AK Parti, ‘22. Yıl Buluşması’ adıyla geniş katılımlı bir program düzenledi. Partinin kuruluşundan bugüne teşkilatlarda görev almış birçok isimin katıldığı etkinlik Polis Deniz Evi bahçesinde gerçekleştirildi.

Milletvekili adayları Ayhan Gider, Jülide İskenderoğlu, Nazım Hikmet Keskiner ve Halil Zahit Mert’in hazır bulunduğu toplantıda, mevcut ve geçmiş dönem milletvekilleri, il başkanları, parti yöneticileri, kadın kolları ve gençlik kolları başkanları ve çok sayıda partili iştirak etti.

DAVANIN YOLCUSUYUZ SAHİBİ DEĞİL
Coşkulu bir kalabalığa seslenen Ak Parti birinci sıra milletvekili adayı Ayhan Gider konuşmasına ‘’ Dava kardeşlerim. Biz sizin yanınızdayız. Hep beraberiz. Bugün ne Çanakkale'de ne Türkiye'nin herhangi bir yerinde asla böyle bir toplantıyı tertip ederek edebilecek AK Parti dışında bir parti mevcut değil. Bakın kuruluşundan beri milletvekillerimizin tamamı burada. Bülent Bey mazeretinden dolayı Ankara'da. Mehmet Daniş burada, Müjdat Kuşku burada, İsmail Kaşdemir burada; hepimiz buradayız. AK Parti Çanakkale kurucu İl başkanımız Reyhan Demirtaş burada. Toplantıyı yaparken dediler ki küsler var, dargınlar var. Ben buna inanmadım. Bugün baktım ki hiç küs dargın yok. Sadece bu dönemin milletvekili adayları değil. Bundan önceki dönemin milletvekili adaylarının da tamamı burada. Çünkü bu öyle bir dava ki bu davanın sadece yolcuları var. Sahibi yok. Sahibi Allah. Sahibi halk. Biz yolcularıyız ve büyüyerek artarak devam eden yolcularıyız. Bu yolculuk çok kutsal bir yolculuk. Bugün çifte bayram. Hem Ramazan Bayramı hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Eğer biz bu 23 Nisan'ın ne olduğunu anlatabilseydik zaten bugün yüzde doksan oy alıyor olurduk. Çünkü yüzde onu zaman da vardı. Hani manda ve himayeye girelim diyenler vardı ya. Hani İngilizler gelsin bizi yönetsin. Hani Amerikan mandası kıymetlidir diyenler vardı ya. Onlar o zaman da vardı. Ama yüzde doksan insan hayır, “Biz tam ve bağımsız Türkiye istiyoruz” dedi. Bundan tam yüz sene önce de bu devleti kurdu. Bugün birçok şey bize nasip olmuşsa o zaman bu yola çıkanların eseridir. Biz o yolu takip ettik. Bugün İstanbul'un fethinin sembolü olan Ayasofya'yı açmışsak bunun dini önemi muhakkak ki çok kıymetlidir. Çok değerlidir ama aynı zamanda milli de bir değeri vardır. Orası fethin sembolüdür. Orası fethin mührüdür. Bugün bu bize nasip olmuşsa ben inanıyorum ki orayı müzeye çevirenler de konjonktür gereği içi kan ağlayarak çevirmiştir. Bugün biz Musul'daki, Kerkük'teki bugün biz Karabağ'daki Azerbaycan'daki dostlarımızdan, kardeşlerimizden teşekkür alıyorsak bunu niye alıyoruz? Avrupa'dan aferin, beklemediğimiz için alıyoruz. Bugün biz nasıl aferin beklemiyorsak yüz sene önceki bizim dava ortaklarımızla efendim beklemediler ve bir milli mücadeleye çıktılar. Çok şükür ki bunu tamamlamak Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşlarına nasip oldu’’ diyerek Ak Parti’nin kuruluşuna atıfta bulunarak bir dava partisi olduğunun altını çizdi.

