Çanakkale Belediyesi Eylül Ayı Belediye Meclis Toplantısı’nın 2. Bileşimi, geçtiğimiz gün Belediye Binası’nda gerçekleşti. 10 adet gündem maddesinin onaylandığı meclis toplantısına, bir önceki bileşimde Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın davranışlarını protesto ettiklerini açıklayan AK Parti grubu katılım sağlamadı. Maddelerin oylamasından önce yapılan gündem dışı konuşmalarda ise, hali hazırda var olan eğitim ve hukuk konularındaki problemler dillendirildi ve Sarıçay sorunu yinelendi. Öte yandan, belediyeye ait şirketin sermayesinin; 3 milyondan 6 milyona çıkarılmasını içeren ek bütçe maddesi, meclis üyeleri tarafından oy birliği ile kabul edildi. İYİ Partili Burak Kunt yaptığı konuşmayla dikkat çekerken, ‘siz onu yaptınız, biz bunu yaptık’ gibi tartışmaların meclise ve şehre bir faydası olmadığını söyledi.
 
AK Parti Grubu, Çanakkale Belediyesi Eylül Ayı Belediye Meclis Toplantısı’nın 2. Bileşimine katılmamasının ardından yaptıkları basın açıklamasında; 1 Eylül’de gerçekleşen Belediye Meclis Toplantısı’nın 1. Bileşimi’nde Ak Parti Grup Başkanvekili Esra Yüksel’in konuşmasının, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan tarafından engellendiğini iddia ederek, “Adeta azarlanarak ve bağırarak sık sık kesilmesini, bazı CHP’li üyelerin de hal ve hareketleriyle bu tavrı desteklemesini kamuoyu ibretle izlemiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda mangalda kül bırakmayan bu sakat zihniyetin, uygulamada kendisinden farklı düşünen ve dile getirilen ‘işine gelmeyen görüşlere’ hayat hakkı tanımaması yönündeki antidemokratik tavırları, taraflı tarafsız aklı başında herkes tarafından kınanmıştır. Bu kaba tavırlar ve karşıt görüşe tahammülsüzlük, birçok Meclis toplantısında tekrarlanmış, başka üyelere karşı da uygulanmıştır. Hele hele ‘hoşgörü parkı açılışı’ öncesinde de tekrarlanması çok üzücüdür. Çanakkale Belediye Başkanına yakışmayan bu söz ve davranışları şiddetle protesto ediyor ve tekerrürü halinde gereğini en sert biçimde yerine getireceğimizi, bu çerçevede 05.09.2022 tarihinde yapılacak Belediye Meclis toplantısına AK Parti grubu olarak katılmayacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz” ifadelerine yer verdi.
 
“SİZ ONU YAPTINIZ, BİZ BUNU YAPTIK”
Ak Partililerin protesto amacıyla meclis toplantısına katılmaması üzerinde Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili Burak Kunt, “Öncelikle geçen mecliste olan konulara değinmek istiyorum ve hiç lafı dolandırmayacağım. Bugün Ak Partili arkadaşlarımız da sanırım bir deklarasyon yayınlayıp, meclisimize katılmamışlar. Biz de şimdi sosyal medyadan öğrendik. Sayın başkanım biz bu kısır tartışmalardan inanın çok sıkıldık ve yorulduk. Biz her meclise fizibilitesi hazırlanmış projelerle, fayda sağlayabileceğini düşündüğümüz konuları gündeme getirerek meclise hazırlanarak geliyoruz. Açıkçası ana muhalefet olarak bu mecliste duran Ak Partili arkadaşlarımızdan da benzer çalışmalar yapmalarını istiyoruz ama ben 3 buçuk senedir açıkçası pek böyle bir şey görmedim. Sayın Başkan, İyi Parti grubu olarak bizim hakkımızı verirsiniz diye düşünüyorum tüm arkadaşlarımızla birlikte. Biz olabildiğince iyi çalışarak, Çanakkale için faydalı işler sunmaya çalışıyoruz. Gerek kürsüye çıkıyoruz, gerek fizibilitesini çıkarıyoruz. Olabildiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz siz de bu konuların çoğunda bize destek veriyorsunuz, yapabileceğimiz konularda istişare ediyoruz. Bunun bize özel olduğunu hiç düşünmedik, sizin karakterinizden kaynaklandığına inanıyoruz. Aynı şeyi faydalı bir proje için Ak Parti için de yapacağınızı biliyoruz. Ama ‘siz onu yaptınız, biz bunu yaptık’ gibi tartışmaların ne bu meclise ne de bu şehre bir faydası olmuyor. Ben Ak Partili arkadaşlarımdan da bu konuda daha iyi çalışarak, bu meclise ve bu şehre faydalı olabilecek işlerle gelmelerini, hem bir çalışma arkadaşları hem de Çanakkaleli olarak rica ediyorum” dedi.
 
