Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, Çanakkale’deki iş sektörünün çarklarını güncel veriler ışığında değerlendirdi. Semizoğlu, piyasanın içinde olduğu dalgalı dönemden ancak üreticinin değerli olduğu bir toplum haline gelinirse çıkılabileceğinin altını çizerek, “Geçtiğimiz dönemlerde çok aşırı, deyim yerinde ise ‘hunharca tükettik’. Toplumun büyük bir kısmı lükse alıştı. Bu kadar zengin olmadığımıza inanıyorum, üretmemiz gerektiğine inanıyorum” dedi.
 
ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu, şehirdeki güncel yatırımlardan bahsederek, döviz kurunun iş piyasasına olan yansımalarını anlattı. Ayrıca SEBA Bioenerji Anonim Şirketi ile Orman Ürünleri Limited Şirketinin sahibi olan iş adamı Semizoğlu, Çanakkale’deki işveren ve işçilerin gelişmelerini değerlendirdi. 2020’nin Ocak ve Mart ayında döviz kurlarında hali hazırda bir dalgalanma olduğunu ifade eden Semizoğlu, Türk iş dünyasının pandemi sürecine hazırlıklı girdiğini belirtti. Türk iş dünyasının ekonomik krizlere dirençli olduğunu aktaran Semizoğlu, ”Türk iş dünyası, ortalama 7-8 senede bir ekonomik krizler ile karşı karşıya kalan bir yer. Bu nedenle de Türk iş adamları, ekonomik krizlere daha dirençli...” şeklinde konuştu.
 
ÇANAKKALE, PANDEMİ DÖNEMİNDE DİKKAT ÇEKTİ
Çanakkale’nin pandemi sürecinde olumlu tarafları olduğunu belirten Semizoğlu, ”1915 Çanakkale Köprüsü ve sakinliği ile ilgiyi kendine çekti. Kalabalık şehirlerden daha tenha olan ilimize bu sakinliğinden dolayı daha fazla ilgi çekti. Pandemi sürecinde sanayi üretimi olarak ilk etapta bir silkelenme olsa da ondan sonraki dönemde işlerimiz misli ile artı diyebilirim. Şu an pandemi süreci devam ediyor. Çanakkale’de üretim yapan herkes üretimine devam ediyor. Karlılık bir yana üretimin bu dönemde devam etmesi önemli. Çanakkale’de büyük üretim yapan firmalarımızdan biri, kapasitesinin 2 yıllık bölümünü sattı” dedi. 
 
SOKAKTAKİ İLE SEKTÖRDEKİ DURUM FARKLI
Avrupa’nın ekonomik daralma sürecinde olduğunu ve bu daralmanın Türkiye’yi de etkileyeceğini söyleyen Semizoğlu, “Bu daralmanın etkisi Türkiye’de, benim geçmişteki tecrübelerime göre 6-7 ay sonra etkisi gösteriyor. Bu arada şuan Avrupa’da, Amerika’da ve Türkiye’de de enflasyon var. Bu daralmadan sonraki açılma, bu enflasyonu doğuruyor. Çünkü insanlar pandemi sürecinde ötelemiş oldukları talep ve ihtiyaçlarını en ufak bir normalleşmede giderme yoluna gidiyor. Şu an otomobil galerilerinde araç yok. İnsanlar, satın alacak sıfır araçta bulmakta zorlanıyor. Şu an söyleyeceklerim sokaktaki vatandaşa garip gelecek biliyorum ama birçok sektörde ekonominin dişlileri çok daha hızlı dönüyor” ifadelerini kullandı.
 
