Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Güleda Erensoy, Fox TV'de Çalar Saat programına bağlanarak canlı yayında Çanakkale'de koronavirüs salgınında son gelinen durumu anlatarak, önemli açıklamalarda bulundu.

Haftalık vaka sayılarından sonra İl Hıfzıssıhha Kurulu kararları açıklandığını aktaran Dr. Güleda Erensoy, “Pazarlarda bir takım kısıtlamalar geldi. Pazara girişler T.C. numaralarına göre belirlenecek. Ama son bir aydır vaka artışlarında çok yüksek diye uyarılarında bulunmamıza rağmen, açıkçası son ana gelinceye kadar valilik ve il sağlık müdürlüğü önderliğinde toplanan İl Pandemi Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarında en ufak yerel belirleyici bir karar alınmadı. Sonuç olarak merkezi kararlar beklendi. Tüm Türkiye’de birtakım genel kararlar alınmaya başlandıktan sonra da İl Pandemi Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararları şekillenmeye başladılar. Çanakkale’nin gidişatının kötü olduğu çok net ortadayken, vali ve il sağlık müdürü neden bu merkezi kararlardan çok daha önce birtakım kararlara karar vermediler? Sonuç olarak bu kurulların zamanında ve yeterince karar almadıkları çok net ortadadır. Dolayısıyla şu anda yaşadığımız ölümler ve yoğun bakım doluluk oranlarından sorumludurlar. Bu sayıları bize açıklamak zorundalar. Yeterli ve zamanında önlem alınmadı. Şu anki ölümlerin ve yoğun bakım oranlarının hesabını biz kimden soracağız. Kovit hastalığı bulaşıcılığı çok net önlenebilir. Tüm dünyada bilgileri var. Bu hastanede çözülen bir sorun değil, kesinlikle sahada. Sahada demek ne demek? Temaslıları tespit etmek, sık test yapmak ve sağlam karantina uygulamak. Defalarca söylenmesine rağmen, bu kadar bilinen gerçeklere rağmen bu sonuçlara ulaştıysak, burada sorumluluk gerçekten temel olarak yöneticilerimizdedir.”

Son alınan İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarını yeterli bulmadıklarını ifade eden Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Güleda Erensoy şöyle devam etti, “Pazara yönelik tedbirler alındı. Kordon kapatıldı, Özgürlük Parkı kapatıldı. Ama onun dışında kapalı mekanlara ve toplu ulaşıma yönelik hiçbir şey yok. Toplu ulaşım devam ediyor. Kapalı mekandaki işyerlerinde aktivite bir şekilde devam etmek durumunda kalıyor. Sonuç olarak biz kordonu, açık mekanları kapatarak pandemiyle mücadele etmeye çalışıyoruz. Aynı şey hastanemiz için de geçerli. Çanakkale’nin en büyük devlet hastanesinde poliklinik sınırlamasına bile gidilmedi. En basitinden heyet polikliniği yapmaya devam ediyoruz biz devlet hastanesinde. Heyet polikliniğinde ne yapıyoruz, biliyor musunuz? Silah ruhsatı veriyoruz, ehliyetleri uzatıyoruz. Yani bir heyet kısıtlamasına bile gitmeyen bir idari yönetim var. Hastanede bir koridorda 6 tane poliklinik var. Bu polikliniklerin bir kısmı karşılıklı iki insan adımı mesafesi uzaklıkta. Bu polikliniklerde bile sınırlamaya gidilmedi. İlçeler arası ulaşıma hiçbir sınırlama yok. Yoğun bakımda, en büyük devlet hastanesi olarak biz servis olarak beşinci servisimizi açtık. Dört servisliydik, iki gün önce beşinci servisimizi açtık. Dört tane yoğun bakımımız var. Bazen hiç boş yatağımız olmuyor, ya 3 ya da en iyi olasılıkla 5 yatağımız oluyor. Doluluk oranlarımız çok yüksek. En büyük ilçemiz Biga’da yoğun bakımlarda da servislerde hiç boş yer kalmamıştı. İlçelerden devlet hastanesine ve üniversite hastanesine sevkler oluyor. Biz olabildiğince bunu şehir içinde halletmeye çalıştık, tekrar tekrar yoğun bakımlar açarak. Mesela dördüncü yoğun bakımı il dışı sevklerimiz olmasın diye açtık. Ama bunun da bir bedeli oluyor. Bu da nedir? Her yoğun bakım açtığınızda, sağlık çalışanlarının tükenme derecesini çok ciddi oranda arttırıyorsunuz. Çanakkale’deki sağlık çalışanları çok yorgun, kalpleri kırık ve motivasyonları çok düşük. Çok özellikli bir çalışma yürüttüler bu dönem içinde. İzinleri yoktu, 10 yaş altı çocuğu olanlar çalışıyor. İstifa hakları yok, izin alma hakları yok. Bütün bunlar olurken, her yerde esnek çalışma varken, biz yüksek saatlerde çalışıyoruz. Bunun karşılığı olarak bize para da yok. Sağlık çalışanları için söylüyorum, Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki düzenlemelerine çok acil ve çok net ihtiyaç var. Sağlık çalışanlarının motivasyonları çok düşük.”

Sevi Gözay UĞURLU