Çanakkale Ziraat Odası'nda iki listenin yarıştığı genel kurulda 38 delegenin oyunu alan Ufuk Ünver yeni başkan oldu.
 
Ziraat Odası olağan genel kurulu pazar günü Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Kongre ve Fuar Merkezinde gerçekleşti. Mevcut Başkan İsmail Kaya'nın aday olmadığı kongrede, Ufuk Ünver kırmızı ve Ufuk Göçoğlu beyaz listeleri yarıştı. Kongre saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı.
 
Daha sonra faaliyet raporunu okuyan İsmail Kaya, 8 yıl ve iki dönem süren oda başkanlığı süresince üreticiye destek olmak için elinden geleni yaptığını söyledi. Genel Kurulun hayırlara vesile olmasını temenni eden Kaya konuşmasında şunları söyledi; “Tarım dünyada da ülkemizde de şehrimizde de her gün her geçen gün değişiyor ve gelişiyor. Bu değişime ve gelişime bizim de ayak uydurmamız gerekiyor. Bir şekilde bu girişime üreticilerimizi hazırlamamız gerekiyor. Dolayısıyla bu değişim ve gelişim devam ederken sorun olan bazı şeyler sorun olmaktan çıkıyor. Ama sorun olmayan, hiç sorun olmayan, hiç sorun gibi görünmeyen birçok şeyde sorun olarak hayatımıza giriyor. Dolayısıyla yönetmek, ön görmektir. Bazı şeyleri sorun olmadan öngörerekten üreticilerimizin işlerinde ilerleyebilmeleri için yardımcı olmak çok kıymetli. Bu konuda da bizim gibi odaların da yine konunun muhattabı kurum ve kuruluşların da birbirlerine ciddi şekilde görevler düşmekte. Üreticilerimizin bu görevleri de konunun muhatabı gibi yani bizden bizlerden konulu muhatabın muhataplarından beklemekteler. Yani bununla beraber ilimiz birçok ürünün bir arada yetiştiği böyle enteresan iyi, torpilli bir coğrafyada bulunmakta. Yüzlerce çeşit ürün yetiştiriyoruz bölgemizde.
Yalnız yüzlerce ürün yetiştirirken yüzlerce de sorunla uğraşıyoruz. Yani her bir ürün şimdi bazı bölgelere bakıyorsun işte bir tane fındık var veyahut da çay var. Ama bizim bölgemize geldiğimizde biz aynı anda buğday da yetiştiriyoruz. Aynı anda domates de yetiştiriyoruz. Mısır da yetiştiriyoruz. Çeltik de yetiştiriyoruz. Bunun yanında ciddi şekilde bölgemizin meyveciliği ortada. Ama her bir ürünün de bakın ciddi şekilde problemleri var. Dolayısıyla bölgemizde bu tarz yerlerde görev yapmanın ciddi şekilde zorlukları da olmakta. Yalnız ben sekiz yıldan beri bu görevi yapmaktayım. Sekiz yıl önce bu göreve gelirken sekiz yıl sonra bugünü düşünerekten hep hareket ettim. Elimden geldiğince üreticilerimizin hakkını her ortamda korumaya çalıştım. Üreticilerimizi her ortamda temsil etmeye çalıştım. Ne yönetim kurulumun, ne üreticilerimizin, ne de kendimin başını öne eğdirecek hiçbir hareketin oluşumun içinde hiçbir zaman bulunmadığını düşünmedim, aklımdan da geçirmedim.
Hep düşündüğümüz bir şey vardı. Üreticilerimizin daha iyi kazanabilmesi, daha kazançlı bir şekilde yollarına devam edebilmesi ancak bunun yanında tüketicilerimizin de bizim ürettiğimiz ürünleri ulaşabilir fiyatlardan ulaşmasını hep hayal ettik. Yani bunu hayal ederken bunu hep anlattık. Şimdi tabii ki biz üretici olarak kazanmak istiyoruz. Tabii ki biz üretici olarak daha iyi kazanç elde etmek istiyoruz. Ama bunun yanında biz aynı zamanda birer de tüketiciyiz. Dolayısıyla bizim ürettiğimiz bütün ürünlere bütün gıdaya her gelir grubundaki vatandaşımızın da her an ulaşabiliyor olmasını hep  arzu ettik. Hep bu yönde de çalışmalarımız oldu. Bununla alakalı da sabah buraya gelirken notlarıma baktım. Hep taban ve taban fiyat uygulamasının her toplantıda anlatmışım. Her gittiğim bu tarzda konuşma esnasında bizim ürettiğimiz ürünlerin mutlaka bir tavan bir de taban fiyatının oluşmasını hep arzu ettik. Yani şimdi bakıyorsun bugün işte suluk şeftaliden bahsedeceğim. Meyve üreticileri için söylüyorum. Bugün 40 kuruşa suluk şeftali satıyoruz kırk kuruşa. Yarın bakıyorsun 1 TL. Şimdi bugün de yarın arasında ne değişti? Dolayısıyla yani bu yönde bir sürü çalışmalarımız oldu. Gittiğimiz her yerlerde de bunu anlatmaya gayret ettik. Yine bir diğer anlattığımız bu süre zarfında anlattığımız planlı üretimin ciddi şekilde üzerinde durduk. Bir şekilde planlı üretimle yürümenin çok kıymetli olduğunu anlattık. Ne üretiyoruz? Neyi tüketiyoruz? Yani bunu bildiğimizde bence üretici de tüketici de uygun fiyatlarda bir noktada buluşacağını düşünmekteyiz. Yine kurak bir kış sezonu geçirmekteyiz. Bugün çok şükür kar yağıyor. İnşallah devam da edecek. Inşallah yukarıları daha fazla yağar. Göletlerimize barajlarımıza da doluluk oranları istediğimiz seviyeye gelir. Ama doğa bizi uyarıyor. Bunu da unutmamak gerekiyor. Doğa diyor ki beni idareli kullanın. Beni israftan kaçının diyor.
