Aynı şeyi düşünüyorlar. Başka hangi konuda aynı düşünüyorlar. Üçüncü havaalanı konusunda aynısını düşünüyorlar. Ağaç kesilmesin diye Almanya’da bizim İstanbul’da kesilecek ağaçlar konusunda çok üzülüyor, CHP’de kesilecek ağaçlar konusunda çok üzülüyor. Neyin alakası var. Dünyanın havaalanı merkezi olmamızla ne ilgisi var. Tamamen İstanbul’daki ağaçların kuşların korunmasını dünyada isteyenler belli. Bizim CHP’lilerimizle Alman hükümeti. İkisi de bunu çok istiyor şu anda referandumun hayır çıkmasını da ikisi çok istiyor. Tabi biz bundan da çok mutluyuz sakın şikayet ediyoruz sanılmasın. Bu Özal’ın lafıdır:“ Ben bir şeyi düşündüğüm zaman bakarım CHP’liler ne diyorlar. Ne diyorsalar tersini yaparım ki memleketin hayrınadır” Bakıyoruz Almanya bize karşı mı karşı CHP’de karşı o zaman hayırlı bir yolda ilerliyoruz” şeklinde konuştu. Milletvekili Gider sözlerini şöyle sürdürdü:“ Yunanistan bombalayanları iade etmiyor. Darbecileri iade etmiyor. Darbe ihtimali olanları demiyorum birebir bombalayanları iade etmiyor. Onlarda insan haklarından dolayı iade etmiyorlardır muhtemelen o ölen kişilerin insan haklarını tartışacak değiliz. Uluslararası ilişkilerde ahde vefa olmaz. Menfaatler olur. Almanya’nın yaptığı kendi içerisinde çok tutarlı bir davranıştır. Bizde düşen onlara kızmak, küsmek, darılmak değil gereğini yapmaktır. Biz bunun farkındayız kimin ne yaptığını biliyoruz. Doğru yolda ilerlediğimizi de biliyoruz. Almanya’nın bize bu anlamda çıkarmaya çalıştığı zorluklarda bizim sadece şevkimizi arttırır. Çünkü biz milletimize hizmet için yola çıkmış bir ekibiz”
 
 
Kurumsal destek alıp milleti yönetmeye kalkmadık
AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, CHP’nin “anayasal kurum” desteğini alarak milleti yönetmeye kalktığını dile getirdi. Bizim milletle bir derdimiz yok milletimiz görüyor sözlerini kullanan Milletvekili Gider:“ Milletimiz her sandığa gittiğinde gördüğünü sandıkta ifade ediyor. Bütün askeri darbelerden sonra 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan’dan sonra milletimiz gördüğünü ifade etti. Milletle bir derdimiz yok.  Çok daha öz bir şey söyleyeyim. Referanduma gidiyoruz. Ben “evet” çıkması gerektiğine inanıyorum. Bunun için mecliste mücadele verdim. Çünkü tasarıda benim imzam var. Bunlar bir tarafa. “Hayır” da çıksa başımın üzerinde yeri var. Bu ancak milletin kendisinin doğrudan verebileceği bir karardır. Bu “hayır” çıkarsa, bu milletin eğitimiyle, hayat tarzıyla dalga geçmek bizim şiarımızda, hayata bakışımızda değil. O bir başkasının, başkalarının işi” dedi. Kendisinin geldiği siyasi geleneğin belli olduğunun altını çizen Milletvekili Gider:“ Biz 1946’dan beri yola çıkmış milletin geleneğiyiz. Bizim arkamızda hiç yüksek mahkemeyi alıp ta milleti yönetmeye kalkmadık. Hiç orduyu alıp ta milleti yönetmeye kalkmadık. O laf kulağa hoş geliyor ya “anayasal kurum” bunların desteğini alarak milleti yönetmeye kalkmadık. Millete gittik ne istiyorsunuz dedik. Bizim size teklifimiz bu dedik. Milletimiz bize yetkiyi verirse kullandık, vermezlerse kullanmadık hiçte şikayet etmedik etmeyeceğiz de” şeklinde konuştu.
 