KÖPRÜ İLE BERABER ÇANAKKALE LOJİSTİK ANLAMDA MÜTHİŞ BİR YER OLACAK
Çanakkale’nin çok farklı bir yer olduğunu her fırsatta dile getiren Semizoğlu, “Çanakkale’de 90’ların başında kurulması planlanan Organize Sanayi Bölgesi, son 2 yılda doldu. OSB’nin doluluk oranı neredeyse yüzde 100’e yaklaştı. Çanakkale OSB’de 2 ya da 3 parsel boş alan kaldı. 25 sene boş kalan bir OSB’ni böyle çabuk dolması zaten ekonominin çarklarının döndüğü anlamına geliyor. Şuan Çanakkale Organize Sanayi Bölgesi’nde 2 -3 tane devam eden fabrika inşaatı var ve bu fabrikalar ciddi fabrikalar. Bunun yanında Ezine ihtisas Gıda Organize Sanayi Bölgesi var. Ezine Gıda OSB’sinin 92 parselde birleşmelerden yapıldıktan sonra parsel sayısı 70’e düşer diye tahmin ediyorum. Çünkü bazı büyük firmalar, 2 ya da 3 parseli birleştirip fabrika kurmak istiyorlar. Bu Ezine Gıda OSB’de 70 fabrika olacak anlamına geliyor. Aynı şekilde Ezine Gıda OSB’de de boş 2 ya da 3 tane boş parsel var ancak bu parsellere fabrika kurulması için 7-8 tanede firmadan talep var. Yani ret ettiğimiz yatırımcılar da oluyor, seçtiğimiz yatırımcılara yer veriyoruz. İlgili kanun gereği; buradaki fabrikalar, en geç 3 sene içerisinde çalışmaya başlayacak. Bu fabrikaların, Çanakkale ekonomisine çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyorum. 1915 Çanakkale Köprümüz Şubat-Mart ayında devreye girdiği zaman otoyollarda tamamlanmış olacak. Sonuç olarak Çanakkale, 15 milyon nüfusu olan İstanbul’a 2,5 saat uzaklıkta... Çanakkale lojistik anlamda müthiş bir yerde olacak” dedi.
 
ÇANAKKALE’DEKİ EN BÜYÜK FABRİKA: ÇOMÜ
Çanakkale’nin en büyük fabrikasının Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olduğunu söyleyen Semizoğlu, ”Üniversitenin pandemi sürecinde kapalı olması sebebiyle yaklaşık 50 bin üniversite öğrencisi şehirde değildi. Bu öğrencilere, ailelerinin hiç olmazsa bin TL para yolladığını düşünürsek ayda 50 milyon TL eder. Bu şehre 8 ay boyunca girmedi. Bu durum, Çanakkale Merkez’de hizmet sektörü ve yeme içme sektörünü olumsuz etkiledi. Çanakkale turizmi de etkilendi pandemiden. Ama sonraki süreçte Çanakkale’ye ve Kuzey Ege’ye ciddi bir talep geldi. Geçtiğimiz yaz sezonunu da Çanakkaleli turizmcilerimiz iyi kapattıklarını beyan ettiler. Pandeminin, Çanakkale’ye bazı avantajları olduğu için daha büyük sanayi şehirlerine verdiği zararı vermedi“ dedi.
 
TİCARET SİTESİNİN YAPILMASINDAN NEDEN VAZGEÇİLDİ?
Bir süre önce, ‘Ticaret Sitesi’ yapmak için bir projeleri olduğundan ancak vazgeçtiklerini anlatan Semizoğlu, “Çanakkale OSB’sinin Kurulu bulunduğu alanın hemen kuzeyinde 700 dönüm bir yer bulmuştuk. Biz bu yeri ÇTSO eski Başkanı Bülent Engin’in başkan olduğu zaman, ÇTSO olarak araştırıp bulmuştuk. Bu alana ticaret sitesi yapacaktık. Çanakkale’nin bir eksiği de gıdacıların, mobilyacıların, nalburların bir çarşısı yok. Biz alanı, bu iş için talep ettikten sonra OSB yönetimi de aynı yere talip oldu. Küçük Sanayi Sitesi yönetimi de aynı yere talip oldu. Dolayısı ile bir kız üç tane damat istiyormuş gibi oldu. OSB’nin içindeki arkadaşlarla da konuştuk. Küçük sanayi sitesinde bize bağlı olan üyelerimizle de görüştük. Tamam, biz çekilelim dedik. Çünkü iş kaosa doğru sürüklendi. Sağ olsun Valimiz İlhami Aktaş göreve geldikten sonra o 700 dönüm yerin yarısını Küçük Sanayi Sitesine tahsis edilmesine, diğer yarısının da OSB’ye tahsis edilmesini sağladı. Şu an o çalışmalar devam ediyor. Yani yaklaşık arazinin 300-350 dönümlük alanı OSB’nin genişlemesi için kullanılacak. O çalışmada hızla devam ediyor” şeklinde konuştu.
 
