İlki çoğunluk sağlanamadığından iptal edilen Çanakkale Belediyesi Mart ayı Belediye Meclis Toplantısı 1. Oturumu, 6 Mart Pazartesi günü saat 17.00'da Çanakkale Belediyesi Yeşil Yerel Yönetim Binası ve Kültür Merkezi Meclis Salonunda gerçekleşti. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın mazeretli olarak katılamadığı Meclis toplantısını Belediye Başkanvekili İrfan Mutluay yönetti. Toplantının gündemi ise kuraklık tehlikesi ve su tasarrufu oldu.

Başkan Vekili Mutluay 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden sonra, 21 Şubat’ta gerçekleşen Belediye Meclisi’nde alınan kararlar belediye tarafından yapılanları katılımcılarla paylaştı. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Başkanı Selçuk Semizoğlu’nun belediyenin 300 dairesi olduğuna ilişkin söylemine de değinen Mutluay, “Geçtiğimiz Hafta Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanının bir açıklaması var ve bir takım ifadeler var biz de bunları düzeltme ihtiyacı hissettik. Bu ifadelerin bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. ‘Çanakkale Belediyesinin 300’ü aşkın dairesi olduğunu ve bu dairelerde kimler oturuyor, kim biliyor?’ gibi sorular yönelterek 300 dairelik bir belediye taşınmasından bahsetti.  Biz de gerçekten arayıp bulamadık bu 300 daire nerededir? diye. Kendi içimizdeki arkadaşlara da sorduk. Bunun ise bir bilgi eksikliğinden kaynaklandığını düşünüyorum. 111 adet Çanakkale Belediyesine ait bir taşınmaz varlığı var. Bunların 7 adetini kiralamışız,  7 tanesi de tahsisle belediye müdürlüklerinin kullandığı taşınmazlar; yani toplam 14  adet. 52  adet lojman var, Kamu Konutları Kullanma Yönetmeliğine göre bu lojmanlardan kendi personellerimiz yararlanıyorlar.  Yine 3 adet, toplu konuta devri yapılacak olan bir tapuya, mülkiyete sahibiz. Biliyorsunuz 11 dairemiz, bunun dışında5 dairemiz daha depremzedelerin yararlanması amacıyla sunuldu. Şu anda 8 depremzede aile bu konutlardan yararlanıyor. Yine 26 adette kat irtifakı bulunan ve teslim alınmayan taşınmaza sahibiz. Toplam sayımız, biraz önce söylediğim gibi 111’dir. Yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmamalı” dedi.

Mutluay şöyle devam etti; “Yine Semizoğlu haklı olarak bir şeye değindi. Gerçekten Çanakkale kentinin, sadece belediyenin değil; kırsalında ihtiyacı olan hafriyat alanı ve moloz döküm alanı diğer ifadeyle inşaat yıkıntı alanı ve toprak döküm alanına ihtiyaç var. Bununla ilgili de Çanakkale Belediyesi'nin 1999 yılından itibaren yapmış olduğu araştırma ve çalışmalar var. Son dönemde belediye meclisimiz, AK Parti grup başkan vekilimizin de bu konuda  destekleri oldu. Yapılan çalışmalar var ve sonuçta Dümrek köyünde Orman Bölge Müdürlüğü'nden tahsisten alınan 15 dönümlük alan, ine Elmacık köyünde de, köyünde de 100 dönümlük bir alan şu anda Çanakkale Belediyesi'ne tahsisi yapılmış durumda. Bunlar toprak dolgu alanı olarak geçiyor. İnşaat yıkıntı alanı olarak ihtiyacı karşılamak üzere de belediyemiz temizlik İşleri Müdürlüğü'nün şu anda yapmış olduğu ÇED süreci gerekiyor bununla ilgili hepimizin bildiği gibi, buna dönük çalışmalara da başlandı. Umuyorum kısa bir sürede de bu sonuçlanacaktır. Bu sorunlar ortadan kalkacaktır. Doğrudur, kentsel dönüşümün riskli yapıların sayısının artmasıyla birlikte bir yıkım sayısı da artacaktır ve bu alanlara da ciddi anlamda ihtiyaç vardır. Tabii burada şunu da belirtmek gerekiyor; yer bulma görevi kent merkezlerinde, belediye sınırları ve mücavir alan için söylüyorum Çanakkale Belediyesine aittir ama bu sınırlar dışındaki alanlarda da yer bulma görevi de Özel İdare’nin yetki ve sorumluluğundadır. Ama bu sorumluluk gerek ki kent merkezinde böyle bir alan bulamayacağımızı tahmin ediyorum. Bunun dışındaki alanlarda da Çanakkale Belediyesi'nin arayışları olmuştur ve çok şükür ki iki alanla şu ana kadar sahip olmuş durumdayız.”
 