Çanakkale altın değerinde bir yer oldu
18 Mart’ta temeliz atılacak olan Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsüne ilişkin olarak bir açıklama yapan Milletvekili Gider:“ Eğer Çanakkale’den karşıya geçmeyi gemiyle değil de köprü üzerinden yapacağız pasifliğine indirirsek doğru sonucu alamayız diye düşünüyorum” dedi. Çanakkale 1915 Boğaz Köprüsü Çanakkale’yi İstanbul’a yaklaştıran bir proje. Boğaz Köprüsü otoyollarıyla birlikte Çanakkale’yi İzmir’e yaklaştıran bir proje. Boğaz Köprüsü Çanakkale’yi Avrupa’ya yaklaştıran bir proje ifadelerini kullanan Milletvekili Gider:“ Dolayısıyla Çanakkale’de bundan sonra üretime de, lojistik faaliyetlere de yön vermek isteseniz Çanakkale altın değerinde bir yer oldu. Arazi fiyatlarına bakın ve çok güzel bir şey ki artık yatırımcılarda bizim çevre, toprak duyarlılığımızın sonuna kadar farkına varmışlar ova arazilerde fiyat artmadı, bayır arazilerde fiyat arttı.  Yani tarıma elverişli olmayan arazilerin fiyatları çok daha yüksek. Bunun sebebi de buraları lojistik merkezi, buraların üretim merkezi yapılabileceğini bildikleri için. Zeytinliklerin de, ovaların da fiyatları artmadı.  Biz Cumhuriyet tarihinde en fazla yılbaşında ağaç dikimi sağlayan hükümetiz.  Biz arazi kullanım yönetmeliğini çıkardıktan sonra bununla yetinmeyip toprak kanunu çıkaran hükümetiz. Yani çevre duyarlılığıysa bunu kimse bizimle tartışmasın. Meydanda slogan atmaksa gitsinler atsınlar onu biz bilmiyoruz zaten. Bugün fiyatı artan yerlere baktığımız zaman insanların hükümetin çevre duyarlılığını nasıl fark ettiklerini görüyorsunuz. Dolayısıyla Çanakkale Boğaz Köprüsü Avrupa ile Asya’nın arasında yeni bir bağlantı noktası, Ege ile Akdeniz ve Avrupa’yı doğrudan bağlayan bir nokta. Transit trafiği kaldıracak bir bölge ve bu Çanakkale’nin çehresini müthiş bir şekilde değiştirecek, iyileştirecek bir proje. 18 Mart’ta inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte temelinin atılışını yapacağız. Ve bu dönemde benim de vekil olmam tarihi bir şans” şeklinde konuştu. Boğaz köprüsüne karşı çıkanların da emeği zayi etmemek adına köprü karşı pankartlar astığını söyleyen Milletvekili Gider sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Bu pankartlar sonucu köprü engellenirse o zaman fiyatlar tekrar eski haline düşer, planlamaya da gerek kalmaz, Çanakkale cazibe merkezi olmaz boşuna da kaynak israfı yapmayız diye düşünüyorlar. Bu memleket gelişecek, gelişmesini istemeyenlere rağmen gelişecek. Çünkü insanlarımızın hepsi gelişmek istiyor. İnsanlarımızın çoğunluğu gelişmek istiyor. Duyuyorum diyorlar ki Türkiye’yi 1950’den beri sağ iktidarlar yönetiyor. Şu andaki sistemde seçilmiş insanların yönetebildiği yerler nereler bir bakın bakalım. Memleket anayasal kurum dolmuş. Daha önce ne diyorlardı şunları yüzde 99’la da alsanız yapamazsınız. Meclis kanun çıkarıyor Anayasa Mahkemesi iptal ediyor. Sakın buradan şöyle bir sonuç çıkmasın Anayasaya aykırı olan kanunlar çıkıyorsunuz. Hayır bahsettiğim o değil yorumla iptal ediliyor. Geniş kavramla iptal ediliyor. İnşallah bu anayasa değişikliğinden sonra memleketi seçilmişlerin idaresine teslim edeceğiz ve memleketi oy alanlar yönetecek.  CHP zihniyeti oy alamadan yıllarca bu memleketi yönetti. Çanakkale Belediyesinden bahsetmiyorum Türkiye genelinden bahsediyorum. İnşallah bundan sonra sadece oy alan insanlar yönetecek”
 
