Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Kadir Çetin (22); çocukluğunda okuduğu ve etkilendiği bir kitap sayesinde, geçtiğimiz günlerde bisikletiyle beraber Aydın’ın Nazilli ilçesinden yola çıktı. 25 gün sonra Gürcistan’a ulaşmayı hedefleyen ve rotasında Çanakkale’ye de yer veren Çetin, yaklaşık olarak 2 bin 700 kilometrelik bir yolu aşacak. Gezgin Çetin, yolculuğu esnasında Batı Ege, Kuzey Anadolu ve Karadeniz rotasını izleyecek. ‘Bikepacking’ olarak bilinen ve minimum eşya ile yol almayı hedefleyen bisiklet yolculuğunu gerçekleştiren Çetin’in yanında yalnızca iki tişört, bir forma, bir şort ve iki çorap bulunuyor. Çetin ile yolculuğun zorluklarını, motivasyonunu ve onu yola çıkaran çocukluk hayalini konuştuk.
 
8 yıldır amatör olarak bisiklet sporuyla uğraşan ve aslında Mutfak Sanatları öğrencisi olan Çetin, yakın zamanda uğraşını uzun mesafe bisikletçiliğine yaydığını söyledi. 3 yıl boyunca bu yolculuk için hazırlanan ve Nazilli’den Çanakkale’ye gelene kadar yaklaşık olarak 500 kilometrelik yol kat ettiğini belirten Çetin, geriye 2 bin 200 kilometresinin kaldığını aktardı. Çocukken geldiği ve hayran olduğu Çanakkale’de iki gün konaklayacak olan Çetin, yolculuğuna kaldığı yerden devam edecek.
 
KYK YURTLARINDA DA KALACAK
Çetin, Çanakkale’ye varışının 5 gün sürdüğünü ve günlük olarak neredeyse 100 kilometre pedal çevirdiğini söyledi.  İzmir, Dikili, Ayvalık, Edremit ve Çanakkale rotasını kullanan Çetin, rüzgâr durumlarından dolayı zorlandığını ve 2-3 gün sürmesi gereken yolun 5 güne çıktığını anlattı. Çetin konaklamaları hakkında, “Genelde gittiğim yerde sahile çadırımı kuruyorum. Şehirde arkadaşım varsa onun yanında kalıyorum. Karadeniz’de ise KYK yurtlarının gençlere açılacağını öğrendim. Samsun’da sonraki konaklamalarımı KYK’da yapmayı planlıyorum” dedi.
 
EN BÜYÜK ZORLUK: HAVA DURUMU
Yolculuğunun bu kısmına kadar karşılaştığı en büyük zorluğun hava durumu olduğunu ileten Çetin, “İzmir Aliağa’dan sonra yaklaşık saatte 50 km hızda esen bir rüzgâr ile karşılaştım. Bu hava şartları, insanı yalnızca fiziksel olarak değil aynı zamanda mental olarak da çok etkiliyor.  Pedal çeviriyorsunuz ancak ilerleyemiyorsunuz. Bu durumda insan kendi içinde bir savaşa sürükleniyor” şeklinde konuştu.
 
HER ŞEY BİR KİTAP İLE BAŞLADI
13 yaşındayken gazeteci, film yönetmeni ve bisiklet sporcusu Hasan Söylemez’in ‘Hayata Yolculuk’ isimli kitabıyla tanıştığını ve uzun mesafeli bisikletçilik serüveninin o zamanlar başladığını anlatan Çetin, “Kitap, bisiklet ile Türkiye turu üzerineydi ama önemli olanın kilometrelerden ziyade, yolda tanışılan insanların, kalınan yerlerin, yenilen yemeklerin ve anıların olduğunu vurguluyordu. Ben de son 2-3 yılımı bu kitap üzerinde çalışarak geçirdim. Rotalar çıkardım, bisikletimi dizayn ettim ve sonunda yola çıkmak nasip oldu” dedi.
 
“İNSANLAR ŞAŞIRIYOR”
Yolda karşılaştığı insanların şaşırdıklarını ve ona inanmadığını ileten Çetin, “’Neden motorla gitmiyorsun?’, ‘Arabayla bırakalım’ diyen oluyor. Özellikle, Kazdağları’nda yanımda 3-4 tane kasalı araba durdu ve yokuşu çıkarıp, Ayvalık’a kadar götürmek istediler. Ben tabii kabul etmedim çünkü önemli olan benim kendi gücümle gitmemdi. Ama genelde olumlu ve şaşkın tepkiler alıyorum” ifadelerini kullandı.
 