SARIÇAY KONUSU DEFAATLE KONUŞULUYOR
Kunt’un konuşmasının ardından cevap hakkını kullanan Belediye Başkanı Gökhan “Evet, mecliste bazen sesler yükseliyor ama bunu kabul etmiyorum. Doğru bildiğim, belgelerle konuştuğum bir konuda ısrarla bunu yok etmeye çalışıyorlar. Bir konuya takılıyorlar, onu savunuyorlar. Arkadaş, belge sunuyorum. Kent konseyinin araştırma raporu konusunda belge sunuyorum. O partinin yöneticisi, bana basın yoluyla iftirada bulunuyor. ‘Engelledi’ diyor, ben de ‘tam tersi engellemedim parasını ödedim’ diyorum. Yine üzerine gidiyor. Ama tabii insanın canı sıkılıyor. Sarıçay konusunda her mecliste defaatle konuşuyoruz. Ben mecliste hem halka karşı konuşuyorum ama aynı zamanda belediye çalışanları var burada. Bir belediye başkanı olarak olmamış bir şey hakkında yalan söyleyebilme şansım olur mu? Başkan yardımcıları, müdürler var. Ben doğru söylemek zorundayım öteki türlü güven kalmaz. Başkan meclisine karşı yalan söylüyor der. Dolayısıyla bir şey ısrarla olmuş gibi zaman ben sözünü kesip, sesimi yükseltiyorum. Ben hakaret etmek ya da azarlamak amacıyla söylemiyorum olayı kesmek anlamında söylüyorum. Onun için alınganlıkların anlam vermiyorum, takdir kendilerinindir, gelmeyebilirler de. Ama meclise gelmemek bana karşı bir tavır değildir, meclise karşı bir tavırdır. Ben meclis değil belediye başkanıyım. Gelip bu konuları meclise yeniden söyleselerdi o zaman daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Neyse takdir kendilerinin” ifadeleriyle konuyu sonlandırdı.
 
“HER İŞE LİYAKAT GEREK”
Gündem dışı konuşmalarda söz alan Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkanvekili Burak Kunt ayrıca, “Temmuz ve Ağustos aylarını geride bıraktık. Bir kredi kuruluşu, ülkemizin kredi notunu düşürdü. Enflasyon yine arttı, kredi muslukları biraz daha kesildi, kur korumaları mevduatlar rekora koşarken, dış ticaret açığımız rekor kırdı. Ama 2 ay daha enflasyon ile mücadele edebilmek adına hiçbir adım atılmadı. Milli yüzücümüz Aysu Türkoğlu, Manş Denizi’ni yürüyerek geçen en genç Türk yüzücü oldu. Bizim ekonomi bakanımız, geldiği günden beri enflasyonu bir gram düşüremeyerek, enflasyon denizinde boğuldu. Hep söylüyoruz: ‘her işe liyakat gerek.’ Faizleri indirmeye başlamamızın üzerinden tam 1 sene geçti. Enflasyon ha bugün, ha yarın düşecek dedik, bir yılı bitirdik ama hala önünü net görebilen yok” dedi.
 
