Derinliklerinde pek çok hikâye saklayan Çanakkale’nin destansı batıklarının dalış turizmine kazandırılacağı, 1. Dünya Savaşı temalı ilk sualtı parkı olan Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı açılışı, tanıtımının da yapıldığı Seddülbahir Kalesi’nde gerçekleştirildi.

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı projesini, insan hikâyeleri taşıyan savaş batıklarının evrensel standartlarda korunması, dalışa kazandırılması, sürdürülebilir biçimde yönetilmesi ve tanıtılmasını amacıyla 2017 yılında başlatmıştı. Çalışmaların sonuna gelinmesinin ardından, Seddülbahir Kalesi’nde yaklaşık 4 yıldır çalışmaları süren Sualtı Parkı’nın tanıtım töreni gerçekleşti. Törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Vali İlhami Aktaş, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Fransa Savunma Ateşesi Albay Philippe Boulogne, Türkiye Su Altı Sporları Federasyonu (TSSF) Başkanı Prof. Dr. Şahin Özen ile davetliler katılım sağladı. Çanakkale Destinasyon filmiyle başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti.

“ÇANAKKALE’MİZDEKİ HER BATIĞIN FARKLI BİR HİKÂYESİ VAR”
Tarihi bir gün yaşandığının altını çizen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Ümit ediyor ve inanıyorum ki çok kısa bir zaman içerisinde dünyanın en önemli dalış merkezi olacak olan Çanakkale Dalış Merkezi Gelibolu Sualtı Parkı’nı, hep beraber hizmete açıyoruz. Çanakkale’de 106 yıl önce büyük bir destan yazıldı. Türk milleti olarak büyük bir mücadele verdik, çok büyük fedakârlıklarla Kurtuluş Savaşı’mıza giden yolun başlangıcını ortaya koyduk ve bu topraklarda Cumhuriyet’imizin önsözünü yazdık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi Çanakkale’nin Kahramanı, Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusunu bu topraklarda tarih sahnesine çıkardık. Şu an da bu geceyi düzenlediğimiz Seddülbahir Kalesi, bir ecdat yadigârı… Hatice Turhan Sultan’ların, Ezineli Yahya Çavuş’ların mekânı… Bigalı Mehmet Çavuş’ların bir kürek, bir yürek yeter diyerek düşmana hücum ettiği ve bu kanlarını akıttığı bu müstesna topraklarda Tarihi Alan Başkanlığı olarak, bu ecdat yadigârı topraklardaki eserleri ve Çanakkale ruhunu gelecek kuşaklara aktarmak için sizlerle birlikte çalışıyoruz. Çanakkale’de karada büyük mücadeleler olmuştu. Uzun yıllardan beri gerek askeri dönemlerde gerek milli park döneminde gerekse şimdi Tarihi Alan Başkanlığı olarak biz, Çanakkale Kara Savaşları’nın yaşandığı yerleri epey toparladık ve o büyük insanlara yaraşır hale getirmek için çalıştık. Tarihi Alan’da karada savaşın nasıl cereyan ettiği, nasıl büyük mücadeleler verildiği gelen ziyaretçilere aktarılıyordu fakat denizde de büyük bir mücadele olmuştu.  İşte o büyük mücadelelerin ardından denizin altında bir tarih, bir hazine yatıyordu. Uzun zamandır tarihi batıkların turizme açılması konuşuluyor, talep ediliyordu ve bunlar, uzun uzun, sesli olarak değerlendiriliyordu. 2017 yılında arkadaşlarımızla beraber, ‘suyun altında yatan bu batıkları, dalış turizmine açabilir miyiz?’ diye düşünmeye başladık ve bu fikrin çok doğru olduğu bizim gündemimize geldi. Bugün çok şükür, o sürecin sonunda, o batıkları yani 14 ayrı dalış noktası ve 150 kilometrekarelik alanda bir sualtı parkının oluştuğu güzel bir destinasyon ortaya çıkmış oldu. Şunu çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum ki gittiğimiz fuarlarda, konuştuğumuz insanlarla, dalış camiasına yapmış olduğumuz mesailerle burası, Çanakkale, dalışın merkezi olmaya aday en güzel dalış destinasyonlarından birisi olacaktır. Çünkü her dalış istasyonunda tabii ki batıklar var fakat bizim Çanakkale’mizdeki her batığın farklı bir hikâyesi, insanlara hatırası var. Dolayısıyla, burada sualtındaki bütün envanterin, insanlarımıza çok büyük hatıralar bırakacağını düşünüyoruz. Tarihi Alan, hem Çanakkale’de hem de dünyada bir buluşma noktası olacak. 2017 yılında kendimize bu hedefi koyarak yola çıktık ve bu düşüncemizi açtığımızda ilk önce Sayın Kültür ve Turizm Bakanı’mızın hem şahsi hem de Bakanlık olarak büyük desteklerini gördük. Ve akabinde bütün askerî erkân ve Millî Savunma Bakanlığı’mız, bu batıkların, askeri yasak bölge olmasından çıkarılması konusunda bize çok büyük destekleri oldu, teşekkür ediyoruz. Bu yolculuğumuzda Çanakkale Valiliği’miz bize çok büyük destekler verdi, teşekkür ediyoruz. Sayın Grup Başkanvekilimiz, Sayın Milletvekilimize konuyu açtığımızda Çanakkale olarak bu işin doğru bir iş olduğunu ve bu süreçte her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söylediler ve hep beraber bir yolculuğa çıktık. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitemiz, İstanbul Üniversitemiz, Sualtı Sporları Federasyonu’muz -ki önümüzü hep aydınlattı- bütün bileşenler, Çanakkale, dalışın merkezi olsun diye bize destek verdi. Huzurlarınızda bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah bu akşamdan sonra artık dünyada en önemli dalış merkezleri sayılırken, Çanakkale Dalış Merkezi Gelibolu Sualtı Dalış Parkı en başta sayılacak diye ümit ediyorum ve bütün dalış camiamıza da hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bu çalışmalar, bu büyük ve önemli işler, bir nasip meselesidir biz de arkadaşlarımızla beraber bu işin nasiplenen bir kişisi olarak, büyük bahtiyarlık duyduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum ve bu çalışmada büyük emeği olan Gelibolu Tarihi Alan personeline, mesai arkadaşlarıma gönülden şükranlarımı arz ediyorum” ifadelerini kullandı.
 
“DÜNYA BARIŞI ANLAMINDA DA ÖNEMLİ BİR KÜLTÜREL MİRAS”
Gecenin, sualtı sporları açısından çok önemli olduğunu aktaran Türkiye Su Altı Sporları Federasyonu (TSSF) Başkanı Prof. Dr. Şahin Özen, “Biz bundan 10 yıl önce belki sadece bunu hayalini kurabilirken, bugün sadece Tük değil, dünya dalıcıları için, herkesin gelebileceği önemli bir dalış lokasyonu haline gelebilecek bir projenin başlangıcındayız. Bu projeyle ilgili Sayın Tarihi Alan Başkanı’mız bize 2017 senesinde geldiğinde, gerçekten çok heyecanlanmıştık çünkü bu projeyle ilgili birçok atılım yapılmıştı fakat bunun hiçbirinde karşılık bulamamıştık. Özellikle, askeri batıkların envanterinin çıkarılması ve güvenlik açısından çeşitli sorunların olduğu öne sürülerek bunun sadece belgesel ve kültürel amaçlı dalışların yapılabileceği bir nokta olduğu bu nedenle de dünya ve Türk dalıcıları için dalış yapılabilecek bir nokta olmasında çok da başarılı