İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kadın Kulübü’nün canlı yayın konuğu olarak Çanakkaleli gazeteci ve yazar Muhammed Yavaş, üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtlayarak son kitabı ‘Adı Zeynep’ isimli kitabı üzerinden söyleşide kadın cinayetleri sorunu konuşuldu. Gerçekleştirilen söyleşide, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasının önemine dikkat çekildi.
 
Kadın cinayetleri sorununu ele aldığı ‘Adı Zeynep’ isimli kitabın yazarı Çanakkaleli Gazeteci Muhammed Yavaş, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kadın Kulübü’nün canlı yayın programına konuk oldu.
 
Yavaş, ‘Adı Zeynep’ isimli kitabının gelirinin büyük çoğunluğunu kadın derneklerine bağışladığını dile getirerek, “Kitabı yazmaya 2018 yılında Şule Çet’in ölümünün ardından sonra karar verdim ve şu an amacım insanların bilinçlenmesi. O yüzden isteyen pek çok kimseye ücretsiz veriyorum. Yeter ki okusunlar, ben maddi kazanç sağlamasam da olur. Kitap kurgusal gerçeklik bir roman ve kapağında öldürülmüş kadınların isimleri var, kapaktaki kadın silueti Aleyna Çakır’a da benziyor Zeynep Şenpınar’a da. Kitaptaki Zeynep’ler aslında herkes, transeksüel Hande Kader de Zeynep, Fatma Şengül de Zeynep, Özgecan Aslan da” dedi.
 
“SÖZLEŞMEYE KARŞI ÇIKAN BİRİSİ KONUK EDİP SEBEBİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORUM”
Son zamanlarda gündemde olan İstanbul Sözleşmesi hakkında düşüncelerini açıklayan Yavaş, “Bir insanın neden bu sözleşmeye karşı çıktığını ben çok merak ediyorum. Bazen şahsi hesabımda konuklar alarak kadına şiddeti konuşuyoruz. Bir gün sözleşmeye karşı çıkan birisi konuk edip sebebini öğrenmek istiyorum çünkü her şey açık sözleşmede. Failin namus bahanesi, gelenek, görenek, kültür gerekçe gösterilerek işlenen suçlara verilen indirimler yerle bir oluyor. Fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlilik, zorla kürtaj hepsi suç bunlara yardım etmek de suç. Sözleşmenin amacı da kadınları her türlü şiddetten korumak, aile içi şiddeti düzenlemek, şiddet mağdurlarını korumak. Sözleşmeye karşı çıkmak tüm bunlara da karşı çıkmaktır, karşı çıkanlar herhalde tüm bu suçları rahat rahat işlemek istiyor. Kadınlar ‘İstanbul Sözleşmesi uygulansın’ diye haykırıyor çünkü ölmek istemiyorlar. Bu sözleşme uygulandığında yaptırım gücü fazla olduğundan kolay kolay bu suçlar işlenemez. Bugün dikkat edin kadın katillerine hepsi mahkemede çeşitli bahanelere sığınıyor. Cemal Metin Avcı, Pınar Gültekin’i öldürdü ve Pınar’ın kendisini tehdit ettirdiğini söyledi çünkü nasıl olsa Pınar bu iddialara cevap veremeyecek işte sözleşme bunun da önüne geçiyor, sözleşmeyi istemeyenlere dikkat edin bahaneleri hep aynı, aile dokusunu bozuyor. Bu sözleşmeyi 9 yıl önce imzalarken, imzaladık diye gururla anlatırken bozulmayan aile dokusu ne oldu da aradan geçen 9 yılda sözleşme uygulanmamasına rağmen bozuldu merak ediyorum” ifadelerini kullandı.  
 
“KÖYLERE GİTTİĞİNİZDE PEK ÇOK KADININ SÖZLEŞMEYİ BİLMEDİĞİNİ GÖRÜYORSUNUZ”
“Sözleşme sadece kadını korumuyor ki, evin içinde şiddet gören erkek ise onu da koruyor. Kadının beyanının esas olması kadının her dediğinin doğru kabul edilip failin hemen tutuklanması anlamına gelmiyor, araştırılıyor, delil toplanıyor” diyen Yavaş, “Eğer kadının tek beyanıyla fail tutuklansa bugün Musa Orhan’lar, Zaynal Abarakov’lar dışarıda olmazdı. İstanbul Sözleşmesi kadınların yaşaması için bu sözleşme elzem. Ben Çanakkale’de Çanakkale Belediyesi ile işbirliği içindeyim sözleşme hususunda. Bastırdıkları İstanbul Sözleşmesi broşürlerini kitaplarımla beraber gönderiyorum ki neyin ne olduğunu herkes öğrensin. Bugün köylere gittiğinizde pek çok kadının sözleşmeyi bilmediğini görüyorsunuz. Oysa bilseler hepsi haykıracak ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ diye” şeklinde konuştu.
 
“FEMİNİZM DOĞRU ANLATILMALI”
Feminizmin, Türkiye’de yanlış bilinen, yanlış anlaşılan bir anlayış olduğunu söyleyen Gazeteci Yazar Yavaş, “Feminizm vicdanlı bir ideoloji. Kadına kadın erkeğe erkek olduğu için değer veriyor. Kadın ve erkek eşit diyor, hani feministler evlenmez gibi yanlış algılar var ya yalan. Feminizmde evlilik var. Feminizm diyor ki çocuk bakımında da ev işlerinde de kadın erkek eşittir. Çocuğun altını sadece kadın değiştirmez, nikahta kimse kimsenin ayağına basmaz, feminizm tamamıyla toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını savunur.  Benim karşımdaki bir kadından hiçbir üstünlüğüm yok. Feminizm bu topraklarda gelenekçi anlayıştan dolayı kabul görmüyor çünkü bir erkek ev işi yapmaz, bulaşık yıkamaz, çamaşır asmaz, yemek yapmaz, çocuğa mecbur kalmadıkça bakmaz ve bu yüzden feminist bir erkek toplumda kabul görmüyor. Kabul görse de kendisiyle dalga geçiliyor, ciddiye alınmıyor, samimiyetsiz bulunuluyor. Feminizm doğru anlatılmalı” dedi.
 
Muhammed Yavaş, söyleşide kendisine yönlendirilen erkeklerin kadınlara nasıl destek olmalı sorusuna ise, “Sosyal medya paylaşımları yaparak destek olabilirler. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde alanlara çıkıp kadın arkadaşlara destek olabilirler, ellerine pankart alıp tutarak kadınlara destek olabilirler. Her şeyden önce söylemlere dikkat etmek lazım. Bir kadın öldüğünde, ‘Aile de kızına sahip çıksaymış’ dememek, kadınlara roller biçmemek lazım” diyerek düşüncelerini aktardı.
 
Gizem Tuğçe BAYHAN