ÇOMÜ Ziraat Fakültesi amfisinde gerçekleşen programa Belediye Başkan Vekili Mehmet İrfan Mutluay, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Şube Müdürü Ramazan Eren, Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı Hicri Nalbant, ile tarım sektörünün aktörler, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
 
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan programda müzik dinletisinin ardından Ziraat Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Fatih Furkan Cankı’nın konuşmasıyla devam etti. Önümüzdeki yıllarda dünya nüfusunun hızla artacağını ve gıdaya erişim giderek zorlaşacağını belirten Cankı; bu nedenle akılcı ve gerçekçi projelerle tarıma yön vermek ve tarımsal üretimi kalkındırmak gerektiğine değinerek, bunun yolunun da kaliteli ziraat eğitimden geçtiğini aktardı.
 
Daha sonra kürsüye gelen Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Şeker; ÇOMÜ Ziraat Fakültesi, yapılan bilimsel çalışmalar, projeler hakkında bilgiler verdi. Konuşmasında; “Türkiye'de tarımsal öğretim, 10 Ocak 1846 yılında İstanbul Ayamama Çiftliğinde Ziraat Mektebi'nin açılması ile başlamıştır. Bunu, 1891 yılında Bursa'da ve 1893 yılında İstanbul Halkalı'da açılan Yüksek Ziraat Mektepleri izlemiş. Cumhuriyetin ilanından sonra ise Ziraat Meslek Liseleri ve Ev Ekonomisi Meslek Liseleri açılmaya başlanmıştır. 1928 yılında Halkalı Yüksek Ziraat Mektebi'de dahil olmak üzere birçok ziraat mektebi kapatılmış ve tarım öğretimine Avrupa benzeri bir düzen kazandırmak amacıyla çok sayıda ziraatçı, başta Almanya olmak üzere yurtdışına gönderilmiştir. Fakülte seviyesinde öğretime 1930 yılında Ankara Ziraat Yüksek Okulu'nun açılması ile başlanmıştır. Bu yıllardan itibaren Ziraat ve Ev Ekonomisi Meslek liselerinden yetişen teknisyenler ve Ziraat Yüksek Okulu'ndan mezun olan ziraat mühendisleri tarımsal gelişmemizin teknik mimarları olmuşlardır. 1933 yılında, Ankara Ziraat Yüksek Okulu, Ankara Ziraat Enstitüsü olarak değiştirilmiş ve bu enstitü 1948 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi adını almıştır. Daha sonraki yıllarda, çeşitli üniversitelerde ziraat fakülteleri açılarak hızlı bir gelişim içerisine girilmiştir. 1955 yılında Ege Üniversitesi (İzmir) 1958 yılında Atatürk Üniversitesi (Erzurum) ve 1967 yılında Çukurova Üniversitesi (Adana) Ziraat Fakülteleri açılmıştır. 1976 yılında Ondokuz Mayıs (Samsun) ve Harran Üniversitesi (Şanlıurfa), 1980 yılında Uludağ Üniversitesi (Bursa) Ziraat Fakültelerinin ilavesiyle 7 ye yükselen Ziraat Fakültelerinin sayısı, 10 yıl içinde iki katına çıkmıştır. 1980-1990 yılları arasında Şelçuk Üniversitesi (Konya), Trakya Üniversitesi (Tekirdağ), 100. Yıl Üniversitesi (Van), Gaziosmanpaşa Üniversitesi (Tokat), Akdeniz Üniversitesi (Antalya), Sütçü İmam Üniversitesi (Kahramanmaraş) ve Adnan Menderes Üniversitesi (Aydın)
bünyelerinde yeni Ziraat Fakülteleri açılmıştır. Bu hızlı açılma süreci 1990’lı yıllarda da devam
etmiş ve Mustafa Kemal Üniversitesi (Antakya), Dicle Üniversitesi (Diyarbakır), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (Çanakkale), Erciyes Üniversitesi (Yozgat), Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta), Karadeniz Teknik Üniversitesi (Ordu), Gazi Üniversitesi (Kırşehir), Fırat Üniversitesi (Bingöl) ve Osman Gazi Üniversitesi (Eskişehir) Ziraat Fakülteleri açılmıştır” dedi.
 