Türkiye’nin yönetilebilir olması dışında başka hiçbir hedefimiz yok
Binali Yıldırım’ım Başbakanlık görevine gelmesinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun:“ Amerikan sistemi başkanlık istiyorsak aynen o sistemi getirelim. Veya başka önerdiğiniz sistem varsa onu getir” söyleminin olduğuna dikkat çeken Milletvekili Gider:“ Biz Türkiye’nin yönetilebilir olması dışında başka hiçbir hedefi olmayan bir partiyiz. Bu anayasa değişikliğini getirirken. Bir tek şey dedik Türkiye daha iyi yönetilebilir olsun. Kılıçdaroğlu buna karşı çıktı dedi ki “kesinlikle yaptırmam”. Paket hazırlandı, MHP ile ortak toplantılar yapıldı, belli bir mutabakat sağlandı komisyona geldi. Komisyonda tartışmalara yapıldı 2 madde tasarıdan çıkarıldı. Daha sonra genel kurula geldi” dedi. Genel kurulda anayasa değişikliğine ilişkin maddelerin oylanması sırasında yaşananlara da değinen Milletvekili Gider:“ Söylediğim afaki bir şey değil artık internet çağındayız izlemeyen arkadaşlarımız girsinler o tarihte meclis görüşmelerini şöyle bir izlesinler. Adalet ve Kalkınma Partisi olarak biz ve MHP bu maddeleri anlattık. Memlekete ne istediğimizi anlattık. CHP hatipleri çok fazla konuya girmediler. Devamları ithamlarla, eleştirilerle, hakaretlerle gündemi germek için uğraştılar. Ekip olarak motivasyonumuz tamdı, hiç bu tahriklere kapılmadık ve görüşmelere devam ettik. Ta ki ne zamana kadar onlar bizim yumuşak karnımızı biliyordu. Bizim değerlerimiz, vazgeçemeyeceğimiz şeyler var. Milletin kürsüsü bunlardan biri. Ve bir gece planlı bir şekilde. O gece onların orada kalabalık beklemeleri alışılagelmiş bir durum değil. Planlı bir şekilde kol kola girip kürsüyü işgal ettiler.  İndirin görüntüleri seyredin. Dedik ki yapmayın, böyle bir eylem yok. Kürsüyü nasıl işgal edersiniz bu milletin kürsüsüdür. Kavga olmadan kürsüyü boşaltmak için bizde oraya yürüdük ve kürsüyü boşalttık. Biz onlardan kalabalığız ama arkadan dolaşıp yumruk yiyen bizim arkadaşımız burnu kırılan. Bacağı ısırılan bizim arkadaşımız. Yani burada saldıran biz değiliz.  Bunu niye söylüyorum. Bu süreçte onların benimsediği politika gerginlik politikası. Gelin maddeleri tartışalım, hayır tartışmayalım. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçilecek gelin tartışalım, hayır siz diktatörlük getiriyorsunuz. Hangi maddede getiriyoruz söyleyin o maddeyi çıkaralım, yok siz diktatörlük getiriyorsunuz” şeklinde konuştu.
 