GÜNDEMİN SADECE DEPREM OLDUĞU MECLİS TEKLİFİ
Marmara Depremi’nin yıl dönümünü hatırlatan Kunt, “Bir kez daha kaybettiklerimizin yasını tuttuk. Unutmayacağız dedik ama yeni bir afete nasıl hazırlanacağımızı, hala hazırlanmadığımızı konuşmuyoruz, hatırlayamadık. Sayın başkan, Çanakkale için bizlerin de bu konuda radikal plan içerisinde acilen çözüm üretmemiz gerektiğini tekrar gündeme getirmek istiyoruz. Gündemin sadece deprem olduğu bir meclis teklifimiz halen geçerlidir. Maliyetler yüzünden insanlar maalesef yapılarını yenileyememekte, adeta kaderlerine boyun eğmektedirler. Deprem bu ülkenin gerçeğidir ve deprem değil bina öldürür” şeklinde konuştu.
 
İNTERNET GÜNCELLEMESİ
İstanbul havaalanında 5G internet kullanılmaya başlandığını aktaran Kunt, “Hepimize hayırlı olsun. Ülkemizdeki internet hızının dünyanın çok gerisinde, fiyatların ise dünyanın zirvesinde yer aldığını düşünecek olursak sayın başkan, bizler Çanakkalemiz için bu konuda bir adım atmalıyız. Dünyayı takip etmek isteyen gençlerimiz, dünya standardında eğitim almak isteyen vatandaşlarımız, dünya ile rekabet etmek isteyen iş insanlarımız için bugün olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır internet. Onuncu yıl Marşı’nda, ‘demir ağlarla örmüştük Türkiye’yi’ bugün veri kabloları ile örmemiz, milli seferberlik başlatmamız gerekiyor. Bugün 100 MB hızlar ile eğitimi yakalayamayız. Endüstri 4.0’ı oturtamayız. Bugün dünya standartlarının ilerisini konuşmamız gerekiyor. Sayın başkan, bu konuda gündemimize almamızı, bir farkındalık yaratmamızı önemle rica ediyorum. Bu konuda ne yapabileceğimizi de biraz araştırabiliriz. Şöyle bir örnek vereyim, yeni imara açtığımız bölgelerde, operatörlere ortak olabiliriz, bunu yapan birkaç belediyemiz var. Bu ara tek bir kazı izni veririz, ‘yapacaksanız bugün yapın, bir daha kazı izni yok’ diyebiliriz en başından. Sonrasında bir daha kazı izni olmayacağı için yapılacak yatırımın da hangi hızlarda ve ne şartlarda olduğunu da kontrol edebiliriz veya onlarla bir ortaklık bir girişim, iştirak kurabiliriz. Bunu yapan birkaç belediyemiz var Millet İttifakı’ndan. Bu gibi konularda sayın başkan, bizim uzmanlık alanımızda değil ama bir fikir olsun ve mecliste konuşalım diye söylüyorum, lütfen yanlış anlamayınız, böyle bir planlama yapılabilir diye düşünüyorum. Bunu da gündeme almanızı rica ediyorum” dedi.
 
BELEDİYE YURT YAPABİLİR Mİ?
Çanakkale için öğrencilerimizin yerinin ayrı olduğunun altını çizen Kunt, “Çanakkale’nin de öğrenciler için yeri ayrıdır. Fakat her kalemde olduğu gibi kiralarla gelen zamlardan sonra insanlar, evlatlarını okutmaya göndermekte zorlanıyor. Öğrenciler, Çanakkale’de kalabilmenin alternatif yollarını arıyorlar. Yurtlar da yetersiz olunca işin içinden çıkılmaz bir hal almış durumda. Bu bizim de sizin de suçunuz değil. Sayın başkan, bir grup vatandaşımızın da fikriyle, belediyemizin boş arsalarına, ‘yap, işlet, devret’ veya çeşitli girişim modelleri ile yurt binaları yapabilir miyiz? Bu bir belediyenin asli görevi olmamakla birlikte, böyle bir proje, öğrenci kardeşlerimiz için ileriki dönemlerde bir çözüm olabilir mi? atam kreşlerin uyguladığımız gibi ihtiyaç sahiplerine yönelik böyle bir çözüm üretebilir miyiz? Açıkçası elde veri olmadığı için, çok ham bir veri olduğu için bu projenin fizibilitesini yapabilmemiz mümkün değil fakat meclis gündeminde hep birlikte tartışalım ve eksik yanlarını beraber görüşelim diye dile getirmek istedik” dedi.
 
