Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın Menemen’de 23 Aralık 1930’de hain bir saldırıda şehit edilişin yıl dönümü münasebetiyle açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Akyalçın, “Cumhuriyetin ışığı ile yetişen Kubilay, Cumhuriyetin bekçiliğini iki yurtsever Bekçi ile birlikte yapmış, bedelini kanıyla, canıyla ödemiştir. Türkiye’de yüz yıla yakın süredir gericilerin Derviş Mehmetler yetiştirme isteği ve Cumhuriyetin Kubilaylar yetiştirme iradesi savaşmaktadır. Sonuçta elbette Kubilaylar kazanacaktır’’ dedi.
 
İzmir'in Menemen ilçesinde irtica grupları tarafından 23 Aralık 1930’de hain bir saldırıda şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın katledilişi sebebiyle, Atatürkçü Düşünce Derneği Adına, Necmi Akyalçın’dan bir basın açıklaması yaptı.  Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) GYK Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Akyalçın, Devrim Şehidi Kubilay hakkında; ‘’Cumhuriyet Devrimleri yapılırken de, günümüzde de bu gerici kalkışmalarla hep karşılaştık’’ diyen açıklamada, Necmi Akyalçın; ‘’Türkiye Cumhuriyeti, 91 yıl önce 23 Aralık 1930 günü vahşi bir gerici ayaklanma ile sarsıldı. Bu tarihten önce ve sonra da defalarca karşılaştığımız gibi “din elden gidiyor” çığlıkları ile Menemen’de ayaklanan hainler Öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ı canice katlettiler. İstanbul Erenköy’de oturan Nakşibendi Şeyhi Esat tarafından kışkırtılan gerici isyan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki genç Cumhuriyetin kararlı duruşu ve çelik iradesi ile bastırıldı. Bu topraklardaki her ileri adımın önü tarih boyunca benzer yaygaralarla, kutsal inançlar kullanılarak kesilmek istendi. Osmanlı döneminde de, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında da, Cumhuriyet Devrimleri yapılırken de, günümüzde de bu gerici kalkışmalarla hep karşılaştık. Hiçbir zaman hedeflerine ulaşamadılar, asla ulaşamayacaklar. Ulusal Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırıp devrimlere girişen Gazi, bu atılımının önünün gericilerce kesilmek isteneceğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle Menemen’deki ayaklanma girişiminden 3 yıl önce, 20 Ekim 1927 günü Büyük Nutuk’unu bitirirken Türk Gençliği ’ne ünlü seslenişini yaparak bu ve benzeri tehlikelere dikkat çekmişti.’’ dedi.
 
“TÜRK GENCİ DEVRİMLERİN VE REJİMİN SAHİBİ VE BEKÇİSİDİR’’
 
Kubilay’ın katilleri yobazlarının gözleri nefret dolu olduğu söylenen açıklamada, Devrim Şehidi Kubilay’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, hareket eden genç bir subay olduğunu ifade eden Akyalçın; ‘’Genç Kubilay, tam da Başkomutanının işaret ettiği “namüsait” koşullarda, bir manga askeriyle asilerin karşısına dikildi. Tüfeklerinde kurusıkı manevra mermileri vardı. “Muhtaç olduğu kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttu.” Kubilay’ın gözlerinde korkudan eser yoktu, ama yobazların gözleri nefret doluydu. Aynı zamanda Kubilay’ın bağ bıçağı ile gövdesinden ayırdıkları başını bir sırık ile Menemen sokaklarında gezdirecek kadar da acımasız ve alçaktılar. Bu vahşi girişime çok sert tepki gösteren Büyük Kurtarıcı, Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderdiği taziye mesajında Türk gencinin damarlarındaki asil kana işaret ederek şöyle diyecekti. “Büyük ordunun kahraman, genç zabiti ve mefkureci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, TEMİZ KANI ile Cumhuriyetin hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.” 24 yaşındaki Yedek subay Öğretmen Kubilay tereddütsüz döktüğü kanıyla kendinden sonraki gençlerin de benzer girişimde izleyeceği yolu çizdi. Menemen alçaklığının üzerinden iki yıl geçmişti ki, Kubilay’ın Öğretmen Okulunu bitirdiği Bursa’da Türkçe Ezan gerekçe gösterilerek bir başka gerici ayaklanma girişimi oldu. 1 Şubat 1933 tarihindeki bu girişime karşı hızla Bursa’ya giden Mustafa Kemal Atatürk, 6 Şubat 1933 günü gençlere yeni bir yol çizecek, ünlü Bursa Nutku ’nu söyleyecekti. Aslında Öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın Menemen’de yaptığı, Bursa’daki ayaklanma girişimi sonrasında Atatürk’ün gençlere gösterdiği yolun aynısıydı. Kubilay bu yolu temiz kanıyla çizmişti. Mustafa Kemal Atatürk Bursa Nutku’nda gençlere “Türk Genci devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve hareket gördü mü “bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır’ demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla… Nesi varsa eserini onunla koruyacaktır” demişti. Cumhuriyetin ışığı ile yetişen Kubilay, Atatürk’ün bu talimatını daha bu nutuk söylenmeden 2 yıl 45 gün önce uygulamış, Cumhuriyetin bekçiliğini iki yurtsever Bekçi ile birlikte yapmış, bedelini kanıyla, canıyla ödemiştir.’’ ifade etti.
 
‘’ELBETTE KUBİLAYLAR KAZANACAKTIR’’
 ‘’Cumhuriyetin Kubilaylar yetiştirme iradesi savaşmaktadır.’’ denilen açıklamada Akyalçın; ‘’Sonunda devrim yasaları işlemiş, Laik Cumhuriyet’e ve Aydınlanma Dervrimi’ne başkaldıran Derviş Mehmet ve arkasındaki kışkırtıcı sinsi güçler gerektiği gibi cezalandırılmıştır. Türkiye’de yüz yıla yakın süredir gericilerin Derviş Mehmetler yetiştirme isteği ve Cumhuriyetin Kubilaylar yetiştirme iradesi savaşmaktadır. Sonuçta elbette Kubilaylar kazanacaktır. Buna yürekten inanıyoruz. Menemen şehitlerinin Yıldıztepe’deki anıtının üzerinde: İnandılar… Dövüştüler… Öldüler… yazıyor. Onlar’a borcumuz var, inandıklarına biz de inanıyoruz. Onlar; Türk Ulus’unun kalbinde yaşıyorlar, sonsuza dek yaşayacaklar. Ruhları şad olsun!’’ diye tamamladı.
 
DEVRİM ŞEHİDİ KUBİLAY KİMDİR?
Türk öğretmen ve asteğmen. 1906'da Kozan'da Giritli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Baba adı Hüseyin, anne adı Zeynep'tir. Mustafa Fehmi Kubilay 1930 yılında öğretmen olarak İzmir'in Menemen ilçesinde asteğmen rütbesiyle askerlik görevini yaparken 23 Aralık 1930’da Derviş Mehmet'in başında olduğu bir grup isyancı tarafından öldürüldü. Olay, cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Said İsyanı'ndan sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica girişimi olup tarihe "Menemen Olayı" ve "Kubilay Olayı" olarak geçmiştir. Kubilay Olayı olarak tanımlanan ve Menemen'de Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki'nin 23 Aralık 1930'da cumhuriyet karşıtı bir grup tarafından öldürülmesiyle başlayan ve faillerin (ve ilgili görülenlerin) yargılanmasıyla devam eden, Ocak-Şubat 1931 aylarını kapsayan olaylar zincirinin simgesi olan Türk askeridir.
 
İbrahim Akın KAZANCI