Çanakkale’de plak kültürünü yaşatmayı ve Türkiye’de çok fazla bilinmeyen kaliteli müzik gruplarını tanıtmayı misyon edinen Veplak dükkanı, dönem müzikleri sevenleri plak ve pikap ile tanışmaya kapılarını açıyor. Bozcaada’da açtıkları fuarda yaz boyunca dönem plaklarını müzik severlerle buluşan Murat Deniz’in projesi olan Veplak dükkanı hakkında merak edilenleri dükkan çalışanı Hüseyin Tanrıkulu anlattı.
 
Dizilerden filmlere kadar yer alan ve son 10 senedir değeri tekrar gün yüzüne çıkan plakların yeni evi Çanakkale’de Veplak oldu. Nisan ayında Çanakkaleliler ile buluşan Veplak dükkanı sahibi Murat Deniz ve çalışanı Hüseyin Tanrıkulu, plak severleri ve bu kültürü merak edenleri dükkanlarına bekliyor.
 
Daha önceden Murat Deniz ile birlikte yıllardır Bozcaada’da fuar için bulunan Veplak Çalışanı Hüseyin Tanrıkulu, Murat Deniz’in Merkez’de bir dükkan açmayı düşünmesiyle beraber dükkanda çalışmaya başladığını söyledi. Yaklaşık 20 senedir müzik işi ile uğraştığını söyleyen Tanrıkulu, plakların tanımıyla ilgili olarak , “Plak, CD gibi değil, çok daha fazlası. Kimisi için tutku, kimisi için hobi… Bazense bir dekor malzemesi olabiliyor. Sanatın nasıl kesin bir tanımı yoksa plağın da kesin bir tanımı yok. Tutkusu olana veya kaliteli sesle müzik dinlemek isteyene hitap ediyor. Her tarz plaklar satıyoruz ama daha çok dönem plak tercih ediliyor. Dönem plaklar, kendi basıldığı yıldan itibaren günümüze kadar gelmiş plaklardır. Tekrar basım olan da var, sıfır plaklar da var. Yerli ve yabancı dönem plaklar, 45’lik ve 33’lük plaklar hatta taş plak bile var” şeklinde bilgi verdi.
 
“ÇOK FARKLI YAŞ ARALIKLARINDA İLGİ GÖSTERENLER VAR”
Tanrıkulu, İstanbul’da birçok plak dükkanı olduğunu fakat Çanakkale’de bunun eksikliğinin hissedildiğini belirterek, “Dükkanı görenler çok olumlu geri dönüşler yapıyor. Buradaki eksikliğin hissedildiğini söyleyenler de var, sadece plak üzerine bir yer olduğuna inanamadıklarını söyleyen var. Hiç olumsuz bir tepki almadık. Çok farklı yaş aralıklarında ilgi gösterenler var. Öğrencilerimiz arasında da ilgilenenler var. Bütçeleri kısıtlı olduğu ve biz de boş göndermemek için kampanyalı plaklar ayarladık. İnternet üzerinden de çok yakın bir zamanda satışlarımız başlayacak. Ayrıca internet sitesinde yurtdışında da satışlarımız olacak. Orada da isim yapmak gayretinde olacağız. Gelişmeleri takip etmek için sosyal medya adresimiz ‘veplak’ ismi üzerinden bizi ekleyebilir” dedi.
 
“BUGÜN BASILAN BİR GRUBUN PLAĞI 10 YIL SONRA ÇOK DAHA DEĞERLENEBİLİYOR”
Plak kültürünü arşivcilik olarak düşünen bu işe kendisini vermiş insanların olduğunu belirten Tanrıkulu, “Plak tutkunluğu çok farklı bir şey. Bugün basılan bir grubun plağı 10 yıl sonra çok daha değerlenebiliyor. Bunun antika değeri ile ilgisi yok. Tamamen ilgilenenin bildiği bir durum bu. Baskı yılı ile üzerinden geçtiği zaman orantılandığında fiyatta artış oluyor. Kimisi çocuklarına bırakmak için biriktirdiğini, kimisi yatırım amaçlı aldığını söylüyor. Kimisi de sadece nokta atışı yaparak, sevdiği sanatçının plağını almak isteyenler var” diye sıraladı.
 