MİLLET İTTİFAKI’NIN VİZYONU YOK
 Ayhan Gider, Millet İttifakı’nın vaatlerinin vizyonsuz ve kafa karıştırıcı olduğunu anlattığı konuşmasında ‘’Muhakkak ki bizim gibi ülkelerde her seçimin başka bir konsepti var. Bir türlü şu hizmetleri, vaatleri anlatarak seçime gidemiyoruz. Bu memlekette iktidardaki bir partiye kapatma davası açıldı. Akıl alır gibi değil. On yedi yirmi beş aralıkları yaşadık. Şam'da Bağdat'ta yaptıklarını Arap baharı dediklerini gezide yapmaya kalktılar. Ağaçların peşinde. Yunan'ın bile işgal sırasında bombalamayı akıl edemediği, meclisimizi bombaladılar 15 Temmuz'da. Fakat bunların hepsini biz üstümüze alabiliriz. Bunlar AK Parti'ye yapılmış diyebiliriz. Ama bugün geldiğimiz noktada bu artık bizim seçimimiz olmaktan çıktı. Bu seçim memleketin seçimi haline geldi. Çünkü bakıyorsunuz karşımıza aday diye çıkanların vaat edebilecekleri hiçbir ciddi şey yok. Çünkü vekil hatlarında herhangi bir hizmetleri yok. Bize anlatabilecekleri şunu yaptık diyebilecekleri bir konu yok. Söylediklerinin tamamı herhangi bir çocuğun eline verdiğinizde yazabileceği şeyler. Bu kadar vizyonsuz bir şekilde seçime gidiyorlar. Ama verdikleri vaatler var. Yapacakları işler var. Bugüne kadar biz neyi yapmışsak bunu tersine çevirme telaşları var. Bunu nereden anlıyoruz? Bak. İki tane ana ittifak seçime gidiyor. Biri Cumhur İttifakı, biri Millet İttifakı. Adı da niye Millet onu bilmem. Bu kadar milletten uzak olup da adını millet koymak bile başlı başına bir konu. Cumhur İttifakı'nın bir mantığı var. Milliyetçi muhafazakar vatanına bağlı insanlar. Canını bedenine, ailesini milletin gerisinde tutan insanlar. Karşı tarafa bakıyorsunuz. Artık sayısını unuttuk altı mı, yedi mi, sekiz mi, hiç önemi yok, Kaç kişi varsa toplansın gelsinler. Öyle bir korkumuz da yok, derdimiz de yok Allah'a şükür ama hani bizim köyde bir laf var, derler ki kazana koysan kaynamaz bunlar. Biri çıkıyor diyor ki kadın haklarında şu şu maddeler fazla. Biri diyor bunları kaldıracağız. Öbürü de çıkıyor diyor ki eş cinsel evliliklere izin vereceğiz. Bakın ben tutucu bir adam değilim. İkisini de ayrı ayrı anlayabilirim. Çıksınlar millete anlatsınlar. Kim hangini istiyorsa oy versin. Tamam da kardeş ikiniz bir araya gelince ne yapacaksınız? Onu bir söyleyin. Ortadan mı gideceksiniz? Ne yapacaksınız? Birisi diyor ki biz ülkücüyüz. Öbürü de diyor ki Selahattin Demirtaş tutuklu değil tutsaktır salıvereceğiz. Ne yapacaksınız? Onlar salarken siz kapıda mı bekleyeceksiniz? Bunun aklı mantığı var mı? Bir masaya oturuyorsun. Sonra kalkıyorsun. Üç saat sonra yine oturuyorsun. Ya bu üç saati hesaplayamayacak kadar vizyonsuz musun? Yoksa sen o masaya oturtanlar kalkmana kızdı mı? Şunu bize açık söyle. Bir dedim merak ediyoruz vatandaş olarak hakkımız. Oy vereceğiz ya. Neyin peşindesiniz?’’ şeklinde konuşmasını sürdürdü.