“YAPILAŞMA İÇİN İLK AKLIMIZA GELEN MERA, YA DA ORMAN OLMAMALIDIR”
Gündem dışı konuşmalarda, 24 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan Olağanüstühal kapsamında yerleşme yapılaşmaya ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesine değinen Mutluay, “Ben bunu kendi adıma, kendi mesleğim gereğiydi önemsiyorum. Burada ‘Depremler dolayısıyla genel hayata etkili, afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskan alanlarının da  gereklilik bulunması halinde 4342 Sayılı Meral Kanunu ile 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ek on altıncı maddesinde belirtilen alanlarda kullanılabilir.’ Ben bunu çok tehlikeli bir gelişme olarak görüyorum. Yani yapılaşma için ilk aklımıza gelen mera, ya da orman olmamalıdır. Tarım alanları olmamalıdır. Şu anda çok ciddi bir gıda krizi yaşıyoruz. Kıymanın etin fiyatları 300 liralara dayandı. halkın önemli ete ulaşamıyor.  otu çözmeden eti çözmeniz mümkün değil, hayvanların beslendiği alanlar. Diğeri ise orman alanları. Yine ciddi bir kuraklık yaşıyoruz. Toprak ve su rejimi yönünden orman alanlarının varlığının ve bunların önemini benim tüm halka anlatmama sanıyorum gerek yok ve önemli karbon yutak alanı. Bunu tehlikeli bir gelişme olarak görüyorum” dedi.

SU TASARRUFU KARARLARINI HATILATTI
Kenti ilgilendiren 1 Mart 2023 tarihinde belediye encümeni tarafından su tasarrufuna yönelik alınan kararları hatırlatan Mutluay, “Barajımızda doluluk oranı yüzde 43, rezervimiz de 23 milyon 300 bin metreküp civarında. Su varlığımız kent kullanımı için yeterli gibi görünse de  bu barajın işlevi aynı zamanda tarımsal sulamada kullanılması. Tarımsal sulamada özellikle sabit tesisler ve dışındaki sezonluk üretimler için bir su kısıtı uygulanabilir. Bunun kararını da Devlet Su İşleri Şube Müdürlüğü tarafından verilmektedir. Dolayısıyla bu da ekonomik bir kayıptır. Bu nedenle kuraklığa, su tasarrufuna dikkat çekmek üzere belediye encümenlerimiz bir takım kararlar aldı.  Konut ve iş yeri önlerinin ve işlerinin hortumla yıkamasının 30 Nisan 2023 tarihine kadar yasaklanması. Yine aynı tarihe kadar yüksek su tüketimi olan sanayi tesislerine  kısıtlama getirilmesi ve mevcut kullanımlarının da izlenmesi yönünde bir karar aldı. Halı ve kilim yıkamalarının yasaklanması kararı alındı. Şehir şebeke suyu ile hortumla araba yıkamasının yine yasaklanması kararı alındı. Oto kuaför, yıkama işletmelerinde su tüketiminin aylık maksimum 20 metreküp olarak sınırlandırılması. Yani kota getirilmesi ve bunun üzerinde bir su yüklemesine izin verilmemesi. Elektronik ön yüklemeli sayaç bulunmayan bu tür işletmelere ön yüklemeli sayaç takma zorunluluğu getirilmesi. Kuyu suyu kullananlara ise atık suya yönelik tespitlerin yapılabilmesi adına mekanik sayaç takılması zorunluluğu getirildi. Yine bahçe sulamalarında sulamaların sabah ve akşam saatlerinde yapılması, yani buharlaşmanın yüksek olduğu öğlen saatlerinde sulama yapılmaması ve sulama şebekelerinde sulama sistemlerinde de su tasarruflu yağmurlama, damlama gibi basınçlı sulama sistemlerini tercih karar alındı. Park bahçe, yeşil alan, yerlerde de yine kısıtlı sulama yapılması ve sulamanın da yine basınçlı sulama sistemleriyle yani yağmurlama ve damlama sulama yöntemleriyle kullanılması yönünde kararlar alındı. Söylediğim gibi bu kararları encümenimiz 30 Nisan iki bin yirmi üç tarihine kadar aldı. Barajın su rezervine göre ve ihtiyaca göre de 30 Nisan 2023 tarihinde tekrar bir değerlendirme yapacaktır” dedi.

