Dünya sarımsak pazarının yüzde seksenini elinde bulunduran Çin, ürünlerini tüm dünyaya ithal etmeye devam ederken, Türkiye’de de kolayca bulunabiliyor. Uzmanlar Çin’den ithal edilen sarımsaklar yerine ülkede yetişen sarımsağın kullanılmasını önerirken, Çin sarımsağı ile ilgili bilgileri Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin anlattı.
 
Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Harun Baytekin, öncelikle sarımsak bitkisi hakkında bilgi vererek, “Sarımsak yaklaşık 5000 yıldan bu yana insanoğlu tarafından kullanılmaktadır. En fazla yabani türünün bulunduğu Anadolu, sarımsağın anavatanı olarak kabul edilmektedir. İlk defa Sümerler tarafından bundan 4500 yıl önce yetiştirilmeye başlanmıştır. Anadolu’da doğan sarımsak ticaret yolları vasıtasıyla Çin ve Hindistan’a götürülmüştür. Avrupa’ya geçişi Haçlı Seferleri dönemine denk gelmektedir. Dünya sarımsak üretimi ve ticaretinin yüzde 80’ini Çin elinde bulundurmaktadır. Dünya sarımsak üretimi 28 milyon tondur. Bunun 23 milyon tonu Çin’de üretilmektedir. Türkiye kuru sarımsak üretimi 100 bin ton civarındadır. 40 bin ton civarında da taze sarımsak üretimi gerçekleştirilmektedir. Sadece Gaziantep ve Kastamonu illeri 45 bin ton sarımsak üretmektedir. Sarımsakta verimlilik kazancı doğrudan etkilemektedir. Türkiye dekardan 800 kg verim alırken Çin 3.5 ton verim almaktadır” ifadelerini kullandı.
 
“ÇİN SARIMSAĞI YÜKSEK MİKTARLARDA GÜBRE KULLANILARAK YETİŞTİRİLMEKTEDİR”
Sarımsak yetiştiriciliği oldukça meşakkatli olduğunu vurgulayan Baytekin, “Emek yoğun tarımsal üretim kolları içerisinde yer alır. Aynı zamanda üretim maliyetleri de yüksektir. Tohumluk, çapa ve hasat işçiliği sarımsak üretiminde maliyetleri sürekli artırmaktadır. Düzensiz sarımsak ithalatı üretimde dalgalanmalara neden olmaktadır. Halihazırda Çin, dünya borsalarına tonu 600 dolar ile bin 200 dolar arasında değişen fiyatlarda sarımsak göndermektedir. Türkiye uzun süredir İran ve Çin’den sarımsak ithalatı yapmaktadır. İthal sarımsak 10-15 liraya mal olmaktadır. Bir miktar sarımsak ihracatı var ise de ithalat ihracatın üç katından fazladır. Çin sarımsağı yüksek miktarlarda gübre kullanılarak yetiştirilmektedir. Dekara 3.5 ton verim almaları da bunu göstermektedir” dedi.
 
“YERLİ SARIMSAĞA GÖRE KOKU VE AROMA YÖNÜNDEN FAKİRDİR”
Prof. Dr. Baytekin, Çin sarımsağının pazarda albeninin yüksek olduğunu da vurgulayarak, Paketlenmeden önce boylama işleminden geçirildiği için satışı kolaydır. Ancak raf ömrü oldukça kısadır. Çabuk bozulur. Kolay çimlenir. Marketten alındıktan sonra kısa sürede tüketilmesi gerekir. Çimlenme ve buna bağlı çürüme başladığında kullanılmaması gerekir. Allisin, ajoen, diallil polisülfit gibi kükürtlü bileşikler sarımsak ezildiğinde veya çiğnendiğinde açığa çıkar. Çok tüketilirse insan teri dahi sarımsak kokar. Acılık ve koku bileşikleri olarak nitelendirilen bu maddeler, Çin sarımsağında oransal olarak daha düşüktür. Dolayısıyla yerli sarımsağa göre koku ve aroma yönünden fakirdir. Turşulara ilave edildiğinde renk değişimi kükürtlü bileşiklerden ileri gelmektedir. Turşuların bazen yeşil, bazen mavi, bazen de kırmızı renk alması kükürtlü bileşiklerin amino asitlerle tepkimeye girmesi sonucu oluşan bileşiklerden ileri gelir. Günümüzde Çin ve Hindistan’da sarımsağın kullanıldığı çok sayıda geleneksel ilaç bulunmaktadır. Tamamlayıcı ve destekleyici tedavi ürünleri içerisinde sarımsak başrolü oynamaktadır” bilgisini verdi.
 
Gülçin AKIN