TÜRKİYE YÜZ YILI AK PARTİ İLE MÜMKÜN
 Uluslararası camiada söz sahibi olmak için ülkenin güçlü olması gerektiğine değinen Gider ‘’Biz Allah'a şükür ki bu seçime onlara karşı değil, Türkiye yüzyılıyla gidiyoruz. Türkiye yüz yılı nedir? Türkiye yüz yılı teknolojide, ekonomide, eğitimde, tarımda, bilimde, sanatta, bilişimde en iyi olma yoludur. Yüz yıla Türkiye'nin damgasını vurma hareketidir. Hani Ziya Gökalp diyor ya. Medeniyet onlara eşit olduğumuz gün hiç şüphesiz cihan hegemonyası yeniden bize geçecektir. Çünkü uluslararasında ne hak olur ne hukuk olur. Uluslararasında güç olur. Bu güce de kara kaşınla, kara gözünle edinemezsin. Enerji kaynaklarına sahip olmakla ediniriz. Üreterek, çalışarak, koşturarak edinirsin. Bizim davamız yirmi iki senedir bu dava ve bu şekilde de devam ediyor. Bakın yeni doğal gazın çıkışını sağladık. Doğal gaz çıkıyorduk, karaya gelişimi sağladık. Ve bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız bir süre ücretsiz daha sonra da ev kullanımı kadar ki kısmını tüm halkımıza ücretsiz olarak sunacağımızı söyledi. Ne dediler? Acaba yüzde kaçını karşılayacak? Bu sunacaklarınız oradan mı çıkıyor başka yerden mi geliyor? Ya başka hiç merak ettiğin bir şey yok mu? Bir teşekkür et ya. Bir teşekkür et. Bakın biz Kaf Dağı'nda insanlar değiliz. Şu alandakilere baksak en sosyetenizin iki kucak gerisi köye dayanır. Çok kibir yapacak halimiz de yok. Yirmi iki senede bin tane eksiğimiz vardır. Bin tane yanlışımız vardır. Söyleyin. Şudur, şunu, şunu yanlış yapıyorsunuz. Baş göz üstüne. Kabul etmezsek deyin ki yalan söylüyorsunuz ama şu itiraz ettiğiniz şeylere bakın. Doğal gaz çıkarıyorsunuz da az mı çıkarıyorsunuz, çok mu çıkarıyorsunuz? Ne varsa onu çıkarıyoruz. Bu mu merak ettiğiniz? Buna karşı mısınız? Çıkarmayalım mı asla? Ne yapalım? Diyorsunuz ki Kuzey Irak'ta ne işiniz var? Suriye'de ne işiniz var? Ya deli misin sen bizim orada ne işimiz olduğunu bilmiyor musun? Biz olmazsak orada PKK olacak. Onu mu istiyorsun? Tabii onu istiyorsun. Ortağın onu istiyor. Ama biz senin ortağına çalışmayız. Biz yüce Türk milletine çalışırız. Libya'ya niye gidiyorsunuz diyor. Ya bunu bana Yunanistan sorsun sana ne oluyor? Akdeniz'de bizim iddiamız var. Yunanistan'ın iddiası var. Benim Libya'ya niye gittiğimi Fransa sorsun? Ortağı mısın onların? Onlardan aferin bekleyen misin? Neyin peşindesin? Milli savunma alanında yerli teknoloji alanında yollarımız, barajlarımız, köprülerimiz, hizmetleri saymamıza gerek yok. Çünkü yirmi iki senedir bizim söyleyip yapamadığımız herhangi bir icraatımız yok. Ve milletimiz biliyor ki bundan sonra da ne vaat ettiysek onu yapacağız. Bizim bu seçimde halkımıza söyleyeceğimiz bir tek şey var. Hizmetlerimiz ortada, yapacaklarımız ortada. Sizden bu dönemi kendimiz için istemiyoruz. Sizden bu dönemi Kandil'le yol yürüyenleri bu devlet kurumuna, kurumlarına sokmamak için izin istiyoruz. Ve bunu da ve bunu da yirmi iki yıldır olduğu gibi isterken güvendiğimiz iki tane yer var. Birisi Yüce Rabbimiz. İkincisi de büyük milletimiz’’ sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
 
Haber: Şahver Banu Çağlak