“YAP-İŞLET-DEVRETME”
İYİ Parti’li Kunt’un konuşmalarının ardından Başkan Gökhan, bahsedilen konuları toplantıda gündem haline getirmek için çalışacaklarını belirterek, “Deprem evet, hepimiz ezberledik ama bununla ilgili özel bir görüşme yapabiliriz. İnternet konusundaki görüşleriniz için teşekkür ederim. Yeni alanlarda daha yollar henüz tam oluşmamışken, kazı yapılabilir. Onu özellikle hat isteyen bazı operatörler var, biz de herkesi Telekom’a yönlendiriyoruz. Fakat bunun yeterli gelip gelmediğini inceleyelim ve bu yatırımı yapacak olanlar için fikir olabilir. En azından yeni yerleşim alanı olan Esenler ve Tekzen bölgesi için sanki mümkün olabilir diye düşünüyorum bunu bir inceleyelim. Hakikaten Türkiye’de internet hızı ve kalitesi çok kötü…  Belediyeler maalesef yurt üretemiyor ama ‘yap, işlet, devretme’ işlet yani devredip ne yapacağım… Hatta şimdi bir yurt binası vardı onu yurt olarak değil misafirhane olarak kullanacağız. Hatta onun bir bölümünü kanser hastalarının kemoterapi, radyoterapi süreçlerinde merkezde değil ilçelerde olan insanlar var. Onların barınması için de ayırabiliriz, öyle bir sözümüz vardı. O tedavi sürecinde orada barınsın. Çünkü mesela her gün Yenice’den geliyorsa gel-git her gün çok zor oluyor. Ama ben yurt yapmak istiyorum, arsam yok diyenlere de bir arsa sağlama noktasında hastaneler için dediğimiz gibi inceleyebiliriz. ‘Yap-işlet’ aklımıza gelmemişti açıkçası” dedi.
 
