Geçtiğimiz sene özelliği ile kendi ırk türlerinin arasından sıyrılan Gökçeada kuzusunun coğrafi işareti alarak markalaşması için harekete geçen Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, hedefine adım adım yaklaşıyor. Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ferhan Savran, Gökçeada kuzusunun özelliklerinden ve markalaşma yolunda bulundukları yer ile ilgili bilgiler verdi.
 
Irk özellikler, yaşayış biçimi gibi farklı özellikleri ile dikkat çeken Gökçeada kuzusunun markalaşması için şehirdeki önemli kurumlar ile yola çıkan Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, kuzunun coğrafi işaret alması için başvurularını tamamladı.
 
Çanakkale Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ferhan Savran, proje hakkında bilgi vererek, “Geçtiğimiz sene Gökçeada kuzusunun coğrafi işaretini almak üzere bu projeye başladık. Haziran- Temmuz aylarında, Gökçeada’da bulunan Tarım İl Müdürlüğü tarafından yaptırılan yeni mezbahada kesim yapıldı. Hem onu kullanıma açma imkanı bulundu hem de üreticilerin hayvanlarının kesim değerlerinin daha yüksek değerlerde olmasına sebebiyet verdi. Bu bizi çok sevindirdi. Üreticimizin cebine daha fazla girdi sağlanmış oldu. Ada kuzuları aşağı yukarı Haziran’ın ikinci haftasından itibaren kesime girer. Önümüzdeki sene hedefimiz daha büyük. Kuzuları daha hızlı değerlendirebilirsek, duyulmaya da başladı. Coğrafi işaretin alınma sürecinde birtakım analizlere, çalışmalara ihtiyaç var. Bu süreçte Çanakkale Ticaret Borsası’ndan, ÇTSO’dan ve birçok paydaştan bizlere destek olmalarını istedik. ÇTSO Başkanı Selçuk Semizoğlu ile görüştüğümüzde de bizim arkamızda duracağını ve birlikte çalışabileceğini ifade etmişti” dedi.
 
BÜYÜK FİRMALAR PAZARLIYOR
Savran, büyük bir zincir market firmasının Gökçeada kuzusunu özellikle pazarladığını söyleyerek, “Büyükşehirlerde belli bölgelerde bulunan marketlerinde Gökçeada kuzusu markasıyla, ayrı bir stantta satıyor ve böyle bir müşteri kitlesi oluşturdu. Artık internet üzerinden de pazarlama imkanımız var” ifadelerini kullandı.
 
“HER DEFASINDA GÖKÇEADA KUZULARI İLK ÜÇE GİRDİ”
Gökçeada kuzusunun birçok kez lezzetini kanıtladığını söyleyen Savran, “Kör tadımcılara tattırıldı ve her defasında Gökçeada kuzuları ilk üçe girdi. Gerçekten farklı bir tadı var. Farklı kilo bazlarından bakılıyor lezzetlere ve 10 kilo üzerindekilerin hepsi birinci geldi, 6 kilo olanlarda sıralamada üçüncü oldu. Kürsüye iki tane birden Gökçeada kuzusu çıktı. Daha iyi olacağına ve değerinin bilineceği konusunda ümitliyiz. İyi bir planlama yapmamız gerekiyor. Bu konuda Tarım İl Müdürlüğü’nün, Gökçeada Belediyesinin de bizlere desteği olacak. Hep birlikte ortak paydada buluşacağız. Çanakkale’miz için en iyi tanıtımı yapmaya gayret göstereceğiz” şeklinde konuştu.
 
“KÜÇÜK YAPILI AMA OLDUKÇA DİRENÇLİ”
Savran, Gökçeada kuzusunun ayırt edici özelliklerini ise şöyle sıraladı: “Gökçeada’nın kendi ırkı var. İmroz adı altında bulunan bir ırk. Tarım Bakanlığı tarafından Gen Kaynağı Koruma Projesi içerisinde. Çok özel bir hayvan. Küçük yapılı ama oldukça dirençli. Bir yaşam periyodu içerisinde, çok kötü koşullarda 10 kilo kadar verip çok iyi koşullarda 10 kilo kadar alıp hayatta kalabilir. Böyle bir hayvanın olması çok önemli. Normal ırklarda böyle bir şartta mümkün değil hayatta kalması. Ayrıca Gökçeada’da kuzular serbest dolaşıyorlar. Özellikleri bu. O bölgede tamamen doğal besleniyorlar. Yemle besleme hemen hemen hiç yok diyebiliriz.”
 
GÖKÇEADA’NIN TANITIMINA KATKI SAĞLAYACAK
Gökçeada kuzusunun coğrafi işaret almasının, adanın tanıtımı içinde önemli bir nokta olduğunu belirten Savran, “Pandemi dönemi olmasa festivaller düzenlemeyi düşünüyorduk. Ama maalesef şu anda asılı durumda kaldı. Gökçeada’da üniversitenin gastronomi bölümü var ve onların güzel bir mutfağı var. Bunları hem kamuoyuna tanıtmak hem de Gökçeada’ya turist çekmek için işbirliği içinde projeler düzenlemek güzel olur” dedi.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN