Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen ÇTSO Söyleşileri etkinliğinde konuşan, Yapı ve Deprem Mühendisliği Profesörü Alper İlki beklenen Marmara depremi ve Çanakkale özelinde önemli açıklamalarda bulundu.

İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Yapı Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki, ÇTSO Söyleşileri’nin mayıs ayı konuğu oldu. ÇTSO Kongre Fuar Merkezindeki söyleşi etkinliğini; Meclis Başkanı Osman Okyay, ÇTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ersin Kahraman, yönetim kurulu ve meclis üyeleri ile  komite ve kadın girişimciler kurulu üyelerinin yanı sıra,, sivil toplum kuruluşu ve sektör temsilcileri izledi.

Şubat ayında Türkiye’yi derinden sarssan, artarda yaşanan ve 11 ilde yıkıcı etki yaratarak binlerce insanın hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlere değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Alper İlki, ülkemizdeki deprem yönetmelikleri ve bunlara uygun yapılaşma hakkında görüşlerini belirtti. Afet bölgesindeki yapı stoklarına bakıldığında çoğunun 2000 yılı öncesine ait olduğunu aktaran İlki, “Bu binaların yıkılma oranı yeni binalara göre daha fazla oldu. Çünkü eski yönetmelikler doğrultusunda inşa edilmişlerdi. Burada asıl önemli olan güncel deprem yönetmeliğine uygun malzeme kullanımı, bina yapımı ve denetlemedir. Yönetmelik koşullarına tamamen uymakla birlikte, beton, betonarme, demir kalitesi ve bunların işçiliğinden de ödün verilmemesi gerekiyordu. Örneğin 2000 öncesi yapılarda beton kalitesi çok düşük, dayanımı çok az. Elbette ki depremin boyutları çok büyüktü bunu atlamamak gerekiyor. Türkiye’nin 30 yılda yaşadığı bütün depremlerden çok daha büyük hatta dünyadaki en büyük ölçekli depremlerden biri olarak kayda girdi. 99 depremleriyle kıyaslandığında yaklaşık 4 katı büyüklüğünde ve yıkıcı etkiye sahip olduğu ölçümlendi. Bu kadar büyük boyutlu bir felaketten bu kadar çok hasar alınması beklenebilir bir sonuçtur. Ancak, yine de yapı stoklarının incelenmesiyle elde edilen raporlarda gördük ki yönetmeliğe uygun yapılan herhangi bir eksikliği bulunmayan binalar ayakta kaldı. Yıkılan bütün binalarda fahiş hatalar ve büyük eksiklikler mevcut. Bu da gösteriyor ki yönetmeliklere uymak, doğru malzeme kullanmak, doğru bir denetim uygulamak bu büyüklükteki bir depremde bile insanları kurtarır. Hastane, okul, ibadethane gibi alanlar içinse daha üst seviyede bir süreç gerekiyor. Özellikle yıkılan ve kullanılamaz hale gelen birçok hastane gördük, çoğu çalışamaz hale geldi. Bu yapıların yönetmelik koşullarındaki sınırı daha da yükseltmeleri mecburi” dedi.

“ÇANAKKALE, BEKLENEN OLASI MARMARA DEPREMİNDE YÜKSEK RİSK ALTINDA BİR BÖLGE”
Türkiye’nin b deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken İlk, Çanakkale ilgili bilgiler verdiği söyleşide; “Çanakkale, beklenen olası Marmara depreminde yüksek risk altında bir bölge. Üstelik Hatay, İskenderun ve Malatya gibi zemin sıvılaşmasına çok müsait bir yapısı var. Zemin özellikleri ve Ezine fay hattına yakınlığı düşünülecek olursa öncelikli çalışma zemin iyileştirme olmalıdır. Daha derin temeller atılarak ya da uygun kat yüksekliği belirlenerek yapılacak yapılar büyük ölçüde az hasar alınmasını sağlayacaktır. Burada da İstanbul’da olduğu gibi 2000 öncesi yapılar ve yönetmeliğe yeterince uyulmayarak yapılan binalar olduğunu öngörüyoruz. Çanakkale’deki konutların iyileştirilmesi için yapılabilecek her çalışma iş yerleri ve üretim tesisleri için de geçerli” ifadelerini kullandı.

GÜÇLENDİRMENİN ETKİSİNİ GÖZ ARDI EDİLEMEZ
Güçlendirme konusunun göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken İlki, “Eski yönetmelikler doğrultusunda yapılmış ya da 2000 öncesi yapılar için güçlendirme çalışmaları çok etkili oluyor. Hatay’da dört bloktan oluşan bir grup yapıdan bir bloğa proje kapsamında güçlendirme çalışması yapmıştık. Şubat depremlerinde sadece güçlendirme çalışması yaptığımız bina ayakta kaldı. Bu da güçlendirmenin ne derece önem arz ettiğini bizlere gösteriyor. Bir binayı yıkıp yeniden yapacağınız zaman ve bütçe ile 4 binayı güçlendirebilirsiniz. Bu da çok daha fazla insanı kurtarabilmek demek. Bu sebeple güçlendirmenin etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu çalışma ile duvarlar, kolonlar ve zemin iyileştirmeleri yapılabiliyor” diye konuştu.

Haber: Veysel Akın Salkın