ŞİDDET, ZAM, BARIŞ
CHP Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Av. Hüdayi Erdal Gezen de söz alarak, “Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki belediye meclisi üyesi arkadaşlarım burada olsaydı, onların da dinlemeleri gereken hususlara parmak basacaktım.  Burada olmasalar da onlara da selamlarımızı iletiyoruz. Keşke birlikte olsaydık. 21. yüzyılda bizler insanın en temel hakkı olan yaşam hakkını savunmak zorunda kaldığımızı üzüntüyle dile getiriyoruz. Ülkemizde yaşadığımız şiddet tabloları çok ağır, günümüzün her saatinde belli örneklerini çevremizde görüyoruz. Siyasi iktidarın çözümsüz, basiretsiz politikaları da bu şiddet tablolarının oluşumuna neden oluyor. Ülkemizin dört bir yanında kadınlarımız katlediliyor. 2022 yılının ilk 6 ayı, yanılmıyorsam çünkü bu verileri sağlıklı elde edemiyoruz, 139 kadın yaşamdan koparıldı. Bunun daha da artmış olabileceğini tabii ki düşünüyoruz. Bunun en büyük nedenlerinden birisi de İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması bu iktidar tarafından. Bir basında, gazetede ya da haber ajansında çocuğa şiddete ve istismarın olmadığı bir gün geçirmiyoruz maalesef. Ülkemizde barış iklimini bozacak adaletsizlikleri o kadar çok yaşıyoruz ki Maalesef sosyal medyada hükümeti eleştirdiği için genç, yaşlı, emekli demeksizin tüm yurttaşlarımız gözaltına alınıyor, yargıya sevk ediliyor. Gerici toplumun baskıcı nedeniyle sanatçılarımızın konserleri iptal ediliyor. Gençlik festivalleri yasaklanıyor. Çünkü siyasi iktidar, sanattan, sanatçıdan korkuyor. Bu iptaller ile kendi yandaşına güven mesajı vermeye çalışıyor. Yurttaşlarımız her geçen gün artan ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddetin her türlüsünü yaşamaya devam ediyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde sabah, elektriğe ve doğalgaza gelen fahiş zam dahi bir ekonomik şiddettir günümüzde. 30 Ağustos Günü, özel sektör öğretmenleri sendikasının, öğretmenlere dayatılan sefalet ücretine ve güvencesizliğine karşı Ankara buluşmalarında haklarını sadece barışçıl bir şekilde ifade etmek istediği basın toplantısında kolluk güçlerinin orantısız gücüne maalesef maruz kalmışlardır. Bu da fiziksel şiddettir. Hak arayan, bunu ifade etmek isteyen öğretmenlere, çapulcu tanımlaması ise psikolojik bir şiddettir. Bu baskıcı, müdahaleci şiddet anlayışında en çok yoksullaşan vatandaşlarımız, kadınlarımız, çocuklarımız, emeklilerimiz… Hepimiz etkileniyoruz” ifadelerini kullandı. 12 Eylül’de eğitim ve öğretim yılının başlayacağını hatırlatan Av. Gezen, eğitimdeki sıkıntılardan ve öğretmenlerin sorunlar ile beklentilerinden de bahsetti.
 
