Diş Hekimliği Günü, Çanakkale’de gerçekleştirilen tören ile kutlandı. Çanakkale Diş Hekimleri Odası Başkanı Süleyman Sami Doğangün törende yaptığı konuşmada, pandemi sürecinde diş hekimlerinin yaşadığı sorunlardan, diş hekimliği fakültelerinin verdiği eğitimin niteliğine kadar pek çok noktada var olan sorunlara işaret etti. Oda adına topluma seslenen Doğangün, “Biz diş hekimleri ise her gün yüzlerle ifade edilen can kayıplarının artık olağanlaştığı, kanıksandığı ruh halini yaratan Covid-19 pandemisinin insanlığı hangi olumsuzluklara taşıyacağı bilinmezliği içinde bir kutlama daha yapıyoruz” dedi.
 
1908’de Dişçi Mektebi kurulması için müzakerelerin başladığı tarih olan 22 Kasım her yıl, ‘Diş Hekimliği Günü’; 22 Kasım’ın içinde bulunduğu hafta ise, ‘Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’ olarak kutlanıyor. Bu sene 113.sü kutlanan Diş Hekimleri Haftası sebebiyle Çanakkale Diş Hekimleri Odası 11. Dönem Yönetim Kurulu tarafından, Cumhuriyet Meydanı’nda bir tören düzenlendi. Törende, Atatürk büstüne çelenk konulmasının ardından Çanakkale Diş Hekimleri Odası Başkanı Süleyman Sami Doğangün, bir konuşma yaptı.
 
Günün anlam ve önemine değinen Çanakkale Diş Hekimleri Odası Başkanı Doğangün, “22 Kasım 1908’de Dişçi Mektebi bütçesinin, Maarif Nezareti’ne gönderilmesi ile başlayan ülkemizin bilimsel diş hekimliği süreci bugün 113 yaşında. Bilimsel diş hekimliğinin 113. yılını, toplum, ağız ve diş sağlığı farkındalığının artırılmasını amaçlayan çeşitli etkinliklerle kutluyoruz. Hafta boyunca gerçekleştireceğimiz bu etkinliklerle; koruyucu, önleyici diş hekimliğinin önemini vurgularken, kamuoyunu bilgilendirmek ve mesleğimizin saygınlığının altını çizmek istiyoruz. Bugün hayatı pahasına cansiperane görev yapan sağlık çalışanlarına uygulanan ve yürek burkan şiddet maalesef hız kesmeden devam ediyor. Biz diş hekimleri ise her gün yüzlerle ifade edilen can kayıplarının artık olağanlaştığı, kanıksandığı ruh halini yaratan Covid-19 pandemisinin insanlığı hangi olumsuzluklara taşıyacağı bilinmezliği içinde bir kutlama daha yapıyoruz” şeklinde konuştu.
 
DİŞ HEKİMLERİ EN ÖN SAFHADA MÜCADELE ETTİ
Pandemi süreci boyunca yaşanan sorunlardan kısaca bahseden Doğangün, “Covid-19 salgınının ilk karşılayıcıları, doğaldır ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarıdır. Ağız ve diş sağlığı ile genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği, pandemi döneminde bir kez daha net olarak görüldü. Biz diş hekimleri de tüm sağlık çalışanları gibi salgınla en ön safta mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz. Maalesef pandemi döneminin karşımıza çıkardığı yeni sorunlarla yüz yüze kaldık. Evlerimize gidemediğimiz, sevdiklerimize sarılamadığımız, yemek molası vermeden çalıştığımız günleri yaşadık. Halkın sağlık hakkı kesintiye uğramasın, hastalarımız mağdur olmasın diye pandemi koşullarında muayenehanelerimizi kliniklerimizi açıp hizmet vermeye çalıştık. Normal zamanlarda kolayca temin edebildiğimiz kişisel koruyucu ekipmanları bulmakta zorlandığımız günler oldu. Mesleğimize bağlılık, yeminimize sadakat ve dayanışma ile o günleri de aştık” dedi.
 