olamadığımızı görmüştük. Bu anlamda, Tarihi Alan Başkanlığı’mızın başlattığı bu proje tabii ki başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Kültür Bakanımız, Spor Bakanımız ile ilgili tüm Bakanlıklarımız, Valiliklerimiz ve Çanakkale Milletvekillerimizin de çok önemli destekleri ve katkıları olduğunu gördük, onlara sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Tabii ki Çanakkale, kara savaşları anlamında tarihimizde çok önemli zaferlerimizin bölgesi… Sadece karada değil denizde de çok önemli zaferlere imza attı atalarımız, şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklarda biz her zaman büyük bir gurur ve onurla gençlerimize aktarabileceğimiz birçok tarihe, kültürel mirasa sahibiz. Sadece karada değil, sualtında da böyle bir zenginliğe sahip olduğumuzu biliyorduk. Gerçekleştirilen bu projeyle, sadece bugün ülkemizde sayısı 500 bine yaklaşan dalıcılarımıza, her yıl 15 bin eklenen dalıcı sayımıza ve sadece Türk dalıcılarımıza değil, dünya dalıcılarına da önemli bir dalış noktası olduğunu biliyoruz. Bu proje bizim için, dünya barışı anlamında da önemli bir kültürel miras. Biz, bugün de bundan sonra da bu projeye ve yapılacak olan bütün projelere Sualtı Federasyonu olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Bu aslında bir başlangıç, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’nın, dalış turizmine hayırlı olmasını diliyorum “ şeklinde konuştu.
 
“BU ŞEHRE NE YAPILSA AZDIR”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan da, “Biz Türk milleti olarak, 106 yıl önce bu topraklarda büyük bir destan yazdık. Türk milletinin bağımsızlığına ve vatanına olan bağlılığını, bunun için her türlü fedakârlığı ile canından bile vazgeçebileceğine burada şahit olduk. Burada yaptığımız büyük mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk.  Bu topraklarda tarihi olaylar yaşandı. Sadece Türk milleti açısından değil,  dünya tarihi için de önemli olaylar bu topraklarda yaşandı. Dolayısı ile bu topraklar çok özel, çok istisna topraklardır.  Bizler, önemli olayların yaşandığı bu topraklara gerekli değerin verilmesi, gerekli çalışmaların yapılması konusunda üzerimize büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bundan 20 yıl önce Cumhurbaşkanımız Başbakan iken, Türk tarihinde çok önemli olayların yaşandığı bu toprakların gerçek değerine kazandırılması ve ihya edilmesini istiyorduk. Ben de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda görev yapmaktaydım ve alanda çok ciddi sıkıntılar vardı.  Cumhurbaşkanı’mızın talimatları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’mız alanda ihya için çok önemli çalışmalar yaptı. Devamında yine hükümetimizin iradesi ile Alan Başkanlığı kurularak, Gelibolu’nun bu tarihi olayların yaşandığı topraklarda doğrudan buranın ihyasına yönelik çalışmaları yaparak daha da geliştirilmesi adına Alan Başkanlığı’mız kuruldu. Alan Başkanlığı’mız, kurulduğu günden bu yana, alanda yapılması gereken tüm çalışmaları büyük bir fedakârlıkla yapmaya devam ediyor. Bu topraklar çok özel topraklar, sembol olaylarının yaşandığı Troya, dünyanın en büyük düşünürleri Aristo’nun yaşadığı özel topraklar. Türk tarihinde destanların yazıldığı topraklar. Dolayısı ile bu şehre ne yapılsa azdır. Bu çerçevede, tarihine uygun olarak ihyasına yönelik çok önemli çalışmalar hükümetimizin zamanında yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Tabii bu alana, bu çalışmaların yapılması yetmiyor.  