SARIÇAY ÜZERİNE DETAYLI BİR KONUŞMA YAPTI
Mecliste söz olan CHP’li Egemen Ergun ise, “AKP grubu burada değil yüzlerine karşı söylemek isterdim. Belki cevap hakkı doğacaktır, bilemiyorum. ‘Çanakkale’nin makûs talihi’ açıklaması ile şehirde hiçbir hizmet yapılmıyormuş gibi yerel yönetimi ve başkanı hedef alan açıklamasından sonra merak ettim biraz araştırdım AKP Grup başkanvekilinin Sarıçay ile ilgili açıklamalarını. Sizlerle 1-2 veri ve yönetmelik paylaşıp takdiri Çanakkale halkına bırakacağım. Devlet Su İşleri’nin (DSİ) faaliyet raporunda, internetten rahatlıkla ulaşılabiliyor, temel politika ve öncelikler başlığı adı altında bir tablo var ve o tabloda ulusal havza yönetim stratejisi uygulamasının koordinasyonu izlenmesi ve değerlendirilmesi bölümünde şöyle bir ifade geçiyor: Havzalarda verilerin ıslahı, taşkınların önlenmesi, düzenlenmesi için gerekli ve uygun su yapılarının tesis edilmesi. Aynı faaliyet raporunun bir başka kısmında idarenin stratejik planında yer alan amaç ve hedefeler başlığı altında, hedef 1:belediyelerin içme, kullanma ve sanayi suyu karşılanacaktır diyor. Zaten bizim de burada içme suyu arıtma tesisi ile ilgili de tablolar var. Hedef 2: İçme suyu barajları ve nehir havzaları kirliliğe karşı korunacaktır. Sanırım bu kirliliğe karşı korumayı belediye olarak siz yaptınız çünkü çevre köylerin atıkları akıyordu ve siz öncülük ettiniz. Bizim arıtmamıza yönlendirdiniz, şimdiye kadar hiçbir çalışma yapılmamıştır. Amaç 2: Yerleşim yerleri ve tarım arazilerinde taşkın suların oluşturacağı zararları kontrol altına almak. Akarsularda ıslah, kontrol tesislerinin inşa edilecek ve mevcut tesislerin devamlılığı sağlanacaktır. Şimdi yakın tarihli bir yönetmelik, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra çıkmış. 4 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 121. Maddesine göre DSİ’nin görev ve yetkileri: Akarsularda ıslahat yapmak ve icap edenleri seyr-ü sefere alışverişli hale getirmek. Hanımefendi, Eskişehir’den örnek vermişti sanırım. CHP’li belediyeden örnek vermişti. Hanımefendi, büyükşehir belediye kanunundan bihaber olduğunu o açıklamasından sonra anladım. Biz büyükşehir belediye kanuna tabi değiliz, büyükşehir belediye kanunun 7. Maddesinin R bendinde; Su ve Kanalizasyon işlerini yürütmek, bunun için gerekli baraj ve tesisleri kurmak, işletmek, derelerin ıslahını yapmak, kaynak suyunu arıtma sonucu üretilen suları pazarlamak… Hanımefendi bunu okusun. Yine DSİ’nin bir yönetmeliği var. Resmi gazete sayısı 3763 Taşkın ve Rüsubat Kontrolü Yönetmeliği’nde Kapsam başlığı altında Madde 2: bu yönetmelik, akarsular üzerinde taşkın ve rüsubat kontrolü üzerinden tasarlanacak sel kapanı bağlama, akarsu ıslahları ile akarsular üzerinde tasarlanacak köprü ve menfez gibi sanat yapılarının yanı sıra akarsu yatakları ile mücadelelerinde yapılacak düzenlemeler ile ilgili çalışmaları kapsıyor. Yeni nereye bakarsam bakayım, bizim belediyemize akarsular ile ilgili herhangi bir görev verilmemiş, kanununda da yok. 9 Eylül 2006 tarihli Resmi Gazete’de Başbakanlık’tan bir genelge yayımlanmış: Dere yatakları ve Taşkınlar. 3. Maddesinde şöyle diyor: dere yataklarında her ne olursa olsun, köprü ve menfez gibi sanat yapıları ile dere yatakları üzerinden veya sınırından geçirilecek olan enerjinin nakil hattı, yol, petrol, doğalgaz, boru, telefon, içme suyu, kanalizasyon hattı ve benzerleri gibi çeşitli kuruluşlarca değişik maksatlı yapılar ilan edilmeden önce DSİ’nin Bölge Müdürlüklerinden mutlak suretle görüş alınacak ve yapılacak tesislerin bu görüşe uygun olarak inşası sağlanacaktır. Yapılan başvurulara, DSİ tarafından 30 gün içerisinde cevap verilmemesi halinde uygun görüş verilmiş sayılacaktır. Siz de sanırım bürokratik adap gereği 30 gün geçmiş olmasına rağmen köprü ile herhangi bir ısrarcı tavrınız olmamış, bence doğru da olmuş. Yine 2010 yılında bir Başbakanlık Genelgesi’nde, akarsu ve yatakların ıslahı şöyle diyor, DSİ’nin yetki ve sorumluluk alanı dahilinde akarsu ve dereler havzaları dahilinde, eski ve muhtemel taşkın zararların dahilinde tüm yönleriyle değerlendirilerek; acil-kısa- uzun vadeli ıslah edilmesi gerekenler tespit edilecektir bu çerçevede hazırlanacak akarsu ve dere yatakları ıslah programı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın onayına sunulacaktır. Onayabilmesi için öncelikle illerdeki kamu kurum ve kuruluşlarının iş makineleri malzeme, ekipman ve personellerinin, İl Valiliğinin takdir ve koordinasyonunda imzalanacak protokoller ile DSİ emrine verilecektir. Şimdi hanımefendi sürekli olarak ‘belediye neden yapmadı, hizmet getirmiyor, Çanakkale’nin yararına olan şeyleri yapmıyor, biz yapıyoruz’ DSİ’nin görevi olan bir şeyi, biz yapamayız. Büyükşehir belediyesi olsak yaparız, CHP’li büyükşehir belediyelerinde dene tür zorluklar çıkarıldığını herkes biliyor. Her seferinde ‘biz millete sevdalıyız, bizim işimiz hizmet’ diyenler, CHP’li belediyelere karşı nefret dolu yaklaşımlarla milleti cezalandırmayı kendilerine hak görmektedirler. İnsanların yüzüne baka baka yalan söylemeye çekinmeyenlere Çanakkale halkı, yerel yönetimi asla teslim etmeyecektir. Gün gelecek, sokağa çıkacak yüzleri olmayacak” dedi.
 
