Antalya’da 5 gün önce kaybolan Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümü okuyan 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu’nun cesedi geçtiğimiz gün ormanlık alanda parçalanmış olarak toprağa gömülü olarak bulundu. Tüm ülkeyi yasa boğan haber sonrasında kadın cinayetlerine karşı sesini çıkaran birçok sivil toplum örgütü basın açıklamasında bulundu. Çanakkale’de ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Yangınlara biz müdahale ederken, Azra Gülendam Haytaoğlu’nu biz bulmaya çalışırken, şüpheli kadın ölümlerini biz aydınlatmaya çalışırken yetkililer nerede?  Biz doğayı, kadınları, çocukları korumaya çalışırken sorumlular görevlerini yerine getirmek için ne bekliyorlar” vurgusu yapıldı.
 
Geçtiğimiz hafta Antalya’da kayıp ihbarı verilen Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümü okuyan 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu’nun cesedi, parçalanmış şekilde ormanlık alana gömülü halde bulundu. Azra’nın katili 48 yaşındaki M.M.A ise genç kıza tecavüz ettiğini, ardından boğarak öldürdüğünü ve banyoda parçalara ayırdıktan sonra ormanlık olana gömdüğünü itiraf etmesi sonrasında tutuklandı.
 
Türkiye’nin büyük problemlerinden biri olan kadın cinayetlerini durdurmak için yasal güvence isteyen birçok sivil toplum kuruluşu ise, bu acı haberin ardından meydanlarda seslerini duyurmak için buluştu. ‘İstanbul Sözleşmesi’nin’ önemine tekrar vurgu yapan vatandaşlar, ülkede gündemde olan birçok problemin çözümü için yetkilileri görevlerini yerine getirmeye davet etti.  Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri tarafından yapılan basın açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı: “Bugün ve bugün canice öldürüldüğü anlaşılan Azra Gülendam için burada toplandık. Azra’nın işkenceyle öldürüldüğünü öğrendik. Azra’nın kayıp ihbarı verildiğinde yetkililer ‘Telefon sinyaline ancak pazartesi günü bakabiliriz’ demişler. Azra'nın öldürüldüğü haberini aldığımız bugün, yani pazartesi günü Azra artık aramızda değil. Bugün Azra’nın öldürülmesi üzerine eylemlerimizi planlarken; Cumartesi gününden beri kayıp olan Emine Gökkız'ın, cansız bedeni bulundu. Aynı gün iki kayıp kadının ölüm haberini aldık. Kadınları koruması gerekenler nerede? Ormanlar yanıyor, kadınlar öldürülüyor. Günlerdir binlerce ağaç, yüzlerce hayvan, onlarca insan yanarak can verdiler. Yangınlar hala söndürülmediği için ormanlar hala yanmaya devam ediyor.  Azra’yı günlerdir, bulmayanları, yangınlar büyürken havadan müdahale etmeyenleri gayet iyi biliyoruz.”
 
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NDEN TAM DA BU YÜZDEN VAZGEÇMİYORUZ”
“Devlet önlem almak, tedbir almak korumak zorundadır. Kadın cinayetleri için önlem almayanlar da; iklim krizleri için, yangınlar, seller depremler için önlem almayanlar da bunlardan sorumlu olanlardır. Sorumluları biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına karar verenler, 6284 sayılı kanunu uygulamayanlar Azra’nın öldürülmesinin sorumlularıdır. Ormanları talan edenler, arsa arsa patronlara peşkeş çekenler, yangın uçağı almak yerine lüks uçaklarla ülke ziyaretlerine gidenler yangında, selde ölen canların sorumlusudur. Azra'yı da Emine Gökkız'ı da korumak mümkündü. Günlerce meydanlarda savunduğumuz İstanbul sözleşmesi ile kadın cinayetlerini önlemek mümkün. İstanbul Sözleşmesi'nden tam da bu yüzden vazgeçmiyoruz. “
 
“SORUMLULAR GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEK İÇİN NE BEKLİYORLAR?”
“Yangınlara biz müdahale ederken, Azra Gülendam Haytaoğlu’nu biz bulmaya çalışırken, şüpheli kadın ölümlerini biz aydınlatmaya çalışırken yetkililer nerede?  Biz doğayı, kadınları, çocukları korumaya çalışırken sorumlular görevlerini yerine getirmek için ne bekliyorlar? Biz yetkililerin yapmadıklarını anlatmaya, görevlerini yapmaları için mücadele etmeye devam edeceğiz. O koltuklarda oturanlar ya görevlerini yapacaklar, ya da o koltukları boşaltacaklar. İklim krizini, kadın cinayetlerini durdurmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.  Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygulatacağız.”

Gizem Tuğçe BAYHAN