Radyoloji biliminin doğduğu gün olarak kabul edilen Radyoloji Günü, 8 Kasım’da Çanakkale’de tören ile kutlandı. Törende konuşma yapan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi Sorumlu Radyoloji Teknikeri Abdulhadi Seçkin, AB ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’de radyoloji çalışanlarının kansere yakalanma riskinin daha fazla olduğunu söyleyerek, Türkiye’de radyoloji alanında çalışanların AB ülkelerinde çalışanlardan daha fazla mesai yaptığını aktardı. Seçkin radyoloji çalışanlarının güvencesi olması için çeşitli yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, ”Sağlıksız ve ağır çalışma koşulları da dikkate alındığında ülkemizde çalışan radyoloji teknisyeni ve hekimlerinin emekli olmadan kansere yakalanma risklerinin, gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarımıza göre çok daha fazla olduğu görülmektedir” ifadelerini kullandı.
 
1895’te Alman Fizikçi W.C. Röntgen tarafından röntgen ışınlarının bulunması sebebiyle her yıl 8 Kasım tarihi, Radyoloji Günü olarak kutlanıyor. Dünya genelinde çeşitli etkinliklerin yapıldığı Radyoloji Günü’nde, Çanakkale’de ise Cumhuriyet Meydanı’nda bir tören gerçekleştirildi. Atatürk anıtına çelenklerin sunulduğu törene; Çanakkale Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği (ÇASEMDER) Radyoloji Çalışanları Komisyonu, Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü, Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi, Çanakkale Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Medical Park Hastanesi ile Çanakkale Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi çalışanları katılım sağladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tören, Radyoloji Teknikeri Abdulhadi Seçkin’in konuşması ile devam etti.
 
Konuşmasına 8 Kasım Radyoloji Günü’nün önemi ile başlayan Radyoloji Teknikeri Abdulhadi Seçkin, “Bir fizik profesörü olan Wilhelm Conrad Röntgen’in 1895 yılında yani bundan 126 yıl önce X-ışınlarını keşfettiği bugün, aynı zamanda radyolojinin de doğduğu gündür. İlk olarak eşinin elini görüntüleyerek bulduğu ışının tıp alanında uygulanmasına zemin hazırladığından dolayı ilk radyoloji çalışanı olarak da değerlendirebiliriz” dedi.
 
RADYASYON YAYAN CİHAZLARIN KULLANIMINI TALEP EDERKEN HASSAS OLUNMALI
Radyasyon yayan cihazların hastalık teşhisini kolaylaştırdığını ancak yaydığı radyasyonun göz ardı edilmemesi gerektiğini bu sebeple hastalardan x ışınlarının kullanıldığı cihazlardan görüntüleme sonucu isterken hassas ve dikkatli davranmak gerektiğinin altını çizen Seçkin, “Günümüzde artık bu ışın tarım, endüstri, araştırma ve enerji üretimi gibi birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Ancak sağlık alanında kullanılmaya başlanması radyoloji diye yeni bir bilim dalının ortaya çıkmasını sağlarken, aynı zamanda birçok hastalığın tanı ve tedavisinde de olmazsa olmaz bir konumda yer almaktadır. Günümüzde artık radyoloji biriminin olmadığı bir hastane düşünülememektedir. Bizler x ışınlarının kullanılarak görüntüleme ve tedavi işlemlerinin yapıldığı birimlerin çalışanları olarak, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü’nde sizlerle bir araya gelerek, yaşadığımız problemleri ve x ışınlarının da sebep olduğu radyasyonun etkileri hakkında bilgi vermeyi ummaktayız. Öncelikle radyasyonun düşük dozlarda dahi hücresel boyutta bazı değişiklere sebep olabileceğini herkese hatırlatmakta fayda olduğunu düşünmekteyiz. Teşhis ve tedavi amacıyla röntgen, anjiyografi veya tomografi çektirilmesiyle amacıyla radyasyon dozu nedeniyle hekimin fayda-zarar değerlendirmesi yaparak hastanın lehine, fayda sağlayacağı karar doğrultusunda istem yapılmaktadır. Yani bir hastanın kanser olup olmadığını anlamak için radyasyon kullanılan bir cihaz ile görüntüleme yaparak, o insanın hastalığının teşhis edilmesi ile hayatını kurtarabilir. Bu sebeple verilen radyasyon göz ardı edilebilir. Bizim hatırlatmak istediğimiz ise bu hastanın, defalarca aynı işlem için radyasyon alması. Radyasyon sahasında çalışanlar olarak herkese, x ışınlarının kullanıldığı cihazlarda yapılan görüntüleme işlemleri için daha dikkatli ve hassas davranmalı diye düşünüyoruz. Tek tek bütün bireylerden bunu talep ederken, yetkililerden de gerekli yasal düzenlenişlerin bilimsel, veriler ışığında bir an önce yapmalarını istemekteyiz” şeklinde konuştu.
 