ZİRAAT MÜHENDİSİ SAYISI 120 BİNE YAKLAŞTI
Ziraat Fakültelerinin önemine değinen Şeker;” Türkiye’nin arazi varlığı ve tarım potansiyeli dikkate alındığında, yaklaşık 150 bin dolayında ziraat mühendisine gereksinim olduğu tahmin edilmektedir. Doğru bir planlama, doğru bir istihdam politikası ve doğru bir üretim stratejisiyle Ziraat Mühendisliğinin hak ettiği yerlere getirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de bugün Ziraat Mühendisi sayısı 120 bine yaklaşmıştır. Her yıl yaklaşık 4500-5000 meslektaşımız bu okullardan mezun olmaktadır. Ancak her yıl kontenjan sayılarında önemli artışlar olduğu görülmektedir. Öğretimde 177 yıllık köklü bir tarihsel geçmişe sahip bir meslek alanı olarak ülkemizde sayıları yaklaşık 2 milyon 300 bin dolayında olan çiftçilerimize (kayıtlı çiftçi sayısı) ve ülke tarımına ve ekonomisine hizmet etmenin ve katkı sunmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Pandemi sürecinde toplumların yaşadıkları, sanayi ve hizmet sektöründe üretimin durması uluslararası ticaretin kısıtlanması tarımı ön plana çıkarmıştır. Bu süreç insan sağlığı ve beslenmenin milli güvenlik kadar stratejik olduğunu gözler önüne
sermiştir. “Sanayi mi, hizmet mi, tarım mı?” diye cevap arayan yatırımcılar tarım
ve gıda yatırımlarını arttırmıştır. Türkiye’nin vazgeçilmezi tarım ve gıda güveliğidir. Milli savunma kadar önemsenmesi gereken stratejik bir sektördür. Tarım sektörü nitelikli Ziraat Mühendislerinin çalışmaları ile güçlenmektedir” ifadelerini kullandı.
 
“BİZZAT ÜRETİMİN İÇİNDE YER ALAN BİR MESLEĞE SAHİPSİNİZ”
Deken Şeker, konuşmasının devamında tarımsal öğretimde güçlü ve zayıf yönler ile stratejiler konusunda sunum yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı Hicri Nalbant’ın ardından Belediye Başkan Vekili Mehmet İrfan Mutluay konuştu. Ziraat Mühendisliği mesleğinin önemine dikkat çeken Mutluay öğrencilere seslenerek, “Farkı coğrafyalarda farklı yerleşim birimlerinde bizzat üretimin içinde yer alan bir mesleğe sahipsiniz. Sağladığımız sosyal ekonomik katkıları bizzat gözlemleme fırsatı yakalayabilirsiniz. Bunun dışında Çanakkale önemli bir tarımsal üretim bölgesi. Sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli gen merkezlerinden biri. Gerek bitkisel çeşitliliği, gerekse hayvansal üretimi ile Çanakkale gerçekten bir marka. Bu marka değerlerini korumak için de her meslektaşımızın duyarlı olması gerekmektedir” dedi.
 
Konuşmalarından ardından yapılan Tarım Öğretiminin 177. Yılı Paneli’nde ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin ‘Anadolu Medeniyetleri ve Tarım’, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Ramazan Eren ‘Cumhuriyetimizin 100.Yılında Ülkemiz ve Çanakkale Bitkisel Üretimi’ ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürlüğünden Mehmet Türkcü de ‘Çanakkale’de Hayvansal Üretim’ başlıkları altında sunumlar yaptı.
 
Mehtap ŞAHİN