Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) öncülüğünde yürütülen ve pek çok kurum ile kuruluştan destek alan çalıştay, 2012 yılında bilim dünyasına kazandırılmış olan, nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan Hasbenli sığırkuyruğunun yayılım alanını Çanakkale’nin dışına genişleterek, gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.
 
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) II. Dönemi çerçevesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ‘Yeni Bir Metodoloji Kapsamında Türkiye’deki Nesli Tehlike Altındaki Türler İçin Eylem Planlarının Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi’ Projesi kapsamında, pilot türlerden biri olan Hasbenli sığırkuyruğuna yönelik eylem planlarının hazırlanmasını hedefleyen bir çalıştay düzenleniyor. 30 Kasım-1 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ve Çanakkale DoubleTree By Hilton Otel’de gerçekleşen çalıştaya, Doğa Koruma Milli Parklar 2. Bölge Müdürü Şeref Özgür, DKMP Çanakkale Şube Müdürü Ozan Hacıalioğlu, Tehlikeli Türler Takım Lideri Borut Rubinic, özel sektör kurum ve kuruluşların temsilcileri, akademisyenler katılım sağladı.
 
Doğa Araştırmaları Derneği ile Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün açılış konuşmalarıyla başlayan çalıştay, Ömral Ü. Özkoç’un ‘Tür Eylem Planı Nedir’i anlatarak, çalıştayın amacı ve metodolojisiyle devam etti.
 
BENLİSIĞIRKUYRUĞU NEDİR?
Ardından Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Karabacak, Hasbenli Sığırkuyruğu hakkında genel bilgileri katılımcılar ile paylaştı. Karabacak, “Burada daha önceden çalışmalarına başlanmış olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak yapılan bir projede Hasbenli sığırkuyruğunun korunmasına yönelik bir çalışmayı yürütmek üzere toplandık. Bununla ilgili burada 2 gün boyunca çalışmalar yürüteceğiz. İlk gün türü tanıyacağız. Arazi çalışmalarını, tehdit eden faktörlere bakacağız. Proje hakkında ve metodoloji hakkında genel bilgiler verilecek. İkinci gün ise ilgili paydaşlarla bu türü nasıl koruyabiliriz, önemi nedir, neler yapabiliriz, bununla ilgili bir çalıştay gerçekleştireceğiz. Hasbenli sığırkuyruğu 2012 yılında bilim dünyasına kazandırılmış, 10 yıllık bir bitki üzerinde çalışma yapıyoruz. Tek bir lokalite de biliniyordu. Bu projeyle birlikte biraz daha genişlettik. Ama hala Çanakkale il sınırları dışarısına çıkmış değil. Neslini korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Kritik bir tehlikesi var. Bulunduğu alan, habitatlar ekstrem şartlarda, her yerde yetişmesine izin vermiyor. Gelecek nesillere aktarmak, bu türün devamını sağlamak için hep birlikte bir çalışma yürüteceğiz” diye konuştu. Çalıştayın bilgi notunda şu ifadeler yer aldı: “Benlisığırkuyruğu, bilimsel adı ile Verbascum hasbenlii, Kuzeybatı Anadolu’da yalnızca Çanakkale ilinde yayılış gösteren bir sığırkuyruğu türüdür. Verbascum hasbenlii (Benlisığırkuyruğu) Scrophulariaceae (Sıracaotugiller) familyasına ait olup 2012 yılında Prof. Dr. Zeki Aytaç ve Prof. Dr. Hayri Duman tarafından Çanakkale ilinden bilim dünyasına tanıtılmıştır. Bilimsel epiteti Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Abdullah Hasbenli’nin ismi onurlandırılmak için bu bitkiye verilmiştir. Türkçe bilimsel ismi ise hem Hasbenli soyadında bulunan hem de çiçeklerinde bulunan iki adet benekten dolayı ‘benlisığırkuyruğu’ olarak türetilmiştir. Bitki bir veya iki yıllık, 15-75 cm boyunda, dik ya da yükselicidir, tabandan itibaren dallanma gösterir. Yaprakları 2-5 çiftli, lirat veya yumurtamsı teleksi tiptedir. Çiçek durumu çok çiçeklidir, her taşıyıcı yaprak koltuğundan tek bir çiçek çıkar. Taç yapraklar sarı, tekerleksi, 12-15 mm çapında, iç kısmında göze benzer iki adet morumsu benek bulunur. 4 adet verimli stameni bulunmaktadır. Kapsül meyve genişçe yumurtamsı ilâ küremsi şekildedir. Mayıs-Temmuz ayları arasında çiçeklenir. Haziran ve Ağustos ayları arasında da meyveler olgunlaşır. Bulunduğu lokalitelerde, 250-950 m arasında, meşe, karaçam ormanlarında ve açıklıklarındaki yalnızca metamorfik blok kayaların (kırmızı andezit) üzerinde veya seyrek olarak kayaların diplerindeki toprak üzerinde de görülmektedir. Çanakkale’de türün yayılış gösterdiği ve gösterebileceği tahmin edilen noktalara arazi çalışması yapılmış ve sonucunda toplam 7 lokalitede tespit edilmiştir. Bu lokalitelerde yaklaşık 800 civarı ergin birey sayılmıştır. Verbascum hasbenlii yalnızca Çanakkale ilinde yayılış göstermekte olup CR (Kritik Tehlikede) kategorisinde yer alan lokal endemik bir türdür. Madencilik faaliyetleri, rüzgar enerji tribünleri ve güneş enerji sistemleri (GES) (ruhsat aşamasında), yol yapımları ve otlatma türün popülasyonlarını dolaylı veya direkt olarak etkileyen faktörlerdir. Ayrıca iklimdeki ısınma da, yaşam yerinin güçlüğü ile birleşerek türün biyolojisini olumsuz etkilemektedir.”
 
12.30-13.30 saatleri arasında verilen öğle yemeği arasının akabinde, Karabacak arazi çalışmaları, tehditler ve tehdit analizine ilişkin bilgiler verdi. Mauro Fois ise, ‘Avrupa’da Vasküler Bitkilerin Korunması: Batı Akdeniz’deki Uygulama Örnekleriyle Birlikte Genel Bir Değerlendirme’ başlıklı konuşmayı gerçekleştirdi. Fois’inin ardından Doğa Araştırmaları Derneği’nde Tür Koruma İzleme Program Koordinatörü İlker Özbahar çalışmayla hedeflenenler ve gerçekleştirilecek olan faaliyetlere ilişkin bilgiler paylaştı. Çalıştayda ilk gün tartışmaların yapılmasıyla sona erdi. Çalıştay, bugün başka konu başlıkları ve konuşmacılarla saat 16.15’e kadar devam edecek.
 
Sevi Gözay UĞURLU