Menderes ve Özal’a da diktatör dediler
Bakın bu lafı iki lidere daha yoğun bir şekilde daha söylemişler ifadelerini kullanan Milletvekili Gider:“ Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gelmiş en nazik, kibar adam Adnan Menderes.  Ve ondan sonra da inanıyorum ki o kadar nazik, kibar adam gelmemiştir. Ne dediler diktatör dediler.  Bir başkasına daha yaptılar yoğun bir şekilde kime rahmetli Turgut Özal’a. Diktatör dediler, hukuk tanımaz dediler. En son akıbetini biliyoruz. Sonra kimse söylediler. Sayın kurucu genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız, bizim liderimiz, önderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a dediler. Şimdi Türkiye tarihini biz gözünüzün önüne alın sıçrama noktaları bunlar. Atatürk döneminden sonraki zıplama noktasıdır bunlar. Acaba sizin derdiniz ne ki Türkiye tam gelişirken bir diktatör muhabbeti geliyor aklınıza. Tesadüf mü niye bir başka zaman söylemiyorsunuz. Şimdi bize söyledikleri şu:“ şu anda memleketi yönetiyorsunuz böyle bir sisteme ne gerek var” bunu anlamalarını beklemeyeceğiz demek ki. Biz kendimiz için bir şey yapmak için oraya gelmedik. Biz bu memleket için ve torunlarımız için bir şey yapmak üzere oradayız. Ben çok eski Cumhurbaşkanı, Başbakan tartışmalarına anlaşmazlıklarına girmek istemiyorum” dedi. Milletvekili Gider:“ Atatürk’de, İnönü’de Cumhuriyetin kurucularıdır. Kendi aralarında anlaştıkları konu olmuştur, anlaşmadıkları konu olmuştur. Menderes, Celal Bayar Demokrat Parti’nin kurucularıdır ama anlaştıkları konu olmuştur, anlaşmadıkları konular olmuştur. Bunlara girmek istemiyorum. Demirel ile Özal siyasi rakiptirler ama iyi dostturlar anlaşmadıkları konular olmuştur. Ancak Özal’ın kendi partisinin içinden çıkan Başbakanlarıyla olan diyaloglarını hatırlayın. Sayın Demirel’in kendi partisinden çıkan, kendisinin davet ettiği Başbakanlarıyla olan diyaloglarını hatırlayın. Bunları da geçtim. Bunlar profesyonel siyasetin için gelen aktörler. Bu memlekette kamuoyu Ahmet Necdet Sezer diye bir ismi bilmiyordu. Bazen bizim yargıçlarımız siyasetçilerden daha siyasetçi oluyordu. Yekta Güngör Özden örneği vardır. Sabih Kanadoğlu vardır. Vural Savaş vardır. Biraz önce söyledim ya oy almadan memleketi yönetme telaşındalar diye bunlar hakimlik yapan değil bunlar siyaset yapan arkadaşlardır ama Ahmet Necdet Sezer bunlardan değildi. Ahmet Necdet Sezer sessiz sedasız kendi halinde bir hakimdi. Biz onu ne zaman tanıdık. Bülent Ecevit çıkıp bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır dediği zaman tanıdık. Yani birisi öbürüne diyebilecekse ki seni o makama ben getirdim evet bunu diyebilecek kişi Bülent Ecevit’tir. Bunu diyebileceği kişi de Ahmet Necdet Sezer’dir. Ne oldu bir süre sonra bir anayasa kitapçığıyla memleket bir krize girdi. Bunun kişilerle ilgisi yoktur. Bu olayı Sezer mi haklı Ecevit mi haklı diye analiz ederseniz içinden çıkamazsınız. Çünkü bu bir sistem sorunudur. Yetki paylaşılmaz” şeklinde konuştu.
 
Milletvekili Gider, HDP’ye de atıfta bulunarak:“ Bazı yerlerde eşbaşkanlık var. Onların asıl başkanları başka yerde de onun için. Onlara başkan yardımcısı gibi bakmak lazım. Yoksa bunun dışında yönetimde çok başlılık diye bir şey olmaz. Çok seslilik güzel bir şeydir istişare kültürü anlamında. Hepsini dinler lider karar verir. Ne diyorlar şimdi siz bunu yaptıktan sonra diktatörsünüz” dedi. Milletvekili Gider sözlerini şu sözlerle sürdürdü:“ Allaha şükür ki millet yine o millet olmakla birlikte artık daha bilinçlenmiş, daha cesur benim seçtiğimi ben korurum diyen bir millet ders alamayan 15 Temmuz’a baksın. 27 Mayıs’a bakmasın kimse biz milleti provoke ederiz, sustururuz demesin kimse. 15 Temmuz’a baksın o millet bu millet. Diyorlar ki Tayyip Erdoğan bu yetkiyi kullanacak. Bir siyasi parti lideri düşünün ki daha olmamış bir seçimde kimin kazanacağını biliyor. Bırak o zaman orayı. Kazanamayacağından eminsen niye orada oturuyorsun. Bakın Cumhurbaşkanlığı seçimi 2019. Eğer 2019 seçiminde CHP’nin Cumhurbaşkanlığını alamayacağına inanıyorsan niye orada oturuyorsun. Seçmenine yazık. Sen seçil sen kullan. İstediğin gibi yap. Bak ben korkuyorum sen seçilirsen diye. Niye seninle ilgisi yok ki bu konunun ben milletten korkuyorum. Benim milletimle aramda böyle bir bağ yok, benim gönül bağım var ne diyorsa ben ona inanıyorum. Senin öyle bir gönül bağın yok ki.
 
Millet dışı organlar benim meclisimi de bombalasa, benim milletimin köprülerini de bombalasa insanlar o zaman canını bu millet için vermeye hazır onun bunun adamları için canını vermeye değil”
 
Haber: Fehmi ŞENYİĞİT