Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Çanakkale Körfez Bölge Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Zeytin Kültür Yolu Programı’nın gala yemeği gerçekleştirildi. Çanakkale’yi gastromi turizmi açısından hareketlendirmeyi amaçlayan programın tanıtımına, Türkiye’nin dört bir yanından tur acenteleri katılım sağladı. Çanakkale’nin özgün mutfağı katılımcılara tanıtılarak, iç ve dış turizme hareketlilik getirmesi amaçlanıyor.
 
Kolin Hotel’de gerçekleşen gala yemeğinde Çanakkale’ye özgü tatlara ilişkin sunumlar yapıldı. Tahsildaroğlu CEO’su Sevdil Yıldırım, Ezine peyniri hakkında; Çanakkale Profesyonel Aşçılar ve Pastacılar Derneği (ÇAPAD) Başkanı Osman Demirci ve ÇOMÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferah Özkök ise Çanakkale’nin mutfağı üzerine konuştu. Yemekte ayrıca, GastroKale yöresel Yemekler ve Etnik Mutfaklar Derneği ile Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün hazırlamış olduğu menü servis edildi.
 
Gala yemeğine; Vali İlhami Aktaş, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gencer, TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, GMKA Genel Sekreteri Abdullah Güç, TÜRSAB Çanakkale Körfez Yöresel Temsil Kurulu Başkanı Ahmet Çelik, Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği Başkanı Armağan Aydeğer, Çanakkale Bölgesel Turist Rehberleri Odası Başkanı Ümit Cihan Müşterioğlu ile diğer davetliler katılım sağladı.
 
“ÇANAKKALE, GASTRONOMİ OLARAK İNANDIĞIM BİR DESTİNASYON”
Çanakkale’de çok güzel vakit geçirdiklerini söyleyen TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer, “Kıymetini döndükten sonra daha iyi anlayacağız. ‘Çanakkale bir gastronomi şehri olabilir mi?’ sorusu var. Türkiye’deki her nokta gastronomi olarak kendini doğru anlatabilirse bir gastronomi destinasyonu olabilir. Gastronomi konusunda dünyadaki belli başlı kentleri inceledik ve üzerlerinde çalıştık. İki şekilde gastronomi kenti unvanı alınabilir. Hiçbir şey yapmadan; O kentin geçmişinden gelen tanıtım ve bu tanıtım ile gördüğü ilgi veya kendini göstermek için küçük ama ciddi düzenli tanıtım organizasyonu yapan şehirlerde gastronomi destinasyonu olabilir. Şimdi Çanakkale, kendi kendine gastronomi destinasyonu alabilir. Ama bu, uzun bir yol. Çanakkale’nin gastronomi destinasyonu olması için kısa yol, kamunun, STK’ların, hatta tüm kentin bir araya gelmesi ve bu enerjiyi ortaya koyması ile olur. Marka kentler böyle oluşuyor. Avrupa’da birçok marka kent var son dönemde adını duyduğumuz. Fakat bu marka kentlerin 20-30 sene önce hiç bilinirliliği yoktu. Bu kentlerin marka kent olmaları tamamen pazarlama başarısı ve her başarının da kendi hikâyesi var. Bir şeyin iyi pazarlanabilmesi için kuvvetli ürüne ihtiyaç var. Çanakkale, gastronomi olarak inandığım bir destinasyon... TÜRSAB İhtisas Başkanlığımızdaki arkadaşlarımızla beraber Çanakkale’ye inanıyoruz. Çanakkale’den rotamızı geçirmek isterken; zeytin, zeytinyağı programı yaparken direkt Ayvalık ve Akhisar’a inebilirdik. Çanakkale’yi özellikle programımıza koymak istedik.  Çanakkale’nin sahip olduğu değerleri, kültürel zenginlikleri ve önemli bir kent olduğunu bildiğimiz için bu düşüncedeyiz. Bugünkü gezimizden de çok memnun kaldık. Çanakkale’den sonra diğer yerleri de gezeceğiz. Özellikle bugünkü gezimizde bir arada olma ve kent olarak birlikte hareket etme davranışınızdan çok etkilendik. Bu çalışma devam ettirilirse biz de TÜRSAB olarak, her zaman Çanakkale’nin yanında olacağız. Kendini öne çıkarmak isteyen kentlerimize ekstra destek veriyoruz. ‘Çanakkale, bir gastronomi kenti olabilir mi?’ neden olmasın. Burada önemli olan, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekebilmektir. Çanakkale’ye tekrar geleceğiz ve tekrar beraber olacağız” ifadelerini kullandı.
 