TÜRKİYE’DE RADYOLOJİ ÇALIŞANLARI DAHA ÇOK RİSK ALTINDA
Radyasyon işlemi ile çalışan sağlık çalışanlarının kansere yakalanma riskinin yüksek olduğunu ve fazla mesai yaptıklarını vurgulayan Seçkin, “Radyasyon sahasında çalışanların neredeyse bütün haklarının ve düzenlemelerinin dayandırıldığı 06.05. 1939 tarihli 4201 sayılı resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Radyoloji, Radyom ve Elektrikle tedavi müesseseleri hakkında nizamname, 25.06.2021 tarih 21522 sayılı resmî gazetede yürürlükten kaldırıldı. Maalesef yerine yenisi de daha konulmadı. Bunun neden önemli olduğunu birkaç istatistiki bilgi vererek anlatmaya çalışacağız. Radyasyon; yanık, katarakt, kısırlık, kanser ve genetik bozukluklar gibi sonuçlara sebep olabilmektedir. Bir araştırmaya göre, radyoloji işlemi nedeniyle oluşan kanserin, tüm kanserlerin içinde %2’sini oluşturduğu, bu nedenlerle radyoloji çalışanlarının büyük risk altında olduğu anlaşılmıştır. Avrupa Birliği ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’de radyoloji çalışanlarının kansere yakalanma riskinin Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanlardan kat kat fazla olduğu görülüyor. Nitekim ülkemizdeki radyoloji çalışanları AB ülkelerinde çalışanlardan daha fazla mesai yapmaktadır. Sağlıksız ve ağır çalışma koşulları da dikkate alındığında ülkemizde çalışan radyoloji teknisyeni ve hekimlerinin emekli olmadan kansere yakalanma risklerinin, gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarımıza göre çok daha fazla olduğu görülmektedir ”ifadelerini kullandı.
 
İSTENEN YASAL DÜZENLEMELER SIRALANDI
Yasal düzenlemelerin en kısa sürede hayata geçirilmesinin, bütün radyoloji çalışanlarının güvencesi olacağını belirten Seçkin, taleplerini şu şekilde sıraladı: “ Bilimsel veriler ışığında günümüz görüntüleme teknolojisine uygun yeni yasal düzenlemelerin yapılmasını; radyasyon ile çalışan sağlık personelinin şua izinleri, fiili hizmet ve çalışma süreleri gibi haklarının çalışanlar içini olumlu yönde geliştirilmesini sağlayan hukuksal düzenlemelerin yapılmasını; radyoloji çalışanlarının kamuda veya özel sektörde olduğuna bakılmaksızın iyileştirmelerin eşit olarak uygulanmasını; radyoloji çalışanlarının haklarını, görevlerini, yetkilerini ve sorumluluklarını belirten düzenlemelerin ivedilikle hazırlanmasını; radyoloji, nükleer tıp ve radyoterapi alanındaki personel eksikliğinin giderilerek iş yükünü azaltacak şekilde istihdam yapılmasını saydığımız gerçekler göz önünde bulundurularak talep etmekteyiz.”
 
8 Kasım Radyoloji Günü, hafta boyunca Çanakkale’de çeşitli konferans ve etkinlikler ile kutlanmaya devam edecek.
 
Sevi Gözay UĞURLU