Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz akşam il bazında koronavirüs vaka sayılarının bulunduğu haritayı kamuoyu ile paylaştı. Son haftalarda Çanakkale’de hızla yükselen koronavirüs vakalarının artışının devam ettiği açıkça görüldü. İl bazında 100 binde 348,81 oranına çıkan vaka sayısı, Çanakkalelileri endişelendirdi.  Prof. Dr. Alper Şener ise sayının düşmesi için herkese önerilerde bulundu.
 
Çanakkale’de koronavirüs vaka sayısı son bir ay içerisinde hızla yükselişe geçerken, geçtiğimiz hafta yüksek riskli şehir kategorisinden çok yüksek riskliye geçmişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıkladığı 100 binde vaka sayısı oranına göre ise Çanakkale 348,81 sayısına ulaştı.
 
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “Çanakkale artış olan iller arasında ilk 3 içerisinde. Türkiye’nin geneliyle kıyasladığımız zaman bu artış normal. Çünkü, ülkenin genelinde de artık 58 vilayetin 4’te 3’ü kırmızı kategoriye geldi. Aslında bunun neden ve sonuçları aşağı yukarı belli. Virüse ait faktörler var. Varyant virüs daha yaygın görüldüğü için bunu ona bağlıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“EV ZİYARETLERİNİN ARTIK KESİNLİKLE YAPILMAMASI LAZIM”
Şener, insanların mutlaka maske kullanımına özen göstermesi gerektiğini söyleyerek, “Birey ve toplumsal olarak aynı sorumluluğu hissederek, hafta içi serbestlik olsa dahil olabildiğince dışarı çıkmamak lazım. Dışarıda geçirdiğimiz süreyi minimum da tutmak lazım. Toplu taşıma kullandığınız zaman mutlaka çift maske kullanmanız lazım. Toplu taşımalarda olabildiğince kalabalıklaşmayı önleyici çözümler üretilmesi gerekiyor; yolcu sayısının kısıtlanması, ek seferlerin koyulması gibi. Ev ziyaretlerinin artık kesinlikle yapılmaması lazım. Şuna ciddi anlamda şahit oluyoruz; eline, manava ve bakkala gider gibi poşet alıp, ev ziyaretlerine gidenler var. Evde 4-5 kişiden fazla toplanmamanız lazım. Çünkü virüsün kişiden kişiye bulaşma öykülerine baktığımızda ‘Kapı aralığından sadece bir evrak bıraktım, maskesiz 1 dakika görüştük’ diye öykü veren hastalarımız var. Dolayısıyla Türkiye’de şuanda dolaşan varyant virüs, aşırı derece bulaşıcı ve kendimizi korumamız gerekiyor” dedi.
 
“İBADETLERİMİZİ DE EVDE YAPMAMIZ GEREKİYOR”
Alınan tedbirleri de değerlendiren Şener, “Şehirlerarası kısıtlamalar için önümüzdeki 1,5-2 aylık periyotlara bakmamız lazım ama teknik olarak şu anda baktığımızda her ilin oranı aşağı yukarı aynı olduğuna göre, şehirlerarası kısıtlamaya öncü bir durum yok. Yani, düşük olan bir ilden yüksek olan bir ile seyahat dediğimiz tablo aslında söz konusu değil gibi görünüyor. Zaten hemen hemen Türkiye’nin tamamı kırmızı kategoride. Şırnak hariç, hasta oranı eşit olarak dağılmış görünüyor. Dolayısıyla şehirlerarası kısıtlamanın buna bir faydası olacağını düşünmüyorum. Öncelikle şehirlerin içerisinde kontrol etmek lazım virüsü, eğer kontrol edecek duruma gelemeyecek ise genel yasak ve kapatmalar gibi tablolar düşünülebilir. Ramazan ayında ibadet ile ilgili bazı istisnai durumlar olacaktır. Özellikle teravih namazlarının serbest bırakılması gibi bir durum var ama bunun serbest bırakılmasını şöyle algılamamak lazım; ‘Gidin, ibadetinizi orada yapın’ gibi algılamamak lazım. O dönemlerde de yine bulaşıcılığın devam edeceğini bilmemiz gerekiyor. Olabildiğince ibadetlerimizi de evde yapmamız gerekiyor. Toplu iftar ve aktiviteler zaten yasaklandı ama bunu ev içi birleşme yani birden çok evin birleşmesi durumuna çevirmememiz lazım. Geçtiğimiz dönemde bunlara şahit olduk. Toplu iftar ve sahur yasak ama 3- 5 aile bu sefer yine bir araya gelip, sahur ve iftar organizasyonu yapıyor, bu da tehlikeli bir durum” şeklinde belirtti.

“VATANDAŞLARIMIZDAN 60 GÜNLÜK BİR PERİYOTTA ÖZVERİ BEKLİYORUZ”
Prof. Dr. Şener, önümüzdeki 60 günlük periyotun çok tehlikeli ve önemli olduğunu söyleyerek, nedenini şu şekilde belirtti: “Olgu sayısı bu hızla devam edecek olursa, beklenmeyen ya da önlenemeyen ölüm sayısı çok ciddi oranda artacaktır. Hastanelerde ciddi oranda yatak sayısı baş gösterecektir, yoğun bakımda yer sayısı baş gösterecek, sağlık personelinin maddi ve manevi tükenmişliği baş gösterecek ve dolayısıyla hizmet aksayacaktır. Vatandaşlarımızdan 60 günlük bir periyotta özveri bekliyoruz. Bu özveri sürecinde de ne yapmamız gerekiyor? Aşılamalarımızı yaygınlaştırıp, uygulamamız lazım. Eğer hep birlikte bu işe inanırsak, bütün önlemlere harfiyen uyarsak mutlaka bu virüsün dağılım hızını kesmiş olacağız. Çünkü önümüzde çok güzel örnekler var. Mesela, İngiltere örneği var. Kasım ayında her taraf kırmızı iken şuanda neredeyse artık her yerde maskesiz ve mesafesiz periyoduna varan devam eden bir mücadeleyi başarılı bir şekilde tamamladı İngiltere. Önümüze güzel bir örnek olabilir. Bence, şiarımızın bu olması lazım.”

Sevi Gözay UĞURLU