DÖVİZ YÜKSELDİKÇE FAKİRLEŞİYORUZ
Artan döviz kurlarına ilişkin değerlendirme yapan Semizoğlu, “Ben ekonomist değilim ancak şunu söyleyebilirim ki, bir şeyi akışına bırakmazsanız bu tür iniş çıkışlar oluyor. Dolar çıkınca enflasyon düşer mi? Tabii ki düşmez. Ben aynı zamanda ihracatçıyım. Bu durum ihracatçı için de iyi değil. Bu durum balon bir ciro oluşmasına neden olur. İhracatçı hammadde ithal ediyor, bu hammaddeyi işleyerek ihraç ediyor. Döviz yükseldiği zaman ülkenin her ferdi fakirleşir bu bir gerçek. Ben ekonomiye çok fazla müdahale edilmeden bu işlerin yürümesi gerektiğine inanıyorum. Bu müdahalelerden dolayı dövizde aşırı değişkenliklerin olduğuna inanıyorum. Döviz yükseldikçe sevinen insan sevinmemeli bence. Unutmamalıyız ki döviz yükseldiğinde her birimiz fakirleşiyoruz. İnşallah bunun da üstesinden geleceğiz. Güçlü bir toplumuz, büyük bir nüfusa sahibiz” ifadelerini kullandı.
 
ÖNCEDEN ÜRETEN İNSANA, İŞ ADAMI DENİRDİ
Uzun bir süre üretim yapılmadığından ve tüketim kültürü oluştuğundan bahseden Semizoğlu, “Üreticinin yani üretenin değerli olduğu bir toplum haline gelirsek bunun da üstesinden geleceğimize inanıyorum. Geçtiğimiz dönemlerde çok aşırı, deyim yerinde ise ‘hunharca tükettik’. Toplumun büyük bir kısmı lükse alıştı. Bu kadar zengin olmadığımıza inanıyorum, üretmemiz gerektiğine inanıyorum. Benim çocukluğumda üretene, fabrikatör denirdi. ‘İş adamı’, üretene denirdi. Marketçi, marketçiydi; otelci, otelciydi; manifaturacı, manifaturacıydı. Üreten insana, iş adamı denirdi. Çanakkale’den bir örnek vereyim size; Çanakkale kordondaki Subay Ordu Evi’nden, Dört Yol Köyü’ne kadar ben size 15 tane fabrika sayabilirim. 1970-80 yılında yapılmış fabrikalar bunlar. Bu fabrikaların her birinde 100 ve üstü çalışan vardı. Yani bu fabrikalar gerçek fabrikaydı, atölye değillerdi. O zamanda Çanakkale’nin nüfusu 35-40 bindi. Sümerbank Sentetik Deri, Turutaş kurutulmuş sebze meyve fabrikası, Kale Un, Untaş, Mestaş salça fabrikası, Katopsan, Truva Deri, kauçuk fabrikası, konserve kutu fabrikası bu fabrikaların hepsi o 4 kilometrelik yoldaydı. Üretim vardı. Üretim olduğu zaman işsizlikte yoktu“ değerlendirmesini yaptı.
 
“İŞSİZLİK YOK, İŞ BEĞENMEMEZLİK VAR”
Gündem konularından biri olan işsizlik hakkında konuşan Semizoğlu, “Bana kızıyorlar biliyorum ama şu anda işsizlik olup olmadığı da kocaman bir soru işareti. Ben bunu defalarca söylüyorum. İşsizlik yok, iş beğenmemezlik var. Hükümetimiz eksik olmasın her şehre bir üniversite açtı. Bu üniversiteden öğrenciler mezun oluyorlar. Mezun olan öğrenciler Makine mühendisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi oluyorlar. Mezun olan makine mühendisi genç arkadaşımız geliyor diyor ki, ‘ben makine mühendisiyim’. Tamam, kardeşim geç makinanın başına şu makinayı öğren diyoruz. O da diyor ki ‘ben makine mühendisiyim makinanın başında mı çalışacağım?’. Ama bu makinanın nasıl çalıştığını makine mühendisi bilmez ise o makinada işçiyi de çalıştıramaz” sözlerini söyledi.
 
