Toplantı Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftüsü Şükrü Kabukçu'nun açış konuşması ile başladı.
Daha sonra Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Çanakkale genelinde görevlilere hitap etti. Konuşmasında genelde 3 hususa değindi; Allah'ın yoluna hikmetle davet ve irşad, temel kaynaklarımız olan Kur'an ve hadis üzerine yoğunlaşmak, ibadet hayatımıza özen göstermek.
 
Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı konuşmasında şunları söyledi; “Değerli hocalarım bizler davetçiyiz. Bu münasebetle kendimize şunları sormamız gerekir. Acaba gayret ve fedakarlığa sahip miyiz? Gerekli bilgi ve donanımla mücehhez miyiz? Çünkü ne kadar donanımlı isen kalbin ve aklın ne kadar güçlü ise hizmetin o kadar etkin olur. Yüklendiğimiz emanete riayet ediyor muyuz? Hepimiz birer emanet yüklenmişiz. Rabbim inşallah üstlendiğimiz bu görevleri ihanet etmeden yerine getirenlerden eylesin. Dini idealler konusunda milletimizin bizden hararetle beklediği görevleri ne kadar yerine getiriyoruz? Din bizim en yüce değerler sistemimiz. Bunun temsilcileri de bizleriz. Bu sözde olacak bir şey değil. Davranışta olacak hayatta olacak. Bu bölge Çanakkale savaşında dedelerimizin oluk oluk kan akıttığı binlerce şehit verdiği yerler. Onlar bize bu vatanı bıraktılar. Rabbim makamlarını yüksek eylesin. Ama toplum bugün hala kan akıtmaya devam ediyor. Şehitlerimiz geliyor. Aynı zamanda manevi de kan akıtıyoruz. Yani ahlakta, inançta, ibadette zayıflıyoruz. Çağımızı belirleyecek olursak; çağımız insanların arasındaki bağların çözüldüğü, bağımlılıkların arttığı bir çağ. Kardeşler arası, çocuklar arası, akrabalar arası bağların koptuğu bir çağ. Kimse kimseyi aramıyor, neden acaba? Çünkü insanlar esas rabıtasını bağını kaybetti. Maneviyatla olan bağını kaybetti. İnsanları birleştiren bağ. O bağ kopunca aynen tespih tanesi gibi sağa sola dağıldılar. İnsanlar haz ve eğlenceden başka bir şey düşünmez oldu ve dolayısıyla ruhsal hastalıklar artmaya başladı. Bunun için asli görevimizin farkında olarak cami ve cemaatimizi rehavete ve rahata kapılmadan aydınlatmaya daimi gayrette olmalıyız. Yani kısacası mahallenin imamı öncüsü ve din gönüllüsü olmalı, insanımızla beraber bu ruhu beraber yaşamalıyız. Mevlam O'nunla olan bağımızı koparmasın.”
 
Haber Merkezi