Tamamen gönüllülük esasına dayanan kan bağışında vatandaşların yeterince bilgi sahibi olmaması kan bağışlarının yeterli düzeyde yapılamamasına neden oluyor.
 
Boğaz Gazetesi olarak vatandaşın kan bağışı konusundaki düşüncelerini siz değerli okuyucularımız için araştırdık. İşte vatandaşların kan bağışı hakkındaki düşünceleri.

‘’BİLİNÇSİZLİK İNSANLIK GÖREVİNE DE ENGEL’’
Kan stoklarının yarıya indiğini ve kan bağışı gerekli olduğunun duyurulması ve Kızılay Genel merkezi tarafından seferberlik ilan edilmesi üzerine ülke genelinde olduğu gibi Çanakkale’de de Kızılay’a akın eden vatandaşlar kan vermek için uzun sıralara girdiler.

Peki sokaktaki vatandaş gönüllü kan bağışı hakkında ne kadar bilgiye sahip ve konu hakkında ne kadar duyarlı?
Kan bağışının insanlık görevi olduğunu belirten Mücahit Akan, Kızılıay’ın kan bağışı çağrısına duyarsız kalamadığını söyledi. Kanın insan hayatının en önemli sıvısı olduğunun bilincine tanıdıklarından birine kan lazım olunca vardığını ifade eden Akan; ‘’Çok nadir olarak kan veriyorum. Kan bağışının önemli olduğu hakkında bilgilendirme yapılıyor ancak kan bağışında ve sonrasında neler yaşanacağı hakkında bir açıklama yapılmıyor. İnsanlar bu durum karşısında çekingen davranıyor. Yani bilinçsiz oluşları insanlık görevi yapmalarına da engel oluyor. Ben arada bir kan veriyorum ve bu konu hakkında bilinçlenmeye başladım ama çevremdeki insanlar kan vermeye gittiğimi söylediğimde nasıl yapabildiğimi soruyorlar. Kan vermekte herhangi bir zorluk yok ama insanların bir kısmı bunu bilmiyor’’ dedi.

Bir gün Hepimize Lazım Olabilir
2013 yılından beri sürekli olarak her 3 ayda bir düzenli olarak kan bağışında bulunduğunu ifade eden Serkan Sezen,ilk kan bağışına kan anonsunu duyarak gittiğini, o günden sonra bilinçlenmeye ve çevresindekileri de bilinçlendirmeye başladığını söyledi. Kanın vücudumuzda sürekli yenilendiğine ve başkalarına bağışlamakla bitmeyeceğine dikkat çeken Sezen, insanların bir gün kendilerine ya da tanıdıklarına da lazım olabileceğini düşünüp ona göre hareket etmeleri gerektiğini belirtti. Herkesin potansiyel bir kazazede olduğunu söyleyerek, özellikle trafik kazaları sonrasında yapılan acil kan anonslarına herkesin duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Sezen; ‘’Bizler kan bağışında bulunmazsak, insalık için hayati önem taşıyan bu sıvıyı gerektiği zaman doktorlar nasıl bulup hastalara nakil edebilecek? Sonuçta bu bizim vücudumuzda sürekli kendisini yeniliyor. İnsan düzenli aralıklarla kan verdiğinde vücudunda kan bitmez. Öyle ise insanlar neden bu kadar duyarsız kalabiliyorlar, anlam vermek çok zor. Ben kan verdiğimde kendimi çok iyi ve rahatlamış hissediyorum, hatta
yararlı bir iş yaptığımdan dolayı, diğer insanlara sağlık konusunda yardım edebildiğimden dolayı mutlu oluyorum’’ dedi.

Son zamanlardakan bağışı yapacağı zaman 7 yaşındaki kızını da yanında götürdüğünü söyleyen Sezen; ‘’Beni izlemesini ve korkmaması gerektiğini yolda sürekli anlattım. Kanımızı neden bağışladığımızı ve bu kanların nerede kullanılacağını anlattım. Şimdi ise ne zaman kan vermeye gideceğimi, benimle gelip gelemeyeceğini ve kendisinin ne zaman kan vermeye başlayacağını sorup duruyor. Yakın çevremde kan bağışı yapmayan insanlar da çok sayıda. Sorduğumda kan bağışı yaptıktan sonra yemek yeniliyormuş, kilo alınıyorumuş diyenler bile çıktı. Televizyonlarda veya diğer yayın organlarında kan bağışının önemi ve bağıştan sonra yaşantımızda neler değişeceği veya değişmeyeceğinin anlatılması gerekiyor’’ dedi.

Vatandaş Daha Çok Bilgilendirilmeli
Kan bağışı yapmak istediğini ama bir türlü kısmet olmadığını belirten Selime Serik ise yaptığı konuşmada, ‘’Hepimize lazım olabileceğinin farkındayım. Gençken çok bilinçli değildik, pek fazla bir şey bilmiyorduk, kan vermek aklımıza gelmiyordu. Şimdi bilinçlendik, ama yaşlandık. Tansiyon, baş dönmesi derken kan verecek halimiz kalmıyor, keşke daha önceki zamanlarımda kan bağışında bulunsaydım diyorum. Özellikle gençlerimizi bu konuda istekli görmek isterim. Gitsinler, çekinmeden, korkmadan kan versinler’’dedi.

Kan bağış aracını gördüğünde sağlık durumu müsaitse kan verdiğini söyleyen Barış Sorgun, kan vermenin her sağlıklı bireyin görevi olduğunu ifade etti. Sağlıklı bireylerin ihtiyacı olan diğer insanlara yardım etmesi gerektiğine vurgu yapan Sorgun, ‘’Kan demek, hayat demek’’ diyerek kanın insan hayatı için en önemli şey olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: ‘’Sağlıklı insanların 3-4 ayda bir kan bağışı yapabileceklerini biliyorum. Ben de denk geldikçe bu süreleri göz önünde bulundurarak bağış yapmaya çalışıyorum. Yolda kan bağış aracını görürsem en son ne zaman kan verdiğimi düşünüp, sürem dolduysa hemen gidip kanımı bağışlıyorum. Bağış yapmadan önce sorulan sorular var, kan vermek için bazı kriterleri yerine getirmek ya da bazı şeyleri yapmamak gerekiyor. Sigara ve alkol kullanımı ya da diş doktoruna gidiş tarihi kan bağışı sırasında önemli. Bazen insanlar bunun bilincinde olmadan gidiyorlar. Ya da anlaşılmaz nasıl olsa diye kan bağışı yapanlar da var. İyilik yapayım derken birilerine zarar verebilirsiniz ve oradaki görevlilerin vaktini boşuna almış olursunuz. Kan bağışında bulunmadan neler yapılıp neler yapılamayacağı, sigara, alkol tüketiminin neden bildirilmesi gerektiği kamu spotu gibi bilgilendirici şeylerle insanlara açıklanmalı.’’
 
 


Kaynak: Haber Merkezi