EKİPMAN GÜRCİSTAN’A YETECEK KADAR…
Gürcistan’a vardıktan sonra turunu sonlandırmayı hedefleyen Çetin, “Çünkü turun mesafesine ve mevsim şartlarına göre ekipman hazırladım kendime… Ben yaklaşık 20-25 gün sonra Gürcistan’a varacağım. Bütün ekipmanlarım yaz şartlarına göre ayarlandı. Gürcistan, Kafkasya Bölgesinde yer aldığı için belki devam edebilirim Azerbaycan’a… Ama büyük ihtimalle turum, Gürcistan’da sona erecek” dedi.
 
YOLA ÇIKMAYI DÜŞÜNENLERE TAVSİYE VERDİ
Dünyada ekol olarak ‘bikepacking’ ve ‘heybe turculuğu’ olmak üzere 2 tür bisiklet yolculuğu olduğunu söyleyen Çetin, ”Heybe turculuğunda neredeyse bir evi yanınıza alırsınız, karavan gibidir. Çadırınız, ocağınız, kışlığınız… Her şey yanınızda olur ama bu şekilde günde 60-70 km gidebilirsiniz ve keyif almak üzerine bir yolculuk olur. Benim yaptığım yolculuklar ise yol bisikletiyle ve minimum eşyayla oluyor. Benim yanımda iki tişört, bir forma, bir şort ve iki çorap var, başka da hiçbir şey yok. Yemek yemeyi de gittiğim şehirlerdeki benzinliklerden hallediyorum genelde… Suyu camilerden alıyorum. Ekipman olarak ise, yazlık bir tulum ve çadırım var. Rotayı çıkarmam 6-7 ayımı aldı. İşin en geri planından bakacak olursak, yani kısa turlar ve bisikleti tamamen toparlamak gibi, 2 buçuk 3 senelik bir serüvenden bahsedebiliriz. Bugün bisikleti aldım, yarın yola çıkayım diye bir şey kesinlikle yok. Çıkacak olanlara asla önermiyorum, kesinlikle hazırlığınızı yapın. Şu an bile çok fazla eksiğim var.  Örneğin dış lastiğimde bir sorun var ve yanımda yedek dış lastik yok. İstanbul’a kadar sancılı bir şekilde seyahat edeceğim. Yola çıkacak arkadaşlar; kendi evlerinden 50 km öteye kamp yapmaya gidip geri gelsinler, o 100 kilometrede çok fazla şey öğrenebilirsiniz. Diğer önerim ise, rota hazırlarken kilometreye göre hazırlamasınlar, eğim durumuna göre hazırlasınlar. Bazen bir yol, 10 kilometre olabilir ama Kazdağları gibi eğilimli olabilir. Bazı yerlerinde yüz 10’luk eğimler var. Buna göre eğim haritalarına bakmaları gerekiyor. Kesinlikle mevsim koşullarına dikkat etsinler. Kışın tura çıkıp yazlık ekipman ile idare edemezsiniz, bisikletten soğursunuz ” dedi.
 
TEK YOLCULUK YAPMAK ÜZERİNE…
İnsanın tek başına yolculuk yaparken bir anda çift kişi olduğunu anlatan Çetin, “Kendi içimizdeki kişi ile bedenimiz konuşmaya başlıyor o dağları çıkarken… Sürekli bir sorgulama halinde oluyor. Hem dezavantajı hem de avantajı var tabii... Dezavantajları şöyle, yolda başıma bir şey gelse kendimden başka yardım edebilecek kimsem yok. Avantajı, özgür olmak…” sözleriyle hislerini paylaştı.
 
BİR HAYALİ DE BALKAN TURUNA ÇIKMAK
Balkan turu yapmayı planlayan Çetin, “Bunun için kendi öz kaynaklarım yeterli olmuyor. Sponsor bulabilirsem günün birinde bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Kendime inanıyorum ve bu yolculuğun gücünü kaldırabilecek olduğumu düşünüyorum. Tabii mental olarak hazır olmak yetmiyor bu işim maddi boyutu da var. O yüzden destek olmak isteyen olursa gitmek istiyorum. Bir de şöyle bir şey var. Ben, benim gibi insanlarla çıkmak istiyorum bu yola… Neden Türkiye’de sadece yabancı bisikletçiler tur yapıyor? Bisikletin bir karne hediyesinden ziyade spor olduğunu anlatmak gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
ÇETİN: ÇANAKKALE MÜKEMMEL BİR ŞEHİR
“Turumu Balıkesir’den Bandırma tarafına da çevirebilirdim ama Çanakkale’ye de uğramak istedim” diye Çetin, “Çünkü küçüklüğümde bu şehre geldiğimde gerçekten hayran kalmıştım. Mükemmel bir şehir… Yeşili, doğası, yapısı var. Bunların bir arada olduğu bir şehri bulmak çok zor… Bir yerde şehir olsa orman olmuyor; orman olsa, şehir olmuyor. Ama ben Çanakkale’nin bu ikisini bir arada bulundurduğunu gördüm ve kesinlikle geçmek istedim” diyerek konuşmasını sona erdirdi.
 
Sevi Gözay UĞURLU