1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül’ü her yıl “Dil Bayramı” olarak kutlanıyor.  Dil bayramının 90.yıl dönümünde, yazılı açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın; ‘’Sonunda 26 Eylül 1932 tarihinde ilk dil kurultayını toplamış ve Türk dili üzerinde yapılacak çalışmaların tartışılmasını sağlamıştır. O günden bu yana her 26 Eylülde, Türk Dil Bayramı kutlanmaktadır. TDK, o tarihten sonra dilimizin araştırılması, geliştirilmesi ve yabancı sözcüklerden arındırılması hedefli olarak birçok başarılı çalışmaya imza atmıştır’’ dedi. 
 
1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül’ü her yıl “Dil Bayramı” olarak kutlanıyor. 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nın 90.yıl dönümü sebebiyle yazılı bir açıklama kaleme alan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Dr. Necmi Akyalçın; ‘’Anadolu topraklarına yayılmacı işgalciler ve tetikçileri tarafından başlatılan saldırılar 1918 yılında eyleme dönüşmüş, karadan ve denizden işgal askerlerinin hançeri bağrımıza dayanmıştır. Halk, yılların yorgunluğu ve bezginliği sarmalında umutsuz, çaresizdir. Bir yandan işbirlikçiler diğer yandan mandacılar, bu umutsuzluğu teslimiyete dönüştürmeye çalışırken Mustafa Kemal ve çevresindeki yurtsever yiğitler kurtuluş ateşini yakmak ve halka umut olmak için yollara düşer. Bu süreç Bağımsızlık Savaşımızla emperyalizmin yenilmesinin ardından, 1923 yılında Cumhuriyetle taçlandırılır. Anadolu’nun ortasından bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti filizlenmeye başlar. Her geçen gün güçlenen bu ulus devlet, tüm dünyada da hak ettiği saygınlığa ulaşmaktadır. Bir aydınlanma süreci olan bu yıllarda, devrimler art arda yaşama geçirilmektedir.’’ dedi.
 
‘’BU ÇALIŞMALAR, 12 EYLÜL DARBESİYLE BİRLİKTE KESİNTİYE UĞRAMIŞTIR’’
Dünyanın, önünde şapka çıkarttığı büyük lider Mustafa Kemal Atatürk, Türk Dilinin ne denli köklü, zengin ve işlek bir dil olduğunu bilmektedir. Bu konuya Dolmabahçe Sarayı’nda yaptığı dil çalışmalarıyla büyük katkılar sunan Atatürk “Türk Dili, dünyada en güzel, en zengin ve en kolay anlaşılabilecek bir dildir” diyerek bu konuda Türk Diliyle ilgili yapılmasını öngördüğü çalışmalara öncülük etmiştir. Dilimizin incelenebilmesi ve bu konuda sağlıklı, bilimsel araştırmaların yapılabilmesi için 12 Temmuz 1932 yılında kurulacak olan bugünkü adıyla Türk Dil Kurumu’nun temellerini atan çalışmaları yıllarca sürdürmüştür. Sonunda 26 Eylül 1932 tarihinde ilk dil kurultayını toplamış ve Türk dili üzerinde yapılacak çalışmaların tartışılmasını sağlamıştır. O günden bu yana her 26 Eylül'de, Türk Dil Bayramı kutlanmaktadır. TDK, o tarihten sonra dilimizin araştırılması, geliştirilmesi ve yabancı sözcüklerden arındırılması hedefli olarak birçok başarılı çalışmaya imza atmıştır. Bu çalışmalar, 12 Eylül darbesiyle birlikte kesintiye uğramış, Türk Dil Kurumu’nun bir devlet dairesi niteliğine dönüştürülmesiyle de Atatürk’ün amaç ve öngörülerinden uzaklaşmaya başlamıştır. Bugün ise TDK tarafından genel ağ üzerinden okuyucuların bilgisine sunulan, Atasözleri ve Deyimler Sözlüklerinin içeriğinde, deyimle ve atasözüyle ilgisi olmayan birçok söz öbeğinin bulunduğu ve kimsenin de umrunda olmadığı çok ilginç bir dönemi yaşamaktayız… Agresiv, arguman, flu, absürt, stres, irrite, metastas, konsept, konjektür, idol, manüple, entelektüel, vizyon, misyon, jenerasyon, irite, kaos, kumpas, travma, pandemi, vb…sözcüklerinin gençlerin ağızlarına pelesenk olduğu bir ortamda, Türk Dil Bayramını kutluyoruz, kutlamayı da sürdüreceğiz; çünkü Türk Dili bunları da aşabilecek çapta, büyük ve köklü bir dildir. Bu büyük dil, geçmişte de ne büyük fırtınaları atlatmış ve ayakta kalmıştır, bunlar ne ki! Yeter ki Ülkemize ve Dilimize sahip çıkalım’’ şeklinde ifadeleri kullandı. 
 
İbrahim Akın KAZANCI