“SONUÇLARI DEPREMDEN DAHA KÖTÜ OLABİLİR”
Belediye Meclis toplantısında su tasarrufu ve 2020 yılında başlatılan su arama projesine yönelik Jeofizik Yüksek Mühendisi Rıza Baysal tarafından bir sunum gerçekleştirildi. Kuraklığın ciddi bir boyuta ulaştığını kaydeden Baysal, “2021 yılından itibaren Türkiye, özellikle Çanakkale bölgesi kuraklığa girmişti. Bu sebepten dolayı biz de çalışmalar başlattık. Son üç aylık haritaya göre Çanakkale, çok şiddetli kuraklıkta. Bize yakın yerlerde özellikle olağanüstü kuraklık var. Onların da aynı şekilde hızlı bir şekilde önlem alması lazım.  Biz ortam jeolojisini araştırırız bu tip durumlarda ve bizim Çanakkale'nin jeolojisinde ağırlıklı olarak alüvyon var. Yani alüvyon nedir? Akarsuyun getirdiği döküntülerden kaynaklanan bir zemin yapısıdır. Yer yer kirli noktalarımız var. Kirli zeminlerin de ayrı özellikleri var. Şunu söylemem gerekiyor kuraklığın sonuçları depremden daha kötü olabilir. Bununla alakalı olarak alüvyon tabii ki de deprem için bir yandan davetiye çıkartan bir şey. Her ne kadar bizim şu anda çok yüksek bir tehlikemiz olmasa da böyle bir durum var. Alüvyonun bir yandan da iyi bir yanı var. O da gözenekli ve geçirimli yapılar sunması, çakıl taşı gibi kum taşı gibi.  Biz de burada bunları içeren yani su depolayan ve aynı zamanda bize suyu verecek olan aküferleri araştırmaya karar verdik. Bu araştırmaları yaparken jeofizik yöntemlerden yararlandık. Bu konuda en sık kullanılan olan elektrik öz direnç yöntemiyle elektrotlar aracılığıyla yere akım vererek kayaçların aralarındaki ayırt edici özelliklerden bir tanesi olan  öz dirençlerin farkında yararlanarak buradaki aküferleri, gözenekli yapıları bize su verecek yapıları tespit etmeye çalıştık. Bu anlamda 73 adet jeofizik ölçüm gerçekleştirdik. Sarıçay bölgesi Karacaören, Saraycık, baraj hattı bizim araştırma yaptığımız bölgeler oldu. Sahadaki verileri biz yazılım programına aktardık. Ölçümlere göre bilim ışığında sondaj kararı verdik. Bu araştırma sondajlarına zaten ihtiyacımız vardı. Çünkü prosedür olarak da bizim ruhsat alabilmemiz için üretim sondajına dönüştürmemiz için bunlara ihtiyacımız vardı. Yedi arama sondajına karar verdik. Bizim beklediğimiz gibi de tutarlı oldu sonucu. Bu bölgeler tohum sandığı, atık su arıtma, yurt önü, içme suyu arıtma, gard orman park, Çan kavşağı ve pak bahçeler oldu. Bu bölgelerin en verimli olduğunu düşündük. Bundan sonrasında bir final raporu oluşturuldu. Hazırladığımız raporlar ışığında biz üretim sondajları kararı aldık. Bu üretim sondajlarının dört adet olmasına karar verdik. Bunlar en verimli olduğunu düşündüğümüz bölgeler oldu. Bu dört üretim kuyusuna 72 saat boyunca pompa testleri yapıldı. Suyun bitmediğini gördük. Bu da beslenmenin güçlü olduğunu bize gösteriyor. Kuyulara güçlü pompalar indirildi. Suyun kalitesi de önemliydi bizim için. 35 ayrı parametreden kimyasal ve bakteri analizleri yapıldı. Bunların sonucun da ağır metal ve zararlı bir bakteriye rastlanmadı. Bu anlamda şu anda üç ayrı tesis oluşturuldu ve çalışır durumdalar. Bundan sonraki süreçte çalışma sahamızı daha da genişletmeye karar verdik. Önceliğimiz baraj yakınlarında bir bölge seçmek oldu. Sonrasında Karacaören tarafında ölçümlerimiz olacak. Orada daha farklı verimli noktalar keşfedebiliriz. Son olarak da Dardanos ve Güzelyalı’da su aramaları yapmaya devam edeceğiz.”

Toplantının devamında gündem maddeleri görüşüldü.

Ersan KÜÇÜKKURU