Tarihi Alan’ın ulaşımında konfor da son derece önemliydi. Bu çerçevede, çok kısa bir süre sonra 18 Mart’ta köprümüzü de açarak, Çanakkale’ye ulaşımı çok daha nitelikli hale getireceğiz. Dolayısı ile Çanakkale, hak ettiği hizmetlere kavuşarak parmakla işaret edilen bir konuma yükselecek. Bu çerçevede bu şehrin potansiyeli de çok yüksek olduğu için bunu dünyada tanıtılması, pazarlanması da son derece önemli… Biz Kültür Turizm Bakanlığı olarak, burada yeni bir turizm örneği ile turizmde de çok önemli bir ivme ortaya koyarak Sualtı Dalış Merkezi’ni de bugün açmış oluyoruz. Kayak turizmi dışında Çanakkale’de turizm adına ne istersek var. Yeter ki biz bunu bir ürün haline getirelim ve dünyaya tanıtalım. Dolayısı ile bir Kültür Turizm Bakanlığı olarak burada yapılmış bu güzel çalışmaları sonuna kadar destekleyerek, Türkiye’de ve dünyada tanıtımları en güzel şekilde yaparak, hem Türk insanına bu tarihi olayları daha iyi tanımalarını ve yerinde görmelerini, o bilince kavuşmalarını ulaşmaları açısından buraya daha fazla gelmelerini sağlamak, dünyanın her bir ülkesinden de dünya ve Türk tarihinin yazıldığı bu toprakları görmelerini sağlayıcı gerekli tanıtımları yaparak, dünyanın sayılı destinasyonlarından biri haline getirmek, bundan sonra da bu tanıtım programlarını yaparak üzerimize düşen bu sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Tabii bu güzel günde bu tarihi mekânda, içinde bulunduğumuz Seddülbahir’de yine Tarihi Alan Başkanlığı’mızın çok güzel çalışması ile ihya edildi” dedi.
 
“TURİZME YENİ BİR İVME KAZANDIRIYORUZ”
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Yaz boyunca, Meclis kapandığı günden bugüne kadar hiç ara vermeksizin şehrimizi adım adım gezmeye, ilçe ilçe dolaşmaya devam ettik. Bugün tabiri caizse bir final akşamındayız bizim açımızdan. Çok kıymetli bir tören ile yaz dönemimizi kapatıyoruz ve inşallah yarın Ankara’ya geçiyoruz. Çanakkale’mizin her bir karışı kıymetli, her bir karışı mübarek bir kent. Çanakkale’miz tarihin bize bir emaneti. Çanakkale’miz Cumhuriyetimizin önsözünün yazıldığı özel bir mekân. Çanakkale’mize hizmet, çok özel bir şeref, özel bir gurur... Çanakkale’miz, Assos’uyla, Aristo’nun emaneti; Homeros’un destanıyla, Troya’nın emaneti; Kale-i Sultaniye’siyle, Fatih’in emaneti; Anafartalar’ıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti… Çanakkale’miz bambaşka bir kent, çok özel bir kent. Birçok ilde bir, olmadı iki başlık vardır: ya turizm kentidir ya tarih, ya orman, ya sahil… Ama Allah’a hamd ediyorum ki öyle bir şehrin vekiliyiz ki Türkiye’de ne varsa az veya çok bizim şehrimizde çok daha özeli ve çok daha güzeli var. Çanakkale’miz turizm, orman, tarih, balıkçılık, sanayi, sahil kenti… Ama bugün şehrimizin bir başka sayfasını açıyoruz. Son dönemde Çanakkale’mizin çok faklı uluslararası projelerle adından söz ettirmesi de ayrı bir gururdur. Ama köprümüzün, dünya köprüsü olmasını, Assos’umuzun UNESCO tescili