Etkinlikte ilk defa hırsızlık olayı yaşanırken; Çanakkale Kent Konseyi Sanat Sokağı Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Asude Bayram, bu tarz sorunların önüne geçmek ve üreticileri desteklemek için kapsamlı bir ‘Sanat Sokağı’ projesinin harekete geçirilmesi gerektiğini söyledi.
 
Çanakkale Belediyesi’nin ve Kent Konseyi’nin sponsor olduğu, üreticileri desteklemeyi amaçlayan ‘Sanat Sokağı’ etkinliği, Covid-19 pandemisi nedeniyle yaklaşık olarak iki senedir düzenlenemiyordu. Geçtiğimiz hafta Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinde Halk Bahçesi’nde el emeği ürünlerin sergilendiği tezgâhlar, yılbaşı teması kapsamında Çanakkaleliler ile buluştu. Tahsis edilen çadırların altında tezgâh açan üreticiler, bu sene yapılan etkinliği değerlendirerek, yaşanan hırsızlık olayını ve diğer aksaklıkları anlattı.
 
BU SENE YAPILAN ETKİNLİKTE İLK DEFA HIRSIZLIK YAŞANDI
Çanakkale Kent Konseyi Sanat Sokağı Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Asude Bayram, “Her sene hem bahar hem de kış aylarında birer tane ‘Sanat Sokakta’ etkinliği yapıyoruz. Bunun amacı, sanat üreten ve atölyesi olmaya arkadaşların bir mekânının olmamasını gündeme taşımak. Bu etkinlikler yaklaşık olarak 5 yıldır bu şekilde sürüyor. 5 yıl içerisinde çeşitli etkinlikler yaptık ve ihtiyaçlarımızı dile getirdik. Ne oldu, duyuldu diyebiliriz. Bunun üzerine ‘bu arkadaşlara bir şeyler yapalım’ diye girişimlerde bulunuldu. Belediye Başkanı ile de görüştük, yer saptaması yaparken araya pandemi girdi. Ekonomik sorunlar, belediyelere getirilen yaptırımlar, ihaleler gibi çeşitli sıkıntılar sebebiyle bizim işimiz öylece kaldı. Bu sene pandemi hafifleyince biz yine yapalım dedik. Tabii bu seneki etkinliğimiz de biraz sıkıntılı oldu. Birincisi, bu çadırlar çok fazla korunaklı değil. İkincisi, arkadaşların burada bütün günü geçirmesi için sağlıklı bir ortam olmadı. Üçüncüsü de arkadaşımızın ürünlerinin alınması büyük bir şanssızlık oldu. Biz, dediğim gibi ekip olarak 5 senedir yaptığımız bu etkinliklerde hiç böyle bir şey ile karşılaşmamıştık. Güvenlik tutmadığımız zamanlar bile olmuştu. Bu sefer güvenlik olmasına rağmen böyle bir şanssızlık yaşandı. Biz 5 yıldır bunu talep ediyoruz, Kapalı mekânlar olsun –ki Sanat Sokağı projesi de hazır- herkesin küçük birer kulübesi bile olsa ve orada üretim yapsa çok güzel olur. En azından Çanakkale’de sanatın üretildiği toplu bir alan olsa, bunu da herkes bilse… Örneği turistler oraya gitse ve gezse, bu kente para bıraksa… Arkadaşlar da orada satamasalar bile en azından mutlu bir şekilde üretim yapsalar çok güzel olur. Yılda 2 defa bu şekilde etkinlik yaparak olmuyor. Burada 2-3 gün içinde hiçbir şey satamadıkları zamanlar da oldu. Parasal getirisinden çok, tekrar bir görünürlük ve sorunların dile getirilmesi amacıyla fırsat olarak değerlendirdik. Umarım bundan sonra çalışmalar daha hızlı bir şekilde gelişir, daha farklı çözüm yolları aranır diye umuyorum ben. Ortamın koşulları nedeniyle çok fazla süsleme yapamadık. Bizim kendi afişimiz vardı. Derneğimizin binası yıkıldı ve biz oradaki eşyaları küçük bir yere koyduk. Oraya baktım ve bulamayınca yeni bir pankart yaptırmaya da kalkışamadık. Çünkü birkaç gün sürecekti zaten ve o yapılana kadar da bizim etkinliğimiz bitti. Bu yüzden Belediyenin ve Kent Konseyinin afişlerini astık. Daha önce şemsiyeler vardı ancak onları da çalıyorlar. Sanat Sokağı sembolü olan çok güzel şemsiyelerimiz vardı ancak onlar her sene eksile eksile tükendi. Çanakkale Belediyesi’nin tahsis ettiği çadırların kenarlıklarının düzgün bir şekilde geri iade edilmediği ve sayısı da herkese yetecek kadar olmadığı için getirmemeye karar verdik” dedi.
 