SORUNLARI SIRALADI
Birikmiş sorunların üzerine yenileri eklenmeye devam ettiğini belirten Doğangün, “Kamuda hizmet veren diş hekimlerinin filyasyonda görevlendirmeleri, filyasyondakilerin sorunları, ADSM’lerde hizmet vermeye devam edenlerin mesleki ve ekonomik sorunları ile azalan hizmetler nedeniyle hastaların sorunları, pandemi nedeniyle diş hekimliği eğitiminde yaşanan sorunlar ve bunların hayata yansımaları, insan gücü planlamasının, nüfus kriterinin yanı sıra toplumun ihtiyacı, hizmete olan talep, hastalıkların seyri, hastalık çeşitleri gibi kriterler de göz önüne alınarak yapılması gerekirken hiçbir toplumsal ve bilimsel gerekçesi olmayan siyasi popülizm adına ve hız kesmeden açılan diş hekimliği fakülteleri ve yeterli akademik kadroların olmamasına rağmen fakültelerde yapılan kontenjan artışları,  Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin ticarethanelere dönüştürdüğü poliklinik ve merkezlerin sınır tanımaz cüretle ve kanunsuzca; kapitalizmin ‘Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ ilkesiyle halkın sağlığının zarar görme pahasına, diş hekimlerinin emeğinin ve eğitiminin yok sayılarak diş hekimleri dışındaki mesleklerden olan şahısların sermayedarlığında kurulan çalışma ortamlarının diş hekiminin kendi sorumluluğunda mesleğini icra etmesini engelleyerek o mekânın kar amaçlı bir ticarethane olarak faaliyet göstermelerine karşın denetlemelerin yapılmaması, caydırıcı cezaların uygulanmaması,  diş hekimliğinde kullanılan cihaz ve malzemelerin ağırlıklı olarak ithal ürünler olması nedeniyle paritenin sürekli TL aleyhinde değişmesiyle hizmet sunumunun güçleşmesi, buna bağlı serbest çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşullarını olumsuz etkilemesi…” şeklinde sorunları sıraladı.
 
“PANDEMİ DÖNEMİNDE BİRİKEN HASTALARIN İHTİYAÇLARI ACİLEN GİDERİLMELİDİR”
Yaklaşık 2 yıldır süren pandeminin, üretimde var olan krizi daha da derinleştirdiğini ifade eden Doğangün, “Ekonomik çözülmeler tüm dünyada ve ülkemizde halkın yaşam standartlarında köklü yıkımlara neden olmuştur. Buna bağlı olarak da kamu ve özelde çalışan diş hekimleri de bu krizden fazlasıyla etkilenmişlerdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı, tarafımızdan defalarca gündeme getirilen çözüm önerilerini hayata geçirilmelidir. Covid-19 pandemisinin yaşandığı bu dönemde halkımız, ağız diş sağlığı tedavilerinde büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Pandemiye fiziki koşulları itibariyle adeta hazırlıksız yakalanan diş hekimliği fakülteleri ve ADSM’lerde yoğun bir hasta birikimi gözlenmektedir. Bunu gidermek için; kamu, üniversite ve serbest çalışan diş hekimlerinin tümünün katılımı sağlanarak, koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin yanı sıra ertelenmiş tedavi ihtiyaçları acilen giderilmelidir. Aksi halde toplumdaki ağız diş hastalıkları, genel sağlığı da olumsuz etkileyerek kısa sürede altından kalkılamayacak sağlık sorunları ve yüksek ekonomik bedellerle karşı karşıya kalınacaktır” ifadelerini kullandı.
 
“DİŞ HEKİMLİĞİ ÖĞRENCİLERİ NİTELİKLİ EĞİTİM ALMALI”
Diş hekimliği fakültelerinde yapılanmaya gidilmesi gerektiğinden bahseden Doğangün, “Ülkemizin en zor ve en pahalı eğitimini alan gençlerimizin geleceği ucuz işgücü olmak ya da işsiz kalmak olmamalıdır.  Bu konuyla ilgili önemsenmesini ve dikkate alınmasını acilen talep ettiğimiz diğer bir husus ise diş hekimliği fakültelerine alınan öğrenci sayısına (ÖSYM’de ilk 60.000 öğrenci kontenjanı) sınırlamanın belirlenecek kontenjanlarda hayata geçirilmesidir. Tıp ve diş hekimliği genel sağlığın ayrılmaz uygulama alanlarıdır. Bu yüzden yetiştirilecek olan diş hekimlerinin, nitelikli eğitim almaları hususunda alınacak önlemlerin aynen tıp fakültelerinde alınan önlemler gibi değerlendirilmesi, toplumun alacağı ağız-diş sağlığı hizmetlerinin üstün nitelikte olmasına imkân sağlayacaktır.  Sağlıklı bir toplum oluşturmadaki sorumluluk bilinciyle hareket eden diş hekimlerinin anayasal meslek örgütü olan TDB; ülkedeki sağlık politikalarını oluşturulmasına katkı sunarken, diş hekimlerinin topluma vereceği ağız- diş sağlığı hizmetinin en üst düzeyde olabilmesi için mezuniyet sonrası sürekli eğitime de büyük önem vermektedir.  Türk Diş hekimleri Birliği ve 37 diş hekimleri odası, 36 yıllık geçmişlerinden gelen birikimle halkın ağız diş sağlığı ve mesleğin sorunları ve çözümleri konusunda yeterli bilgi ve tecrübeleri ile ulusal ağız diş sağlığı politikalarının oluşmasında katkı yapmaya hazırdır” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
 
Gülçin AKIN