“İŞ ARAYAN VARSA BANA ULAŞSIN, BEN BULACAĞIM”
Çanakkale’de işsizlik olmadığını söyleyen Semizoğlu, “Çanakkale işsizlik konusunda Türkiye işsizlik ortalamasının yarısında olan bir il. Çanakkale’de işsizlik yok, iş arayan varsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak bana ulaşsın. Ama işi beğenecek. Kamuda iş olduğu zaman binlerce başvuru oluyor. Tek fark sadece Cumartesi gününün tatil olması… 1 Mayısta işçi de çalışıyor, patron da çalışıyor, 1 Mayıs’ta bir tek kamu çalışmıyor. Dolayısı ile herkes kamuda çalışmak istiyor. Yılın 365 gününün 170 günü tatil olursa tabii ki iş arayanlar, kamuda çalışmak isterler. Biz de yani özel sektörde öyle bir şey yok. Pazar günleri bile iş yerindeyiz biz patronlar olarak. Pazar günleri tesisimin bir kısmı da çalışıyor. Basında da patronlar çalışacak köle arıyor şeklinde de haberler yapılıyor. Hayır, sene 2021. Artık her fabrikanın önünde işçilerin giriş çıkışların kayıt altına alındığı kartlar var. 1 saat fazla mesai dahi olsa ek ücret alıyorlar. Sistem dışı SGK’sız çalıştırma gibi konuları kesinlikle Çanakkale OSB’de bulamazsınız. Öğlen yemeğinde ben ne yiyorsam benim çalışanım da aynı yemeği yiyor. Bugün Dardanel, Ulubay çalışacak işçi arıyor. Bu firmaların hepsi de kurumsal firmalar. İşsizlik yok diyebiliriz. Şunu net bir şekilde ifade edeyim, eğer Gürcüler olmasa Rize’de çay, Ordu’ da fındık dalında kalır. Türkiye’de Afkanlar ve Suriyeliler olmasa gerçekten bu fabrikalar çalışan bulamaz. Dost acı söyler, bunlar benim tespitlerim.  Baktığınızda Mersin ve Gaziantep ihracat rekorları kırıyorlar. Buralarda fabrikalar 3 vardiya çalışabiliyor, Suriyelilerden dolayı. Dolar ve Euro kurunun bu seviyelere çıkması, ekonominin gidişatı, ihracatçıyı şevke getiriyor. Ama ben de bir ihracatçı olarak döviz kurunun bugünkü durumundan memnun değilim. İhracattan önemli bir kazanç elde ediliyor ama bir yandan da dolar kurunun bu denli yükselmesi ile 84 milyon fakirleşiyor” ifadelerini kullandı.
 
ÇALIŞMALARI İLE ÖRNEK GÖSTERİLEN BİR ODA
Çanakkaleli olmaktan mutlu olduklarını belirten Semizoğlu, “Çanakkale’de yaşamaktan da mutluyuz. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak benim görevim, üyelerimi motive etmek, üyelerimin morallerini yüksek tutmalarını saplamak, ufuklarını açmalarını sağlamak… Oda olarak tüm çalışmalarımıza son hız devam ediyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye’de 365 oda borsa içerisinde, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın çalışmalarını hep örnek gösteriyor” dedi.
 
KÖPRÜ SAYESİNDE ÜRETİM ARTACAK, HERKES ZENGİNLEŞECEK
Semizoğlu, 1915 Çanakkale Köprüsü’nün Çanakkale’ ye müthiş bir ivme kazandıracağına inandığını söyleyerek, “1915 Çanakkale Köprüsü, maliyeti, geçiş garantisi ve köprü geçiş fiyatı ile gündemde. Bu köprünün gündemde olan konuları hakkında 84 milyon insanımızın 83 milyon 560 bini eleştirebilir, bir şeyler söyleyebilir. Ancak, Avrupa’nın en büyük kamu yatırımı ilimize yapıldı. Çanakkaleli olarak bizim bu konularda konuşmamamız lazım. Bu yatırım bedelinde Gaziantep’e bir yatırım yapılsaydı o yatırımdan hayatımız boyunca faydalanamayacaktık ve Çanakkale’ye gelmesi gereken yatırım miktarından kısılarak Gaziantep’ deki yapılacak yatırıma para aktarılacaktı. Ben 1915 Çanakkale Köprüsün yapımında emeği geçen herkese şükranlarımı sunmak istiyorum. Çünkü köprü, Çanakkale’yi ulaşılabilir olacak. Çanakkale ulaşılabilir olursa, Çanakkale’deki üretim artacak, herkes zenginleşecek. Çok güzel işler oluyor. Biz moralimizi bozmadan yürümeye devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi.
 
Sevi Gözay UĞURLU