“ÇADIR VAR AMA YARISI YOK”
Ürünleri çalınan Süper Atölye sahibi Ceyda Özseyhan, “Etkinliğin ilk günü, bavulumu bırakmıştım. Herkes bıraktı bir tek ben değil, sabah geldim ve bavulum yoktu. Ürünlerimin yarısından fazlası gidince büyük bir şoka girdim, ne yapacağımı şaşırdım. Bu tarz işlerin, daha farklı şartlar altında yapılması gerekiyor. Hepimiz emek ve para harcıyoruz. Diğer şehirlerde bile çok daha farklı yapılıyor bu işler. Bir ‘Sanat Sokakta’ etkinliği bu şekilde olmamalı. Bütün bir gün soğukta donarak iş yapmaya çalışıyoruz. Kamera var burada ama çalışmıyor. Herhangi bir reklam yok. Evet destek var, çadır var ama çadırın yarısı var yarısı yok. Belediye haklı çünkü daha önce kullananlar çok kötü kullanmışlar. Ama bunun bir yaptırımı olmalı yani ben bu çadıra zarar verirsem eğer karşılamak zorundayım. Bunu takip etmeleri lazım... Keşke şenlik havasında olsaydı” şeklinde konuştu. Çalınan malzemelere ilişkin soruşturma devam ediyor.
 
BELEDİYE BAŞKANI GÖKHAN’A BROŞ HEDİYE ETTİ
Bir yıldır Çanakkale’de yaşayan sigorta emeklisi Yasemin Gayretli, “Evde oturan hanımların yaptığı el emeklerini burada sunuma çıkarmaları ve belediyenin buna imkân sağlaması bizim için çok iyi oldu. Değişik el işleri var aramızda, genel olarak emekliyiz. Evde hobi diye yaptığımız şeyleri, paraya dönüştürmek amacıyla yola çıkanlar var. Bazı arkadaşlarımız dernekten, ben halk eğitimin verdiği kurslara katıldım. Bu kurslar sayesinde hem çevre ediniyoruz hem de bilgi alışverişimiz oluyor. Covid-19 nedeniyle kurslara ara vermiştik ama herhalde hobiler ağır bastı. Aşılarımızı yaptırdık, devam ediyoruz. Ürünlerimizin hepsi el emeği… Kurslarda ne eğitimi verilirse önce onu yapıp, üzerine de kendimizden bir şeyler katıyoruz. Bir şeyler üretmeye çalışıyoruz. Hava soğuk burada, biraz üşüyoruz ama ne yapalım yılbaşı böyle… Satışlar benim için güzeldi, diğer arkadaşları bilmiyorum.  Bu soğukta, ekonomik krizde benim için iyi sayılır. Belediye Başkanımız da açılışıma gelmişti, benim tezgâhıma da uğradı. Çok da tonton bir insan, sosyal medyadan görüyorum. Kedileri de seviyormuş. Ayrıca ben de CHP üyesiyim. Atatürk yüzüğü hediye ettim önce ama takmak istemeyeceğini hissetim. O yüzden broş hediye edince daha iyi oldu. Şimdiye kadar her şey güzel ama biraz daha müzikli, yabancı ülkelerdeki gibi ışıklı olsa daha iyi olacaktı. Çanakkalelilerin yılbaşı alışverişi yapmak gibi bir alışkanlığı da yok. Yılbaşı için özel tasarımlar yaptım ancak yine de insanlar gidip doğal taş alıyorlar. Gençler, pembe kuvarstan aşk bekliyor” diyerek yılbaşı pazarını değerlendirdi.
 
GELİR KAPISI OLARAK GÖRÜYORLAR    
Çocukluğundan beri sanata karşı merakı olduğunu söyleyen Çanakkaleli Gül Ercen, “Şu an gelir olarak tasarlıyorum. Hem zevk alıyorum hem de üretmeyi çok seviyorum. Tasarımlarımı deniz kenarında ve kaz dağlarındaki yürüyüşlerimden topladığım malzemelerle yapıyorum. Şimdi 14 yaşında bir kızım var ve Atölye Deli Mavi ismiyle home office üretimler yapıyorum. Maviyi ve çılgınlığı çok sevdiğim için ismini bu şekilde koydum. Seramik eğitimi alıyorum ve ilerleyen süreçlerde seramik tasarımları daha çok görebileceğiz” dedi.
 
Sevi Gözay UĞURLU