“GASTRONOMİ KENTİ OLMAK İÇİN ADIMLARIMIZI ATMALIYIZ”
“Ben Çanakkale’yi tüketici gözüyle anlatmaya çalışacağım” diyerek konuşmasına başlayan Çanakkale Valisi İlhami Aktaş,“1,5 yıldır Çanakkale’de görev yapıyorum. Bir vatandaş, bir tüketici olarak söyleyebilirim ki, yemek olacaksa, gastronomi olacaksa biçilmiş kaftandır Çanakkale. Çanakkale, hiçbir ilden katkı almadan tüm yemeklerin yapılabildiği, bu şekilde hayatınızı idame ettirebileceğiniz bir il.  Diyeceksiniz ki Çanakkale’de çay üretilmiyor. Tamam, belki çay üretilmiyor ama Kazdağları’nın endemik bitkileri ve çay hazırlanabilir. Kahvaltılarımızda Çanakkale’de üretilen peynirin envai çeşidi, zeytin çeşidinin onlarcası var. Reçeller, dünyanın hiçbir yerinde bulunamaz. Ülkemizde ‘Anzer Balı’ olarak bilinen balın çok daha iyisi Biga ilçemizde var. Avusturalya’da üretilen bal kalitesi ile eşdeğer balımız. Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi salça... Dünyanın en lezzetli domatesi... Biberimiz, kapya biberimiz var. Bu ürünlerin sadece tonlarca üretilmesi değil çeşitliliği de çok önemli. Çanakkale’de bu ürünlerin tamamı üretiliyor. Çanakkale’de üretilen tüm bu ürünler kaliteli, nitelikli ve özel ürünler. Bu ürünlerin Çanakkale’nin marka bir kent olması için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün bazı şehirlerden örnek vermek gerekirse, ‘Van Kahvaltısı’ adını duyurmuş bir kahvaltıdır ve bu kahvaltıyı yemek için Van’a gitmenize gerek yok. Her yerde bu kahvaltı çeşidini bulabiliyorsunuz artık.  Biz Çanakkale olarak Van kahvaltısının tamamını Çanakkale ürünlerinden üretilmiş ürünler kullanarak yapabiliriz. -ki bunun içinde kasap sucuğumuz da var- bu kahvaltı çeşidini, Çanakkale’ye gelen Van kahvaltısı isteyenlere sunabiliriz. Çanakkale, bölge olarak etleri özellikle de oğlak eti ve sığır eti konusunda da tercih edilen bir kentiz. Ayvacık ilçemiz, et konusunda tercih ediliyor. Kentimizin bir başka değeri de Sardalya...  Sardalyamızı hamsiye yapılan tanıtım gibi tanıtmamız lazım. Bu arada Karabiga’nın Jumbo Karidesi resmi gazetede yayımlanarak tescillenmiş oldu. Çanakkale’nin hamur işleri de var. Örneğin Çanakkale’ de pişi çok tüketiliyor. Hamur işlerimiz pişi, Boşnak böreği bunları da Çanakkale, özgün ürünler üretilebiliyor. Çanakkale bu yönden çok şanslı. Tabiat Çanakkale’ye çok bonkörlük yapmış. Çanakkale’ye gelen arkadaşlarımızdan, dostlarımızdan ve misafirlerimizden Çanakkale ile ilgili hep memnuniyet işittik. Tabiatın bu kadar cömert davrandığı Çanakkale’de geriye ne kalıyor? Bugün, bu masada olanların bir araya gelerek bu özellikleri toparlayıp bir gastronomi kenti yapma yolunda ilk adımların atılması gerekiyor. Çanakkale’de birçok restoranın, özellikle adalarımızda olanların, ön plana çıktığını ve bu yerlerde oturmaya yer bulunmadığını da biliyoruz. Kaliteli bir şey yaptığınız zaman bunun geri dönüşünü de alıyorsunuz. Çanakkale’ye gelen misafirlerimizin aradığı ve alışkın olduğu damak tadını bulmalarını sağlamalıyız. Hep beraber çalışarak Çanakkale’nin tarihi ve doğa güzelliklerine lezzetli Çanakkale ürünlerinden üretilen yemeklerimizi de ilave ederek gastronomi kenti olmak için adımlarımızı atmalıyız” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından; TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gencer, TÜRSAB Gastronom Turizm İhtisas Başkanı Ömer Kartın, Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Çanakkale Körfez Yöresel Temsil Kurulu Başkanı Ahmet Çelik tarafından Vali Aktaş’a seramik hediye edildi.
 
Sevi Gözay UĞURLU