“ESKİDEN ÜRETİLMİŞ PİKAPLARI ÖZELLİKLE ARAYIP BULUYORUZ”
Pikap satışının da yapıldığı dükkanda, bu konuda da bilgi veren Tanrıkulu, “Yeni cihazlar internet üzerinden zaten satılıyor. Eskiden üretilmiş, günümüze kadar sağlamlığını korumuş pikapları özellikle arayıp buluyoruz ve burada müşterilerimize sunuyoruz. Önce kullanım amacına uygun olup olmadığını belirliyoruz. Kimisi ‘ben sadece odamda dinleyeceğim’ diyor, ona göre kendinden hoparlörlü, sesin odasının dışına çıkmayacak bir pikap önerebiliyoruz. Kimisi ise analog müziği, çok sesli dinlemek istiyorum dediğinde onlara hoparlör bağlanabilen, kendinden amfili bir pikaplar önerebiliyoruz. Plakların nasıl kondisyonlarına, üretim yılına, iç ve dış kapa olmak üzere bu durumlarına göre bir fiyat ortaya çıkıyorsa, pikaplarda da aynı şey söz konusu. Ne kadar sağlamda, üretildiği yıldan bu yana kendisini ne kadar koruyabilmişse, çalışmıyorsa tamir durumu ne kadar maliyet gerektirirse gibi birçok seçeneği değerlendirerek fiyatlar belirleniyor. Ama fiyatları tabi ki çok da uçuk değil. Bu pikapların antika değeri olmasına rağmen, fiyatlarımız 1.500’den başlıyor. En yüksek fiyatlı pikaplarımız 5 bin liralarda. Yeni üretim iyi kalitede pikaplar aldığınız zaman 7 bin liradan aşağı bulamıyorsunuz. Ama bunların antika değeri de var” ifadelerini kullandı.
 
“SON 10 SENEDE PLAKLARA GERİ DÖNÜŞ VAR”
Hüseyin Tanrıkulu, son 10 yıl içerisinde pikap ve plaklara olan ilgilinin arttığını söyleyerek, “CD üreticileri kullanıcılardan gelen geri dönüşlerden sonra anladılar ki CD uzun ömürlü bir malzeme değil. CD’nin uzun ömür olması için kendi kabında korunması gerekiyor ama daha çok arabada dinlemek için aradığında kimse kutusunda muhafaza edemedi. Mevsim geçişlerinden bile etkilenen bir malzeme CD. Hiç çizik olmamasına rağmen taktığınızda çalışmayabiliyor. Bunun farkına varan CD üreticileri plaka dönmenin vaktidir diyerek sektörü de kullanarak tekrar dinleyicinin de plaka yönelmesine neden oldu. İyi ki de oldu! CD’nin yatırım açısından pek bir değeri olmuyordu. Geçmişte alınan CD’lerin şimdi fiyatı düşüyor ama plakların öyle değil. Örneğin, bundan dört sene önce 80 liraya alınan bir plak şu anda 170 lirada. Böyle bir yatırım söz konusu plağın. Tekrar kasetler gelir mi bilmiyoruz, ben kasetleri de çok özlüyorum. Birkaç tane de kaset çalar da dükkanımızda bulunuyoruz” dedi.
 