“8 YILDIR SES SEDA YOK”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise Sarıçay’a ilişkin, ”Bizim bu dereyi ıslah etme konusunda belediye olarak yetkimiz yok. Biz Devlet Su İşleri’ne yapılması gerektiğini söyledik. 2014 senesinde yazmışız. Sekiz senedir ses seda çıkmamış. Barajın içine akan kanalizasyonları ne yapacağız? Bu benim işim değil sizim işiniz. Burada ıslah projesi yapıldı programa alınmadı. Sonunda Bülent Turan’ın girişimi ile bu önerimiz, yatırım programına alındı. Mecliste söyledim, teşekkür ettim. Ben hiçbir konuda Bülent Turan’ın verdiği desteği inkâr etmedim. Kredi çıkarttı dedim. O insan yapıyorsa teşekkür ederim. Bunu sadece onlar yapıyormuş gibi empoze ettikleri zaman tepki gösteriyorum. 31 milyon var o paraya sadece köprü olur. Ekim ayında ödenek konacak dediler. Henüz ödenek yok. Ortak bil dil kullanılırsa daha iyi olur” şeklinde konuştu.
 
Gündem dışı konuşmaların ardından oylamalara geçildi. Çanakkale Hizmet Grupları Anonim Şirketi’nin 1 Ağustos 2022’de yapılan genel kurul toplantısında alınan kararlar gereği ile günün ekonomik koşulları ve mevcut enflasyon oranlarının beklentinin çok üzerinde olması nedeniyle şirket sermayesinin yetersiz kalmasından dolayı sermayesinin 3 milyon TL’den, 6 milyon TL’ye çıkarılmasını talep etti. Ek bütçe, meclis üyeleri tarafından oy birliği ile kabul edildi. 2022 yılında personel giderlerindeki artış, fiyat farkları ve asgari ücretteki beklenmedik artışlar dolayısıyla ödeneklerin belirli bir oranda yetersiz kaldığı belirtildi. Çanakkale Hizmet Grupları A.Ş.’nin, 122 milyon 714 bin TL’lik ek bütçe artış talebi oy birliği ile onaylandı. Resmi Gazete’de yayımlanan 2022 yılı merkezi eğitim bütçe kanunu kapsamında, ek bütçe ile 657 sayılı devlet memurları kanununa tabi itfaiye ve zabıt hizmetlerine bağlı fiilen çalışan personelinin mesai ücreti 482 TL’den, aylık 780 TL olarak belirlenmesi oy birliği ile kabul edildi.  Öte yandan, Halk Bahçesi’nin kuzeyinde bulunan Ziveriye Sokak’taki 19 adalı riskli 4 parselin yıkılmasının ardından yapılacak olan yeni plandaki değişiklik İmar komisyonu tarafından oy birliği tarafından kabul edilmesinin ardından, mecliste yapılan oylama ile de kabul edildi. 10. gündem maddesi; Güzelyalı Köyü İzmir Caddesi üzerinde yer alan 156 ada, 11 parselde Nazım ve Uygulama İmar Planı değişiklik teklifi ise mecliste yapılan oylamada 17 ret, 3 çekimser oy çokluğuyla reddedildi.
 
Sevi Gözay UĞURLU