için uğraşılmasını, Troya Yılı’nı, Akif Evi’ni, hepsini yapmaya başladığımızda her bir projemizin Çanakkale’mizin markasına yeni bir değer kattığını gururla söyleyebilirim. Bölgemizi, her alanda değerlendirdiğimizde çok kıymetli eserler ile karşılaşıyoruz. Dediğim gibi sadece bir başlıkla değil, hepsiyle anılıyoruz. Daha bu sabah, Tarım Bakanımız ile beraber Biga’mızın çok özel Nilüfer Gölü’nde yürüyüş imkânı bulduk. Daha Türkiye’nin çok tanımadığı, Amazon’dan gelen kuşların gagalarından bıraktığı tohumlarla yeşeren sadece o bölgede yeşeren, 2 metreye yakın nilüfer çiçeklerinin olduğu, bambaşka güzelliklerin sergilendiği, Türkiye’nin tüm fotoğrafçılarının, doğa sporcularının görmesini arz ettiğimiz bir etkinlik alanından geldik. Eşsiz güzelliği ile Çanakkale’nin her yerinde bambaşka heyecanlarımız var. Artık, turizme yeni bir ivme kazandırıyoruz. Alan Başkanımızın, Kültür Bakanlığımızı öncülüğünde, epeyden beri hayalini kurduğumuz, şehrimizin sadece üzerinin değil altının da müze olduğunu, kıymetli olduğunu gösteren çok farklı bir çalışmanın eşiğindeyiz. Büyük bir batık envanteri var. Birinci Dünya Savaşı’ndan bugüne bildiğim kadarıyla kültürel dalış etkinliğinin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Birinci Dünya Savaşı’nın kültürel envanterini bizim önümüze sunacak, dalış imkânı verecek, çok farklı bir çalışmanın arifesindeyiz. Yanlış bilmiyorsam, Federasyon Başkanı’mızın da affına sığınarak söylüyorum, biz hep şundan şikâyet ederiz: ‘Biz Çanakkale’mize hep günübirlik misafir alırız. Sabah gelirler, akşam dönerler’ deriz. Özellikle Cumhurbaşkanı’mızın özel ve ısrarlı takibiyle, Alan Başkanlığı’mızın olduğu bölümün, daha düne kadar 100 binler civarında olan ziyaretçisini bugün, milyonlar ile ifade ediyoruz. Ama hep şikâyetimiz şu oldu: Geliniyor ve gidiliyor. Bildiğim kadarıyla dalış turizmi, ekonomik imkânı daha iyi olan insanların tercih ettiği, ‘hemen geldim, dalarım’ değil, gelen kişinin sağlık açısından mutlaka dinlenip, bir gün kalıp ikinci gün dalmasının zorunlu kılındığı, ‘daldıktan sonra, hemen giderim’ imkânının olmadığı, mutlaka bir gün daha kalıp, vücut basıncının normalleşip de ayrılabileceği hatta gelen insanlarımıza, Troya, Assos gibi çok farklı mekânlar sunup daha fazla kalma imkânının verileceği çok özel bir sayfayı açıyoruz” diyerek günün anlam ve öneminden bahsetti.
 
Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı tanıtım töreni, Antalya Devlet Opera ve Balesi Venice Enseble Grubu’nun sahne gösterisiyle son buldu. Diğer tamamlayıcı sektörler ile birlikte Çanakkale ekonomisine yıllık 20-30 milyon dolarlık turizm geliri katkı sunması beklenen Sualtı Parkı’nda dalış yapan herkesi, 106 yıl öncesinden kalmış olan 12 savaş batığı ve 2 doğal resif olmak üzere 14 ayrı dalış noktası bekliyor. Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’nda çeşitli bölgelerde bulunan, HMS Majestic, Ertuğrul Koyu Massena ve Saghalien gemi kalıntıları, Helles Barçları, Tekke Koyu (W Beach) batıkları, Arıburnu Barç, Küçükkemikli Barçları, Arıburnu Layter, Lundy, HMS Louıs, S.S. Milo, Tuzla, Denizaltı Mania Ağı, Bebek Kayalıkları ve HMS Trıumph gibi dalış noktaları bulunuyor.

Sevi Gözay UĞURLU