“O RUHU YAŞATAN BİR SES VERDİĞİ İÇİN MANEVİ BİR ETKİSİ OLUYOR”
“CD dediğimiz şey sıkıştırılmış müziktir. Dolayısıyla herhangi bir dosyayı sıkıştırıyorsanız bir yerden taviz vermek zorundasınız, bu da müzik konusunda ses kalitesi oluyor” diyen Tanrıkulu, “Plaklar analog kayıtlar olduğu için, özellikle dönem plakların ses kalitesi maksimumda çünkü ses sıkıştırılmamış, olduğu gibi kayıt. Bu yüzden kullanıcının kulağına tam da o atmosferi yaşatan, o ruhu yaşatan bir ses verdiği için tabi ki manevi bir etkisi de oluyor. Hatta bazı psikologlar plak dinlemeyi öneriyorlar. CD bitip plaklara geri dönüş yapıldıktan sonra, bu üretimin bir de tüketicisi olmak zorunda. Müzik sektörü de film, dizi gibi ürünlerde plakları kullanmak istiyor. Ama bu olumsuz bir şey değil hatta çok güzel bir şey. Müzik sektörünün tüketiciyi böyle olumlu yönlendirmesi iyi olduğunu düşünüyorum. Hiç ilgisi olmayan biri için bile bir ilgi uyandırması bizim için çok güzel” şeklinde konuştu.
 
“BU BİR KÜLTÜRÜN HALA YAŞIYOR OLMASINA İŞARET EDER”
Plak satışlarının bir kültürün de korunması anlamına geldiğini de söyleyen Hüseyin Tanrıkulu, “Bugün baktığımızda 22-23 yaşındaki genç dükkana geliyor ve ‘Belkıs Özener’ plakları var mı’ diye soruyor. Belkıs Özener, Yeşilçam’ın seslerinden ve yeni neslin bu ismi biliyor olması bizce çok güzel. Bu bir kültürün hala yaşıyor olmasına işaret eder. Bu bir kültürün kendisini devam ettirmesine işaret eder. Burada bu kültürü yayıyoruz. Burada sadece plak satmıyoruz, bir kültürü de korumuş oluyoruz. Sanat ve müzik sektöründeki ürünlerin satışlarını gerçekleştiren kişilerin birer kültür emekçisi olduğunu düşünüyorum” diye anlattı.
 
“İSTENDİĞİNDE GEREKİRSE YURTDIŞINDAN BİLE GETİRTME İMKANIMIZ OLUYOR”
Tanrıkulu, kişilerin aradıkları plakları da bulup getirebileceklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bizim burada bulundurduğumuz plakları kişi gelip bakabiliyor, hatta dinleyebiliyor. Asıl amacımız onun ne aradığını tespit edip onu temin etmek. Gelen kişilerin beğenilerini not alıyoruz. Ama özellikle bir plak istendiğinde gerekirse yurtdışından bile getirtme imkanımız oluyor. Burada şu anda birçok sanatçının plağı var. Yerli ve yabancı olmak üzere çok fazla plak var; Ajda Pekkan’dan tutun Ferdi Özbeğen’e kadar, Müslüm Gürses’ten tutun Zeki Müren’e kadar, yabancılarda ise Jimi Hendrix’ten tutun ABBA’ya kadar dönem dönem tür tür plaklarını elimizde bulundurmaya çalışıyoruz.”
 
“ÇOK BİLİNMEYEN AMA KALİTELİ OLAN GRUPLARA YER VERİYORUZ”
Türkiye’de duyulmamış ama yurtdışında çok dinlenen Türk gruplarına yer verdiklerini söyleyen Tanrıkulu, “Örneğin, Nemrut grubu çok severek dinlediğim bir gruptur. Türkiye’de pek bilinmez. Türkiye’de progresif rock’ın öncülerinden biridirler. Bizim ülkemizde çok kişi bilmese bile ben bu grubun satışını yapabiliyorum çünkü tanıtımını yapmak benim çok hoşuma gidiyor. İstiyorum ki yurtdışındaki festivallerde değil, Türkiye’deki festivallerde konserler versin. Bu tarz gruplara da yer veriyoruz. Çok bilinmeyen ama kaliteli olan gruplara yer veriyoruz” ifadelerini kullandı. Tanrıkulu, insanlara plak kültürünü yaymak, tanınmayan grupları müzikseverlere tanıtmak amacıyla çalışmalarına devam edeceklerini de söyledi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN