"Dünya Akciğer Kanseri Günü" dolayısıyla açıklama yapan Doç. Dr. Lokman Koral, Kasım ayının tüm dünyada “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı”, 17 Kasım’ın ise “Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” olarak kabul edildiğini bildirildi.

Akciğer kanserinin, akciğer hücrelerinin anormal hale gelmesi ve kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan bir hastalık olduğunu aktaran Koral, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi; “Akciğer kanseri ülkemizde ve dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Ülkemizde kanser olan her dört erkekten biri akciğer kanseridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2020 verilerine göre tüm dünyada erkeklerde yeni tanı alan kanserler içinde akciğer kanseri 1. sırada yer almaktadır. Kadınlarda ise meme kanseri ve kolorektal kanserden sonra 3. sırada yer almaktadır. Kanserden ölüm nedenleri arasında ise her iki seks dikkate alındığında %18 oran ile 1. sırada Akciğer kanseri yer almaktadır. Ülkemizde yıllık görülen kanser vaka sayısı 233,834 iken bu oranının içinde akciğer kanseri %17,6 ile Dünya ortalamasının üzerine çıkarak ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde erkeklerde görülen sıklık %25,8 ve kadınlarda görülen sıklık %7 olarak saptanırken, erkeklerde her 100.000 kişiden 40, kadınlarda ise 35.9 kişi akciğer kanseri nedeni ile hayatını kaybetmektedir.

Sigara kullanımı akciğer kanserinin en sık görülen nedeni (%90’dan fazla) olmakla birlikte, puro, pipo ve nargile kullananlarda da risk artmıştır. Başkalarının içtikleri veya yanan tütün ürününden (sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara gibi) kaynaklanan dumanı soluyanlarda risk artmıştır. İnşaat ve bazı üretim işlerinde (gemi, izolasyon ve otomotiv) çalışan kişilerde asbest maruziyeti nedeni ile risk artmıştır. Asbest ülkemizde bazı bölgelerde toprağın doğal yapısında bulunduğundan çevresel temas da önemlidir. Yine Radon gazı da toprağın doğal yapısında bulunur. Ev içi radon maruziyetinin en önemli nedeni binanın temelindeki toprak ve kayalardır. Kişinin kendisinde veya ailesinde akciğer kanseri öyküsünün olması, yüksek düzeyde hava kirliliği, içilen suyun yüksek oranda arsenik içermesi, akciğerlere radyasyon tedavisi uygulanması, akciğerde tüberküloz (verem) hastalığı gibi bazı hastalıklar sonrasında kalan yara izi (skar) gelişimi akciğer kanserinin nedenleri arasında sayılabilir.

Akciğer kanserinin en sık görülen belirtileri; geçmeyen veya giderek kötüleşen öksürük, kanlı balgam çıkarmak, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, nefes darlığı, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları yanı sıra hemen her kanser türünde görülebilen iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk gibi genel semptomlardır.

Muayene ve akciğer grafisi bulguları ile akciğer kanserinden şüphe edilen hastalarda öncelikle akciğer bilgisayarlı tomografi (BT) çekilir. Hastalığa dair bulgular varsa bronkoskopi denilen işlem ile akciğerlerin kamera ile değerlendirilmesi ve biyopsi işlemi yapılması ile kesin tanı konularak tedavi yöntemi saptanmaya çalışılır. Erken evre hastalıkta cerrahi tedavi seçeneği ön planda iken, ileri evre hastalarda radyoterapi, kemoterapi, immunoterapi veya hedefli tedavi seçenekleri hastanın patoloji sonucu ve moleküler test sonuçlarına göre belirlenir."

Doç. Dr. Lokman Koral, "Korunmada en önemli yaklaşım sigara başta olmak üzere tüm tütün ürünlerinden uzak durmak olmalıdır. Günümüzde erken tanıya yönelik ulusal bir tarama programı olmamakla birlikte özellikle 55 yaş üstü, 30 paket yılı ve üzerinde sigara içme öyküsü olanların düşük doz akciğer tomografisi ile değerlendirilmesi önerilebilir" diyerek akciğer kanserinden korunmanın yollarını, erken tanı, teşhis ve tedavisinin önemini vurguladı.


Kaynak: Haber Merkezi