Son günlerde aşılama ve aşı karşıtlığı ile ilgili tartışmalar devam ederken, korona virüs yeni varyantların etkisi ile birlikte bulaşıcılığı artan omicron ile daha da yayılıyor. Sosyal medya hesabı üzerinden aşı ile ilgili değerlendirme yapan Çanakkale İl Genel Meclis CHP Grup Başkanvekili Güneş Pehlivan, ‘’Şu an ne halde olduğumuzun farkında mıyız? İçinde bulunduğumuz travmanın sonrasının büyüklüğünü idrak edebilecek halde miyiz?’’ dedi.
 
Aşılama konusunda bir paylaşım yapan Pehlivan, Covid-19 aşısına karşı gösterilen tepkiyi anlayamadığını ifade ederek, ‘’Türkiye'de aşılama benzeri uygulamaların (çiçek hastalığı varilasyon metodu) tarihi 1721 yılına dayansa da, aşılama geçmişimize dair ilk güvenilir resmî belgeyi 1885'te çıkarılan bir kanunda görüyoruz. Yani aşı ve uygulamaları hakkında köklü bir geçmişe sahip bir ülkeyiz. Toplumumuz aşının ne olduğunu bilir ve uygulamalarına aşinadır. En azından Covid-19 pandemisi çıkana dek biz böyle biliyorduk. Yeni bir hastalığın aşısına ve tedavisine yönelik toplumların endişe duyması insani bir reflekstir. Ancak, aşılama kültürü olan bir ülkede Covid-19 aşısına karşı gösterilen tepkiyi mantıklı olarak kendime açıklamakta güçlük çektiğimi söylemeliyim’’ dedi. 
 
‘’Covid-19 aşısından kaçınmak için bir travmaya dönüştürdük’’ diye sözlerine devam eden, Pehlivan; ‘’Öncelikle, aşağı yukarı her yıl olduğumuz grip aşısı ve daha uzun süreli aralıklarla olduğumuz tetanoz aşısında maruz kaldığımıza benzer hafif yan etkileri, Covid-19 aşısından kaçınmak için bir travmaya dönüştürdük. Bünyeye göre değişmekle beraber, hafif bir terleme, titreme, uyku hali, kolda ağrı veya ciltte kızarıklık gibi diğer birçok aşıda da hissettiğimiz etkiler, Covid-19 aşısında devleştirildi’’ cümlelerini kurdu.
 
‘’AŞIDAN BEKLENTİLERİMİZ DE DEĞİŞTİ’’
Covid aşısı hakkında tuhaf asılsız beklentiye kapılanların olduğunu söyleyen Pehlivan; ‘’Aşıdan beklentilerimiz de değişti. Çocuk aşılarından tutun da; tetanoz, grip, zatürre gibi süreli aşılar da dahil olmak üzere (bazı farklı karakteristik taşıyan aşılar hariç) neredeyse hiçbir aşı virüsün alınmasını, bir başkasına bulaştırılmasını, hastalandırılmayı önlemeyip, hastalığın hafif atlatılmasına hizmet etmekteyken ve biz aşı kültürü yüksek bir toplum olarak bunu hayat içinde yüzlerce kere deneyimlemiş iken, Covid-19 aşısı olanların Covid-19 virüsünü almayacağına ve bulaştırılmayacağına dair tuhaf ve asılsız bir beklentiye kapıldık’’ açıklamasında bulundu.
 
“AKLI GEÇTİM, HAYATTA KALMA İÇGÜDÜMÜZE NE OLDU”
Pehlivan; ‘’Üstelik bu "tuhaf" beklentimiz, aşılama oranları arttıkça bizleri tedbirsizliğe itti ve hastalığın yayılmasında aktif rol oynadık. Dahası, "her ne kadar hastalığı hafif etkilerle atlatıyor da olsa", aşılı bireylerin hastalandığını gördüğümüzde aşıyı sorgulamaya ve hatta aşı karşıtlığı adına üretilen komplo teorilerini destekler şekilde atıp tutmaya başladık. Öyle ki, aşılama oranı yüksek illerde hastalığın artışını da aşıya ilişkin komplo teorilerimize bir dayanak olarak kullanmaya başladık. Kulağa biraz sert gelecek ama soracağım: Bizim aklımızdan zorumuz mu var. Aklı geçtim, hayatta kalma içgüdümüze ne oldu?’’ dedi.
 
‘’BİZE NEYİN ÇARPTIĞINI ANLAYABİLECEK DURUMDA MIYIZ?’’
Bir travmanın içinde bulunduğumuzu ifade eden Güneş Pehlivan; ‘’Yanlış korelasyonlar, çarpıtılmış neden-sonuç ilişkileri içinde oluşturduğumuz yargılar, artık bizim için neyin faydalı olacağı konusunda gerçeğe taban tabana zıt sonuçlar çıkararak kendimize (ve toplumda yaşayan diğer bireylere) zarar vermemize sebep olan bir noktaya geldi. Biz 20 yıllık bir siyasi zorbalığın ve her geçen gün katlanılmaz hale gelen yaşam koşullarının yaratığı bir travma toplumuyuz. Sağlıklı kararlar alma basiretimiz tutuldu. Peki travma sonrası etkilerini hiç düşündünüz mü? Hani, size bir araba çarpar ve olayın ilk hararetiyle sersemlersiniz ve acı duymazsınız da, kırıklarınızın acısını daha sonra hissedersiniz ya. Hah işte, travma sonrası etki, o acıyı hissetmeye başladığınız sürece denir. Olayın ilk hararetinden sonraki süreç her zaman daha ağır yaşanır. Toplumsal olaylarda da bu böyledir. Travma ve travma sonrası, tıbbi olduğu kadar, bir sosyolojik olgu olarak da karşılık bulur. Bize neyin çarptığını anlayabilecek durumda mıyız? Şu an ne halde olduğumuzun farkında mıyız? İçinde bulunduğumuz travmanın sonrasının büyüklüğünü idrak edebilecek halde miyiz?’’ diye sorguladı.
 
İbrahim Akın KAZANCI