Yine bu yönde de geçmiş günlerde ciddi şekilde çalışmalar oldu. İsrafın önüne geçilebilmesi için israflı kullanımının önüne geçilebilmesi için çok yakında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan hanımefendinin de bu yönde bizim de çok takdir ettiğimiz su israfının önüne geçilmesi noktasında bir çalışması oldu. Bu çalışma etrafında da öyle ümit ediyorum ki işte açık sistem sulama sistemlerinin çok kısa sürede kapalı sistemlerle değiştirilerek o yönde de su israfının önüne geçileceğini düşünmekteyim. Ama burada asıl doğanın bize vermiş olduğu mesajı çok iyi algılamamız gerekiyor mesajı. Çok iyi algılamamız gerekiyor ve su israfından kaçınmamız önümüzdeki yıllarda üretime sağlıklı bir şekilde kazançlı bir şekilde devam edebilmemiz için çok kıymetli olduğunu düşünmekteyim. Yine bölgemizdeki bir iki sorundan bahsedeceğim. İşte depo noktasında lisanslı depouculuk noktasında bölgemizde noksanlarımız var. Üretici zaman zaman üretiyor. Ürününü bekletmek istiyor. Yani önümüzdeki günlerde ürünün pahalanacağını öngörüyor. Ama bir deposu olmadığı için de bunu gerçekleştiremiyor. Bölgemizde depoculuğunda bir şekilde ilerlemesi için ciddi şekilde çalışmalarımız oldu. Bugün bu konuda konunun muhataplarıyla görüşmelerimiz oldu, taleplerimiz oldu. Ettiğimiz talepleri de bundan sonra göreve gelecek arkadaşlar öyle umut ediyorum ki takip edeceklerdir. Yine işte meyvecilikle alakalı depoculuk yine yani yalnızca tahıllı olarak da bakmamak gerekiyor. Meyve üretiminde de biliyorsunuz ciddi şekilde depoculuğa ihtiyaç var. Kış mevsiminde biz meyve veya sebzeyi belki rahat manada ulaşıyoruz ama bu o depoların olmasıyla oluyor. Depoculuğun çok kıymetli olduğunu depoculuk tüketicilerin ürünleri daha uygun fiyatlarla ulaşabileceğini düşünmekteyim. Yine bölgemizde bir hayvan pazarıyla alakalı bunu belediyeyle alakalı zaman zaman  başkanla görüşmelerimizde dile getirdik. Onlar da bunları programlarında olduklarını bahsettiler ama günümüze kadar ne yazık ki bu olmadı. Bir hayvan pazarımızda bir mezbahamızın mutlaka  olmasını talep ediyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde de halle alakalı da biliyorsunuz bu şekilde taleplerimiz vardı. Şu anda ben bakıyorum çok güzel, çok donanımlı bir halimiz oldu. İnşallah önümüzdeki günlerde mezbaha noktasında da gerekli adımlar atılır diye düşünmekteyim. Bir diğer nokta da bir şey daha burada belirleyeceğim. Bakın üreticiyle tüketici hep aynı karenin içine aldım. Üretici tüketiciyi zaten birbirinden ayırmamak gerekiyor. Bu bağlamda da tüketicinin bir şeylere daha hesaplı ulaşabiliyor olabilmesi için de pazar yerlerimizin belli şekilde üreticilerimizin yerleri var. Ama bunları arttırılması, üreticilerimiz için çok kıymetli. Bunların arttırıldığı takdirde tüketicilerimiz de ürünleri çok daha uygun fiyatlarla ulaşabileceğini düşünmekteyim.  Bunlar taleplerimiz. Yaptık talep ettiklerimiz var, istediklerimizin bir kısmı oldu, bir kısmı olmadı. Hayal ettiklerimiz oldu, olanlar oldu, olmayanlar oldu. Mesela hayal ettiklerimizden de bir tane örnek vereceğim. Ben üniversite öğrencilerimizin bununla alakalı ciddi şekilde çalışmalarımız oldu, taleplerimiz oldu ama kanunsal olarak bir sürü engellere takıldı. Üniversite öğrencilerimizin özellikle Ziraat Fakültelerindeki öğrencilerimizin ben üreticilerin yanında staj görmelerini, nasıl bir muhasebeci, bir avukat, bir doktor hastanede, muhasebe bürosunda veyahut da konusuna yakın bir yerde staj görüyorsa ben ziraat mühendisi yetişen ziraat mühendisi adaylarımızın