Yaşanan depremler sonrasında korunması gereken yaş gruplarına daha çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Öztürk:“ Bazen fark etmiyoruz onları ama onlar da sonuçta bunu yaşıyorlar. Çocukları yok saymadan, duygularını açmalarına izin vererek, onları dinleyerek anlarında olmamız gerekiyor. Çocuklarda oluşabilecek davranış bozukluklarına dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklar genelde b tepkileri veriyorlar. Gerileme olabiliyor, daha düşük yaştaymış gibi davranmaya başlayabiliyorlar. Okul başarıları bozulabiliyor, altlarını ıslatabiliyorlar. O konuda da uyanık olmak lazım ve tabii ki hepsinden önemlisi ruhun kendini toplaması için normal yaşama dönmek lazım aslında. Olabildiğince normal yaşama dönmek dikkati o an yaşanan süreçten uzaklaştırmak gerekiyor. Her şeye rağmen, bütün desteklere rağmen atlatılamayan, baş edilemeyen, insanın o an hayatını sürdürmesini engelleyen belirtiler olduğunda mutlaka işin uzmanına başvurmak gerekiyor. Bunun için şuan uzmanlarımız Ayvacık Devlet Hastanesi’nde bekliyorlar” şeklinde konuştu.
 
Ayvacık ilçesinde yaşanan depremler sonra bölge halkı adeta diken üstünde yaşıyor. Sık sık artçı sarsıntıların yaşandığı bölgede ruh sağlığı zarar gören depremzedeler için uzman ekip bulunduruluyor. Çanakkale Devlet Hastanesi bünyesinde faaliyet gösteren Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) Müdürü Psikiyatrist Uzman Doktor Özlem Öztürk, depremzedelerin yaşadıkları travmaya dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Vatandaşların deprem gibi travmatik bir yaşam olayı sonrası ruhsal açıdan farklı bir şekilde etkilendiğinin altını çizen Öztürk:“ Öncelikli olan fiziksel sağlık ve fiziksel ihtiyaçların yerine getirilmesi” dedi.
 
Ruhsal süreçleri unutmamız gerekiyor
Bu tür afetlerde yaşam tehlikesinin oluştuğu durumlarda beynimizde bir korku tepkisinin ortaya çıkmasının kaçınılmayacağını kaydeden Öztürk:“ Bu zaten bizi korumak için var olan bir mekanizma. Öncelikle birey kendisini bir güvenceye almak istiyor. Önce bir durumu değerlendiriyor. Daha sonra da başa çıkma. Bölgemizde süregelen bir deprem var ve bir travma söz konusu. O yüzden içinde yaşarken özellikle bu travmanın ilk 1-2 haftasında beynimizde korku merkezlerinin aktifleşmesiyle ortaya çıkan korku ve kaygı belirtilerini hissetmemek kaçınılmaz” şeklinde konuştu.
 
Öztürk sözlerini şöyle sürdürdü:“ Bunlar tüm bedende hissedilebilecek belirtiler olabilirler. Çarpıntılar, nefes darlığı, nefes alamama hissi, korku duygusunun kendisini hissetmek ya da kaygı, endişe durumunun kendisini hissetmek, o ortamdan kaçma isteği belirir. Bu normal bir yaşam olayı olmadığı için bunu anlamlandırmak için zamana ihtiyacımız var. O yüzden istenmedik zamanlarda hangi an dehşete düşürdüyse kişiyi, o anın gözünün önünde belirmesi, bazen rüyalarda görmek gibi belirtilerin olmasını zaten bekliyoruz. 2 haftanın üzerinde süren kişinin başa çıkamadığı belirtiler olduğunda mutlaka yardım için başvurması gerekiyor. İlimizde sosyal hizmet uzmanları, ruh sağlığı uzmanları ve psikologların görevlendirilmesi vardı. Sürekli vatandaşla beraber. Onun dışında psikiyatri hekimlerine de bu tür belirtilerinden bahsedebilirler. Bedensel belirtiler tabi ki fiziksel sağlık açısından mutlaka öncelikle tatbik edilmeli ama bunların ruhsal sebepleri olabileceği de göz ardı edilmemeli”.
 
Çocuklara dikkat etmemiz gerekiyor
Yaşanan depremler sonrasında korunması gereken yaş gruplarına daha çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Öztürk, özellikle çocuklar için önemli uyarılarda bulundu. Öztürk:“ Bazen fark etmiyoruz onları ama onlar da sonuçta bunu yaşıyorlar. Çocukları yok saymadan, duygularını açmalarına izin vererek, onları dinleyerek anlarında olmamız gerekiyor. Çocuklarda oluşabilecek davranış bozukluklarına dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklar genelde b tepkileri veriyorlar. Gerileme olabiliyor, daha düşük yaştaymış gibi davranmaya başlayabiliyorlar. Okul başarıları bozulabiliyor, altlarını ıslatabiliyorlar. O konuda da uyanık olmak lazım ve tabii ki hepsinden önemlisi ruhun kendini toplaması için normal yaşama dönmek lazım aslında. Olabildiğince normal yaşama dönmek dikkati o an yaşanan süreçten uzaklaştırmak gerekiyor. Her şeye rağmen, bütün desteklere rağmen atlatılamayan, baş edilemeyen, insanın o an hayatını sürdürmesini engelleyen belirtiler olduğunda mutlaka işin uzmanına başvurmak gerekiyor. Bunun için şuan uzmanlarımız Ayvacık Devlet Hastanesi’nde bekliyorlar” şeklinde konuştu.

Haber: Fehmi Şenyiğit


 
 


Kaynak: Haber Merkezi