mutlaka üreticilerimizin yanında üretimin içinden gelerek üretimi göre göre staj almasının stajla hayatlara başlamasının çok kıymetli olduğunu düşünmekteyim. Bunu hayal ettik. Çok arzu ettik. Bununla alakalı böyle bir pilot bölge seçelim dedik ama şey olarak kanunsal sıkıntılara takıldık. Olmadı. Bazı istediklerimiz olmadı. Bunun yanında siz ne yaptınız derseniz bize. Bu süre zarfında bakın geçen dönemde burada söz vermiştik. Bir ortaklaşa bu hep israf diyorum, israfın önüne geçilebilmesi için ortaklaşa makine, ekipman kullanımı noktasında köylerimize elimizden geldiğince makine ekipman göndereceğimi söyledik. Bunu pandemiye kadar çok iyi götürdük. Yalnız pandemiden sonra hakikaten bir şeyler değişti. Ticaret değişti, fiyatlar değişti. ülkemizde de dünyada da olağan dışı şeyler olmaya başladı. bu bağlamda oda gelirleri aynı kaldı. Yani oda gelirlerinde herhangi bir artış olmadı. Ama oda giderlerine baktığımızda personel gibi diğer giderlere baktığımızda ciddi şekilde üç katı dört katı artışlar meydana geldi. Dolayısıyla pandemiden sonra eksik kaldığımız köyler oldu. Ekipman noktasında ben burada eksik kaldığımız köylerimizden söz verip yerine getiremediğimiz köylerimizden huzurlarınıza ayrı ayrı özür diliyorum. Tamamlamam gerekiyordu. Tamamlayamadım. Yani tamamlamayı çok arzu ettim. Olmadı. Yani bir şey hesabında tutması gerekiyor. Yani hayal ediyorsun, olsun istiyorsun, olsun diye uğraşıyorsun. Olması için bütün haklarından feragat ediyorsun. Olmuyor. Dolayısıyla ancak bu noktada da biz elimizden geldiğince bu ortaklaşa makine ekipman dağıtımımıza devam ettik. Bu ekipmanlardan faydalanan köylere hayırlı olsun diyorum. Bu ekipmanları gönderemediğimiz köylerden de tekrardan altını çizerekten o köylerde yaşayan üreticilerimizden o köylülerin muhtarından o köyün delegelerinden huzurlarınızda onu yerine getiremediğim için özür diliyorum. Bir şeyler vermeyi çok istedik. Makine ekipman veremedik. Dedik ki ya bir şeyler verelim. Yani kendimizce tuttuk muhtarlarımıza yine işte bölgede bizdeki kooperatif başkanları talep doğrultusunda Türk bayrakları gönderdik. Yani var dedik büyük bir şey gönderemiyoruz. Yani bir şey gönderelim diye Türk bayrağı gönderdik. Ama bütçemiz buna yetiyordu. Biz bütçemizin dışına çıkmadık. Yine bizden talepler oluyordu. Mesela Halkın Bakkalının bir talebi oldu bizden. Araç talebi oldu. Vardı elimizde aracımız. Niye paylaşmayalım ki? O da bizim paydaşlarımızdan bir tanesi. Çevre, küçük köylerimizden üreticilerimizden ürün alıp burada değerlendirmek için ve küçük özellikle de altını çiziyorum. Küçük üreticilerden almak üzere. Konuşmamız tamamen bu şekilde oldu. O küçük üreticilerimizden malını pazara ulaştıramayan üreticilerimizden mal almak üzere bizden bir araç talebi oldu Halkın Bakkalının. Biz de hay hay dedik. Kendilerine bu aracı teslim ettik. Teslim ettiğim için bugün verdiğimiz için de mutluyum, onurluyum.
 
Konuşmanın ardından hesap raporları okundu. Kongrede faaliyet raporu ve kesin hesap raporunun oylanarak, ibra edildi. Kongrede 62 oda delegesi,  21 kişilik Çanakkale Ziraat Odası Meclisini belirlemek üzere oylarını kullandı.  Yapılan oylama sonucunda Ufuk Ünver' in kırmızı listesi 38 oy alarak, seçimi kazandı. 21 meclis üyesi de 7 kişiden oluşan Çanakkale Ziraat Odası Yönetim Kurulu'nu belirlemek üzere oylarını kullandı. Tek liste gidilen seçimde Çanakkale Ziraat Odası yeni yönetim kurulu şu şekilde oluştu: Ufuk Ünver, Mazlum Eker, Mehmet Öner, Selahattin Tuna, Adnan Oğuz, Sefer Şahin  Hakan Oktaş.
 
Mehtap ŞAHİN